Ülkemizin Kalkınabilmesi Döviz Krizinin Aşılabilmesi İçin...
Ülkemizin Kalkınabilmesi Döviz Krizinin Aşılabilmesi İçin...
1- Bir ülkenin
kalkınması, atılım yapması eğitilmiş kaliteli insan gücüyle mümkün
olabilmektedir. Türkiye’nin tüm çocukları ve gençlerini kapsayan bir araştırma
yapılarak IQ’su yüksek çocuk ve gençler araştırıp tespit edilerek “Bir yetenek
havuzu” oluşturulmalı, bu çocuk ve gençler özel ve kaliteli bir eğitimle
yeteneklerinin son sınırına kadar Enderun tipi okullarda eğitilmelidir. İleride
devletin ve özelin başına bu yüksek yetenekler getirilmeli… Osmanlı Enderun
mekteplerinde buna benzer bir eğitim sistemi vardı.
2- Eğitim sistemi
4+4+4 değil 1+4+4+3 olmalıdır. Ben 46 senelik eğitimci öğretmenim. Anaokulları
1 yıl olmalı ve mecbur olmalı; gerekçesi: ehliyetsiz ve karanlık fikirli, “İşid” tipi
kişiler yasa dışı anaokulları açıyor. Bunlar körpe beyinlere zararlı bir din
anlayışı ve devleti yıkıcı fikirler aşılayabiliyor. 4 yaş mecburi olursa herkes
devlet okuluna gönderir bunun da önüne geçilebilir. Liselerin 3 yıl olması da
çok önemli: Liseler sadece üniversite hazırlık eğitimi yapıyor 4 yıla hiç gerek
yok. Eskiden liseler 3 yıldı pekâlâ yetiyordu. Liselerin 4 yıl olması işe
başlama ve evlilik yaşını bir yıl geciktiriyor. Bu da gençlerin ahlâk ve ruhsal
durumlarına olumsuz yansıyor. Meslek liseleri belki 4 yıl olabilir. Ona da
tecrübeli eğitimciler karar verir.
3- Türkiye’nin bu
ekonomik krizden acil kurtulabilmesi için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu (BDDK), gibi bağımsız bir “Özel sektör Düzenleme ve Denetleme
Kurulu (ÖSDDK)”, kurulmalı ve özel sektör denetlenmeli; ödeyemeyeceği
borcun altına girenlere izin verilmemeli, özeldeki israf ve kalitesizlik
önlenmelidir. (Bu kurumun içinde özel sektör temsilcileri de olmalı) Çünkü bu
ekonomik krizin temel sebebi özel sektör şirketleridir. Özel sektörün keyfi
ölçüşüz yatırım ve harcamalarının günahını neden tüm Türkiye çeksin ki…
4- Tüm Özel Sektör
şirketleri; “Kalite”, “AR-Ge” ve “Halkla ilişkiler” birimleri
kurmalı; toplam cironun en az yüzde beş-onu buralara ayrılmalı; üretilen mallar
sadece Türkiye piyasası için değil tüm dünya piyasaları için olmalı.
5- Özel de olsun
kamuda olsun kaliteli ve verimli üretime geçilmelidir. Kaliteli üretim yapmayan
üreticilere belli bir süre verilmeli: “CE” ve “TSEK” belgesi
olmayanlar derhal kapatılmalıdır. Bu tür şirketler hem kaliteli mal üretenlere
engel oluyor, hem kaynak israfı yapıyor, hem ülkenin geri kalmasına sebep
oluyor, hem ihracat yapamıyor.
6- Almanya’dan
kaliteli otomobil, ABD’den kaliteli füze, Japonya’dan kaliteli elektronik eşya
üretmeden büyük ülke olamayız. “Özel sektör Düzenleme ve Denetleme
Kurulu(ÖSDDK)”, sık sık kalite yarışmaları düzenlemeli ödüller vermelidir.
7- Özel sektörde de
Aselsan’a benzeyen ve sanayi üretim ve atılımları gerçekleştiren; “ÖZELSAN”
Özel Sekter sanayi ve araştırma Şirketi) bir yapı daha kurulmalıdır.
8- İthal malların
listesi çıkarılmalı, her şeyin en kalitelisini (Cep telefonundan uçağına kadar)
daha ucuza kendimiz üretmeliyiz. Ürettiğimiz mallar yalnız Türkiye piyasası
için değil tüm dünya piyasası için olmalı her ülkeye ihracatımızı artırmalıyız.
Mecbur kalınmadıkça hiçbir ürün ithal edilmemelidir. (Elbette bu yasaklamayla
olmaz, en ucuz ve kalitelisini Türkiye üretirse başarılı olur.)
9- Kamuda israfa son
verilmeli, acil yatırımlar hariç bazı yatırımlar ertelenmeli, şu teşvik-bu
teşvik birçoğu iptal edilmeli; derhal denk bütçeye, hatta fazla veren bir
bütçeye geçilmelidir.
10- ABD ve tüm
yabancı ülkeler ile yapılan ikili antlaşmalar gözden geçirilmeli; aleyhimize
olanlar teker teker masaya konarak görüşülmelidir.
11- ABD ile İncirlik,
Kürecik antlaşmaları iptal edilebilirse iptal edilmeli sert misillemelerde
bulunulmalıdır.
12- Türk
Cumhuriyetlerinde ve İslam ülkelerinde birlik yapılanmaları için kamuoyu
oluşturulmalı, yerli paralarla ticaret yapılmalı, daha güçlü ekonomik ve
kültürel bağlar kurulmalıdır.
13- Bölge ülkeleri
Rusya, Türk cumhuriyetleri, İran, Japonya, Çin… AB tipi ekonomik ortaklıklar
kurulmalıdır.
14- Okullardaki
eğitim seviyesi ve halkın eğitim seviyesi yükseltilmeli. Bir zamanlar Özal’lı
yıllarda TV’lerde beş dakika diye “eğitim filmleri” vardı. KDV’nin
ilk çıktığında KDV’yi çok güzel tanıtıyordu. Yatan idarecilerin bugün git yarın
gel oyalamalarını hicvediyordu. İster özel ister kamu tüm TV kanalları günde
bir saatlerini halkın eğitimi için ayırmalı spot filmler gösterilmeli. (Bu
filmler en çok izlenen saatlerde gösterilmeli; zaten boşa saat doldurmak için
saçma sapan şeyler gösteriyorlar). RTÜK bunu mecbur etmeli.
15- Parti farkı
gözetmeksizin Eski siyasetçi ve bilim adamlarından oluşan bir danışma kurulu
oluşturulmalı onların değerli tecrübelerinden ve fikirlerinden yararlanılarak
beyin fırtınası oluşturulmalıdır.
Vatanımızın bekası milletimizin
birlik ve beraberliği için; güzel Türkiye’mizin süper güç olması için; fikir
üreten herkese saygılar ve selâmlar…
Yorumlar
Yorum Gönder