Cehennem ve Mizan'ın Sıfatları

Cehennem ve Mizan'ın Sıfatları

Bu mevzuda bazı noktalara daha önce temas etmiş olmamıza rağmen, faydayı tamamlamak için yeniden ele almakta mahzur görmedik. Ola ki; bozulmuş ve gafil gönüllere tekrarlanan nasihatler kâr eder.

Bu hususta Allah Celle Celâlüh Kur’an’ı Kerim´in birçok yerinde cehennemin korkunçluğu ile Kıyamet şiddetlerine büyük önem vermiştir, öyle ki Allah Teâlâ’nın bu beyanatı aklı başında insanların kalplerine en büyük tesir yapmış, ahiretin faydalı ve kalıcılığını; onun dışındaki her şeyin hiçliğine tercih etmiştir.

Cehennemin nasıl bir yer olduğu konusuna gelince Allah Celle Celâlüh cümlemizi bağış ve keremi ile oradan korusun! Hadiste bildirildiğine göre orası simsiyah ve karanlıktır. Işığı ve alevi yoktur. Cehennemin yedi kapısı vardır. Her kapının üzerinde yetmiş bin dağ vardır, her dağın üzerinde yetmiş bir ateşten tepe vardır, her ateşli tepe üzerinde yetmiş bin ateş çukuru vardır. Her ateş çukurunda yetmiş bin ateş vadisi bulunur.

Her vadide yetmiş bin ateşten köşk, her köşkte yetmiş bin ateş evi, her evde yetmiş bin yılan ile yetmiş bin akrep, her akrebin yetmiş bin kuyruğu vardır. Her kuyrukta yetmiş bin boğumu, her boğumda da yetmiş bin testi dolusu zehir bulunur.

Kıyamet Günü olunca cehennemin örtüsü açılır ve ondan insanlarla cinlerin sağından solundan, önünden, arkasından ve tepeleri üzerinden uçuşan birtakım çadırlar çıkar. İnsanlar ile cinler bu manzarayı görünce dizüstü çökerek hep birlikte “Allah'ım bizi kurtar!” diye çığlık atarlar.

Müslim'in rivayet ettiğine göre; Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurur:

«— Kıyamet Günü cehennem her birinden yetmiş bin meleğin tuttuğu yetmiş bin yedek ile çekilerek getirilir.»

Bir hadiste Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem:

«Cehennemde iri, sert, Allah Celle Celâlüh'ün kendilerine verdiği emrine isyan etmeyen verilen emri olduğu gibi uygulayan melekler görevlendirilmiştir» (Tahrim - 6) mealindeki ayette iri kıyımlılıkları belirtilen cehennem zebanileri hakkında buyurur ki:

“— Bu meleklerden her birinin iki omuz başı bir yıllık yol mesafesi kadardır. Her birinin öyle bir kuvveti var ki, elindeki demir topuz ile bir dağa vursa onu paramparça eder. Her darbesi ile yetmiş bin kişiyi cehennemin derinliklerine atar.”

“— Cehennemde on dokuz melek görevlidir.” (Müdessir - 30) Mealindeki ayet, zebanilerin ileri gelenlerinin sayısını belirtir, yoksa cehennemdeki bütün görevi meleklerin sayısını Allah’tan başka kimse bilmez.

Nitekim Ulu Allah:

“Rabb'inin askerlerinin sayısını yalnız O bilir.” buyurur. (Müdessir - 31)

İbni Abbas'a Radıyallahu Anh cehennemin genişliği sorulunca:

“Vallahi, genişliğinin ne kadar olduğunu bilmiyorum. Fakat öğrendiğimize göre her cehennem zebanisinin kulak memesi ile ensesinin arası yetmiş yıllık yol mesafesindedir, cehennemde kan ve irin ırmakları akar” diye cevap vermiştir:

Tirmizî'nin rivayet ettiği bir hadise göre:

"Cehennem çadırlarının duvar kalınlığı kırk yıllık yol mesafesindedir."

Müslim'in rivayet ettiğine göre Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

“— Sizin su ateşiniz, cehennem ateşinin yetmişte biri şiddetindedir. Sahabeler “Ya tam olsaydı nasıl olacaktı?” diye sordular. Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem “Bu ateşin ısısı altmış dokuz kat arttırılmıştır.” Her katın sıcaklığı dünya ateşi kadardır.” diye cevap verdi.

Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

"Cehennemliklerden biri avucunu dünyalılara uzatsa hararetinden bütün dünya yanardı. Cehennem zebanilerinden biri dışarı çıksa da insanlar onu görse. Allah Celle Celâlüh'ün onun üzerinde beliren gazabı yüzünden bütün insanlar derhal ölüvereceklerdi."

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün sahabeleri ile birlikte otururken derin bir gürültü duyuldu. Peygamber Sallallahü Aleyhisselâm:

“Bu gürültünün ne olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu. Sahabeler “Allah Celle Celâlüh ve Resul’ü Sallallahü Aleyhi Vesellem bilir” diye cevap verince Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem 'imiz “Yetmiş sene önce cehenneme bir taş atılmıştı, su ana kadar yol alıyordu, duyduğunuz bu gürültü o taşın dibe vurma sesidir” diye buyurdu.

Hz. Ömer Radıyallahu Anh buyurur ki: “Cehennemi sık sık hatırlayın. Çünkü harareti çok yüksek, dibi çok derin ve topuzları demirdendir.”

İbni Abbas'a göre:

«Cehennem kendilerini uzaktan görünce (cehennemlikler) onun uğultu ve homurtusunu duyarlar.» (Furkan - 12) mealindeki ayet hatırlatılarak kendisine: "Cehennemin gözleri mi var?" diye soruldu. O da dedi ki: «Tabii var, Peygamber’imizin Sallallahü Aleyhi Vesellem “Bile bile bana yalan söz isnat eden kimse, cehennemin iki gözü arasında kendisine yer ayırsın.» şeklindeki hadisini duymadınız mı? O zaman Peygamber'imize Sallallahü Aleyhi Vesellem “Ya Rasulûllah Sallallahü Aleyhi Vesellem, cehennemin gözleri mi var?” diye sorulmuştu. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem ´imiz «Yoksa kendilerini uzaktan gördüğü zaman (cehennemlikler) onun uğultu ve homurtusunu duyarlar» mealindeki ayeti duymadınız mı?” diye cevap verilmişti.

Aşağıdaki hadis bu gerçeği teyit eder:

“— Cehennemden bir boyun çıkar, onun gören iki gözü ve konuşan dili vardır.” bu gün ben Allah Celle Celâlüh ‘üye başka bir ilâhi ortak kosanlar üzerine musallat edildim” der, o cehennemlikleri susam tanelerini görüp kapan kuştan daha iyi görür.»

Mizan’ın nasıl olduğuna gelince; Hadis-i şerifte bildirildiğine göre "onun iyilikler kefesi nurdan ve günahlar kefesi karanlıktandır."

Tirmizî'nin rivayet ettiğine göre. Peygamber'imiz buyuruyor ki.

— “Cennet Arş'ın sağında, cehennem de solunda kurulur. Mizan’ın iyilikler kefesi Arş'ın sağında, günahlar kefesiyse solunda bulunur. Böylece cennet iyilikler kefesi karşısına, cehennem de kötülükler kefesi karşısına düşer.”

İbni Abbas Radıyallahu Anh derdi ki; “İyilikler ile günahlar iki kefesi ve bir dili olan bir Mizan’da tartılır. Kıyamet Günü. Allah Celle Celâlüh kulların amellerini tartmak isteyince onları maddeleştirir.” (Alıntı)
Dikkat Edelim: Cehennem'i tanııyalım ki O'ndan korunalım. Allah'ü Teâlâ hepimizi Cehenneminden korusun! Cennetine dahil etsin!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)