Ölüm Meleği Canımızı Nasıl Alır?
Ölüm Meleği Canımızı Nasıl Alır?
Bir gün İbrahim Aleyhisselâm, ölüm meleğine;
“– Ey ölüm meleği, ölüm
vakti gelen insanların bir kısmı doğuda, bir kısmı batıda olsa yahut kuzeyde ve
güneyde aynı anda zelzele olup ölseler yahut da dünyanın çeşitli yerlerinde
savaş olsa, aynı anda binlerce, milyonlarca insan ölse, aynı anda bunların
hepsinin ruhlarını nasıl alıyorsun?”
Ölüm meleği ise İbrahim Aleyhisselâmın sorusuna şu cevabı verdi:
“– Allah’ın izniyle
onların ruhlarını çağırırım, derhal avucumun içinde oluverirler.”
Süleyman Aleyhisselâm, ölüm meleğine tekrar bir soru sordu;
“– İnsanların ruhlarını
kimini genç yaşta, kimini bebekken, kimini ihtiyarlayınca alıyorsun. Ruhları
almada ölçün nedir?”
Ölüm meleği;
“– Bana eceli gelenlerin
listesi verilir. Ben verilen listeyi tatbik ederim. Başka işe karışmam!”. Diye
cevap verdi.
Ölüm meleği gelip, Süleyman Aleyhisselâmın yanında oturan bir
kimseye dikkatli bakmaya başladı. Sonra çıkıp gitti. O zat, Süleyman Aleyhisselâma
dönüp şöyle dedi:
“– Kimdi o bana öyle can
alacak gibi bakan?”
“– Ölüm meleğiydi.”
“– Beni onun pençesinden
kurtar! Rüzgâra emret, beni Hindistan’a götürsün!”
O zatın bu isteği derhal yerine getirildi. Ölüm meleği ikinci
defa Süleyman Aleyhisselâmın yanına gelince, Hazret-i Süleyman;
“– Geçen gelişinde
yanımdaki zata niçin öyle bakmıştın?”
“– Şimdi onun ruhunu alıp
geldim. Bana onun ruhunu Hindistan’da almam emredilmişti. Ömrü biterken, hâlâ
burada bulunduğu için öyle bakmıştım.”
(Mesnevi)
Yorumlar
Yorum Gönder