Genç Müslümanların Görevleri
Genç Müslümanların Görevleri
Genç kardeşlerimizin, kâinatın efendisi ve ebedi risalet davasının sahibi
olan Peygamber efendimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem yoluna sıkaca sarılabilmesi ancak Müslümanlığı
iyi bir şekilde kavramasıyla mümkün olabilir. Müslüman bir genç ALLAH Celle
Celâlüh tarafından nimetlendirildiğini iyi bilmelidir.
" Bugün size dininizi ikmal
ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim.
" (Maide-3) ayetini hayatının merkezine koyarak yaşamayı ile edinir.
"Onların haberini sana gerçek olarak anlatıyoruz. Onlar Rablerine
inanmış gençlerdi. Onların hidayetini artırmıştık. "(Kehf-13) ayetinde
Rabbimiz değerli saydığı gençlerden bize haber verirken; o gençlerin, dönemin
zorbalığına (sosyal medya, tv, avm çılgınlığı, teog, yks gibi sınav baskısı,
okul mobingleri, futbol maçları, arkadaş baskısı) karşı, risalet davası
uğuruna, tüm bu yaşananlara rağmen davasını terk etmediklerinden ve samimi
davranmalarından ötürü övgüyle söz etmesi, genç Müslüman kardeşlerimizin
unutmaması gereken ikinci kural.
Önden gidenlerin, yaşamsal pratikleri her zaman çok önemli olmuştur. Buna
bir nevi tedrisat diyebiliriz. Gençler kendilerine, Kurbanlık İsmail
Aleyhisselâm'ı, Sadık Yusuf Aleyhisselâm'ı, El-Emin Hz. Muhammed'i Sallallahü
Aleyhi Vesellem Musab Bin Umeyr Radiyallahü Anh'ı rol model olarak almak
zorundadırlar. Bunların dışında edinilen her türlü rol model kayıştır. Bunların
temelinde ise sırayla; teslimiyet, sadakat ve doğruluk, güvenilir ve ahlaklı
olma, korkusuzluk ve cesaret yatmaktadır.
Genç Müslümanların bilmesi gereken başka konu ise İslâm’ın karşılıklı
münazaralarda üstünlük sağlamanın adı değil, aksine her alanda pratik sonuç
elde etmek için, gayretli bir şekilde çalışma yapmanın adı olduğunu bilmeleri.
Bu konuyla ilgili, "biz bu işlerden ne anlarız, İslâm bizim elimizde nasıl
yüklenir? " tarzı sorular tamamen yersiz sorulardır. Çünkü İslâm dini hiç
bir vakit âlimlerin tek elinde olmuş ruhbancı bir din olmamıştır. Hatırlarsak, İslâm’ı
en çok yayan kimselerin tüccarlar, iş adamları, zanaatkâr ve sanatkâr kimseler
olduğu sonucu, tarihsel bir gerçeklik olarak hala durmaktadır.
"(Ey Allah'ın Rasûlü) senin onlara yumuşak davranman Allah'ın
rahmetinden idi. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın çevrenden dağılır,
giderlerdi. Öyleyse onların kusurları na bakma, onlar için mağfiret
dile..." (Al-i İmran, 159)
Can Erdi
Kaynak: İslâm Ahengi
Yorumlar
Yorum Gönder