Kazananlar Odaklanır, Kaybedenler Dağılır!
Kazananlar
Odaklanır, Kaybedenler Dağılır!
Şu eski deyişi severim : “Kazananlar odaklanır, kaybedenler
dağılır.” Bu gerçekten doğrudur. Amaç duygusu beni enerjiyle, ne istediğini
bilen enerjiyle doldurur. Bu gerçekten de çok güzel bir şeydir.
Harry
Bernstein hakkında anlatmayı çok sevdiğim bir hikaye vardır. İnsanlar, bu
hikayeyi, geç yaşta büyük işler yapmak olarak yanlış yorumlar. Hikaye bununla
ilgili değildir. Hikaye kişilikten amaca dönüşüm hakkındadır.
Harry 93 yaşındaydı. Karısı, daha yeni lösemiden
ölmüştü ve Harry hayata nasıl devam edebileceğini bilmiyordu; çünkü öncesinde
amacı karısına bakmak, onunla olmak ve onun mutluluğunu sağlamaktı. Bu yüzden
birdenbire, 93 yaşında amacı ayaklarının altından kayıp gitti. Uyandığında,
artık yaşamak için enerjisi kalmamıştı.
Bu
depresyondur. Harry depresyondaydı, “Aman neye yarar? Niye zahmet edeyim? Niye
devam edeyim ki?” diye kendine sorardı, depresyonun bütün anlamı budur :
Yapacak bir şeyim yok. Heyecan duyacağım ya da beni şevke getirecek hiçbir şey
yok. Bu yüzden bütün dikkatim tekrar kişiliğimde… Bende… Duygularımda… Ne
hissettiğim, ne düşündüğümde ve üzüntümde. Tüm düşüncelerim üzüntüm, vicdan
azabım ve pişmanlığımda, dikkatim tamamen kendime yönelmiş durumdadır.
Ancak, Harry
Bernstein bu dünyanın içinde uzun süre sıkışıp kalmadı. Zihni, kişiliğinden
amaca yöneldiği anda bedeni depresyondan çıktı.
Sıra dışı
bir şey yaptı; ama ona neyin esin kaynağı olduğunu pek bilmiyoruz. Zihin
değiştiğinde ruh içeri girecek bir yol bulur. Leonard Cohen’in şarkısında
söylediği gibi, her şeyde bir çatlak vardır, ışık oradan girer. Böylece Harry
Bernstein mantık dışı bir şey yapmaya karar verdi.
Oturup,
hayatını yazmaya karar verdi. Hayatında o kadar çok, o kadar büyüleyici şey
olmuştu ki… Artık karısının ölümüne tepki göstermekle kalmayacaktı. Onun yerine,
üretecekti. 93 yaşında dolu dolu ve ilginç bir ömür sürmüş bir insanın yaşadığı
bütün heyecanlar, üzüntüler ve inanılmaz şeylere ilgili insanların
okuyabileceği bir kitap ortaya çıkaracaktı. Hayatını bir kez daha yaratmaya
karar verdi. Bu kez bunu, diğer insanlara büyük keyif verecek bir kitap olarak
yapacaktı.
93
yaşındaydı! 25 yaşında olmamasına rağmen yazar olmayı öğreniyor, insanlarla
bağlantı kurmaya çalışıyor, sosyal ağlara giriyor, iyi menajerleri bulmaya
çalışıyor, geleceğin tohumlarını ekiyordu. 93 yaşındaysanız sizin için nasıl
bir gelecek olabilir ki?
Çoğu insan
zamanlarının %90’ını gelecekle harcar. Bir gün kendilerini başarıya taşıyacak
olan insanlarla bağlantı kurmaya çalışırlar. Bu, kendilerini güç basamaklarında
yukarı çekecek güçlü bir insan bulmak gerektiği gibi yanlış bir fikirle,
entelektüel yetilerini ve hayal güçlerini acıklı bir şekilde ortalığa saçmaları
demektir.
Harry
Bernstein’ın yaptığı 18 yaşında olsak bile, hepimizin yapabileceği bir şeydir.
93 yaşına kadar beklememiz gerekmez. Bir amacımız olabilir. Kalp
kırıklıklarıyla dolu bir ömür boyu beklememiz gerekmez. Bütün günümüzü,
kişiliğimizin içinde hapsolmuş şekilde ne hissettiğimize yoğunlaşarak
geçirmemiz gerekmez, bir amacımız olabilir; bu amaç bize şevk verecektir.
Harry bir
sene boyunca 24 saatini kitap üzerinde çalışarak geçirdi. Arkasından, (New
York’taki bütün yayıncılar kitabını geri çevirdikten sonra) Harry Random
House’un Londra bürosunda bir yayıncı buldu. Kitabının bir kopyası bir yıl
orada bekledikten sonra, Kate Elton adında bir editörün masasına ulaştı. Elton
kitabı okudu ve “kaçırılamaz” (kullandığı sözcük buydu) olduğunu söyledi.
Kaçırılamaz!
Steve
Chandler – Motive Ol
Yorumlar
Yorum Gönder