Paramız Olur Olmaz Getirip Borcumu Ödeyeceğim (Yaşanmış Gerçek Bir Hikâye)
Paramız Olur Olmaz Getirip Borcumu Ödeyeceğim
Bir
gün çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle manava girer. Dükkân
sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır.
“-
Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile
birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu…” söyler.
Manav
ona ters bir şekilde bakarak; derhal dükkânını terk etmesini ister. Kadın
ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek:
“-
Lütfen efendim!” der. “Paramız olur
olmaz getirip borcumu ödeyeceğim!”
Manav:
“-
Kendisine bir kredi açamayacağını çünkü onun eski müşterisi olmadığını, kendisinde
bir hesabının bulunmadığını…”
söyler.
O sırada dükkânın dışında bekleyen bir
müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçeriye
girerek manava yaklaşır ve:
“-
Ben o kadının almak istediklerine kefilim der. Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri
ona ver.”
Bunun
üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve:
“-
Bir alışveriş listen var mıydı?” Diye
sorar.
Kadın:
“-
Evet, efendim!” der.
Manav:
“-
Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca diğer kefeye
istediklerinden koyacağım!”
Kadın
bir an duraklar, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler
karalanmış bir kâğıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye
özenle bırakırken başı hala öne eğiktir.
Manavın
ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür.
Manav
müşteriye dönerek; kısık bir sesle:
“-
İnanamıyorum!” Der.
İnanılacak
gibi değildir.
Müşteri
manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır
ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır.
Terazinin
kefesi artık üzerindekileri alamayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir
torbaya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş kâğıdı
eline alır ve okur. Bir de bakar ki orda bir alışveriş listesi yoktur. Sadece
bir dua yazılıdır.
“Allah’ım!
Neye ihtiyacım olduğunu ancak sen bilirsin! Kendimi senin ellerine teslim
ediyorum!”
Manav
taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Kadın kendisine teşekkür ederek dükkândan
ayrılır. Müşteri manavın eline bir miktar para tutuştururken:
“-
Her kuruşuna değdi!” der.
Daha
sonra manav terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür.
DUA: “Bizim için hiç bir bedeli, masrafı ve karşılığı olmayan, güzel bir hediyedir.”
Yorumlar
Yorum Gönder