Mehmet Akif Ersoy anlatıyor...
Mehmet Akif Ersoy anlatıyor... Mehmet Âkif bir yaşlı zâtı anlatıyor: Sabah namazlarını kılmak için Sultan Ahmet Camii'ne gidiyorum. Her sabah ne kadar erken gidersem gideyim, mihrabın bir kenarına oturmuş olan, saçı sakalı bembeyaz olmuş ihtiyar bir adamı, ümitsizce bedbin bir şekilde durmadan ağlarken görüyorum. O kadar ağlıyor ki, ağlamadığı tek bir dakikaya rastlayamadım. Nihayet bir gün yanına sokuldum: “Muhterem Efendim!” dedim. Allah’ın rahmetinden bir insan bu kadar ümitsiz olur mu? Niye bu kadar ağlıyorsun?” Bana: “Beni konuşturma!” dedi, kalbim duracak? Ben çok ısrar edince ağlaya ağlaya anlattı… Dedi ki: “Ben Abdulhamid Cennet mekânın devrinde orduda bir binbaşıydım. Benim de bir birliğim vardı. Annem babam vefat edince, servetimiz payimal olmasın diye sadarete bir istifa dilekçesi gönderdim. Dedim ki; “Annem babam vefat etti falan yerdeki mağazalarımız, filan yerdeki gayrimenkullerimiz... Bunl