Kayıtlar

olur etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah’ü Teâlâ’yı Zikir Üç Türlü Olur

Allah’ü Teâlâ’yı Zikir Üç Türlü Olur 1- Dil ile Zikir, Yüce Allah’ı en güzel isimleri ile anmak, hamt etmek, tespih ve tenzih etmek, Kuran- ı Kerimi okumak ve dua etmektir. 2- Kalp ile Zikir, Allah’ı gönülden anmaktır ki, başlıca üç çeşittir. a- Allah’ın varlığını gösteren delilleri anlamak ve kavramak, şüpheleri terk ederek Allah’ın isim ve sıfatlarını düşünmektir. Kalp ile zikrin en yüksek mertebesi bir an bile Allah’tan gafil olmamak, onu görüyormuş gibi bir hayat yaşamaktır. Cibril hadisinde belirtildiği gibi “Biz onu görmesek te o bizi görür.” düşüncesi içerisinde olmaktır. Allah kendisini görür gibi ibadet eden ve yaşayan muhsinleri sever! (Ali İmran, 134) b- Allah’ın koyduğu hükümleri, kulluk görevlerini, Allah’ın bildirdiği sorumlulukları, banlarla ilgili hükümleri, emir ve yasakları, Allah’ın vadini, tehdidini ve bunların delillerini düşünmektir c- Maddi ve manevi varlıkları, buralardaki yaratılış sırlarını seyredip düşünmek, zerrenin kutsal âleme bir ayna olduğunu g

Beş Akçelik Kumaş Endonezya Halkını Müslüman Yaptı (Okumayan Gerçekten Pişman Olur…)

Beş Akçelik Kumaş Endonezya Halkını Müslüman Yaptı (Okumayan Gerçekten Pişman Olur…) Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu: “– Hangi kumaştan sattın?” “– Şu kumaştan efendim.” “– Metresini kaça verdin?” “– On akçeye.” “– Nasıl olur?” diye hayret etti, “– Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?” Eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkân sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu. “– Ne demekti hakkını helâl et?” Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın

Şuurlu Müslüman Böyle Olur! 1

Şuurlu Müslüman Böyle Olur! 1 Ulubatlı Hasan Ulubatlı Hasan da vücudunun oklarla delik deşik olmasına rağmen yaralı bir Arslan gibi sancağın yanına düşman askerlerini yaklaştırmıyordu. Bu yiğit askerin son sözleri şunlar oldu: “Allah’ım, bu sancağı buradan indirtme!” “O’na Bir Şey Oldu mu?” Uhud günü Medîne acı bir haberle çalkalandı. “- Muhammed öldürüldü!” denilince şehirde çığlıklar koptu, feryâdlar Arş’a yükseldi. Hattâ Ensâr’dan Sümeyrâ Hâtun Radiyallahü Anha’ya: İki oğlu, babası, kocası ve kardeşinin şehîd olduğu haber verildiği hâlde, o hiç aldırmadan hemen Allâh Rasûlü’nün durumunu sordu: “– O’na bir şey oldu mu?” dedi. Sahâbe-i kirâm cevâben: “– İyidir, Allâh’a hamd olsun, O, senin arzu ettiğin gibi hayattadır!” dediler. Sümeyrâ Hatun Radiyallahü Anha: “– O’nu bana gösteriniz ki kalbim mutmain olsun.” dedi. Gösterdiklerinde hemen gidip elbisesinin ucundan tuttu ve: “– Anam babam Sana fedâ olsun Yâ Resûlallâh! Sen sağ olduktan sonr

Hayırlı Eş Nasıl Olur?

Resim
Hayırlı Eş Nasıl Olur? Hayırlı eş nasıl olur? Salih Saliha eş nasıl anlaşılır? Evlenmek hem hayırlı bir hayat sürmek hem de harama bulaşmamak adına büyük önem taşımaktadır. Günümüzde ise basit nedenlerden dolayı boşanmalar ivme kazanmakta. Bu durum ise evlenmeye niyetli kişilerin tereddüt içerisinde kalmasına neden olmakta. Peki İslam'ın teşvik ettiği bir hayatı yaşamamıza vesile olacak hayırlı eş nasıl anlaşılır? Salih ve Saliha eşlerin özellikleri neler olmalıdır? Saliha Kadınların Özellikleri Âilenin huzurunu temin eden ve gönülleri aydınlatan âdeta billur bir avizedir. Âilesine cennet saâdeti bahşeden hoş kokulu bir çiçek, saâdet bahçelerinin en kıymetli tezyinâtıdır. Şefkat, merhamet, iffet, edep, hayâ, tevâzu, cömertlik, tefekkür ve tahassüs ile zirveleşen fazîlet âbidesidir. Evinin işlerini, efendisinin ve çocuklarının hizmetini îfâ ederken dahî Kurʼân-ı Kerîm ile ünsiyetini ihmâl etmeyen bir gayret ve ferâgat timsâlidir.   Etrâfına gayet

Talak Suresi “2 ve 3. ayetini” Okuyanın Bütün Problemleri Hallolur

Talak Suresi “2 ve 3. ayetini” Okuyanın Bütün Problemleri Hallolur Bu dua Talak Suresinin 2. Ayeti Kerime’sinin sonu ve 3. Ayeti Kerime’sidir. …وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاًۙ ﴿٢﴾ وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُۜ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِ فَهُوَ حَسْبُهُۜ اِنَّ اللّٰهَ بَالِغُ اَمْرِه۪ۜ قَدْ جَعَلَ اللّٰهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً ﴿٣﴾ Okunuşu: ve men yettekıllâhe yec’al lehu mahracâ. Ve yerzukhu min haysu lâ yahtesib, ve men yetevekkel alâllâhi fe huve hasbuh, innallâhe bâligu emrih, kad cealallâhu li kulli şey’in kadrâ. Anlamı: Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa ona Allah kendisine bir çıkış yolu gösterir. Ve ona hiç beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a dayanıp güvenirse Allah ona yeter. Şüphesiz Allah dilediği şeyi sonuca ulaştırır. Allah her şey için bir ölçü koymuştur Anlamı: “Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O ke

Gâh Olur Mülk-İ Cihana Hân İder Gönlüm Beni

Gâh Olur Mülk-İ Cihana Hân İder Gönlüm Beni Gâh olur mülk-i cihana hân ider gönlüm beni, Geh döner şehr-i gama derbân ider gönlüm beni. (Zaman olur dünya mülküne sultan eder gönlüm beni, Bazen de döner gam şehrine kapıcı eder gönlüm beni.) Gâh olur can mülkünü ma’mur ider mimar-ı dil, Geh harab idüb yıkar viran ider gönlüm beni. (Zaman olur gönül mimarı can mülkünü mamur eder, Bazen de yıkar viran eder gönlüm beni.) Gâh vaslı fikri der gâhi dönüp hicran anar, Gâh şâd ider gehi giryân ider gönlüm beni. (Zaman olur kavuşmayı düşünür, bazen dönüp ayrılıktan söz açar, Bazen sevindirir, bazen de ağlatır gönlüm beni.) Gâh olur anlar rumûzı kâinatı serteser, Gâh olur bir nutkı yok hayvan ider gönlüm beni. (Zaman olur kâinatın sırlarını baştan başa anlar, Bazen de sözü olmayan hayvan eder gönlüm beni.) Gâh olur bir katre eyler belki kem bir katreden, Geh telâtumlar urup umman ider gönlüm beni. (Zaman olur bir damla eyler, belki de küç

Cömertlik Böyle Olur!

Cömertlik Böyle Olur!           Hazret-i Hasan, hazret-i Hüseyn ve bir de hazret-i Abdullah bin Ca’fer Radiyallahü Anhüm hacca gittiler.           Yolda develeri bir yerde otlamaya bıraktılar. Aç ve susuz idiler, İhtiyar bir kadının yanına gidip;           “- İçecek bir şey var mı?” dediler.           “- Var”, dedi.           Bir koyunu vardı. Sağdı ve sütünü onlara verdi.           “- Yiyecek bir şeyin var mı?” dediler.           - “Yoktur bu koyunu kesin, yiyin” dedi.           Kestiler, yediler ve:           “- Biz Kureyş’teniz, bu seferden dönünce yanımıza gelirsen, sana iyilik ederiz” dediler ve gittiler.           Kadının kocası eve dönünce kızdı ve “- Koyunu tanımadığın insanlara verdin.” dedi.           Bir zaman geçti ihtiyar kadın ve kocası fakirlik yüzünden Medine-î Münevvereye geldiler, Yiyecek: bir şey satın almak için deve gübresi toplayıp sattılar. Günlerini böyle geçiriyorlardı. Bir gün ihtiyar kadın bir mahalleye gitti. Hazret-i Hasan evin kap

Bundan Daha Büyük Ceza mı Olur?

Bundan Daha Büyük Ceza mı Olur?           İnançsızın biri Hz. Ömer Radiyallahü Anh’in yanına gelip O'na şöyle dedi:           - "Ben hiç namaz kılmıyorum, senin Allah'ın bana hiç ceza vermiyor ya Ömer!"           Hz. Ömer Radiyallahü Anh’in Radiyallahü Anh ise şöyle cevap verdi: -     "Sana secde etmeyi nasip etmiyor, bundan daha büyük ceza mı olur..."

Müslümanın Gece Hayatı Olur mu?

Müslümanın Gece Hayatı Olur mu? Hayâtı gün ve gece periyodu içinde görmek, ayrı bir ilâhî ihtişam ve ibret levhasıdır. Bir mü’minin gecesini tamâmen uykuda harcayarak ilâhî feyz ve rûhâniyetten mahrum kalması, geceleri bir heykel donukluğu içinde uykuya kurban etmesi büyük bir hüsrandır. Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kırata daha elverişlidir. Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var. Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O’na yönel.” (Müzemmil, 6-8) Resûlullah buyurdular: “Geceleyin öyle bir zaman vardır ki, Müslüman bir kimse o zamana rastlayıp Allah’tan dünya ve âhirete dair hayırlı bir şey dilerse, Allah ona dilediğini verir. Bu her gece böyledir.” (Müslim, Müsâfirîn 166, 167) Gecenin sükûn ve bediî manzarasının câzibesi ve sırları, onu ibâdet ve tefekkürde derinleşerek geçirenlere âiddir. Bu sırra sahip olan kulların kalbî âlemleri, ulvî hasletlerle yerler ve gökler kadar genişle

İnkâr eden ve iman eden bir insanın ölüm anı nasıl olur?

Resim
İnkâr eden ve iman eden bir insanın ölüm anı nasıl olur? İnkâr edenler ölüm meleklerini gördüklerinde başlarına gelecek felaketi anlarlar. Bugün sizlere çok önemli, insanların çoğu tarafından bilinmeyen bir konudan bahsetmek istiyorum. Ölüm hepimize çok yakın, belki yarın, belki birkaç dakika sonra ölüm meleklerini hiç beklemediğimiz bir anda karşımızda göreceğiz. Bir anda ahirete geçecek ve bu dünyadaki bedenimizi, malımızı, mülkümüzü, çocuklarımızı, eşimizi, işimizi, evimizi, kısaca değer verdiğimiz her şeyimizi bırakıp gideceğiz. Peki ölüm anımız nasıl olacak? Canımızı almaya gelen melekler bizi nasıl karşılayacak? İnkâr eden ve etmeyen insanın ölümü aynı mı olacak? İşte burada çoğu insan tarafından bilinmeyen, çok önemli bir gerçek var. İnkâr eden, tüm hayatı günahlar içinde geçmiş, Allah’ı bırakıp nefsini ilah edinmiş ve inkâr ederek ölmüş bir insanın canı, iman ederek tüm hayatını Allah yoluna adamış bir insanın canıyla aynı şekilde alınmaz. İnkâr eden insanın gör

Bir İnsan Neden Müslüman Olur?

Bir İnsan Neden Müslüman Olur? Robert MİRANDA Bu hafta, bir insanın neden Müslüman olabileceğiyle ilgili bir yazı hazırlamam tavsiye edildi. Bu tavsiye benim de ilgimi çekti. Bir hayli düşünme ve tefekkür etmenin ardından bir kişinin neden Müslüman olabileceğini sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bir görülemeyen, yüce ve soyut bir güce dini inanç taşıyan insanlar vardır; bir de insanlara tanrı diye tapan, hayvanlara (Meselâ: Maymun), ateşe, taştan inşa edilen putlara, vesairelere inanan insanlar vardır. Herkes kendi dininde ve inancında haklı olduğunu düşünür. Benzer inançlara sahip gruplarla ve insanlarla bir arada olmak, mantıklı sebeplerin ve delillerin her şeyi açıklama noktasında yeterli olmadığı durumlarda dahi kişilerin inancını kuvvetli kılar. Bütün insanlığa hitap eden, Allah’ın sözleri olan Kur’ân-ı Kerîm’in metninde yer alan mantıklı sebepler, kritik ve sorgulayıcı düşünmeye sevk eden satırlar; yalnızca inananların imanını kuvvetlendirmeye değil, aynı z

Dervişin Görmeyen Gözleri

Dervişin Görmeyen Gözleri Adamın biri, gözleri görmeyen bir dervişin evine misafir olmuştu. Evde, rahlenin üzerinde bir Kur’an-ı Kerim olduğunu gördü ve hayret etti. Çünkü derviş yalnız yaşıyordu, âmâ idi ve evde kendisinden başka kimse bulunmuyordu. Üzerinde durmadı ve sebebini de sormadı. Fakat merak etmedi de değil. Gece yarısı olduğu zaman Kur’an-ı Kerim sesiyle uyandı. Baktı ki, âmâ olduğu için gözleri görmeyen ev sahibi rahlenin başına geçmiş Kur’an okuyor. Öyle ki, okuduğu yerleri parmağıyla da takip ediyordu. Dayanamayarak sordu: - Sen, gözleri görmeyen bir adamsın. Nasıl oluyor da Kur’an-ı Kerim’e bakarak okuyabiliyorsun? Üstelik parmağınla da takip ediyorsun. Derviş cevap verdi: - Allah Teâlâ isterse her şey olur. Ben Kur'an okumayı çok seviyorum. Fakat gözlerim görmüyor. Allah'ü Teâlâ’ya dua ettim. "Ya Rabbi, Kur’an-ı Kerim okurken benim gözlerimi aç ki Kur’an-ı Kerim’i elime alıp okuyabileyim" dedim. Allah'ü Teâlâ da benim bu duamı ka

Derviş Nasıl Olur?

Derviş Nasıl Olur? Sual: Derviş ne demektir, nasıl olmalıdır? CEVAP Derviş, tasavvuf talebesi demektir. Allah’ü Teâlâ’dan başka her şeyi gönlünden çıkarıp, İslamiyet’e tam uyarak, gönlünü yalnız Allah’ü Teâlâ’ya bağlayan; güzel huylarla süslenmiş kimse demektir. Fakirlikte rahat, zenginlikte sıkıntılı olur. Olayların değişmesi, onu değiştirmez. Başkalarının kusurlarına bakmaz. Hep kendi kusurlarını görür. Kendini hiç kimseden üstün bilmez. Dost, düşman, herkesi güler yüz ve tatlı dil ile karşılar, hiç kimse ile münakaşa etmez. Herkesin özrünü kabul eder. Dervişlik kılık kıyafet işi değildir. Onun için denmiştir ki: Dervişlik olsaydı tac ile hırka, Biz dahi alırdık otuza kırka Dervişlik, kalb kırmamaktır. Bunu yapabilen, Allah’ü Teâlâ’nın rızasına kavuşur. Dervişlik, bir gönül işidir. Gönlünü Allah sevgisiyle dolduran ve her türlü işini bu sevginin gereklerine uygun yapan, İslam büyüklerini seven, onların terbiyesini kabul eden herkes derviş demektir. Sözün