Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’i Sevmenin Alâmetleri
Resûlullâh Sallallahü Aleyhi
Vesellem Efendimiz’i Sevmenin Alâmetleri
·
Bir
kimse, şayet birini, hakikaten, seviyorsa; kayıtsız şartsız ona uyar ve ona,
aslâ muhâlefet etmez ve onun emirlerini hoş görür ve onun tekliflerine de razı
olur. Ona uymak, Allâh’ü Teâlâ’nın açık emridir. Bu açık emirlerin sayısı
Kur’ân-ı Kerîm’de pek çoktur. Bu emirlerden birisi, Âl-i İmrân: 31’de: “Habîbim
de ki: Eğer siz Allah’ı seviyorsanız, hemen bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin
ve günahlarınızı bağışlasın. Zira Allah, çok bağışlayıcı, çok merhamet
edicidir.” diye beyan olunmuştur.
·
Resûlullâh
Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’in emri ve tavsiyelerini, kendi arzularına
tercîh etmektir; ya’ni, kendi arzularını O’nun emir ve tavsiyelerine göre
ayarlamaktır.
·
Allâh’ın
rızâsını kazanmanın da ancak, her husûsta Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’e
ittiba’ etmek olduğunu bilerek, Allâh’ın rızâsını kulların rızâsına tercîh
etmek, ya’ni rızâ-yı İlâhî uğruna, kulların rızâsını iptâl etmektir.
·
Resûlullâh
Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’i çok zikretmek ve her nefesini O’nun “Sünnet-i
Seniyyeleri” ne uydurmanın gayreti içinde bulunmaktır.
·
Resûl-i
Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem’e ulaşmayı ve kavuşmayı çok arzu etmek ve bu
iştiyâkı kalbinde taşımaktır.
·
Resûl-i
Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem’e çok ta’zîm etmek; O’nun sevdiklerine, O’nun
dokunduğu yerlere, eşyâlara ve O’ndan olan O’nu hatırlatan, O’na götüren her
şeye ta’zîm etmek; O’nu zikrederken huşû’ ve hudû’ içinde bulunmak ve kalbin
O’na ta’zîmle ürpermesidir.
·
Resûlullâh
Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sevdiklerini, Ehl-i Beyt’i, Muhâcirîn’i, Ensâr-ı
Kirâm’ı bütün Ashâb-ı Kirâm’ı kendi nefsinden ve yakınlarından çok sevmek;
Onlar’a buğzedenlere, düşmanlık edenlere, buğzetmek; düşmanlık etmek; hatta
kavm-i Arabı ve Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sevdiği yemekleri,
meyvaları, kokuları, renkleri sevmektir.
·
Resûlullâh
Sallallahü Aleyhi Vesellem’e buğzedenlere ve düşman olanlara, düşman olmak ve
buğzetmek; O’nun Sünneti’ne muhâlefet eden, kim olursa olsun, onu asla sevmemek
ve onunla bir arada bulunmamaktır.
·
Kur’ân-ı
Kerîm’i çok sevmek, O’na çok ta’zîm etmek ve O’nu çok okumak O’nun ahlâkıyla
ahlâklanmaktır. Çünkü Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’in yüce ahlâkları,
Kur’ân-ı Kerîm idi.
·
Resûlullâh
Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ümmetine hoşgörülü davranmak, kâfir, münâfık ve
fâsıklara değil, ümmet-i Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’e şefkât ve
merhamet etmek; onlara nasîhat etmek, onlara faydalı olmak, onların
müşkilâtlarını gidermek ve ihtiyâclarını karşılamaktır.
·
Resûlullâh
Sallallahü Aleyhi Vesellem’i sevmenin kâmil alâmetlerinden birisi de O’nun
gibi, O’nun Ashâb’ı gibi fakîrliği tercîh edip zühd ü takvâ içinde yaşamaktır.
·
O’nu
çok anmakla beraber, O’na çok ta’zim ve hürmet etmek, O’nu zikrederken, huşu,
hudu içinde bulunmak, O’nun ismini işittiğinde içi sızlamaktır.
·
İshak
et- Tücyibî şöyle diyor: Resûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem âhirete irtihal etmesinden sonra ashabı onu andıklarında, huşu
ve hudu içinde bulunur, vücutları titreyip ağlarlardı. Tâbiînlerden çoğunun
hali de böyle idi. Bazısı bunu Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’i sevdiği
kimisi de Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’den korktuğu ve O’na tâ’zim
ettiği için yapardı.
·
Resûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sevdiği kimseyi, ehl-i beytini ve ashabını sevmek
ve onlara düşmanlık yapanlara düşman olmak, onlara buğzedenlere buğzetmektir.
Bir kimseyi seven, onun sevdiğini de sever.
·
Resûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem’in getirmiş olduğu ve onunla insanları hidâyete
sevkettiği, kendisi de doğru yolu onunla bulduğu ve onun ahlâkı ile
ahlâklandığı Kur’ân-ı Kerim’i sevmektir.
·
Resûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ümmetine şefkat ve merhamet etmek, onlara nasihat
etmek, onların yararına çalışmak, onların müşkülâtlarını gidermektir.
·
Resûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem’i sevmenin kâmil olmasının alâmeti: Resûlullah’ı
sevdiğini iddia eden kimsenin zahid olması (yani, dünyaya metelik vermemesi),
fakirliği tercih etmesi, fakirlerin halleriyle hallenmesidir.
·
Abdullah
b. Müğaffel Radiyallahü Anh’in rivâyet ettiği hadîste; adamın biri Resûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem’e der ki: “Ey
Allah’ın Resûlü! Ben muhakkak seni seviyorum.” Bunun üzerine Resûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem: “Söylediğin söze
bak.” buyurur. Adam üç kere: “Allah’a yemin ederim ki, ben seni
seviyorum.” deyince Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ona şöyle
buyurdular: “Eğer beni gerçekten seviyorsan fakirliğe karşı bir kalkan
hazırla, çünkü beni sevene fakirlik, hedefine akan selden daha sür’atli gelir.”
(Tirmizî Zühd 36 (2350))
(Kâdı İyâz, Şifâ-yı Şerîf, İst.
1993, S: 405-412)
Yorumlar
Yorum Gönder