Yahyalılı Hacı Hasan Efendi Kuddise Sirrûh’dan Sözler


Yahyalılı Hacı Hasan Efendi Kuddise Sirrûh’dan Sözler

001-  İslâm dini kadar başka hiçbir dinde ahlâk, bu kadar şümullü ve mükemmel olarak ele alınmamıştır. (Güzel Ahlâk-YD Nisan 2015)
002-  Bizim önemle riâyet etmemiz gerekli olan ahlâkî kuralları medeniyet nedir bilmeyen batılılar bizlere öğretmesin. Bu emânetlere, ahlâkî düsturlara sıkı sıkıya yapışalım. Hem dünyâmızı âbâd edelim hem de âhiretimizi. (Güzel Ahlâk-YD Nisan 2015)
003-  Biz O’nu Sallallahü Aleyhi Vesellem dinleyeceğiz, 0’na Sallallahü Aleyhi Vesellem tâbi olacağız, sünnetine ittibâ edeceğiz, hadislerinin gereğince amel edeceğiz, ahlâk-ı peygamberîyle ahlâklanacağız ki iki cihân saadetini elde edelim. (Kardeşlik ve İyilik-YD Mayıs 2015)
004-  Bütün gâyemiz Allâh’ın rızâsını bulmak. Dünyâya gelmedeki gâyemiz bu. Bizleri kendisine kulluk için gönderen Allah Celle Celâlüh, kullukta dahi rızâsını gözetmemizi istiyor. Bütün ibâdetlerimiz Allâh’ın rızâsı için olmalı. (Kardeşlik ve İyilik-YD Mayıs 2015)
005-  Din kardeşimizin aç olduğunu duyduk da vicdânımız sızlamıyorsa, ciğerimiz yanmıyorsa îmânımız çok zayıf demektir. Allah muhafaza, böyle zayıf îmânı, bir üflemeyle şeytan alır gider. (Kardeşlik ve İyilik-YD Mayıs 2015)
006-  Bu gecede Rabbimizin rızâsı hızlı yağan yağmurlar gibi akıyor. İnsanlığı cehâlet karanlıklarından kurtaran Kur’ân’ımız bu gecede nâzil oldu. Bin aydan hayırlı. Bin ayı hesâb ettiniz mi? Tam 83 sene yapıyor. Kadir’imiz mübârek olsun. (Kadir Gecesi-YD Temmuz 2015)
007-  Melekler mü’minlerin namazlarını, terâvihlerini, vaaz dinleyişlerini, zikirlerini seyretmeye gelir ve onlara imrenirler bu gece. (Kadir Gecesi-YD Temmuz 2015)
008-  Evet, Kur’ân’ımız bu gece indi. Fakat Kur’ân-ı Kerîm’in kıymetini bilemiyoruz. Çocuklarımız gazete okuyor, mecmua okuyor, roman okuyor da Kur’ân okumasını bilmiyor. Kur’ânsız ev haraptır. (Kadir Gecesi-YD Temmuz 2015)
009-  Yavrular Kur’ân okuyacak evde. O zaman ziynetlenecek ev. Melekler dolacak oraya. Kur’ân’ımız çok şerefli bir kitaptır. (Kadir Gecesi-YD Temmuz 2015)
010-  Kur’ân, her okunuşunda rûhânî zevk duyuran, hiç usanç vermeyen bir kitaptır. (Kadir Gecesi-YD Temmuz 2015)
011-  Kur’ân, dünyâyı idâre edecek bir ilâhî nîzamdır. (Kadir Gecesi-YD Temmuz 2015)
012-  Çocuklarını diri diri gömenler O’nun önünde secdeye kapandılar. Bugün rezil ve perişan olduğumuz, O’ndan ayrıldığımızdandır. (Kadir Gecesi-YD Temmuz 2015)
013-  Arıcılar bal alırken arıları kovandan uzaklaştırmak için tütsü (duman) verir. Şeytan da bizi sigara içmeye teşvik ederek başımızdan melekleri dağıtmak istiyor. Bilhassa gençlere söylüyorum, aman sigaraya alışmasınlar. (Şüpheli Şeylerden Kaçınmak-YD Eylül 2015)
014-  Haramlardan sakınmak, başkasının ırzına namusuna bakmamak; şehvet gözüyle değil şefkat gözüyle bakmak, hıyânet gözüyle değil siyânet gözüyle bakmaktır. (Ariflere Göre Güzel Ahlak-YD Eylül 2015)
015-  Rızkın helâlinden olması, şüpheli şeylerden uzak durmak ve vera’ ölçüsünde hareket etmekle olur. Rızık helâl olmazsa ibâdet ü tâatten, yapmış olduğumuz evrâd ü ezkârdan mânevî haz alamayız. (Ariflere Göre Güzel Ahlak-YD Eylül 2015)
016-  Âilesi ve çocuklarına karşı rahmetle muamelede bulunmak, güzel ahlâkın olmazsa olmaz şartlarındandır. Toplumda öyle kimseler var ki âilesine karşı zâlim kesiliyor. Çocuğuna tokat vuruyor burnunu kanatıyor. Kendi öfkesini teskin için kaldırıp yere çarpıyor ciğerpâresini. Olur mu kardeşlerim, hiç Allah râzı olur mu? (Ariflere Göre Güzel Ahlak-YD Eylül 2015)
017-  Hazreti Yûnus’un “sövene dilsiz, dövene elsiz gerek” şiârına sımsıkı yapışmak; bu, dervişliğin önemli bir parçasıdır. Tahammül etmeyip karşısına dikilip düşmanlığın devâm ettirilmesi ise asla doğru değildir. (Ariflere Göre Güzel Ahlak-YD Eylül 2015)
018-  Cümle günahların başı dünyâ muhabbetidir. Sehâvet, cömertlik, Hakk yolunda infâk etmek dünyâ muhabbetini siler. Tevâzu da insanın içindeki kötü ahlâkları sıyırıp çıkarır. İşte o zaman, kalpte Allah’tan başka bir düşünce kalmaz. Mâsivâ muhabbeti yok olur. (Ariflere Göre Güzel Ahlak2-YD Ekim 2015)
019-  Kalp Allâh’ın evidir, hazînesidir, arşıdır. Onun için gönül yapalım, hayatta hiçbir kimsenin gönlünü kırmayalım kardeşlerim. (Ariflere Göre Güzel Ahlak2-YD Ekim 2015)
020-  Mü’min üç gün vaaz ve nasîhat dinlemezse kalp kararmaya başlar. Yağmur görmeyen tarla gibi olur. (Şüpheli Şeylerden Kaçınmak-YD Kasım 2015)
021-  Fıkıh ile Hadis öğrenin. İlmihâl kitaplarını elinize alıp helâlleri, haramları; namazın, orucun, haccın farzlarını, vâciplerini, sünnetlerini belleyin. Namazı cemaatle kılasınız. Hastalık vb. bir mâni yoksa cemaati terketmeyin. Cemaatle namaz kılmak çok tatlı olur, sevaplı olur. (Şüpheli Şeylerden Kaçınmak-YD Kasım 2015)
022-   
a)  Nefse yüz vermeyelim.
b)  Günahların küçüğünden de olsa kaçınalım.
c)   Az nimeti az sanma, kimden geldi ona bak
d)  Az günâhı az sanma, kime karşı ona bak
e)  İnsanı yoldan çıkaran dört düşman var: Şeytan, nefis, akran (kötü arkadaş) ve dünyâ. (Şüpheli Şeylerden Kaçınmak-YD Kasım 2015)
023-  Bütün günahların başı dünyâya muhabbet. Şeytan da, nefis de, kötü arkadaş da dünyâ ile aldatıyor insanı. Geçici dünyâ ile. (Şüpheli Şeylerden Kaçınmak-YD Kasım 2015)
024-  Dünyâ dediğimiz şu güzel dul kız herkesin dostudur, fakat vefâsız (Şüpheli Şeylerden Kaçınmak-YD Kasım 2015)
025-  Helâl yeyin! Kazancınız helâlinden olsun. Bir haram lokma, kırk günlük amelin kabûlüne mâni olur. Helâl mi haram mı diye şüphelendiğiniz şeylerden kaçının. (Şüpheli Şeylerden Kaçınmak-YD Kasım 2015)
026-  Allah Celle Celâlüh Sem’, Basar, Hayat, İlim, İrâde, Kudret, Kelâm, Tekvin sıfatlarının sâhibidir. O Celle Celâlüh, gecenin karanlığında kara taş üzerindeki kara karıncanın ayağının tıkırtısını bile duyar, görür, bilir. O karıncaya hareket kudretini veren de yine O’dur. (Allah Dostlarından Tavsiyeler-YD Aralık 2015)
027-  Gece namazının feyzi kalplerimize sinmeli ve gönüllerimizin yumuşamasına vesîle olmalıdır. Bu sâyede, ne kadar merhametli şefkatli, Raûf Rahîm bir Rabb’in kulu ve yine aynı vasıfta bir peygamberin ümmeti olduğumuzu idrâk etmiş oluruz. (Allah Dostlarından Tavsiyeler-YD Aralık 2015)
028-  Şehvet ve hasedlik ikisi biraraya geldi mi insanı yoldan çıkarır. Şehvetli bir şekilde kadınla, erkekle dil ile konuşursan dil zinâsı; gözünle bakarsan göz zinâsı; kulağınla dinlersen kulak zinâsı; elinle tokalaşırsan el zinâsı olur. Bunları yapan insan çatısı uçmuş eve benzer. Onu örtecek hiçbir şeyi kalmaz. Hayâ perdesi îmânın zarıdır, o giderse îman da gider -mâzallâh-. (Allah Dostlarından Tavsiyeler-YD Aralık 2015)
029-  Mevlâmız Kur’ân-ı Kerîm’inde: “Mü’minler ancak kardeştirler.” (Hucurat, 10.) buyuruyor. Yâni îmanda kardeşiz. Bu, ana-baba bir kardeşliğinden çok daha üstündür. Din kardeşliği toprak kardeşliğiyle kıyas kabûl etmez. (Muhabbetten Cennete-YD Mart 2016)
030-  Allah bizi îmandan ayırmasın! İşte o îman ki bizi cennete götürüyor. Ne kadar kıymetli ki; bir tuğlası altından, bir tuğlası gümüşten, toprakları zebercedden olan cenneti kazandırıyor. Hûriler’e, Ğılmanlar’a, Vildanlar’a ulaştırıyor. Muhammed Mustafâ Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’in sohbetine, Allâh’ın cemâl ü bâ kemâline kavuşturuyor. Allâh’ın cemâlini görmemize sebep oluyor îman kardeşliğimiz. (Muhabbetten Cennete-YD Mart 2016)
031-  Denizler mürekkep olsa, yer-gök kâğıt olsa; bütün insan, cin, melek kâtip olsa, Muhammed Mustafâ’yı Sallallahü Aleyhi Vesellem vasfetmeye çalışsalar denizden bir damla, güneşten bir zerre miktârı anlatamazlar. Böyle kıymetli Peygamberimiz’e kavuşmak îmanla nasîb olacak inşâallah. (Muhabbetten Cennete-YD Mart 2016)
032-  Bilin Muhammed Mustafa, Vazîfeyi etti îfâ, Âl u Ashâb rûha safâ,
Yollarından gitmek lâzım (Azîmetle Amel-YD Mayıs 2016)
033-  Azîmetle amel, bir işi sâdece Allah rızâsı için yapmaktır. (Azîmetle Amel-YD Mayıs 2016)
034-  Allah Celle Celâlüh’tan gelen her cefâ, gül bahçesinde gül koklamak gibidir. Allah belâyı, mihneti, sıkıntıyı sevdiği kullarına verir. (Belâ ve Musîbetlere Sabır-YD Ağustos 2016)
035-  Zahmet mü’min içindir de rahmet herkes içindir. (Belâ ve Musîbetlere Sabır-YD Ağustos 2016)
036-  Kendisine itâat eden, namazlarını kılan, oruçlarını tutan, hacc farîzasını îfâ eden, zekâtını veren, Allâh’a boyun büküp de seherlerde kalkan, dizleri üzere çöküp “Estağfirullâh! Estağfirullâh! Estağfirullâh!” diye gözlerinden yaşlar dökenlere, nimetlerine şükredip îmanları kuvvetlensin diye Kendisinden gelen her türlü zahmetlere katlananlara “Buyurun siz cennetime” diyecek Rabbimiz. (Belâ ve Musîbetlere Sabır-YD Ağustos 2016)
037-  Birbirimize çokça duâ edelim. Hakk’tan gelene “Kahrın da hoş, lütfun da hoş yâ Allah!” diyelim, tevekkül edip boyun bükelim. Rabbimiz Müslüman olarak gezdirip de kâfir olarak canımızı aldırmasın. Îmân, İslâm ve ihsân üzere çene kapamayı bizlere nasîb etsin. (Belâ ve Musîbetlere Sabır-YD Ağustos 2016)
038-  Haram yolla elde edilen mallardan, fâizden, rüşvetten gelen paralardan gönül kararır. Haram lokma insanın içine girince kalbi karartır; kırk gün o kimsenin ameli tutulur, duâsı kabûl olunmaz. Bir de kişi fâsık kimselerle çok düşüp kalkarsa, bu da kalbi karartır. (Kararmış Gönüller-YD Ekim 2016)
039-  Nasıl ki Allah Teâlâ iri iri yağmur damlalarıyla yeryüzünü diriltir, rahmete gark ederse; ölü kalpleri de hikmet sâhibi zamânın velîleri ve kutb-u cihanları vâsıtasıyla diriltir, o kalpleri kendi beyti hâline getirir. (Kararmış Gönüller-YD Ekim 2016)
040-  Mideyi çok doldurursak, aksine diğer bütün âzâlar acıkır. El acıkır, göz acıkır; başkasının nâmusuna şehvetle bakmaya başlar. Şehveti kuvvetlenir, kulak kötü şeyler dinlemeyi arzu eder. Mide acıktığı zamansa bu âzâların hepsi mânen doyar. (Kararmış Gönüller-YD Ekim 2016)
041-  Namazlarımızı vaktinde edâ etmeli ve kazâya kalmış namazlarımızı da kılmalıyız. Şu üç amel efdaldir: Cihâd etmek, anneye babaya iyilik yapmak ve namazı vaktinde kılmak. (Kararmış Gönüller-YD Ekim 2016)
042-  Hâlik-ı Zü’l-Celâl’in hâcet kapıları seher vakitlerinde açılır. Dersini seherde yapan orucu zamânında tutmuş gibi olur. Daha sonraya bırakan, orucu kazâ etmiş gibi olur. (Kararmış Gönüller-YD Ekim 2016)
043-  Tarîkat-i âliyye, felâha ermenin yoludur. Bu yola intisâb eden kimse, hem dünyevî hem de uhrevî kurtuluşun anahtarını elde eder. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
044-  Tarîkat-ı âliyye, edebi tahsil yoludur. Bu yolda çocuğa muamelede bile edeb terkedilmez. Aksi takdirde bu yola intisâbın hiçbir faydası olmaz. Edebi muhafaza edebilmek içinse mürşid-i kâmille râbıtalı olmak şarttır. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
045-  Tarîkat-i âliyye, mâsivâyı kalbten çıkarma yoludur. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
046-  Tarîkat-ı âliyye, amel-i sâlihe tâlip olmanın yoludur. Kişinin kendisini kurtaracak sâlih amelleri yoksa âhirette nesebinin, soyunun-sopunun ona bir faydası olamaz. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
047-  Tarîkat-ı âliyye, azaptan kurtulma yoludur. Azapların en hafifi kabir azâbıdır. Kabir azâbının en hafifi isekabirde kemiklerin sıkılmasıymış. Allah cümlemizi muhafaza buyursun. Bütün bu azapların sebebi ise kalbimizden söküp atamadığımız dünyâ muhabbetidir. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
048-  Tarîkat-ı âliyye, dünyâ muhabbetini kalbten söküp atma yoludur. Ehl-i tarîk bir kişinin kalbinde zerre kadargayrullah bulunmamalıdır, dünyâ sevgisi yer almamalıdır. Kalbte dünyâ muhabbeti varsa yapılan evrâd ü ezkârın hiçbir tesiri olmaz. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
049-  Tarîkat-ı âliyye, nefsin arzularını terk etme yoludur. Tarîkatta, nefsin arzularını tamamen terk edene şehitlik mertebesi verilir. Nefsin arzularını kısmen terk edenlere gâzilik rütbesi verilir. Nefsin arzularını terk etmeyenlere ise hiçbir rütbe verilmez. Dolayısıyla bir ganîmet de elde edemez. Yâni âhirette felâhaeremez. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
050-  Tarîkat-ı âliyye, cemâlullâhı talep yoludur. Cemâlullâhı talepte gayret göstermedir. Kalbte karıncanın kanadı kadar günah karalığı kalmamalıdır. Aksi takdirde cemâlullâhı müşâhede mümkün değildir. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
051-  Tarîkat-ı âliyye dünyâya rağbet etmeme yoludur. Tarîkat-ı âliyye, âhirete rağbet yoludur. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
052-  Tarîkat-ı âliyye, gönül temizliğidir. Bir bayram temizliği yaptığımız kadar gönlümüzü temizlemiyoruz. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
053-  Tarîkat-ı âliyye, ahlâkı güzelleştirme yoludur. İnsanın ahlâkı ise her işinde Cenâb-ı Allâh’ı vekil tutmakla ve kâinatta O’ndan başka güç ve kuvvet sâhibi olmadığına inanmakla yâni tevekkülle güzelleşir. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
054-  Tarîkat-ı âliyye, nefse ‘Dur!’ deme yoludur. Nefse ‘Dur!’ denilmediği zaman kurtuluş ümîdi olmaz. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
055-  Tarîkat-ı âliyye, dili hapsetme, nefse hâkim olma yoludur. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
056-  Tarîkat-ı âliyye, incitmeme ve incinmeme yoludur. (Kurtuluşun Anahtarı: Tarîkat-ı Âliyye-YD Ekim 2016)
057-  Biz îmanda kardeşiz. Ebedî hayâtı tahakkuk ettiren îmandır. En büyük dağ altın olsa, zerre kadar îmanla değişilmez. Öyle olunca mü’minlerin haklarını korumak, menfaatlerini gözetmekteki din kardeşliğimizi Allah’tan korkarak yapacağız. Kardeşlik olan yerde şefkat ve merhamet vardır. (Allah Celle Celâlüh İçin Kardeşlik-YD Ocak 2017)
058-  Bir kimse, falan adam bugün aç diye duyar da, buna rağmen uyursa onun kâmil îmânı yoktur. Kâmil îman sâhibi olsaydı, evindeki yiyeceği-içeceği götürür, o komşusunu, o din kardeşini doyururdu. (Allah Celle Celâlüh İçin Kardeşlik-YD Ocak 2017)
059-  Mü’minler, bir binânın birbirine kenetlenmiş tuğlaları gibidirler. O, Allah için sever ve sevilir. Bakın binâda taş var, çimento var, kireç var, demir var, tahta var, çivi var. Bunlar bir araya geldi mi binâ yapılıyor. (Allah Celle Celâlüh İçin Kardeşlik-YD Ocak 2017)
060-  Kardeşlerimizi çoğaltalım. Birbirimizle muhabbetleşelim, kardeş olalım. Rabbimiz bizi şeytâna uydurmasın, ayağımızı kaydırmasın, kardeşlerimizden ayırmasın. (Allah Celle Celâlüh İçin Kardeşlik-YD Ocak 2017)
061-  Bir tek kişi cehenneme girecek dense, acaba o ben miyim diye düşüneceğiz. Çünkü günahlarımız çok. Bir tek kişi cennete girecek dense, inşâallah o ben olurum diye düşüneceğiz. Çünkü Allâh’ımızın rahmeti bol, O’ndan ümit kesilmez. (Salih İnsan Olmanın Şartları-YD Mart 2017)
062-  Tasavvuf yoluna, tarîkat-ı âliyyeye, Allâh’ın sâlih kullarından olmak niyetiyle girilir. (Salih İnsan Olmanın Şartları-YD Mart 2017)
063-  Sâlih bir insan olmak için gerekli şartlar şunlardır:
a)  Birincisi, ‘devâm-ı vudû’: Devamlı abdestli bulunmak. Abdestli olalım, huzurlu dolaşalım kardeşlerim, topraklarda nice şehitler yatıyor.
b)  İkincisi: Hilâf-ı hakîkat söz söylememek. Sözüne aslâ yalan katmamak.
c)   Üçüncüsü, gıybet etmemektir. Buyuruluyor ki hadîs-i şerifte:‘Gıybet zinâdan daha şiddetlidir.’
d)  Dördüncüsü, namazı vaktinde edâ etmek. (Salih İnsan Olmanın Şartları-YD Mart 2017)
e)  Şerîat temeldir. O sağlam atılmalı ki üzerine tarîkat binâsı inşâ edilebilsin. (Salih İnsan Olmanın Şartları-YD Mart 2017);
064-  Yıkayıcı elindeki ölü gibi mürşid-i kâmile teslîm-i küllî ile teslîm olmak lazımdır. Ve her nefeste râbıta yapmak. (Salih İnsan Olmanın Şartları-YD Mart 2017)
065-  Letâifler (vücuttaki zikir merkezleri) çalıştırılırsa ayakta iken, otururken, yatarken onlar zikreder. Ayrıca yatağa abdestli yatıp, uyuyuncaya kadar Allah, Allah diye zikredelim. Aksi halde uyku isrâf olur. (Salih İnsan Olmanın Şartları-YD Mart 2017)
066-   
a)  Az nimeti az sanma kimden geldi ona bak,
b)  Az günâhı az sanma kime karşı ona bak.
c)   Allâh’a karşı olunca, küçük günah da büyük gibi oluyor; onun için her günahtan sakınalım kardeşlerim. (Salih İnsan Olmanın Şartları-YD Mart 2017)
067-  Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem, Rabbü’l-âlemînin biricik sevgilisidir. Cenâb-ı Mevlâ, sevdiklerini hep O’nun Sallallahü Aleyhi Vesellem için seviyor; O’nun Sallallahü Aleyhi Vesellem yüzü suyu hürmetine kullarına rahmetiyle muâmele ediyor. Âhirette de mü’minler O’nun Sallallahü Aleyhi Vesellem şefâati ile Cennet’e girecekler, biiznillâhi Teâlâ. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
068-  Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem, bütün vasıflarında tek ve eşsizdir. Diğer peygamberlerde de o vasıflar var elbette. Ancak bütün bu güzellikler en kâmil anlamıyla Peygamber Efendimiz’de Sallallahü Aleyhi Vesellem toplanmıştır. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
069-  Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem, Allâh’ın Celle Celâlüh nûrudur. Cenâb-ı Mevlâ, ilk olarak Habîbi’nin nûrunu kendi nûrundan yaratmıştır. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
070-  Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem çekirdektir, bizler O’ndan doğduk hep. O Sallallahü Aleyhi Vesellem, bizim rûhen babamızdır. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
071-  Nasıl ki bir çocuk askerden geldiğinde ilk önce babasını kucaklar; bunun gibi îmanlı kişi de öldüğünde melekler onu ilkin Ravza-i Mutahhara’ya götürür, Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem ile kucaklaştırır. Sizlerin rûhları da O’nunla kucaklaşacak -inşâallah-. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
072-  Kardeşlerim, Muhammed Mustafâ’ya Sallallahü Aleyhi Vesellem bağlanırsanız kurtulursunuz. Zîrâ ne kadar ilâhî fazîlet ve kudsiyyet varsa hepsi O’nda Sallallahü Aleyhi Vesellem toplanmıştır. Cemâlde O’nun yüzü gibi bir yüz daha cihâna gelmiş değildir. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
073-  Kemâlde O’nun Sallallahü Aleyhi Vesellem gibisi yoktur. İlimde O’nun Sallallahü Aleyhi Vesellem dengi var olmamıştır. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
074-  İrfanda, şefkatte ve merhamette beşeriyete nasîb olan bütün güzelliklerin özü Hz. Muhammed’dir Sallallahü Aleyhi Vesellem. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
075-  Yavrularım! Sizleri aldatanlar çıkacak. Sakın kanmayın onlara! Senelerdir bizlere Muhammed’imizi Sallallahü Aleyhi Vesellem unutturmaya çalışıyorlar. ‘İnsanlık maymundan türedi, babanız maymun’ diyorlar. Neslimize İslâm Peygamberi’ni unutturmaya çalışıyorlar. (İnsanlık Âleminin Mürşidi: Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem-YD Mayıs 2017)
076-  Gönlümüzün günahla, masiyetle taşlaşmasından hatta taştan da daha katı olmasından AllahCelle Celâlüh cümlemizi muhafaza buyursun, haramın semtine yaklaşanlardan eylemesin Mevla bizi. (Azîmetle Amel (2)-YD Temmuz 2016)
077-  Allah rızası için fitneye sebebiyet vermeyelim. Böyle durumlarda sükût edelim. Olgun olalım. Olgun olalım. Olgun olalım. Olgunluk ise ibadet ve taatle mümkündür. İnsan, ibadetle yaşar, ibadetle olgunlaşalım. (Cemiyette Hûzurun Şartı-YD Ekim 2016)
078-  Mürşid-i kâmillerimiz dışarıdan bakılınca bizim gibi insandırlar. Ancak içlerinde taşıdıkları sır bizler için muammâdır. Onları meleklerden üstün yapan, insanlığa, bizlere olan şefkatleridir. Bizlere karşı kendi anne-babalarımızdan daha çok şefkatlidirler (Mürşid-i Kâmil’e Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
079-  Üstazlarımızın zâhirlerine bakıp onlar hakkında konuşmaya başladığımızda müşriklerden farkımız kalmıyor. (Mürşid-i Kâmil’e Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
080-  Akıllı mürid ameliyat masasındaki hasta gibi mürşidine teslîm olmalıdır. Niye? Çünkü mânen hasta. Kendi başına bir şey yapacak hâlde değil. Nasıl ki hasta iyileşip taburcu olana kadar doktorun emirlerini tutmak zorundadır; mürid de aynı şekilde tedâvi olana kadar mürşidinin emirlerine riâyet etmelidir. Zamânı gelince hâzık tabib onu zâten serbest bırakacaktır. (Mürşid-i Kâmil’e Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
081-  Râbıta yolun başlangıcında olan kimselere anne sütü gibidir. Allâh’ı zikretmeyi, tevbe istiğfarda bulunmayı hafife almamak gerekiyor. Sıbyan mektebi çağındasın ama medreseye gideyim diyorsun… Olmaz! Mümkün değil! (Mürşid-i Kâmil’e Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
082-  Mürşid-i Kâmillerimizin kıymetini bilmemiz elzemdir. Onların her birisi, bizim kötü ahlâkımızı tedâvi etmeye muktedirdirler. Muhabbet güneşinin gönlümüze doğması için teslîmiyet pencerelerini ardına kadar açmamız lâzım. (Mürşid-i Kâmil’e Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
083-  Kalbin içine yaramaz düşünceler girerse kalb fesâda uğrar, fayda vermez olur. Kalbin fesâda uğramaması için şerîata riâyet şarttır. (Mürşid-i Kâmil’e Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
084-  Kalbte dünyâ muhabbeti varsa, gâfiller dost edinilmişse nerde kaldı senin dervişliğin, nerde kaldı senin müridliğin? (Mürşid-i Kâmile Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
085-  Mürşidin huzûruna kalbinde başka başka sevgilerle gelinmez, gelinse de feyiz alınmaz. Hakk’tan gâfil olanlarla berâber olmayın, onlar gibi düşünmeyin, onlar gibi yaşamayın. Kabirde, yevm-i kıyâmette, haşirde neşirde onlar sizin imdâdınıza yetişemezler. (Mürşid-i Kâmile Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
086-  Sizler, kardeşlerinizin küçük bir kusûrunu dağ gibi görüp onları incitiyorsunuz. Onları incitince de mürşidlerinizi incitmiş oluyorsunuz. (Mürşid-i Kâmile Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
087-  Allâh’ımız bizi mürşidlerinin kapısında teslîmiyetle boyun bükenlerden eylesin. Hazîne sandığının üzerinde oturup ele güne avuç açanlardan eylemesin. (Âmîn) (Mürşid-i Kâmile Teslîmiyet-YD Haziran 2017)
088-  Kadir gecesinde Rabbimizin rızası, hızlı yağan yağmurlar gibi akıyor. İnsanlığı cehalet karanlıklarından kurtaran Kur’ân’ımız bu gecede nazil oldu. Bin aydan hayırlı. Bin ayı hesap ettiniz mi? Tam seksen üç sene yapıyor. Kadir’imiz mübarek olsun. (Kadir Gecesi-YD Haziran 2017)
089-  Hafızlar, Kur’ân-ı Kerîm gibidir. Kendilerini bozmazlarsa, ma­kamları doğrudan doğruya cennet-i âlâdır. Bir hafızın makamı mahşer yerinde yıldızlar gibi görünecek. Kur’ân-ı Kerîm’i okutturmaya gayret eden anne ve babanın başına şefaat tacı konacak. Haydi, ümmetime şefaat edin, siz, hafız anne-babasısınız, diyecek Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem. (Kadir Gecesi-YD Haziran 2017)
090-  Her seher duâ ederim bütün Mü’minlere:
Ya Rabbi!
Aşkullah, şevkullah, muhabbetullah, muhabbet-i Rasulûllah Sallallahü Aleyhi Vesellem ihsan et.
Kazalardan, belalardan, güç yetmez, takat getirilmez bütün sıkıntılardan sen muhafaza et.
Bütün Mü’minleri ve bu günahkârları İman-ı Kâmil ile öldür, Rızayı İlahiye’ni buldur.
Kalbimizden Ahlâk-ı Zemimiyeyi sildir. İçine Füyuzât-ı İlahiye’yi doldur.
Cennetinle, Cemalinle yüzlerimizi güldür Ya Rabbi.! (Kalemdar)
091-  Bir insan lisanını gıybetten, kalbini su-i zândan, nefsini kibirden, gururdan alıkoyuyorsa; yalandan, emanete hıyanetten ictinab ediyorsa, şüpheli olandan sakınıp helal-haram gözetiyorsa, hem insanlar içinde hem de yalnız kalınca edebe riayet ediyorsa takva sahibidir. (Kalemdar)
092-  Parmak kadar şeriattan ayrılan kişi, mağrib (batı) ile maşrik (doğu) arası kadar tarikattan ayrılır. (Kalemdar)
093-  Çocuklarıma haram lokma yedirtmeyeyim diye helal kazanç elde etme niyeti ile evden çıkan mü’minin bütün yaptıkları, sevap kazanmasına vesiledir. (Kalemdar)
094-   
a)  Her kimde edep yoksa sünnetten mahrum olur.
b)  Her kim sünneti terk ederse farzdan mahrum kalır.
c)   Her kim farzı terkederse marifetten mahrum olur.
d)  Her kim marifetten mahrum olursa Tevhit’ten mahrum olur.
e)  Her kim Tevhit’ten mahrum kalırsa kâfir olur. (Kalemdar)
095-  Kalb-i Selim sahibi olabilmenin yolları şunlardır:
a)  Salih kimselerle birlikte oturup kalkmak.
b)  Seher vakitlerinde Allah Teala’ya tevbe ve istiğfar ile yakarmak.
c)   Namazları gereği gibi kılmak.
d)  Açlığa riayet etmek (az yemek-az içmek).
e)  Kur’ân-ı Kerim okumaya devam (Kalemdar)
096-  Teşrif ettiniz bizlere
a)  Hasret idik biz sizlere
b)  Muhabbet doldu özlere
c)   Yârenler safa geldiniz. (Kalemdar)
097-  Kalemdar gibi kendini vurma
a)  Bilen var derdini, ağyardan sorma
b)  Küsüpte yakana, yalnız durma
c)   Gel bir sarışalım yahû nerdesin? (Kalemdar)
098-  Tasavvuf yoluna, tarikat-ı Âliyye’ye, Allah Celle Celâlüh’ün salih kullarından olmak niyetiyle girilir. (Kalemdar)
099-  Tasavvuf yolu, aşk ve muhabbet kazanarak; ilim, amel ve ihlâsı içimize yerleştirmek içindir. (Kalemdar)
100-  Bütün dünyayı terazinin bir gözüne koysanız, imanın zerresine mukabil gelemez. (Kalemdar)
101-  Üç şey feyz-i İlâhinin çoğalmasına sebeptir:
a)  İhlas
b)  Edep
c)   Muhabbet (Kalemdar)
102-  Az ye ki oruç tutasın. Az uyu ki geceleri namaz kılasın. Az konuş ki çok zikredesin. (Kalemdar)
103-  Mahbub-û Hakim’imiz Allah Celle Celaluhu, bizden razı olduğu gün kurtuluruz. (Kalemdar)
104-  Put olan yere meleklerin girmediği gibi, dünyanın putlaştırdığı kalbe de Allah Celle Celâlüh sevgisi girmez. (Kalemdar)
105-  Ailede erkek ve hanım, dünyanın süs ve ihtişamına dalmaz; fakir fukarayı gözetirlerse Allah Celle Celâlüh onlara saadet lûtfeder. (Kalemdar)
106-  Mürşid, Allah Celle Celâlüh yolunda bir kılavuz, bir vesiledir. (Kalemdar)
107-  Değil insana, hayvana bile zulmeden kimsenin âkıbetinden korkulur. (Kalemdar)
108-   
a)  Aşık maşukunu durmadan arar
b)  Muhabbetsiz geçen gün ihvana zarar
c)   Tabi bu meslekten etmedin firar
d)  Gel bir görüşelim yahu nerdesin? (Kalemdar)
109-   
a)  Besmele geçsin başına
b)  Gelsin Mü’minler hoşuna
c)   Geçirme ömrün boşuna
d)  Kur’ân’ına devam lâzım (Kalemdar)
110-  Birbirine kin besleyen, gönül bağı kopmuş bir cemaate Allah’ın rahmeti inmez. (Kalemdar)
111-  Kur’ân-ı Kerim’den ayrılanın kalbi, dar olur, dünyayı versen doymaz. (Kalemdar)
112-  Kişi ahlâklı olmadıktan sonra bütün dünyayı yerden gök kubbeye kadar ibadetle doldursa fayda etmez. (Kalemdar)
113-  Nefislerinizi ayaklarınızın altına almadıkça okusanız da hiçbir şey olamazsınız. (Kalemdar)
114-  Mü’min, kardeşini çok; kendini az düşünür. (Kalemdar)
115-  Toprağı toprağa, suyu suya, havayı havaya, ateşi ateşe, kendinizi Mevlâ’ya veriniz. (Kalemdar)
116-  Kalp Allah Celle Celâlüh’ın evidir, hazinesidir, arşıdır. Onun için gönül yapalım gönül kırmayalım. (Kalemdar)
117-  Güzel ahlâk’ın ilk adımı cömertliktir. (Kalemdar)
118-  Kardeşlerim! Allah Celle Celâlüh rızası için cimri olmayalım. Fakirleri, öksüzleri, yetimleri, ihtiyaç sahiplerini gözetelim. (Kalemdar)
119-  Bir kimse hem namaz kılıyor, hem de Allah Celle Celâlüh’ın yasakladığı kötülükleri işlemeye devam ediyorsa onun ibâdeti kabûle şayan değildir. (Kalemdar)
120-   
a)  Genç var ki ilme çalışır
b)  Vaaz vermeye alışır
c)   Büyük zatlarla buluşur
d)  Adam olacağı belli. (Kalemdar)
121-  Kararmış gönüllerin nurlanması şu beş şey iledir:
a)  Manasını tefekkür ederek Kur’ân-ı Kerim’i okumak.
b)  Teheccüd namazı kılmak.
c)   Salihlerle oturmak
d)  Mideyi aç bırakmak
e)  Seherde Hakk Teâlâ’ya yalvarıp yakarmak (Kalemdar)
122-  Büyüğün büyüklüğü kerametle bilinmez. Onun sünnete uyması, takvası ve hâliyle bilinir. (Kalemdar)
123-   
a)  Ey Allah’ım affet bizi
b)  Kalemdarın sızlar özü
c)   Kademine sürsem yüzü
d)  Efendimin tozu başka. (Kalemdar)
124-  İmanın sadakati, Allah Teala’ya tazim; meyvesi Hakk Teala’dan haya etmektir. (Kalemdar)
125-  Eğer iman reis-i cumhur, akıl başbakan, tevekkül, kanaat, hilm, tevazu gibi güzel huylar bakanlar olursa, merkeze dost hâkim olmuştur. (Kalemdar)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis