Muhteşem Bir Hikâye Göz Yaşlarıyla Okuyacaksınız!
Muhteşem Bir Hikâye Göz Yaşlarıyla
Okuyacaksınız!
Okulun ilk gününde 5. sınıfın önünde dururken, öğretmen
çocuklara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini
aynı derecede sevdiğini söyledi. Ancak bu imkânsızdı, çünkü ön sırada oturduğu
yerde bir yana kaykılmış ismi Mustafa Yılmaz olan bir erkek çocuk vardı.
Mediha Öğretmen bir yıl önce Mustafa’yı izlemişti ve diğer
çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kirli olduğunu ve sürekli olarak
kirli dolaştığını gözlemişti. İlave olarak Mustafa tatsız olabiliyordu. Bu öyle
bir noktaya geldi ki, Mediha Öğretmen onun kâğıtlarını büyük bir kırmızı
kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar (x) yapmaktan ve kâğıdın üstüne büyük ‘F’ (‘Fena’ yani, ‘En Düşük
Derece’) koymaktan zevk alır oldu.
Mediha Öğretmen’nin okulunda, her çocuğun geçmiş kayıtlarını
incelemesi gerekiyordu ve Mustafa’nın kayıtlarını en sona bıraktı. Ancak, onun
hayatını gözden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karşılaştı.
Mustafa’nın birinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:
“Mustafa gülmeye hazır parlak bir çocuk. Ödevlerini derli toplu
ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli. Onun etrafta olması çok eğlenceli?”
İkinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:
“Mustafa mükemmel bir öğrenci, sınıf arkadaşları tarafından çok
seviliyor, ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için sıkıntı içinde ve
evde ki yaşamı mücadele içinde geçiyor!”
Üçüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:
“Mustafa’nın annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Mustafa
elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, ama babası ona ilgi göstermiyor
ve eğer bazı adımlar atılmazsa evde ki yaşamı yakında onu etkileyecek.”
Mustafa’nın dördüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:
"Mustafa içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi
göstermiyor. Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor.
Bunları okuyunca, Mediha Öğretmen problemi kavradı ve kendinden
utandı.
Öğrencileri ona güzel kurdelelerle ve parlak kâğıtlara sarılmış
hediyeleri getirdiğinde bile kendini çok kötü hissediyordu. Mustafa’nın
hediyesini alıncaya kadar bu böyle devam etti.
Mustafa’nın hediyesi bir marketten aldığı kalın, kahverengi
ambalaj kâğıdı ile beceriksizce sarılmıştı.
Mediha Öğretmen onu diğer hediyelerin ortasında açmaktan acı
duydu. Mediha Öğretmen pakette
taşlarından bazıları düşmüş yapma elmas taşlı bir bilezik ve çeyreği dolu olan
bir parfüm şişesini çıkarınca çocuklardan bazıları gülmeye başladı.
Ama o bileziğin ne kadar güzel olduğunu haykırdığında çocukların
gülmesi kesildi. Bileziği taktı ve parfümü bileklerine sürdü. Mustafa, o gün
okuldan sonra öğretmenine şunu söylemek için kaldı.
Öğretmenim bugün aynı annem gibi kokuyordunuz.
Çocuklar gittikten sonra, Mediha Öğretmen en az bir saat ağladı.
O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı. Bunun yerine,
çocukları eğitmeye başladı.
Mediha Öğretmen, Mustafa’ya özel ilgi gösterdi. Onunla
çalışırken, zihni canlanmaya başlıyor görünüyordu. Onu daha fazla teşvik ettikçe,
daha hızlı karşılık veriyordu. Yılın sonuna kadar Mustafa sınıfta ki en zeki
çocuklardan biri oldu ve tüm çocukları aynı derecede sevdiğini söylemesine
rağmen, Mustafa onun gözdelerinden biri idi.
Bir sene sonra, Mediha Öğretmen kapısının altında Mustafa’dan
bir not buldu.
O’na hala tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu
söylüyordu.
Altı yıl sonra Mustafa dan bir not daha aldı. Liseyi
bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki en iyi öğretmen
olduğunu yazmıştı.
Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen okulda
kaldığını, sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında kolejden en yüksek
derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı. Yine Mediha Öğretmen’nin
tüm yaşamında ki en iyi ve ne favori öğretmen olduğunu yazmıştı.
Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi. Bu kez
fakülte diplomasını aldıktan sonra, biraz daha ilerlemeye karar verdiğini
açıklıyordu.
Mektup onun hala karşılaştığı en iyi ve en favori öğretmen
olduğunu açıklıyordu.
Ama simdi ismi biraz daha uzundu.
Mektup söyle imzalanmıştı,
Prof. Dr. Mustafa Yılmaz (Tıp Doktoru)
Öykü burada bitmiyor.
Görüyorsunuz, ortaya çıkan başka bir mektup var.
Mustafa bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu.
Babasının
Bir kaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyordu ve evlenme
töreninde
Mediha Öğretmen’in damadın annesine ayrılan yere oturup
oturamayacağını soruyordu.
Şüphesiz Mediha Öğretmen bunu kabul etti. Ve tahmin edin ne
oldu?
Taşları düşmüş olan o bileziği taktı. Dahası, Mustafa’nın
annesinin süründüğü parfümden sürdü.
Birbirlerini kucakladılar ve Dr. Mustafa, Mediha Öğretmen’nin
kulağına şöyle fısıldadı:
"Bana inandığınız için teşekkür ederim, öğretmenim. Bana
önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark meydana getirebileceğimi
gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim!"
Mediha Öğretmen, gözlerinde yaşlarla fısıldadı, söyle dedi:
“- Mustafacığım ben de yanlış şeylere sahiptim. Bir fark meydana
getirebileceğimi bana öğreten sensin. Seninle tanışıncaya dek, nasıl
öğreteceğimi bilmiyordum".
“Birinin Hayatında Bir Fark Oluşturmaya Çalışın!”
(Daha önce hiç bir gönderiyi paylaşın diye rica da bulunmadım.
Ama bu gönderiyi paylaşın, paylaşın ki hâlâ insanlığın ölmediğini herkese
gösterelim...)
Yorumlar
Yorum Gönder