Kendimi Mirac’da Bulurum
Kendimi Mirac’da Bulurum
Namaz kılmaya karar verince önce herhangi bir sıkışıklığım
varsa giderir, bedenimi rahatlatırım. Allah’ü Teâlâ kalbimi biliyor. Bütün
azalarımın sükûnet bulmasını beklerim.
Ezan-ı Muhammediye okunmaya başlayınca, İsrâfîl Aleyhisselâm “Sûr’u
üfürüyor!”, abdeste kalkarken “Kabrimden kalkıyorum!” diye
düşünürüm.
Temiz bir kalple niyet ederek, uzuvlarımı yıkar, ağır ağır
tam bir abdest alır kalben de tövbe eder, namaz kılacağım yere gelirim. Bir
müddet oracıkta oturur dinlenirim. Bu sırada zihnimi toplar, endişemi
yatıştırır, dağdağaları dağıtır, ondan sonra edep ve tevazu ile doğrulurum.
Camiye giderken, “mahşer yerine gidiyorum” diye,
müezzin kamet getirince, cemaat saf saf olurlarken, “Bu insanlar mahşer
yerinde yüz yirmi saf olup, seksen safı, bizim Peygamberimizin ve kırk safı,
diğer Peygamberlerin ümmetleri olsa gerektir!” derim.
“Bundan başka bir namaz kılmaya erişemeyeceğim!” diye düşünerek korku ve ümit
arasında heyecanlı bir durumda, Allah Teâlâ’nın her şeyi bildiğini hisseder,
kalbimi Allah’ü Teâlâ’ya ısmarlar; Bütün azalarımın sükûnet bulmasını beklerim. Kâbe-i Muazzama’yı iki kaşımın
arasına, Makam-ı İbrahim’i göğüs hizama alır; kendimi Allah Teâlâ’nın huzurunda
Mirac’da; kabri ve Mizan’ı önümde, ayaklarımı Sırat üzerinde, Cenneti sağımda,
Cehennemi solumda, Ölüm meleğini de arkamda farz ederim. Ve bu namazıma son
namazıma son namazım gibi niyet ederim. Ağlamayla tezellül ile Allah'ı
görürcesine Tazimle “Allahu ekber” der, namaza girerim.
Namazımı yalnız kılarsam hürmetle kıyama durur; kıraatımı heybet
ve tefekkürle okurum. Namazımı cemaatle kılarsam heybet ve tefekkürle dinlerim;
tevazu ile rükûa varır; tazarru ile tam bir şekilde secdemi, hilm ile tehiyyatı
okur; korku-ümit arası bir halle teşehhüdümü yerine getiririm.
Sünnet üzere şükür ile sağıma selâm verir sağımdaki melekleri
ve Müslüman kardeşlerimi ve Müslüman cinleri; soluma selâm verir solumdaki
Melekleri Müslüman kardeşlerimi ve Müslüman cinleri selâmlarım. Böylece
dünyadaki bütün Melekleri ve Müslümanları selâmlamış olurum. Ve sabra devam
için, nefsimi taahhüt altına alırım.
Sevgili Peygamber Efendimiz’in bildirdiği tarzda her rüknün
hakkını vererek sükûnetle, edeple, ağır ağır ihlasla namaz kılarım.
“Acaba, benim sualim kolay olur mu? Yaptığım ibadet, ahirette başıma
taç, yanıma yoldaş ve kabrimde kandil olur mu; yoksa kabul olmayıp, eski bez
gibi yüzüme vurulur mu?” Diye düşünürüm.
Namazımı böyle kılmaya sabırla devam ederim."
Yorumlar
Yorum Gönder