Günahların Etkileri ve Çareleri
Günahların Etkileri ve Çareleri
Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat itikadına göre
günah işlemek günahı helal ve iyi olarak görmedikçe insanı küfre sokmaz yani
dinden çıkarmaz. Ama günahın insanlara zarar vermediğini de söyleyemeyiz. Allah’ü
Teâlâ Hazretleri Celle Celaluhu mealen şöyle buyuruyor:
“Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim
Allah’ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur.”
(Talak,
1)
1. Her Günahın İçinde Küfre Gidecek Bir
Yol Vardır
Rasulullah aleyhissalatu vesselam şöyle
buyuruyorlar:
“Bir kul günah işlediği zaman kalbinde
siyah bir leke meydana gelir. Eğer o kul günahı terk edip bağışlanmayı dilerse,
bu leke kaybolur. Şayet tövbe etmez ve günah işlemeye devam ederse, o zaman bu
siyah nokta büyüyerek onun bütün kalbini kaplar. İşte Allah Taâlâ’nın,‘Doğrusu
şudur ki, yapıp ettikleri kalplerini kaplayıp karartmıştır.’ (meâlindeki)
âyetinde ifade ettiği kararma ve pas tutma budur.”
(Müslim,
“İmân”, 231; Tirmizî, “Tefsîr”, 75).
Bediüzzaman Hazretleri kuddise sirruh
şöyle buyurmaktadır:
“Hazret-i
Eyyub aleyhisselamın yaraları, kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdit ediyordu.
Bizim mânevî yaralarımız, pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdit ediyor. O
münâcât-ı Eyyubiyeye, o hazretten bin defa daha ziyade muhtacız.”
“Bahusus, nasıl ki o hazretin
yaralarından neş’et eden kurtlar kalb ve lisanına ilişmişler. Öyle de, bizleri,
günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler, şüpheler -neûzu
billâh- mahall-i iman olan bâtın-ı kalbe ilişip imanı zedeler ve imanın
tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanîsine ilişip zikirden nefretkârâne
uzaklaştırarak susturuyorlar.”
“Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra
siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah
içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse,
kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.”
(Lem’alar
İkinci Lem’a)
Demek ki günah işledikçe kalbimiz
kararıyor ve tövbe edilmezse kişiyi küfre kadar götürebiliyor Allah korusun.
Mesela bu yollardan biri olarak şunu örnek verelim Kalbi kararan insana Allah
muhafaza etsin yaptığı şey artık normal gözükmeye hoş gözükmeye başlıyor ve
bunu normal sayıyor günahı, haramı normal görmek, normal saymak, günah görmemek
ise Allah’ın yasağını inkâr etmeye ve küfre götürüyor. Bu halden Allah’a
sığınırız.
2. Başımıza Gelen Bela ve Musibetler
Günahlarımız Sebebiyledir
İnsanların başına çeşitli bela ve
musibetler gelir. Sırayla en çok Peygamberler sallallahu aleyhim ve sellem,
evliyalar radıyallahu anhum ve sonra da salih kimselere belalar gelir. Bunlar o
büyük zatların derecelerini artırmak içindir. Bizim ise başımıza gelen belalar
günahlarımız yüzündendir. Nitekim Hazreti Allah Celle Celaluhu mealen
buyuruyor:
“Sizin başınıza gelen herhangi bir
musibet kendi ellerinizle kazandığınız (günahlar) yüzündendir. (O,) yine de
çoğunu affeder.”
(Şura Suresi 30.)
Toplumlara gelen zelzele, sel baskını,
tûfan, kasırga, kıtlık ve benzeri afetler birer musibet olduğu gibi; ahlâkî
çöküşler, geçim sıkıntısı, sevgisizlik, saygısızlık, güvensizlik, beceriksiz
idareciler, ekonomik bozukluklar, haksızlık, adaletsizlik ve benzerleri de
toplum için birer musibettir. (Hasan Tahsin Feyizli Hoca Feyzül Furkan
mealinden)
3. Günahlar Manevi hayatımızı bozar
Başımıza gelen musibetler manevi de
olabilir. Kıldığımız namazdan, oruçtan manevi zevk almıyorsak kalbimize bakmak
gerekir. Nitekim Hz. Mevlana kuddise sirruh Mesnevi’de anlatıyor:
“Adamın biri Hz. Şuayb Aleyhisselam’a
der ki: ‘Allah benim birçok günahımı ve hatamı gördüğü halde beni lütuf ve
keremiyle cezalandırmıyor.” Adamın bu sözü üzerine Allah Tealâ Şuayb
aleyhisselam‘a şöyle vahyeder: ‘O kulum, ben bu kadar günah ettim de, Allah
beni keremiyle cezalandırmıyor, diyor. Ona söyle ki: Ey doğru yolu bırakarak,
yanlışa yönelmiş adam! Sen tersini söylüyorsun. Allah seni öylesine imtihan
ediyor ve cezalandırıyor ki, senin günahtan kararmış simsiyah kalbin ve
günahların etkisiyle zincirler içindeki bedenin bunu fark edemiyor. Fakat yine
de benden ümidini kesmesin. Bana sığınsın, Bana dönsün.’ Şuayb aleyhisselam
Allah’ın kendisine bildirdiği sözleri ‘Allah beni cezalandırmıyor’ diyen adama
söyleyince, o günahkâr kimsede tesiri oldu ve Şuayb aleyhisselam’a sordu: ‘Eğer
beni cezalandırıyorsa belirtisi nedir?’ Şuayb aleyhisselam: ‘Ya Rabbi! O adam
bu söze karşı savunmada bulunuyor ve senin verdiğin cezayı bilmek istiyor.’
dedi. Cenab-ı Hak buyurdu: ‘Ben settârım, örtücüyüm. Fakat işaretle söylerim.
Onu beğenmediğimin işareti şu ki: O itaat ettiğini sanıyor, oruç tutuyor, namaz
kılıyor, fakat oruçtan, namazdan ve başka ibadetlerin hiçbirinden zerre kadar
zevk almıyor. Yüksek ibadetlerde ve amellerde bulunuyor, fakat zerre kadar
mutluluk duymuyor. İtaatlerin meyve vermesi için kalpte manevi bir zevk
lazımdır.’
Kendisini haramdan korumaya çalışan
müminin durumunu da Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam şöyle
anlatmaktadır:
“Bir kadının güzelliği bir Müslümanın
gözüne çarpar da ondan gözünü çevirirse, Cenab-ı Hak o Müslümana lezzetini
kalbinde duyacağı bir ibadet bahşeder.”
(Müsned,
5: 264)
Din ve dünyamıza müsibet gelmesinden
Allah’a sığınırız.
4. Tövbe Ederek Bu Etkilerden Kurtulmak
Mümkündür
Rasulullah aleyhissalatu vesselam
Efendimiz Hazretleri yukarıda verdiğimiz Hadis-i Şerif’te kalbin kararmasından
bahsederken çaresini de söylüyor. Tevbe! Bir daha inşallah yapmayacağım
niyetiyle sağlam bir tövbe edersek çok merhametli Rabbimiz bu karartıyı
kalbimizden çıkarıyor.
Rasulullah aleyhissalatu vesselam bazı
Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyorlar:
“Günahından
tam olarak dönüp tevbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.”
(İbn
Mâce, zühd 30; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr 10/150)
“Beş vakit namaz ve Cuma namazı, namaz
vakitleri ve iki Cuma arasında, büyük günahlar hariç, işlenen küçük günahlar
için bir kefarettir.”
(Müslim,
Taharet, 14, 15)
Hz. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve
sellem ashabına rıdvanallahu teala aleyhim ecmain : “Sizden birinizin kapısı
önünden bir nehir geçse ve o kişi de bu nehirde her gün beş kez yıkansa
üzerinde bir kir kalır mı?” diye sormuştur. Sahabiler , “Hayır, hiç kir
kalmaz.” dediler. “İşte bu, beş vakit namaza bir misaldir. Allah bu namazlar
sayesinde hataları yok eder.” buyurmuştur.
(Buharî
, Mevâkıt , 6)
Bir Allah dostu, etrafındaki
sevdiklerine günahlarla ilgili şöyle nasihatte bulunmuştur: “Kalbinde ufacık
bir leke görüyorsan, oruca devam et. Bu leke gitmezse az konuş. Yine gitmezse,
günahlarına dikkat et. Yine kalırsa… Artık yalvarmaya, sızlanmaya başla. Her
halini en iyi bilen Sultan’a yalvar.”
(Rüfaî,
Hakikat-i Maallah , 259)
Demekki ibadet ve salih amellere devam
etmek ve Allah’ı çok zikretmek kalbimizin nurlanmasına Allah’ın affına vesile
oluyor. Sürekli Allah’ın huzurunda olduğunu bilen ve her an onu zikreden mümin
günahlardan kaçacak ve kalbi kararmamış olacaktır inşallah. Öyleyse yapmamız
gereken samimi bir tövbe edip bir daha günahlara dönmemek ve Allah’tan yardım
istemek inşallah. Tesbih namazı kılmakta büyük küçük günahların bağışlanmasına
sebeptir bunu da hatırlatalım. Muvaffakiyet Allah’tandır. Allah’a emanet
olunuz. (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder