En Güzel Cariyeye Rastlayınca


En Güzel Cariyeye Rastlayınca

Bir zat sokakta yürürken, yolda bir cariyeye rastlar. Cariye padişahların cariyesi gibi bütün şanı şerefiyle, hizmetçileriyle beraber gidiyordu. Bu zat onu görünce seslenerek:
“– Ey cariye senin sahibin seni satıyor mu?” der. Cariye de bu sözden hoşlanır ve:
“– Bir daha söyle” der. O bir daha söyler. Cariye alay ederek:
“– Eğer o beni satarsa senin gibi bir fakir beni nasıl alabilir?” der. O zat:
“– Evet senden daha iyi birisini alabilirim.” Der, cariye bu söze güler ve hizmetçilerine emir verir onu yakalatıp beraberinde efendisine gülüp eğlenmek için götürürler. Efendisi olanları duyunca merak eder adamı yanına getirmelerini emreder. O zat gelince:
“– Sen ne istiyorsun” der. Zat
“– Cariyeni bana sat” der.
Efendi ise
“– Onun değerini verebilir misin?” dedikten sonra O zat:
“– Benim yanımda onun değeri iki hurma çekirdeğidir.” der.
Bunu duyan herkes güler. Efendi
“– Sen bunun değerini neye göre biçtin.”
Diye sorunca zat anlatmaya başlar;
“– Onda kusur çok” der ve devam eder anlatmaya.
“– Eğer koku sürmezse vücudundan kötü koku gelir. Eğer dişlerini temizlemezse ağzından kötü koku açığa çıkar. Eğer saçlarını temizlemez, taramazsa kirlenir karma karışık olur. Ondan her türlü pislik çıkmaktadır. Başına gam, keder, musibet gelmektedir. O, o kadar menfaatçidir ki yalnız menfaati için sana ilgi gösterir. Yalnız kendi rahatı için sana yakınlık besler. Son derece vefasızdır hiçbir söz ve emirlerini yerine getirmez. Onun bütün sevgisi de yalandır. Yarın senden sonra başka birinin yanına oturduğunda onu da aynı şekilde sevdiğini iddia edecektir.” Ve devam eder;
“– Benim yanımda bundan on kat daha üstün bir cariye vardır ki, bundan da ucuzdur. O misk ve zaferan dan yaratılmıştır inci ve nurla sarılmıştır. Eğer onun tükürüğü acı bir suya konulsa su hemen tatlı olur. Eğer bir ölüyle konuşsa, ölü dirilir. Güneşin karşısına konsa, güneş kararır. Eğer o bütün ziynet ve süsleriyle dünyaya gelse, bütün dünya kokuya boğulup aydınlanır. Asla sözünden dönmez, sevgisinden dönmez, vefasız değildir…” böyle söyledikten sonra efendiye hitaben:
“– Söyle bakalım para harcama açısından hangisi uygundur.” der.
Efendi:
“– Senin anlattığındır der ve ücretini de merak eder sorar.”
Zat bu sefer de anlattığı cariyeyi nasıl elde edebileceğini anlatmaya başlar;
“– Bu kadar şanı büyük bir şeyi almak basit” der. “O da gecenin az bir vaktini ayırıp yalnız Allah için namaz kılmak. Yemeğini bir muhtaçla beraber yemeli. Allah’ın rızasını her şeyden önde tutmalı. Yoldaki insanlara eziyet veren şeyleri kaldırmalı. Derdiniz, amacınız dünya değil ebedi kalacağımız yer olan ahiret olmalı. Bütün bunları yaparsan nimetler yurdu olan Cennette, Allah’ın yakınında ebedi olarak kalırsınız.” Der.
Efendi cariyeye dönerek:
“– Söylenen sözü dinledin mi? Bütün bunlar doğru mu?” der. Zatın sözlerinden etkilenen cariye sadece “tamamen doğru” diyebilir.

Efendisi cariyeye sen artık hürsün şu kadar eşya da sana hediyedir. Hizmetçilerine de aynısı söyler onlara da hediyeler verir ve hepsini hür eder. Efendi bütün malını Allah yolunda harcar cariye de efendisinin yaptığını yapar; ikisi de dünyalık bütün zevk i sefayı bırakıp yalnız Allah’a ibadet ile meşgul olurlar ve bu hal üzere ahirete göçerler...
Allah’ü Teâlâ bize dünyadayken uyanmayı ve sadece O’nun rızasını kazanmayı bizlere nasip etsin inşallah.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis