Said Nursi Rahmetullahi Aleyh’in Defterinde Yazılı 33 Hadis-i Şerif

Said Nursi Rahmetullahi Aleyh’in Defterinde Yazılı 33 Hadis-i Şerif

Belki birçoğunuzun ilk defa okuyacağı bu bilgiyi istifadenize sunuyoruz. Çok ilginç ve bir o kadar da gizemli Hadis-i Şerifler var. "arif olana bir işaret yeter" sevgi ve dua ile...

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 3. Defa girdiği Afyon Medrese-i Yusufiyyesinde, şu gelen 33 hadis-i şerifeyi kendi evrak defterinde yazmış, bilahare bazı Nur talebeleri de, kendi defterlerinde kaydetmişler.

Bunların bazılarını, üstadımız kendi kalemiyle tashih edip, bazı Arapça ve Türkçe haşiyeler ilave etmiştir. Risale-i Nur'un talebe-i ulum şerefini kazandıran ve ilim içinde hakikata bir yol açan mesleğini, bu hadis-i şerifler beyan etmektedirler.

Bu hakikatı ifade için, merhum mualla [1] üstadımız, Emirdağ-1, sf. 90′da:
“Ehli velayetin amel ve ibadet ve süluk ve riyazet ile gördüğü hakikatler ve perdeler arkasında müşahade ettiği hakik-ı imaniye, aynen onlar gibi Risale-i Nur;
- İbadet yerinde ilim içinde hakikata bir yol açmış,
- Süluk ve evrad yerinde, mantıki bürhanlarla, ilmi hüccetler içinde, hakikat-ül hakaika yol açmış ve
- İlm-i tasavvuf ve tarikat yerinde, doğrudan doğruya ilm-i kelam içinde ve ilm-i akide ve usul-üd din içinde bir velayet-i kübra yolunu açmış ki, bu asrın hakikat ve tarikat cereyanlarına galebe çalan felsefi dalaletlere galebe ediyor.” diye beyan buyurmuşlardır.

Said Nursi Hazretlerinin yanında uzun yıllar hizmet eden
Mustafa SUNGUR
[1] [Mualla: Yüksek, yüce, Onuru yüksek olan kimse]

33 Hadis-i Şerif

1. “İlmi öğreniniz. Çünkü onun öğrenilmesi, Allah'a karşı haşyettir. Talebi ibadettir. Müzakeresi tesbihtir. Ondan bahis ise cihaddır.” (Câmi-i Beyan-il Ilm - lbn-i Abd-il Berr 1/65; İhya-u Ulûm-id Din 1/11; Tenbih-ül Gafilin - Semerkandî sh: 159; Et-Tergib Vet-Terhib - Men-zerî 1/94; Râmuz-ül Ehadîs sh: 254 (Muaz bin Cebel'den rivayet); îthaf-üs Sâ-det-il Müttakîn 1/183)

2. “Bir âlimin yatağına yaslanarak ilmine (kitabına) bir saat bakması, yetmiş saat ibadetten hayırlıdır.” (El-Feth-ül Kebir 2/147; Müsned-ül Firdevs 2/332 hadîs no: 3504; Feyz-ül Kadir hadîs no: 4622; Kenz-ül Ummal hadîs no: 28789; Râmuz-ül Ehadîs sh: 295)

3. “İlmin talibi (talebesi), Rahman’ın talibidir. İlmin talepçisi, İslam'ın rüknüdür. Onun ser-ü mükâfatı, Peygamberlerle beraber verilir.” (El-Feth-ül Kebir 2/211; Müsned-ül Firdevs 2/440; Züher-ül Firdevs - Ibn-i Hacer 1/285; Feyz-ül Kadir hadîs no: 5253; Kenz-ül Ummal hadîs no: 28729 ve 28834; Râmuz-ül Ehadıs sh: 312; Muhtasar-ul Ehadîs sh: 92)

4. “İlim talep etmek, Allah'ın katında nafile namaz, oruç, hacdan ve fiy-sebiylillah olan cihaddan efdaldir.” (El-Feth-ül Kebir 2/212; Müsned-ül Firdevs 2/438 hadîs no: 3910, Züher-ül Firdevs, El yazma Dâr-ül Kütüb-ül Mısriye, Kahire no:B/20489 (îbn-i Abbas'tan merfu' senediyle); Feyz-ül Kadir hadîs no: 5268; El-Emalî -Eş-Şecerî 1/60; Kenz-ül Ummal hadîs no: 28655)

5. “İlminden menfaat görülen bir alim, bin abidden hayırlıdır.” (El-Feth-ül Kebir 2/221; Râmuz-ül Ehadîs sh: 314)

6. “Din ile dünyayı talep edenlere veyl olsun.” (Câmi'-i Beyan-il İlm - İbn-i Abd-il Berr 1/233; Râmuz-ül Ehadîs sh: 461)

7. “Bir adamın bir hikmet kelimesini işitmesi, duyması, bazen olur ki, ona bir sene ibadetten hayırlı olur ve bir saat ilim müzakeresi yanında oturmak, bir köle azad etmekten daha hayırlıdır.” (Ez-Zühd - İbn-ül Mübarek 1/486; İhya-u Ulûm-id Din 1/10; Râmuz-ül Ehadîs sh: 343)

8. “Cenab-ı Hak, bir adamı senin elinle (vasıtanla) hidayete getirmesi, güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha çok sana hayırlıdır.” (Câmi'-i Beyan-il İlm - İbn-i Abd-il Berr 1/147; Râmuz-ül Ehadîs sh: 344 Taberanî ve Hâkim-i Tirmizî'den nakil ile, bu hadîsin Resulullah (A.S.M.) tarafından Hayber gününde söylendiği rivayet edilmiştir. El-Feth-ül Kebir 1/282 İbn-i Hanbel ve Şeyheyn'den nakil... (Ve ayrıca 808 numarada...))

9. “Cenab-ı Hak şu ümmetin üstünde hem deccalın kılıncını, hem de büyük harbin kılıncını beraber cem etmeyecektir.” (Mülaheme-i Kübra olan ikinci Harb-i Umumi, alem-i İslam'ı hırpalamadığı işaretiyle, İslamlar içinde bir deccal, alem-i İslam'ı başka bir surette hırpalayacak.) (Mişkât-ül Masabih hadîs no: 5756; Müsned-ül Firdevs hadîs no: 5366; Râmuz-ül Ehadîs sh: 354)

10. “Hilafet-i İslamiye, babamın kardeşi amcam Abbas'ın oğullarından zail olmayacak. Ta onu deccala teslim edinceye kadar.” (Alâuddîn el-Hindî, Kenzü'l-Ummâl: 14:271, hadis no: 33436.)

11. “Ulemanın mürekkebiyle Şüheda kanı muvazene edilse, muhakkak ki Allah yanında, ulemanın mürekkebi, Şühedanın kanından racih gelecektir.” (İhya-u Ulûm-id Din 1/6; Câmi'-i Beyan-il İlm - İbn-i Abd-il Berr 1/37)

12. “Şedid, kuvvetli, kahraman o değildir ki, insanları mağlup etsin. Belki kahraman odur ki, gadap ve hiddet anında, nefsini mağlup eder.” (Sahih-i Buhari 8/34; Sahih-i Müslim Kitab-ül Birr hadîs no: 107 ve 108; Şerh-üs Sünne - Begavî 13/160; Et-Tergib Vet-Terhib - Beyhakî 10/235 ve 341; Keşf-ül Hafâ - Aclunî 2/169; Râmuz-ül Ehadts sh: 363; Müsned-ül Firdevs 3/402 hadîs no: 5223; Feyz-ül Kadir hadîs no: 7577 Müsned-i Ahmed, Buharî ve Müslim'den nakil; Müsned-i Ahmed 2/236; Amel-ül Yevmi Vel-Leyle -Nesaî hadîs no: 394, 396 ve 397)

13. “Bir Müslümanın, bir Müslüman kardeşinin hidayetini artırıp, kötülüklerden onu alıkoyan bir hikmet kelimesi söylemesi; ona bir hediye ihda etmesinden daha hayırlıdır.” (İhya-u Ulûm-id Din 1/10-11; Câmi'-i Beyan-il İlm - İbn-i Abd-il Berr 1/61 ve 73; Râmuz-ül Ehadîs sh: 374; Müsned-ül Firdevs 4/100; hadis no: 6314; Züher-ül Firdevs - İbn-i Hacer 4/406 merfu' senediyle; Feyz-ül Kadir 5/430 hadîs no: 7847; El-Feth-ül Kebir 3/78; Şuab-ül İman - Beyhakî 4/391)

14. “Halk-ı Âdemden (A.S) ta kıyamete kadar, âlem-i insaniyet arasında, deccal hadisesinden daha büyük bir umur, mes'ele yoktur.” (Sahih-i Müslim 2/381, 382; En-Nihaye Ev-il Melâhim - İbn-i Kesir 1/12-13; Râmuz-ül Ehadîs sh: 374 İbn-i Ebi Şeybe, İmam-ı Ahmed ve Müslim'den nakil...)

15. “Bir ilim talebesi, ilim tahsil ederken eceli gelse, vefat etse, onun derecesiyle Enbiya derecesi arasında, bir peygamberlik mertebesi kalır.” (Câmi' Beyan-ül İlm İbn-i Abd-il Berr 1/30, 38, 53 ve 115; İhya-u Ulûm-id Din 1/9; Mişkât-ül Masabih 1/83 hadîs no: 249; Mecma-uz Zevaid 1/123; Et-Tergib Vet-Terhib - Menzerî 1/96)

16. “Kim ki ilimden (yani ilm-i imani ve tahkikiden) bir bab, bir mes'ele taallüm ederse, onunla amel etsin etmesin, bir rek'at nafile namazdan efdaldir. Eğer öğrenmekle beraber amel de ederse yahut onu başkasına da öğretirse, o zaman ta kıyamete kadar, onun o büyük sevabı ve onunla amel edenin sevabı onun olacaktır. (İhya-u Ulûm-id Din 1/8-9; Et-Tergib Vet-Terhib - Menzerî 1/98; El-Feth-ül Kebir 1/364; Râmuz-ül Ehadîs sh: 413)

17. “Kim ki İslam’ı ihya etmek niyetiyle ilimden bir bab tahsil ederse, onun derecesiyle peygamberlik derecesi arasında, yalnız bir kalmış olur.” (Câmi'-i Beyan-il îlm - Ibn-i Abd-il Berr 1/30, 38 ve 115; Râmuz-ül Ehadîs sh: 429, aynı metinle îbn-ü Neccar'dan nakil...)

18. “Bir mü'minde dört şey, dört ahlak içtima ettiği zaman Cenab-ı Hak, o dört ahlakıyla ona cenneti vacip etmiş olur: (Müstedrek-ül Hâkim 4/314; Râmuz-ül Ehadîs sh: 483; Levami-ül Ukûl Şerh-i Râmuz-ül Ehadîs 5/123)

Lisanında SIDK. ( Doğruluk.Yani yalan söylememek.)
Malda SEH. (Yani cömertlik.)
Kalpte meveddet, SEVGİ.
Hazırda ve gaybda olanlara NASİHAT etmek.

19. “Mütekellimden (Kâhinlerden) birisi gelecek, Kur'an'ı (Kur'an'ın hakikatlarını) öyle bir tarzda ders verecektir ki, ondan sonra, onun gibi o ders ve talimi veren olmayacaktır.” (Müsned-i Ahmed 6/11; Râmuz-ül Ehadîs sh: 518; Müsned-i Ahmed, Taberanî, Beyhakî'nin Es-Sünen ve Ibn-i Asakir'den nakil; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 22/518 ve 594)

20. “Bir ilim talebesi ilim tahsil etmekteyken ölüm ve ecel gelse, vefat etse şehiddir.” (Mişkât-ül Masabih 1/83 hadîs no: 249; îhya-u Ulûm-id Din 1/99)

21. “Kur'an'ın hamelelerine ikram, hürmet ediniz.” (Kur'an'ın hameleleriyse, ya Kur'an'ı hıfzedenlerdir, veyahut Kur'an'ın hakikatlarını yaşayanlardır.) (Nevarid-ül Usûl - Hâkim-i Tirmizî sh: 382; İhya-u Ulûm-id Din 1/7)

22. “Ulemaya hürmet ediniz, ikram ediniz. Çünkü ulema, peygamberlerin varisidir.” (Râmuz-ül Ehadîs sh: 81, uzun bir hadîsden bir parça olarak, Ebu Mensur-u Deylemî'den nakil; Müsned-ül Firdevs 1/74 hadîs no: 220; Cem'-ül Cevami' - Suyutî hadîs no: 4089; Keşf-ül Hafâ 17169)

23. “İlmin edalı iman ilmidir. Bu ilimle az olan amel, ilim ile olduğu için menfaat verir. Fakat çok amel cehil ile olsa menfaatsizdir.” (El-Feth-ül Kebir 1/226 îbn-i Asakir'den nakil., vc 17227 Hatib-i Bağdadiden nakil; Râmuz-ül Ehadıs sh: 81 Hatib-i Bağdadî ve Deylemî'den nakil; Müsned-ül Firdevs 1/76; Keşf-ül Hafâ 1/172; Muhtar-ül Ehadîs sh: 27 İbn-i Ebi-d Dünya'dan nakil...)

24. “Cenab-ı Allah (C.C), mü'min kulunu tecrübe ve imtihan için, musibet ve belaya giriftar eder. Fakat, O'nun bu iptilai ve denemesini, o mü'min kulunun üstünde keramat ve ikramını izhar içindir.” (El-Feth-ül Kebir 1/352, İmanı-ı Hâkim'in El-Künye eserinden)

25. “Said, fitnelerden uzak kalmış kimse, musibet ve fitneye giriftar olduğu halde, sabreden kimsedir. Böyle adam ise, çok garip ve pek nadirdir.” (Cem'-ül Fevaid 2/710 Ebu Davud'dan nakil; Müsned-ül Firdevs 1/200; Mişkât-Ül Masabih 3/11 hadîs no: 5405; Feyz-ül Kadir 2/345 hadîs no: 2009; Râmuz-ül Ehadıs sh: 100 bir kaç kaynaktan nakil; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 20/598)

26. “Muhakkak fitne gelmektedir. İbadı (insanları) parça parça edecektir. Ancak âlimler ondan kurtulurlar.” (El-Feth-ül Kebir 1/315 Hilyet-ül Evliya'dan nakil; Râmuz-ül Ehadîs sh: 105; Feyz-ül Kadir 2/377 hadîs no: 2081)

27. “Ahir zamanda, şiddetli ve dehşetli bir bela gelecek. Herkese isabet edecek. Ondan kurtulan olmaz. Ancak Allah'ın dinini bilen ve ona göre lisanıyla ve kalbiyle mücahede eden bir adam kurtulacak. O ise, ona geçmişlerin mesleği sebkat etmiştir. Bir de, Allah'ın dinini bilip, tasdik eden birisi kurtulacak.” (Râmuz-ül Ehadîs sh: 141 Ebu Nasr-i Siczî'nin El-ibane eserinden, Ebu Nuaym'in Hilyet-ül Evliyasından nakil...)

28. “Beni âdemin en cömerti, en kerimi ve en sahisi benim. Benden sonra, onların en kerimi, en cevadı ise, bir racûl, bir ademdir ki; o adem (hususi) bir ilim bilecek ve o ilmini neşredecektir. Kıyamet gününde müstakilen bir cemaat halinde baas olunacaktır.” (Et-Tergib Vet-Terhib - Menzerî 2/320; Câmi'-i Beyan-il llm -îbn-i Abd-il Berr 1/123; Mecma-uz Zevaid 1/166 ve 9/13; Müsned-ül Firdevs 1/130; El-Metalib-ül Âliye hadîs no: 3077 ve 3828; El-Feth-ül Kebir 1/476; Râmuz-ül Ehadîs sh: 163 bir kaç kaynaktan nakil; Şuab-ül îman - Beyhakî 4/394; Müsned-i Ebu Ya'lâ 5/176-177 hadîs no: 279, El-Kâmil Fid-Duafa' - lbn-i Ady 1/3150; El-Mecruhîn - lbn-i Hibban 1/156-157; El-Leâlil Masnûa - Suyutî 1/206)

29. “Kur'an'ı öğrenen ve öğreten, içindeki hakaikını ders veren bilmiş olsunlar ki; kıyamet gününde onların cennete girmelerine, saik ve delil ben olacağım.” (El-Feth-ül Kebir 2/102 Buharî, Tirmizî, îbn-i Hanbel, Ebu Davud ve îbn-i Mace'den nakil; Râmuz-ül Ehadîs sh: 170; Şuab-ül îman - Beyhakî 4/490 ve 5/165)

30. “Sakın bid'atlara yanaşmayınız. çünkü, bütün bidatler dalalettir. Bu dalaletler de, cehenneme dayanacaklardır.” (El-Feth-ül Kebir 1/465; Râmuz-ül Ehadîs sh: 177; Muhtar-ül Ehadîs sh: 47)

31. “Bizden gayrısına kendisini benzeten, bizden değildir. Sakın Yahudi ve Hıristiyanlara kendinizi benzetmeyiniz.” (Et-Tergib Vet-Terhib - Menzerî 3/434; Mişkât-ül Masabih hadîs no: 4649, 3/38; Feth-ül Barî Şerh-i Buharı 10/274; Müsned-ül Firdevs 3/415 hadîs no: 5270; Feyz-ül Kadir hadîs no: 7649; Tirmizî 2695)

32. “Cihadın en efdali odur ki, eğri yolda olup, Hakka karşı mümanaat gösteren en cebbar hükümdarlara, kumandanlara karşı hak söz söyleyendir.” (Feth-ül Barî Şerh-i Buharî 13/53; Kenz-ül Ummal 9/64; Müsned-ül Firdevs 1/359; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 17/150 ve El-Evsat 2/1619; Ed-Duafa'-ul Kebir - Akilî 3/326; El-Kâmil Fid-Duafa' - îbn-i Ady 2/861; Ed-Dürer-ül Münteşire sh: 16 Beyhakı'nin Şuab-ül iman eserinden naklederek., ve aynı hadîsin ayrıca Ebu Davud ve Tirmizî'de de mevcut olduğunu kaydetmiş; El-Feth-ül Kebir 1/208)

33. “Cihadın en faziletlisi, kişinin kendi nefsi ve hevasına karşı mücahade etmesidir.” (Müsned-ül Humeydî hadîs no: 752; El-Feth-ül Kebir 1/208; Feyz-ül Kadir 2/31)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)