Nefsi Terbiye Etmek İçin 8 Tavsiye
Nefsi Terbiye Etmek İçin 8 Tavsiye
1- Âlimlerin kitaplarını okumak,
2- Boş işlerden uzak durmak,
3- Nefsin hoşuna giden şeylerden uzak
kalmak,
4- Salihlerle beraber olmak,
5- Tefekkür,
6- Zikir ile meşgul olmak,
7- Öfkelenmemek,
8- İbadet etmek…
1- Âlimlerin Kitaplarını Okumak
Ehl-i Sünnet Alimlerin ve Evliyaların
Allah hepsinden razı olsun kitaplarını okumak ve faydalı ilimler öğrenmek
nefsin aklı yanıltmasına karşı önlem olur. Evliyaların hayatlarıın okumakta bir
çok konuda ders çıkarmamızı sağlar inşaallah. Çünkü bu büyük insanlar
nefislerini öldürmüşlerdir. Ayrıca bu zatların nasihatleri bize ölümü
hatırlatır, dünyanın değersizliğini bildirir. Bazı tavsiyeler: Ömer Nasuhi
Bilmen “Büyük İslam İlmihali”, İmam Gazali Hazretleri kuddise sirruh “Kalplerin
Keşfi”, Fahreddin Razi Hazretleri kuddise sirruh “Allah’ın Aşkınlığı”. Allah
hepsinden Razı olsun.
2- Boş İşlerden Uzak Durmak
Kısıtlı zamanımızı iyi
değerlendirmeliyiz. Ömrümüzü boşa harcamak yerine dünya ve ahiretimiz için
faydalı işlerle meşgul olmalıyız. Kendimize bir hedef belirleyip uygulamalıyız.
Günlük şu kadar zikir, şu kadar nafile ibadet, şu kadar kitap okuyacağım gibi.
Günde 10 sayfa kitap okuyan birisi ayda 300 yılda 3600 sayfa kitap okumuş olur.
Bunun bize neler katacağını düşünebiliyor musunuz? Boş vakitleri yararlı
şeylerle doldurmak harama girmeye mani olacaktır.
Rasulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur:
“Kıyamette herkes, şu dört şeyden soruluncaya kadar yerinden ayrılamaz:
1- Ömrünü nerede tükettin?
2- Gençliğini nerede geçirdin?
3- Malını nerede kazandın, nereye harcadın?
4- İlmin ile ne amel ettin?” (Tirmizi)
3- Nefsin Hoşuna Giden
Şeylerden Uzak Kalmak
Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem Efendimiz Hazretleri’nin bazı Hadis-i Şerifleri şöyledir:
“Canının çektiği ve arzu ettiğin
her şeyi yemen, şüphesiz isrâftır.” (İbn-i Mâce, Et’ime)
“İnsan için doldurulmuş karından
daha şerli bir şey yoktur. İnsana belini doğrultacak kadar birkaç lokma kafi
gelir. Behemehal yemesi gerekiyorsa midenin üçte biri yemek, üçte biri içecek,
üçte biri de nefes için boş bırakılmalıdır”(Nesei ve Tirmizi)
Çok yemek kalbi katılaştırır, az
yemekte ise bir çok fazilet vardır. Hem yeme içme hem diğer konularda
nefsimizin her istediğini yapmak nefsi azdıracaktır. Buna dikkat etmeliyiz.
4- Salihlerle Beraber
Olmak
İnsan oturup kalktığı kimselerin
hayatından etkilenir. Günah işleyenlerle oturanlar günahla meşgul olur.
Salihlerle beraber olan ise faydalı işlerle meşgul ve faydalı işlere olan
sevgisi artar. Kur’an-ı Kerimde Rabbimiz Azze ve Celle mealen şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah’ın emirlerine uygun yaşayın/aykırı davranmaktan sakının
ve doğru (sâdık) olanlarla beraber olun.” (Tevbe Suresi 119.)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu
ki:
“Kişi yakın dostunun dini
üzeredir. O halde sizden her biriniz kimi yakın dost ediniyorsa ona dikkatle
baksın.” (Tirmizi)
“Beş şey ibadettendir; az yemek,
camilerde oturmak, Kâbe’ye bakmak, okumadan da olsa Kur’an-ı Kerim’e bakmak,
âlimin yüzüne bakmak.” (Suyuti, Cami’us-sağir, Hadis No: 3966)
Salih bir zatın oğluna nasihati
şöyledir:
Oğlum, salihlerle beraber ol!
Eğer ilim sahibi isen,ilmin onlara faydalı olur.İlim sahibi değilsen, onlardan
bir şeyler öğrenirsin. Allah’ı hatırlamayanlarla beraber olma! İlim ehli de
olsan, ilmin onlara faydası olmaz. İlim ehli değilsen, daha çok zarara
girersin.
Eğer Allah onlara gazap ederse,
sen de helak olursun. İyilerle beraber iken, Allah onlara rahmet ederse, layık
olmasan da, sen de o rahmetten faydalanırsın. Peygamber Efendimiz’e
aleyhissalatu vesselam kimlerle beraber olmak gerektiği sual edildiğinde
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Gördüğünüzde sizlere Allah’ı
hatırlatan, konuşması ilminizi artıran, ilmi ahireti düşünmenize yarayanla
beraber olun!” (Ebu Yala)
5- Tefekkür
Allah heryerin hâkimidir.
Herşeyi yaratan Allah’tır. Allah’ın yarattığı şeyler de onun kudretini görmek
düşünmek, dünyanın ve bizim yaratılış amacımızı bilmek Allah’ın her yerde
tecelli ettirdiği azametini büyüklüğünü görmek Rabbini tanımak istemeyen nefsin
ıslahı için önemlidir. Ayrıca heran ölümü düşünmek de insanları günahlardan
vazgeçirir. Efendimiz aleyhissalatu vesselam; “Lezzetleri bıçak gibi kesen
ölümü çok hatırlayın.” buyurmaktadır. (Tirmizi, Zühd, 4)
Ayrıca ölümden sonrasını
düşünmeli ve kendimizi hesaba çekmeliyiz.
Hz. Ömer radıyallahu anh :
“Hesaba çekilmeden önce nefislerinizi hesaba çekiniz. Kendinizi en büyük
buluşma için hazırlayınız. Kıyamet gününde hesap, ancak dünyada kendini
sorgulayanlar için kolay olur.” buyuruyor. (Tirmîzi, Kıyame, 25.)
6- Zikir ile Meşgul
Olmak
Günlük kendimize bazı zikirleri
vird edinmek Allah’a yakın olmak için çok önemlidir. Ayrıca her hal üzere
Allah’ın bizi gördüğünü bilip buna göre yaşamaya çalışmalıyız. Her işimiz
Allah’ın rızasına uygun olmalı. Harama bakmaktan haram işlemekten sakınmalıyız.
Kendisini arıların kovaladığı bir adam düşünün. Bu adam arılar sokmasın diye
nehre atlıyor. Burada arılar nefsimizdir nehir ise Allah’ın zikridir. Allah’ın
zikretmeye alışır her halimizi o’nun emrine uygun yaşar Rabbimizden gafil
olmazsak nefsimiz bize zarar veremez biiznillah.(“Günlük Yapılabilecek 8
Faziletli Zikir” konumuza göz atmanızı tavsiye ederim.)
7- Öfkelenmemek
Nefsin gadap duygusu vardır.
İbnu Mes`ud radıyallahu anh anlatıyor. “Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir
gün):
“Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?”
diye sordu. Ashab radıyallahu anhum :
“Erkeklerin yenmeye muvaffak
olamadığı kimseyi!” dediler. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
“Hayır, dedi, gerçek pehlivan
öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir.”
[Müslim, Birr 106, (2608)]
Allah’a hesap vereceğimizi
unutmamalı yapacağımız işin sonucunu düşünmeliyiz. Birkaç hadis-i şerif meali:
“Öfkelenen, dilediğini yapmaya
gücü yettiği halde, yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ da onun kalbini emniyet ve
iman ile doldurur.” (İbni Ebid-dünya)
“Öfke, şeytandandır. Şeytan,
ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Öfkelenince abdest alın!” (Ebu
Davud)
“Sinirlenen, ayakta ise otursun.
Öfkesi geçmezse yan yatsın.” (Ebu Davud)
8- İbadet Etmek
Farz ibadetleri yerine getirip
varsa kaza borçlarımızı eda etmeliyiz. Bunun yanında nafile ibadetle Rabbimize
yakınlaşmalıyız. Bol bol Kur’an okumalıyız.
Şehvetten kurtulmak için oruç
tutmalı en azından pazartesi, perşembe sünnet oruçlarına devam etmeliyiz.
Nitekim bir Hadisi-i Kudsi
mealen şöyledir: Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah
aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
“Allah Teâla Hazretleri şöyle
ferman buyurdu: “Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan
ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz
kıldığım (aynî veya kifaye) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile
ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi
artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı
(aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm,
benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir
şeyde, mü’min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte
düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem.”(Buhârî, Rikak
38.)
Bir Hadis-i Şerif’inde
Rasulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur: “Ey gençler topluluğu,
sizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlilik gözü harama bakmaktan son
derece önleyici, iffeti de en iyi koruyucudur. Evlenme masrafına gücü yetmeyen
kimse de oruç tutsun. Çünkü oruç kuvvetli bir şehvet kırıcıdır.” (İbni Mâce,
Nikâh : 1.)
Yorumlar
Yorum Gönder