Kimin Yanındayız?
Kimin
Yanındayız?
“–Ey
Rabbim! Ben bu günahları işlemedim. Hem benim mevkiim, makamım, durumum böyle
günahları işlemeye müsait değildi.”
İlâhî
cevap çok mânidar:
“–Ey kulum, senin dediğin doğrudur. Sen bu
günahları işlemedin. Ama senin yanında oldukların, tarafında oldukların bu
günahları işlediler. Sen de o günahları işleyenleri sevdin ve râzı oldun.
Dolayısıyla sen de onlara ortak olmuş oldun.’’
Bu
tefekkürle idrake yansıyan hususlar gösteriyor ki; aklımızı ve duygularımızı
iyi kullanıp, nerede, hangi safta ve kimin yanında olduğumuzun farkında
olmalıyız.
Hak
dostlarından İmâm-ı Şiblî Hazretleri de ne güzel söylemiş:
“–Allah Teâlâ bize mahşerde soracak:
«Ey
kulum! Dünyada Ben seninleydim, ya sen kiminleydin?»’’
Evet
kiminleyiz? Allah ile beraberliğin şuurunda mıyız? Bu şuurla O’nun dostlarıyla
birlikte bir kul olabiliyor muyuz?
Âyet-i
kerîmedeki;
“Ey
îman edenler! Allah’tan korkun da sâdıklarla beraber olun.” (et-Tevbe, 119)
fermanına riâyet edebiliyor muyuz? Ne kadar?
Unutmamalı
ki güzel koku satanın yanında duran kimse, güzel kokar. Bu koku, cennet
kokusu...
Günah
körüğü çekenin yanında duran da is kokar. Bu is, cehennem isi...
Kendimize
şimdi tekrar soralım:
«KİMİN
YANINDAYIZ?»
Yorumlar
Yorum Gönder