Büyük Odunları, Önce Küçük Odunları Tutuşturuyorlar
Büyük Odunları, Önce Küçük Odunları
Tutuşturuyorlar
Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh Hazretleri,
bir gün, bir sabiye (küçük çocuğa ) rastladı. Çocuk toprak ile oynuyordu. Bazen
gülüyor ve bazen de ağlıyordu.
Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh buyurdu:
İçime O çocuğa selam vermek doğdu. Nefsim kibirlenip
selam vermekten vazgeçti.
Ben nefsime şöyle seslendim:
-Ey nefsim! Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem Hazretleri küçük ve büyük herkese selam verirdi. Sende bu çocuğa selam
ver!
Ve O çocuğa selam verdim,
Çocuk:
-Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekâtuhû, Ey
Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh.
Sordum:
-Beni nereden tanıdın? Daha önce beni görmüşlüğün
yoktu?
Çocuk:
-Melekût âleminde ruhum, senin ruhunla karşılaştı.
Ölmeyen ve sürekli Hayy olan Allah’ü Teâlâ bizleri tanıştırdı.
Ben ona sordum:
-Akıl ile Nefsin arasındaki fark nedir?
Çocuk:
-Nefsin, seni bana selam vermekten alıkoyandır. Aklın
ise seni selam vermeye teşvik eden ve zorlayandır.
Yine sordum:
-Senin halin nedir? Niye bu toprakla oynuyorsun?
Çocuk:
-Çünkü biz Topraktan yaratıldık; yine ona
döndürüleceğiz!
Yine sordum:
-Bazen gülüyor ve bazen de ağlıyorsun?
Çocuk:
-Evet! Rabbimin azabını hatırladığımda ağlıyorum;
rahmetini hatırladığımda ise gülüyorum.
Ben sordum:
-Evladım! Senin ne günahın var ki?
Çocuk:
-Ey Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh! Böyle söyleme!
Görmüyor musun büyük odunları tutuşturmak için, önce küçük odunları
tutuşturuyorlar! (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder