Bir Vahiy Kelâmı: “İnşallah!”
Bir Vahiy Kelâmı: “İnşallah!”
“İnşallah’ın mânâsı nedir? ‘Allah nasip eder inşallah’ gibi bir
cümlede yanlışlık olabilir mi?”
İnşallah
kelimesi, Allah’ın geleceğe dönük cümlelerimiz arasında ve üslûbumuz içinde
kullanmamızı istediği bir vahiy kelâmıdır.
Malûm,
bir kısım Yahudi ve müşrikler Peygamber Efendimize Sallallahü Aleyhi Vesellem
mağarada üç yüz yıldan fazla yatan gençlerin hikâyesinin ne olduğu, Zülkarneyn Aleyhisselâm
hakkında ne bildiği ve ruhun ne olduğuna dair sorular sormuşlardı. Peygamber
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem de o an cevap vermemiş, her gün kendisine
gelerek âyetler indirip duran Cebrâil’in Aleyhisselâm bu sorularla ilgili de
âyetler indireceği kanaatiyle, “Yarın gelin, cevap vereyim!” demiş,
ancak “İnşallah!” dememişti.
Fakat
Cebrail’in inmesi ve vahyin gelmesi haftalarca gecikti. Peygamber Efendimiz Sallallahü
Aleyhi Vesellem bundan müteessir oldu. Nihayet haftalar sonra Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm
gelince Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bunun nedenini sordu.
Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm de sırayla Meryem Sûresinin 64. âyetini, Kehf
Sûresinin 23. ve 24. âyetlerini ve Duhâ Sûresini indirdi.
O an
indirilen âyetleri buraya alalım:
“Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Gelecek olan, geçmiş olan ve ikisi arasında
bulunan ne varsa O’nun ilminde ve kudretindedir. Rabbin hiçbir şeyi unutmuş
değildir.” 1
“Hiçbir şey hakkında ‘Yarın bunu muhakkak yapacağım’ deme. Ancak ‘İnşallah’
deyip, Allah’ın dilemesi şartına bağlarsan müstesnadır. Unuttuğun zaman da,
yine Rabbini an ve ‘Umulur ki, Rabbim beni bundan daha hayırlı ve doğru bir
yola eriştirir’ de.” 2
Görüldüğü
gibi Cenab-ı Allah gelecekle ilgili konuşmalarımızda “İnşallah!”
dememizi şart koşuyor. Çünkü gelecek bizim elimizde değil. Gelecek Allah’ın
takdirindedir. Gelecekte nasıl bir tecellî gerçekleşeceğini bilmiyoruz. Sadece
olmasını arzu ettiğimiz şeyler söz konusu. İşte bunları konuşurken Allah’ın
dilemesi şartına bağlayarak konuşmamız gerekiyor ki, “İnşallah!” kelâmı
bize bunu sağlıyor.
Bu
pencereden bakınca, “Allah nasip eder inşallah!” gibi bir cümlede yanlışlık
yoktur. Fakat bu kelime ile gelecekle ilgili bir şeyler yapmayı kendi
üzerimizden atan bir tembelliği veya kendi yapabileceğimiz şeyleri Allah’a
havale eden vurdumduymazca bir havaleciliği kastetmemeye dikkat etmeliyiz. Yani
bu kelimeyi, içerdiği manevî kuvveti sarsıcı şekilde kullanmamalıyız.
Bu
kelime kararlılığımıza gölge düşürmüyor. Tam tersine, “Allah’ın dileği ile
örtüşmesi halinde ben kararlıyım” mânâsını içeriyor. Oysa bazen kararsız
olduğumuz ve hattâ olumsuz düşündüğümüz bir meselede de —sırf muhataptan kaçmak
için— “inşallah” deyip geçiyoruz. Bu yanlıştır. Çünkü bu durumda bu
kelâmı bir kaçış cümlesi olarak kullanıyoruz. Muhatabımız da çileden çıkıyor. “İnşallah’la
maşallahla olmaz!” gibi —belki bilmeyerek— yanlış sözler sarf edebiliyor.
Bu yanlışlıkta bizim de payımızın olduğunu unutmamalıyız.
Dipnotlar:
1-
Meryem Sûresi: 64
2- Kehf Sûresi: 23, 24
Yorumlar
Yorum Gönder