Lokman Hekim'in Esareti
Lokman Hekim'in Esareti
Lokman Hakîm hazretleri günlerden bir gün eşkıyâ
tarafından yolu kesilip, esîr edildi. Kendisini yabancı bir şehre götürüp, köle
olarak bir zengine sattılar. Efendisi ona kerpiç yapma gibi ağır işler verdi.
Lokman Hakîm, işin zorluğundan şikâyet etmeyip, herkesten daha iyi çalışıyordu.
Zamanla efendisi, hazret-i Lokman'ın; şefkatli, güç işlere dayanır ve iyilik
sever birisi olduğunu anladı. Lokman Hakîm'e değer verip, sevdiği kimselerden
biri oldu.
Sonunda efendisi, hemşehrilerinden bir topluluğun o
şehre gelmesi ile, hazret-i Lokman'ın kim olduğunu öğrendi. Daha önce Lokman'ı
tanımadan şöhretini duyan zengin efendi, hâdisenin böyle cereyân etmesine
üzüldü. Lokman Hakîm'den özür diledi. Kendisine, pek çok mal ve para hediye
ederek serbest bıraktı. Ona: “ Neden kendini daha önce tanıtmadın, dedi. Lokman
Hakîm;”Bana zulmedenler, kötülük yaptıklarını bilmiyorlardı. Beni
tanımıyorlardı. Ama hür birini esîr almak zulümdür. Bu Lokman olmazsa, günâhsız
başka biri olur. Zâlim kimse, hikmetin değerini bilmez. Fakat sen gücümden
faydalanmak için beni satın aldın. Şehrinizde benim hakkımı iâde edecek bir
kânun da mevcûd değildi. Ben sonunda kıymetimin anlaşılacağını ve sabrın
hikmetten üstün olduğunu biliyordum.
Her şeye rağmen çalışacaktım, burada çalıştım.
Yaşıyacaktım, burada yaşadım. Her şeye rağmen iyi olmalıydım. Burada iyiydim.
İşimin ağır olması, sağlığın değerini daha iyi anlamama ve kendi şehrimde olan
kölelere daha iyi davranmama sebep oldu. Yemeğimin iyi olmaması, düşkün ve
fakîrlerin sıkıntılarını daha çok anlamama yaradı.
Köleydim ama suçum yoktu. Sıkıntıda idim, fakat
ibret ve nasîhat alıyordum. Kimseye, inanmayacağı bir söz söylemedim. Kimsenin
benimle düşman olmaması için, kendimi övüp, büyük göstermedim. Şehrinize geldim
ve tanınmayan bir yabancıydım. Şu anda ise, aranızdan beni hayırla anacak dostlarım
var? Eşkıyâ benim varlığımdan faydalandı. Sen de benim gücümden istifâde ettin.
Lokman'ı iddiâ edildiği şekilde değil, gördüğün
şekilde tanıdın. Allahü teâlâya şükürler olsun ki, netîce îtibâriyle, sen de
benden memnun oldun. Ben de hoşnut olarak memleketime dönüyorum. Eğer ilk gün
kendimi tanıtsaydım, belki de inanmayıp bugün daha utanılacak bir duruma
düşecektin; yâhut da inanıp, beni kölelikten âzâd edecektin. Bu iyilikler de
meydana gelmeyecekti. Zengin kişi bunun üzerine dedi ki:”Ey güneş gibi parlak
insan, sözlerin, seçkinlerin ve peygamberlerin sözlerine benziyor!” (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder