Zerrede Boğulmak Bize Yakışmaz
Zerrede Boğulmak Bize Yakışmaz
Birinci
Dünya Savaşı’nda Almanlarla beraberken Çanakkale Cephesi Komutanı olan Liman
Von Sanders, cepheyi teftişe geldiği bir gündü.
Sıranın
başındaki mehmetçiğe sordu:
“İyi savaşıyor musun?”
“Evet”
dedi mehmetçik.
“Peki
niçin savaşıyorsun?”
Cevap,
mehmetçiğin Allah’a yakınlığını haykırıyor.
Dedi
ki:
“Allah
rızası için.”
Alman
Mareşal Liman Von Sanders çarpıldı adeta. Sıradaki dizili askerlerin en az on
tanesine aynı soruları sordu ve birbirine yakın cevaplar aldı.
Allah
rızası için savaştıklarını söylediler.
Sonunda
mareşal, subaylarımıza döndü ve:
“Bravo beyler. Yaptığı işi Allah için yapan
evlatları olan bir millet mahvolmaz.”
Evet,
sonuçta Osmanlı’nın bin yıl süre ile bayraktarlığını yaptığı İslam’ı mahvetmek
isteyenlerin emelleri bir kez daha kursaklarında kalmıştı.
“Allah’a
bağlanan bütün bağlardan kurtulur.”
Bir
Allah dostu şöyle der:
“Allah’ın
nuruyla nurlanan bir gönlün semasını hangi bulutlar kaplayabilir? Her an
huzur-u İlâhîde bulunmak bahtiyarlığına eren bir kulun ruhunu, hangi fâni emel
ve arzular, hangi zavallı teveccüh ve iltifatlar ve hangi pespâye gaye ve
ihtiraslar tatmin, teskin ve tesellî edebilir?”
Kur’an
ve Sünnet-i seniyyelerle yoğurulmuş mehmetçiklerimiz Çanakkale’de “Yetiş ya
Muhammed kitabın gidiyor” haykırışlarına karşı kükremiş aslanlara dönmüş ve
siperlerimizi tekrar düşmandan geri almışlardı. Onlar cephede, bombalar altında
namaz kılmış, savaşırken oruç tutmuş, her mermi atışta besmele çekmişlerdir.
Doğru
yol sapıklara layık değildir.
Allah’ın
gönderdiği mükellef vahiy sofrasına oturan yiğitler zerrede boğulmazlar.
Rabbinin değil de nefsinin peşinde koşanlar cihanı nasıl diriltebilir?
Filiz
Konca
Yorumlar
Yorum Gönder