Salavatı Cevheratül-Esrar صلاة جوهرة الاسرار
Salavatı Cevheratül-Esrar صلاة جوهرة الاسرار
اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَباَرِكْ عَلَى نُوْرِكَ اْلأَسْبَقِ.
وَصِرَاطِكَ الْمُحَقَّقِ. اَلَّذِيْ اَبْرَزْتَهُ رَحْمَةً شَامِلَةً
لِوُجُوْدِكَ. وَاَكْرَمْتَهُ بِشُهُوْدِكَ. وَاصْطَفَيْتَهُ لِنُبُوَّتِكَ وَرِسَالَتِكَ.
وَاَرْسَلْتَهُ بَشِيْرًا وَنَذِيْرًا. وَدَاعِياً اِلَى اللهِ بِاِذْنِهِ
وَسِرَاجًا مُنِيْرًا. نُقْطَةِ مَرْكَزِ الْباَءِ الدَّائِرَةِ اْلاَوَّلِيَّةِ.
وَسِرِّ اَسْرَارِ اْلاَلِفِ الْقُطْباَنِيَّةِ. اَلَّذِيْ فَتَقْتَ بِهِ رَتْقَ
الْوُجُوْدِ. وَخَصَّصْتَهُ بِأَشْرَفِ الْمَقَامَاتِ بِمَوَاهِبِ اْلاِمْتِناَنِ
وَالْمَقَامِ الْمَحْمُوْدِ. وَأَقْسَمْتَ بِحَياَتِهِ فِيْ كِتاَبِكَ
الْمَشْهُوْدِ. ِلأَهْلِ الْكَشْفِ وَالشُّهُوْدِ. فَهُوَ سِرُّكَ الْقَدِيْمُ
السَّارِيُّ. وَمَاءُ جَوْهَرِ الْجَوْهَرِيَّةِ الْجَارِيّ. اَلَّذِيْ اَحْيَيْتَ
بِهِ الْمَوْجُوْدَاتِ. مِنْ مَعْدِنٍ وَحَيَوَانٍ وَنَباَتٍ. قَلْبِ الْقُلُوْبِ
وَرُوْحِ اْلاَرْوَاحِ وَاِعْلاَمِ الْكَلِماَتِ الطَّيِّباَتِ. اَلْقَلَمِ
اْلأَعْلَى وَالْعَرْشِ الْمُحِيْطِ رُوْحِ جَسَدِ الْكَوْنَيْنِ. وَبَرْزَحِ
الْبَحْرَيْنِ. وَثاَنِيَ اثْنَيْنِ. وَفَخْرِ الْكَوْنَيْنِ. اَبِيْ الْقَاسِمِ
اَبِيْ الطَّيِّبِ سَيِّدِناَ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِاللهِ بْنِ عَبْدِ
الْمُطَّلِبِ عَبْدِكَ وَنَبِيِّكَ وَحَبِيْبِكَ وَرَسُوْلِكَ النَّبِيِّ
اْلأُمِّيِّ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ تَسْلِيْمًا كَثِيْرًا بِقَدْرِ
عَظَمَةِ ذَاتِكَ فِيْ كُلِّ وَقْتٍ وَحِيْنٍ سُبْحاَنَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ
عَمَّا يَصِفُوْنَ وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِيْنَ وَالْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ
الْعَالَمِيْن.
Okunuşu:
Allâhümme salli ve sellim bârik alâ nurikel esbak Ve
sıraâtikel muhakkak Ellezi ebreztehu rahmeten Şâmileten livucudike Ve ekremtehu
bişuhudike Ves tafeytehu linübüvvetike ve risâletike Ve erseltehu beşiran ve
nezira Ve dâiyen ilallahi biiznihi ve sirâcen münira Noktati merkezi bâid dâiretil
evveliyyeti Ve sirri esrâril elifil kutbaniyyeti Ellezi fetakte bihi ratkal
vucudi Ve hassastehu bi eşrafil makâmâti bi mevâhibil imtinân Vel makâmil
mahmud Ve âksetme bihayâtihi fi kitâbikel meşhuri li ehlil keşfi veşşuhud
Fehüve sirrukel kadimüssâri Ve mâi cevheril cevheriyyetil câri Ellezi ahyeyte
bihil mevcudâti min ma'denin ve hayevânin ve nebâtin Kalbil kulubi Ve ruhil
ervâhi Ve i'lâmil kelimâtit tayyibât El'kalemil alâ Vel arşil muhit Ruhi
cesedil kevneyni Ve berzehil bahreyni Ve sâniye isteyni Ve fahril kevneyni ebil
Kasım ebittayyib seyyidinâ Muhammed ibni Abdillah ibni Abdil muttalib abdike ve
nebiyyike ve habibike ve rasulike ennebbiyyil ümmiyi ve alâ âlihi ve sahbihi ve
sellim teslimen kesira bi kaderi azameti zâtike fikülli vaktin vehinin Subhane
rabbike rabbil izzeti amma yesifun ve selâmün alel mürselin vel hamdulillahi
rabbil âlemin.
Anlamı
Ey Rabbim, önceki nûrun olan, Kendi mevcudiyetin
sebebiyle, kapsayıcı bir rahmet olarak ortaya çıkardığın; Kendini müşâhede
ettirerek keremlendirdiğin; Nebiliğine ve Resûllüğüne seçtiğin; müjdeci,
uyarıcı olarak gönderdiğin; Kendi izniyle Allah'a bir çağırıcı ve nûruyla
aydınlatan bir kandil, ilk "bâ" dâiresinin merkezdeki noktası, kutup
"elif"inin sırlarının sırrı kıldığın; varlık çemberini kendisiyle
yardığın; en güzel mevhibeleri vererek en şerefli makamları, Makâm-u Mahmûd'u
kendisine mahsûs kıldığın; ehl-u keşfe ve şuhûda malûm kitabında hayatına kasem
ettiğin; kadîm sırrın ki sârî; cevherlerin cevheri bir "su" ki câri;
ki bu suyla Sen maden, hayvan ve bitki gibi mevcûdâta can verdin; kalplerin
kalbidir o, ruhların ruhu; hoş kelimeleri yayan; en yüce kalemdir; kuşatan bir
Arş, iki kevnin bedenindeki ruhtur; iki deniz arasındaki aşılmaz berzah; ikinin
ikincisi; iki kevnin de medârı iftihârı; Ebu'l-Kâsım, Ebu't-Tayyib; Seyyidimiz,
Muhammed b. Abdullah b. Abdulmuttalib (sallallahu aleyhi ve sellem), Senin
kulun, nebin, sevgilin, resûlün, ümmî olan nebin, işte ona, onun âline,
ashâbına çokça, her zaman ve anda Kendi zâtının azameti miktarınca salât ve
selâm ediver, onu mübârek kıl! Rabbin işte O azîz olan Rabbin, inkarcıların
vasfettiklerinden münezzehtir! Resûllere de selâm olsun. İşte o hamd ki
âlemlerin Rabbine mahsustur!
Yorumlar
Yorum Gönder