Arkadaş Böyle Olmalı
Arkadaş Böyle Olmalı
Savaşın en kanlı günlerinden biri.
Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü.
İnsanın başını bir saniye bile
siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru
altındaydılar. Asker teğmene koştu ve:
altındaydılar. Asker teğmene koştu ve:
- Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp
gelebilir miyim?
Delirdin mi? Der gibi baktı teğmen...
Delirdin mi? Der gibi baktı teğmen...
- Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik
deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile... Kendi hayatını da tehlikeye atma
sakın...
Asker ısrar etti ve teğmen
"Peki " dedi... "Git o zaman..."
İnanılması güç bir mucize... Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti... Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
İnanılması güç bir mucize... Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti... Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
- Sana değmez, hayatını tehlikeye
atmana değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş...
- Değdi teğmenim. Dedi asker...
- Nasıl değdi? Dedi teğmen. Bu adam
ölmüş görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım. Çünkü
yanına ulaştığımda henüz sağdı...
Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için...
Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:
Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için...
Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:
- Jim! Geleceğini biliyordum! Demişti
arkadaşı... Geleceğini biliyordum…
Yorumlar
Yorum Gönder