Ne Mutlu O Sağdakilere!
Ne Mutlu O Sağdakilere!
Cenâb-ı Hak buyuruyor
“Kıyamet koptuğu zaman, ki onun oluşunu yalanlayacak
hiçbir kimse yoktur; O, alçaltıcı ve yükselticidir. Yer şiddetle sarsıldığı,
dağlar parçalandığı, dağılıp toz duman haline geldiği, ve sizler de üç sınıf
olduğunuz zaman, sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! Soldakiler, ne
bahtsızdırlar onlar! (Hayırda) önde olanlar, (ecir de) öndedirler. İşte bunlar,
naîm cennetlerinde (Allah’a) en yakın olanlardır.” (Vâkıa, 1-12)
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular
“Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın, her
birinizle konuşacaktır. Kişi sağına bakar, önceden gönderdiği iyi işleri görür;
soluna bakar vaktiyle yaptığı kötü işleri görür. Önüne bakar, önünde sadece
cehennemi görür. Yarım hurma ile de olsa cehennemden korununuz.” (Buhârî, Zekât
9; Müslim, Zekât 67.)
Atpazarî Osman Efendi yazdığı bazı eserlerinde
demiştir ki Kullar üç bölümdür. a) Unutanlar, b) Zikredenler, c) İhsan ehli
olanlar.
Birinci tür kullar her bakımdan zayıf olanlardır.
Bunlarda hiçbir yönden huzur yoktur. Onlar hayırdan ve iyilikten uzak olup,
iyiliğe hiçbir yakınlıkları yoktur. Onlar, “Soldakiler, ne bahtsızdır onlar”
diye bahsedilen kimselerdir. Bunlar gadab, celâl ve kahra uğrayacak olanlardır.
Onlar için cehennemde acıtıcı azap ve kaynar su vardır.
İkinci tür kullar, bir yönü ile zayıf bir yönü ile
de huzûr ehli olanlardır. Bu yönü ile hayırdan uzak iken diğer yönü ile de
iyiliğe ve hayra yakınlıkları vardır. Onlar, “Sağdakiler, ne mutlu o
sağdakilere!” ayetinde zikredilen kişilerdir. İşte onlar Allah’ın rahmet, lutuf
ve cemal sıfatının tecellîsine mazhar olacaklardır. Onlar için nimetlerle dolu
aydınlık cennete büyük ve kalıcı sevinç vardır.
Üçüncü tür kullar, her yönü ile ve mutlak mânâda
huzûr ve saâdet sahibi olanlardır. Bunlarda hayırlı işleri yapmada asla hiçbir
zayıflık yoktur. Onlar, Allah’ın rahmetinin yakınlarıdır, hayra, iyiliğe
uzaklıkları yoktur. Onlar önde olanlardır. “(Hayırda) önde olanlar, (ecirde de)
öndedirler. İşte bunlar, naim cennetlerinde (Allah’a) en yakın olanlardır.”
Ayetleri bunları dile getirmektedir. Onlar tertemiz, seçkin, rızâ ve kemal
sâhipleridir. Naîm sırrında visâl cenneti, sohbetin devamı, müşâhede ve muâyene
vardır onlar için. Yine onlar için mutlak cemâl ve Cenâb-ı Hakk’ın vechinin tecellîsinin bakâsı vardır. Bunlar, Cenâb-ı
Hakk’ın celâl ve cemâl yüzüne müteveccih kemâl sâhipleridir. (İsmail Hakkı
Bursevî, Rûhu’l-Beyân-20.Cilt, 453-455. Sayfa, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna
(Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Melik: Bütün kâinatın, görülen ve görülmeyen
bütün âlemlerin tek sahibi ve mutlak sûrette tek hükümdarı demektir.
Kısa Günün Kârı
Kıyamet gününde, dünyada yapılan iyilikler sağ
taraftan, kötülükler ise sol taraftan verilecektir. İyi işler yapmaya gücümüzün
yettiği nisbette özen göstermeli, kötülüklerden ise kesinlikle uzak durmalıyız.
Lügatçe
Gadab: Gazap.
mazhar olmak: 1.Erişmek. 2. İyi bir şeye ermek,
ulaşmak.
Müşâhede: Gözle görmek. Seyrederek anlamak.
Seyretmek.
Müteveccih: 1. Yönelmiş. 2. Dönük. 3. Yönelerek.
Yorumlar
Yorum Gönder