Her Tercih Bir Vazgeçiştir

Her Tercih Bir Vazgeçiştir

Bir arkadaşımı hacca uğurlamaya gitmiştim. Çok heyecanlıydı, daha gitmeden çok farklı bir atmosfere girmiş gibiydi. Sevgili peygamberimize ve kutsal topraklara Rabbimin evine bizden de selam götürmesini rica ettim. Oralarda bizler içinde dua etmesini Rabbimizin bizlere de haccı nasip etmesini diledim. Ne kadar kalacağını sorduğumda, arkadaşım elli gün civarında Allah nasip derse deyince çok şaşırmıştım. . Ben nedense kısa dönem yaparlar diye tahmin ediyordum. Çünkü arkadaşımın iki mağazası vardı mağazalarla bu uzun zamanda kim ilgilenecek dedim? Arkadaşım; şaşkın şaşkın yüzüme bakarak;

…Sana senin hep söylediğin bir cümleyle cevap vereyim dedi, “Her tercih bir vazgeçiştir!” eğer değer verdiklerimizden Allah için vazgeçemiyorsak imanımızdan şüphe etmeliyiz. Elindeki bardağa süt doldurmak istiyorsan, önce bardaktaki suyu boşaltmayı göze almalısın. Zira dolu yüreğe başka bir sevgi sığdıramazsın, sığdırmaya uğraşsan da çok eğreti olur, mağazaları Mülkün gerçek sahibine emanet ettik başına da birer bekçi koyduk. Allah’tan rızasını talep etmeye gidenin, cennet umuduyla yola çıkanın dünya çöplüğünde ne gözü olur ki, dedi.

Arkadaşıma bu soruyu sormuş olmaktan utancımdan yerle bir olmuştum. Yüzüne bakamadan, Rabbim tercihinin mükâfatını versin deyip ayrılmıştım. Eve gelirken hep söyledikleri beynimde döndü durdu. Hayata dair kendi tercihlerimi düşündükçe beynim karıncalandı.
Bizim binanın önünde yer olmayınca arabayı komşu binanın önüne park edip, her zamanki alışkanlığımla bahçelerindeki güllere baka baka yürürken, komşuyu güllerden birini budarken gördüm. Ve günün ikinci gafını yapıp komşuya selam vermeden,
-Komşuuu ne yapıyorsun? Diye bağırmaya başladım. Komşu şaşkın bir halde bana dönüp;
-Keşke önce selam verseydin. Gördüğün gibi gülü buduyorum. Bunda kızacağın ne vardı anlayamadım? Dedi.
-Komşu kusura bakma kabalığımı hoş gör, ben her buradan geçişte mutlaka durur güllere bakar dallarında kaç tane gül var diye sayar kuruyanlara üzülür yeni açanları gözlerimle okşar geçerim. Budadığın güller henüz solmamış ki neden buduyorsun? Nasıl onları çöpe atacaksın nasıl kıyıyorsun?
Komşum biraz alaycı birazda beni teskin edici bir sesle;
-Madem gülleri bu kadar seviyorsun, neden güllerin nasıl yetiştiğini bilmiyorsun? Ben bu gülleri sık sık budamasam yeni güller açmaz ve sen de bu bahçeye bir daha dönüp bakmazsın. Gül dalında sürekli gül görmek istiyorsan, gül ağacının daha gür olmasını istiyorsan sık budamalısın. Daha gür dallar için ve daha çok açacak olan güller için açmış birkaç gülü feda etmelisin. Bulmayı umut ettiğin kaybettiğinden daha cazipse gözünü kırpmadan benim yaptığımı yapıp kesip makasla gülleri götürüp çöpe atacaksın.
Arkasından gülerek ekledi;
-Şimdi sen ya gidip o çöp kutusunun başında solan güllere bakıp bakıp ağlarsın, gül çöpte solar sen başında solarsın, ya da bahçede budanmış gül dalının başında durup onun dalında açan yeni güllere bakıp gözünü gönlünü hoş edersin. “Her tercih bir vazgeçiştir!” Seninse kârda veya zararda oluşun neyi ne için feda ettiğindedir. Dedi.
-Bu iki oldu. Dedim. Ne iki oldu dedi? Boş ver dedim.
-Komşu haklı olan sensin duygusal bakan benim ama mevsim kışa girdi sence bu mevsimde yine de güller açar mı? Dedim.
-Güneşi görürse açar şayet göremezse kıyamet kopmazsa önümüzde bahar var. Her bahar yeni bir ümittir yeniden varoluş. Ben bunları ümit ederek budadım. Dedi.
-Ümit etmek dedim sonra sustum. Sonra nasıl dedim yine sustum. Halimi gören komşum bir açıklama getirdi;
-Eğer Hz. Yusuf Aleyhisselâm Allah’ü Teâlâ’nın rızası na nail olacağını ve cennetle mükâfatlandırılacağı ümidini taşımasaydı Züleyha’ya karşılık Zindanı tercih etmezdi.
Züleyha’yı tercih ederse: En çok 80-100 yıllık dünya hayatı belki kısa bir dönem dünya mutluluğu...
Zindanı tercih ederse: Allah’ü Teâlâ’nın rızası ve ebedi cennet hayatı...
Hz. Yusuf Aleyhisselâm bu tercihi yaparken şu budadığım gül gibi canı acımamış mıdır? Düşünki insanın arzuladığı hayat ellerinin altında olduğu halde bundan vazgeçmesi öyle kolay mıdır? Ama Züleyha’dan vazgeçmeseydi Mısır’a sultan olamazdı. Ebedi Cennet hayatını da kaybederdi. Züleyha’yı tercih etseydi hayatı boyunca Züleyha ya köle olarak, Mısır’da da köle olarak yaşardı.
-İşte olaylara bu noktadan bakıp neyi neye tercih ettiğimiz çok önemli.
-Evet, komşu sanırım benim bugün yaşadıklarımın ve Allah’ü Teâlâ ömür verirse yaşayacaklarımın anahtar kelimeleri;
-“Her tercih bir vazgeçiştir!” ve “Ümit etmek…” Sence ben bunları başarabilecek miyim? Dedim.
-Attığın her adımdan dolayı Allahtan korkar, aklını duygularının önüne geçirirsen başarırsın! Dedi.
Eğildim yere düşmüş gülleri aldım kokladım.
Komşu sert bir sesle:
-Onları çöpe at! Dedi.
-Kıyamam! Dedim.
-Belki bu bir başlangıç olur, vazgeçmeyi öğrenmelisin! Dedi.
Kıyamam! Dedim.
-Peki, o zaman eve götür ve avuçlarında solmasını kurumasını seyret belki onun kuruyup dağıldığını görmekten mutlu olursun dedi…
-Birden gözlerim karardı. Ellerimde sımsıkı tuttuğum güllere baktım:
-“Gülüm!” Dedim. “Gülüm sen kuruma, sen dağılma, sen solma. Kıyamam, gülüm kıyamam!” Dedim.
Komşu;
-Güllere kıyamazken canına kıymışsın! Ellerin kanıyor at onları çöpe! Dedi.
-Bir çöpe, bir gülüme, bir kanayan elime baktım…
Baktım… Baktım… Baktım…
Komşunun sesiyle irkildim…
-Gül solmasın diye aklını yitiriyorsun… Bu arada da hem ellerini kanatmışsın hem gülü avuçlarında sımsıkı tutmaktan güllük halini bırakmamışsın. Cesaretin varsa avuçlarını açıp ta elindeki güle bir bakar mısın? Güle benzer bir tarafını bırakmış mısın?
Ümit ettiğin sona ulaşman için doğru tercih yapmalısın. Bunu yapamadığın sürece “NE ELİN OLUR, NE DE GÜLÜN” şu anki manzaradan hiçbir zaman kurtulamazsın???

Nazlı Yenidünya
(Alıntı)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)