Medine Yahudîlerinin İleri Gelen Âlimlerinden Biri Olan Abdullah Bin Selâm Nasıl Müslüman Olmuştur?
Medine Yahudîlerinin İleri
Gelen Âlimlerinden Biri Olan Abdullah Bin Selâm Nasıl Müslüman Olmuştur?
Yahudilerin buna tepkisi ne
olmuştur?
Hz. Yusuf Aleyhisselâm'ın
sülâlesinden olan Abdullah b. Selâm Radiyallahü Anh, Medine Yahudilerinin ileri
gelen âlimlerinden biri idi.
Büyük bir âlim olan babası
Selâm'dan birçok şeyle birlikte, Tevrat'ı ve tefsirini de öğrenmişti. Ayrıca,
babası, âhir zamanda gelecek peygamberin sıfat ve alâmetleri ile yapacağı
işleri de kendisine anlatmış ve, "Eğer o, Harun neslinden gelirse, ona
tâbi olurum, yoksa tâbi olmam." demişti. Selâm, Efendimiz Sallallahü
Aleyhi Vesellem henüz Medine'ye gelmeden önce de vefat etmişti.
Resûl-i Kibriya Efendimizin Sallallahü
Aleyhi Vesellem Medine'ye gelişini Müslümanlara müjdeleyen Yahudînin sesini
Abdullah b. Selâm da işitmiş ve kendisini tutamayarak, "Allahü
Ekber!" deyip tekbir getirmişti.
Bunu duyan halası, "Allah,
seni umduğuna erdirmesin! Vallahi, Musa Peygamber'in geleceğini duymuş olsaydın
bundan fazlasını yapmazdın!" diyerek ona çıkışmıştı.
Abdullah ise, "Ey hala!..
Vallahi, gelen de onun kardeşidir! O da onun gibi bir peygamberdir!"
demişti.
Bunun üzerine halası,
"Yoksa, Kıyamet'e yakın gönderileceği bize haber verilen peygamber, bu
mudur?" diye sormuştu.
Abdullah, "Evet..."
cevabını verince de, "Öyle ise, davranışında haklısın!" demişti.(1)
Resûl-i Kibriya Efendimiz Sallallahü
Aleyhi Vesellem, Medine'ye teşrif buyurdukları zaman, Abdullah b. Selâm da onu
görmek için gitmiş ve Efendimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem nurlar saçan
mübarek simasını görünce, "Şu sîmada yalan yok! Şu yüzde hile
olamaz!" diye kendi kendine söylenmişti.(2)
Peygamberimize Soru Sorması ve
İslâm'ı Kabulü
Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallahü
Aleyhi Vesellem, henüz Ebû Eyyûb el-Ensârî Radiyallahü Anh Hazretlerinin evinde
misafir kaldığı bir sıradaydı. Abdullah b. Selâm da, Efendimizi Sallallahü
Aleyhi Vesellem ziyarete geldi ve ona birtakım sualler sordu. Tevrat'tan
sorduğu suallerine yine Tevrat'a uygun cevaplar alınca, şehâdet getirerek
Müslüman oldu.(3) Sonra da,
"Yâ Resûlallah!.. Yahudî
milleti, iftiracı, yalancı bir millettir. Yarın benim Müslüman olduğumu duyunca
türlü yalanlar uydurup iftirada bulunurlar. Müslümanlığım duyulmazdan önce beni
onlardan sorup mevkiimi tasdik ettiriniz!" dedi.
Peygamber Efendimiz Sallallahü
Aleyhi Vesellem, onu bir tarafa gizleyip Yahudî ileri gelenlerinden bazılarını
davet etti ve onlara,
"Ey Yahudî cemaati!.. Siz,
benim, Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğumu pek iyi bilirsiniz!
Ben hak dinle geldim; Müslüman olunuz!" dedi. Yahudiler,
"Biz, senin peygamber
olduğunu bilmiyoruz!" diye karşılık verdiler ve bu sözlerini üç sefer
tekrarladılar. Bundan sonra Resûli Ekrem,
"Sizin içinizde Abdullah b.
Selâm adında birisi var. O nasıl bir kişidir?" diye sordu. Yahudiler,
"O, bizim içimizde hayırlı
bir babanın hayırlı bir oğludur. Kendisi de babası da en faziletlimiz, en
âlimimizdir." diye şehâdet ettiler. Resûlullah,
"Abdullah b. Selâm,
Müslüman olursa, siz ne dersiniz?" diye sordu. Yahudîler,
"Hâşâ!.. Abdullah İbni
Selâm, hiçbir vakit Müslüman olamaz!" dediler.
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem,
sualini üç sefer tekrarladı. Her seferinde onlar da aynı inkârı cevabı
verdiler. Bunun üzerine Resûl-i Kibriya, Abdullah İbni Selâm'a hitaben,
"Yâ İbni Selâm!..
Gel!.." diye çağırdı. Abdullah, saklı bulunduğu yerden çıktı ve Müslüman olduğunu
ilân etti; Yahudilere de,
"Ey Yahudî cemaati!..
Allah'tan korkunuz! Size geleni kabul ediniz. Vallahi, siz de bilirsiniz; o,
yanınızdaki Tevrat'ta ismini ve sıfatını yazılı bulduğunuz
Resûlullah'tır." diyerek onları İslâm'a davet etti.(4) Fakat Yahudîler,
"Sen yalan söylüyorsun! Sen
şerir oğlu şeririmizsin!" dediler ve onu, kıymetini düşürmek için türlü
türlü kusur ve kabahatler isnad ederek kötülediler. Abdullah b. Selâm,
"Yâ Resûlallah!.. Korktuğum
işte bu idi! Ben, sana onların gaddar, yalancı, fâcir ve müfteri bir millet
olduğunu haber vermemiş miydim? İşte, dediğim çıktı!" dedi.(5)
Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi
Vesellem, Yahudileri huzurundan çıkardı. Abdullah b. Selâm ise evine gitti.
Onun davetiyle bütün ev halkı ve halası da Müslüman oldu.(6) Yahudilerin bazı
ileri gelenleri, Abdullah b. Selâm'ı türlü türlü desise ve sözlerle
Müslümanlıktan vazgeçirmeye çalıştılarsa da muvaffak olmadılar.
Abdullah b. Selâm'la birlikte
birçok Yahudi âlimi de samimî olarak İslâm'ı kabul edip Müslümanlıkta sebat
gösterdiler, îman etmeyen diğer Yahudi âlimleri ise, "Muhammed'e bizim
şerlilerimiz tâbi oldu! Eğer hayırlı olsalardı atalarının dinini
terketmezlerdi." diye ileri geri konuşmaya başladılar. Bunun üzerine,
Cenâb-ı Hak, indirdiği âyeti kerîmede meâlen şöyle buyurdu:
"Onların hepsi bir
değildir. Ehl-i Kitap içinde bir cemaat vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak
Allah'ın âyetlerini okurlar."(7)
Dipnotlar:
1. İbni Hişam, Sîre, II/163;
Belâzurî, Ensab, I/266.
2. İbn-i Sa'd, Tabakat, I/235;
ibn-i Abdi'l-Berr, istiab, III/922; Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 92.
3. Buharî, a.g.e., II/335; Ahmed
İbn-i Hanbel, Müsned, III/108
4. İbn-i Hişam, Sîre, II/164;
Buharî, Sahih, II/335.
5. İbn-i Hişam, a.g.e., XII/164.
6. a.g.e.
7. Âl-i İmrân, 3/113.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Yazar:
Salih Suruç
Yorumlar
Yorum Gönder