Barış Gönüllüleri Örgütü (Peace Corps)
Barış Gönüllüleri Örgütü
(Peace Corps)
Pakman World
Yaşadıklarım, düşüncelerim,
dünyam / Thoughts, opinions, my world
Barış Gönüllüleri Örgütü (Peace
Corps) 1961 yılında kurulmuş, “ABD Barış Gönüllüleri Adlı Amerikan
Teşekkülünden Faydalanma Hususunda Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik
Devletleri Arasında Yapılan Anlaşmaya Ait Teati Olunan Mektupların Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” uyarınca 1201 gönüllü 1962 – 1970 arasında
Türkiye’de bulunmuşlardır. Bunların dörtte birinden fazlası Ankara’da görev
yapmıştır. Merkezleri Ankara Cinnah Caddesindeki Amerikan Kültür Derneği binası
içindeydi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine gönderilmeyeceği taahhüt
edilmesine rağmen yaklaşık onda biri bu bölgelere gönderilmiş, geri kalanların
çoğu da her hafta sonu ve tatil günlerini özellikle Güneydoğu ve Doğu
Anadolu’da geçirmişlerdir.
Barış Gönüllülerinin bize geliş amacı
ülkemizi yakından tanımak, Amerikalıları bize tanıtmak ve ülkemize kalkınma
hususunda güya becerikli iş gücü ile yardımcı olmaktı. Orta-düzeyde işgücüne
sahip gönüllü, farklı Amerikalılar, o zamana kadar gittikleri ülkelerdeki
halklardan kopuk, lüks ortamlarda yaşayarak ABD’yi temsil eden, tanıtan köhnemiş
diplomatlar ile yardım uzmanların mevcut görüntülerinin yerini alacaktı.
Gerçekten de bazı ülkelerde Barış Gönülleri o ülkelerdeki en önemli Amerikalı
varlığı haline gelmişlerdi.
Buna karşılık “Gizli Belgelerle
Barış Gönüllüleri” adlı kitabında Müslüm Özbalkan Barış Gönüllüleri’nin amacını
özetle şu şekilde ifade eder: “Az gelişmiş ülkelerde Amerikan dünya görüşünün
ve siyasal, askeri nüfuzunun yayılmasını ve benimsenmesini sağlamak. Amerika
yararına çalışacak etkili kurumlar ve aydınlar grubu yetiştirmek. Amerika’nın
şiddet eylemlerini ve genişleme politikasını şirin gösterecek eylemlerde
bulunarak siyasal havayı Amerika’dan yana oluşturmak.“
Gerçekten de Türkiye’de bunlar
CIA ajanı olarak istihbarat toplamışlar, geleneksel konukseverliğimizden
yararlanarak Anadolu insanının evlerinin içine kadar rahatça girmişler,
Türkiye’nin hassas taraflarını araştırmışlar, feodal, etnik ve mezhepsel
yapısını, sosyal durumunu, bölgesel etnik ve inanç farklılıklarını, politik
yapıyı incelemişler, geçmiş etnik olayların izlerini araştırmışlar, Doğu
Anadolu’da eski Ermeni mezarlarının fotoğraflarını çekerek yıllar sonra “işte
bunlar Türklerin soykırım yaptığının kanıtı” diye Dünya’ya afişe etmişler ve
günümüzün ayrılıkçı Kürt hareketinin temellerini atmışlar, bir bölümü de
misyoner faaliyetler yürütmüşler, Amerika’nın ideolojisi için altyapı
oluşturmaya çalışmışlardır. Söz konusu fotoğraf çekmeleri sadece mezarlıklarda
kalmamış, mecazi anlamda da Türkiye’nin etnik fotoğrafını çekmiş yani etnik
envanterini ve haritasını çıkarmışlardır. Geri bıraktırılmış, az gelişmiş
ülkelerdeki ABD Emperyalizminin sömürüsünün devamı için Barış Gönüllülerin
sömürülen ülkelerde çalışmaları gerekliydi. Gelen Barış Gönüllü ajanların çoğu hem
kamuflaj olarak hem de emperyalist propaganda amaçlarıyla İngilizce öğretiminde
görev almıştır. Amerika’da o zamanlar gençler Barış Gönüllüsü olmaya
çağrılırken “Amerika’nın yaşanabilir bir yer olmasını istiyorsanız ülkeyi terk
edin” deniliyordu. Bir barış gönüllüsü olan Jonathan Pool İngilizce
aracılığıyla yürüttükleri emperyalist amaçlarını saklamamaktadır: ”En etkili
sömürge araçlarından birisi dildir. Çünkü İngilizce bilen Amerikan radyo ve
basınını takip ederek propagandaya açık hâle gelir. Dil ile İngiliz Amerikan
siyasetini benimseme ve malların satın alma başlar. Beyin göçünü sağlar. Bir
insanın konuştuğu dil, o insanın düşünce ve davranışlarını etkiler. Bir yabancı
dili öğrenip kullanan kişi yavaş yavaş o milletler gibi düşünmeye başlar.” Nitekim
Barış Gönüllüleri genel hedefleri doğrultusunda Türkiye’de İngilizce öğretimine
çok önem vermişlerdir.
1968 yılında ODTÜ de okurken bir
Barış Gönüllüsü portatif teybiyle röportaj yapmıştı. Bize sorduğu bazı
sorularda hatırlayabildiklerim:
“Amerika hakkında ne
düşünüyorsunuz?”,
“İngilizce eğitim sizin için
yararlı oluyor mu?”
“Amerika’nın ODTÜ’ye yardım
etmesinden memnun musunuz?”,
“Okulu bitirince Amerika’ya
gitmeyi düşünüyor musunuz?” gibi.
Aşağıdaki kaynaklarda
rastladığım bir anı:
“Ben kolejde okurken yıllar
sonra benim hocam olan Barış Gönüllülerinden birine rastladım. O zaman
İngilizce öğretmenimizdi. Tanıdım, selam vermek istedim. O ise tanımamazlıktan
gelerek uzaklaştı. Sonradan öğrendim ki ABD adına din görevlisi olmuş.”
Sonunda o zamanlar Morrison Süleyman
adıyla bilinen Başbakan Süleyman Demirel bile dayanamamış ve Barış
Gönüllülerini ülkeden kovmuştur. Ancak aradan 40 yıl geçmesine karşın yayınları
ile olumsuz faaliyetlerine hala devam etmektedirler. EOKA’nın Kıbrıs Türklerine
saldırıları ve katliamları, sağ-sol ayrımı ve çatışmaları, Malatya katliamı,
Asala terörü, Ermeni soykırım iddialarının ortaya atılması, Madımak katliamı,
PKK terörü, türban olayı, Fethullahçılar gibi yeni tarikat örgütlenmeleri, Patrikhanenin
ekumeniklik iddiası, vb. Barış Gönüllülerinin gelişinden sonra ortaya
çıkmıştır.
Gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun,
ölümünden sonra 1997’de yayımlanan ve “1 Ocak-17 Haziran 1975 Yazıları” alt
başlığını taşıyan Çağın Suçu adlı kitabında yer alan ve 16 Ocak 1975 tarihli
Yeni Ortam dergisinde çıkmış makalesinde; Amerikan Büyükelçiliğine atanan CIA
Türkiye uzmanı George S. Harris’in “Tradlied Alliance” adıyla yayımlanan ve ABD
Dışişleri Bakanlığı (State Department)’na “rapor” olarak sunulan incelemesinde
Müslüm Özbalkan’ın “Gizli Belgelerle Barış Gönüllüleri” adlı kitabına geniş yer
ayırdığını, Barış Gönüllüleri’nin Türkiye’deki faaliyetlerine son verilmesinde
bu kitabın büyük etkisi olduğu kanaatine varıldığını belirtir.
Mumcu’ya göre, bu kitap dışında
hiçbir siyasi faaliyette bulunmamış olan Mülkiye Asistanı Müslim Özbalkan, 12
Mart 1971’deki askeri müdaheleden sonra askerlik görevini yapmak için İzmir’de
Ulaştırma Yedek Subay Okulu’na asteğmen olarak atanacağı gün “Kötü düşünce
sahibidir…” gerekçesiyle Bayburt’a “er” olarak yollanmıştır. Uğur Mumcu’ya göre
Özbalkan, “Barış Gönüllüleri” konulu kitabından dolayı cezalandırılmış ve tıpkı
Mumcu’nun da bir yıl sonra başına geleceği gibi “sakıncalı piyade eri”
yapılmıştır.
Yazar Aytunç Altındal’a göre
Kiliseler 1965’ten bu yana Ortadoğu’daki Kürtçülük hareketleriyle ve 1983’ten
sonra da PKK ile çok yakından ilgilenmekteydiler. Güneydoğu Anadolu’daki ilk
gizli ve örgütlü etnik ve dinsel ayrımcılığı esas alan istihbarat
faaliyetlerini 1962’de Barış Gönüllüleri adıyla bölgeye gönderilen, çoğunluğu
Katolik ve Anglikan kiliselerine kayıtlı Amerikalı uzmanlar başlatmışlardı.
Bunlar üç yıl süreyle bu bölgede yoğun misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuşlar,
birçok vatandaşımıza din değiştirme telkinleri yapmışlar, inanılmaz vaatlerde
bulunmuşlar ve etnik ve dinsel ayrımcılığı körükleyecek bölgesel inanç
farklılıklarını ‘’bilgi’’ haline dönüştürerek ABD’deki çeşitli istihbarat
birimlerine aktarmışlardır. Bu gönüllülerin hazırladıkları raporların bir kısmı
da doğrudan doğruya kiliselere gitmiştir.” (3.12.1998 Cumhuriyet.)
Barış Gönüllüleri ABD de
bile aşağıdaki eleştirilere maruz kalmışlardır:
1. Çoğunluğu genç olan ve
yeterli beceriye sahip olmayan bu bireylerin az gelişmiş ülkelere nasıl bir
fayda sağladıkları (Waldorf, 2001). Genellikle gittikleri bu ülkelerde ”Sizin
kızlar, erkekler güzel ama hani tamirciler, iş adamları, öğretmenler?” diye
sorulmuştur. İngilizce öğretimi formasyonu bulunmayan gönüllüler tahtada gramer
yanlışlıklar yapmışlardır. Bunu ODTÜ’de bizzat müşahade ettik. ODTÜ’de sürekli
İngilizce hataları yapan matematik hocamız “English is a horrible language –
İngilizce korkunç bir dil” derdi. Barış Gönüllülerinin liderlik yeteneği,
deneyim ve insani değerlere hassaslık gibi özellikler aranırken, uzmanlık
gerektiren meslekî bilgiye ihtiyaç duyulmamaktadır (Latham M. 2000).
2. Barış Gönüllülerinin Amerikan
ırkçılığı yapmakla suçlanması. 1961’de ilk kurulduğunda organizasyondaki siyah
oranı yüzde dört iken bu gün bu oran yüzde ikiye düşmüştür. Bunun kasıtlı
yapıldığı iddia edilmektedir (Amin, 1999).
3. CIA’nın soğuk savaş döneminde
gazetecileri, din adamlarını ve Barış Gönüllülerini istihbarat amacıyla
kullanması (Cunnigham, 1996).
4. Barış Gönüllülerinin yeni bir
“misyonerler ordusu” olduğu (Latham,2000). Nitekim ülkemizde Gönüllü olarak
bulunan Eva Macmaster’in Hristiyanlık konusunda onun üzerinde kitabı
bulunmaktadır.
5. Barış Gönüllülerine Bütçeden
ayrılan payın artırılması.
Türkiye’de Amerikan etkinliğini
güçlendirmekle görevli AID (Agency for International Development – Uluslararası
Kalkınma Teşkilatı) uzmanı Richard Podol’un ABD’ye gönderdiği Türk bürokrasiyle
ilgili raporundan aşağıya aktaracağımız bölüm, ABD’ni Türk bürokrasisine nasıl
yön verdiğini ve ABD yardımının amaçlarını göstermektedir:
“On yıldan fazla bir zamandır
Türkiye’de faaliyette bulunan Amerikan yardım programı bir zamandan beri
meyvelerini vermeye başlamıştır. Önemli mevkilerde Amerikan eğitimi görmüş bir
Türk’ün bulunmadığı bir Bakanlık ya da bir İktisadi Kamu Kuruluşu hemen hemen
kalmamıştır. Bu kimseler halen bulundukları örgütte ‘ileri güç’ niteliğini
taşımaktadır. Genel müdür ve müsteşarlık mevkilerinden daha büyük görevlere
kısa zamanda geçmeleri beklenir. AID bütün gayretleri bu gruba yönetmelidir.
Geniş ölçüde Türk idarecilerini
indoktrine etmek gerekir. Burada özellikle orta kademe yöneticiler üzerinde
durmak yerindedir. Amaç bunlara yeni davranışlar kazandırmaktır. Bu grubun
yakın gelecekte yüksek sorumluluk mevkilerine geçecekleri düşünülürse, bütün
gayretlerin bu kimseler üzerinde toplanması mantık açısından doğrudur.”
Not: indoktrine etmek;
beyinlerini yıkamak, telkin etmek, bir düşünceyi veya duyguyu aşılamak. 1965’de
Yön Dergisinde yayımlanan bu Raporun geniş bir özeti, 17-19 Ağustos 1975
tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde Yalçın Doğan tarafından verilmiştir.
Barış Gönüllüleri kurulduğu 1961
yılından beri 138 ülkede 180 bin gönüllüyle hizmet vermiştir. 2005 yılı
itibariyle;
Gönüllü sayısı 7.300
Yaş ortalaması 29, % 7’si 50 yaş
üzerinde
% 62’i bayan % 39’u erkek, %
92’si bekar % 8’i ise evlidir. dir.
%82’si üniversite, % 13’ü ise
lise mezunu.
2005 itibarıyla hizmet verilen
ülke sayısı 78.
Türkiye’de 1962 – 1970 yılları
bulunmuş Barış Gönüllülerinin http://www.arkadaslar.info/
Adlı web sitesi bulunmaktadır
Türkiye’den yıllar sonra
Kazakistan da bağımsızlığından bu yana ülkede aktif şekilde faaliyet gösteren
ABD merkezli Barış Gönüllülerinin çalışmalarına son verdi.
ABD’nin Kazakistan
Büyükelçiliği, ‘Barış Gönüllüleri’nin ülkeyi terk etmeye hazırlandıklarını duyurdu.
Büyükelçilik sözcüsü, Peace Corps’un ülkedeki faaliyetlerini sonlandırdığı ve
kendi web sitelerinde bununla alakalı gerekli açıklamaları yapacağını söyledi.
Sözcü, son zamanlarda
Kazakistan’ın bazı şehirlerinde meydana gelen terör saldırıları ve gönüllülere
yönelik yapılan tacizlerin bu kararın alınmasında önemli bir etken olduğunu
illeri sürdü.
Bu arada Peace Corps’un
Temsilcisi Aaron Williams, kendi sitelerinde yaptığı açıklamada ise
Kazakistan’da bulunan 117 gönüllünün güvende olduğu belirtti. 18 yıldır
Kazakistan’da faaliyet gösterdiklerini kaydeden Williams, Kazakistan hükümetine
ve halkına gösterdiği ev sahipliğinden dolayı teşekkür etti.
Kazakistan’da ‘misyonerlik
faaliyetleri yaptıkları’ sık sık dile getirilen Barış Gönüllüleri, iki alanda
faaliyetlerini yoğunlaştırıyordu. Gönüllülerin büyük bir kısmı okullarda
İngilizce öğretmeni olarak görev yapıyordu. Kalanlar ise yaşlılara ve
engellilere yardımcı olmanın yanında sivil toplum örgütlerine danışmanlık
hizmeti veriyordu. 18 yıl içinde 2 bin 200 Amerikan vatandaşı Barış Gönüllüsü
görev yaptı.
Bir sonraki sayfamızda konu
edilen bir Barış Gönüllüsünün yazdığı kitap bu insanların, özellikle etnik yapı
hakkında yaptıkları yoğun araştırmalarının göstergesidir.
Bülent Pakman, Ocak 2010.
Güncellemeler Kasım 2011, Kasım 2012. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden
alıntı yapılamaz.
KAYNAKLAR:
Oktay Akbaş, Amerikan Gönüllü
Kuruluşları: Barış Gönüllülerinin Dünyada ve Türkiye’deki çalışmaları
http://www.tebd.gazi.edu.tr/arsiv/2006_cilt4/sayi_1/85-99.pdf
Çağrı, E. (2003). ABD’nin Orta
Asya Politikası ve 11 Eylül Sonrası Yeni Açılımları
http://www.stradigma.com/index.php?sayfa=vizyon&sayi=
Cilacı, Osman. (2000). Millî ve
Dinî Bütünlüğümüz Açısından Türkiye’deki Misyonerlik Faaliyetleri
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/DIYANET/ekm99/gundem4.htm
Özbalkan, Müslüm (1970). Gizli
Belgelerle Barış Gönüllüleri. Ant Yayınları. İstanbul.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Gizli_Belgelerle_Bar%C4%B1%C5%9F_G%C3%B6n%C3%BCll%C3%BCleri
Latham, M. (2000). Modernization
as Ideology: American Social Science and “Nation Bulding in the Kennedy Era.
The University of North Carolina Press Chapel Hill and London.).
Waldorf, S. (2001). My Time In
The Peace Corps, Public Interest, No. 142 s.72.
Amin, J. (1999). The Peace Corps
And The Sruggle for African American Equality. Journal of Black Studies,
vol.29, No. 6 s.809.
Cunnigham, R. (1996). CIA Out Of
Bounds When It
Uses Us As Spies Or “Cover”.
Quill, vol. 84, No.3 s.14.
Erboz Fatih, Soydan Macit, Barış
Gönüllüleri, Empati Yayınları, ISBN No: 97591554005, 2. Baskı, Berikan
Yayınevi.http://www.tumgazeteler.com/?a=5353683
Yıldırım Uğur, Tarihten Bugüne
Türkiye’de Misyonerlik, Jeopolitik, Mayıs 2005, Sayı 16, Sayfa
73-83.http://www.haberbilgi.com/haber/turkiye/jeo0505/misyonerlik.html
Belgeden Bilgiye: II. Doların
Egemenliğinde IMF Dümenindeki Gemide Yolculuk. M. Emin Değer
http://www.mudafaai-hukuk.com.tr/arsiv/agustos01_05.html
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder