Cömertlik Böyle Olur!
Cömertlik Böyle Olur!
Hazret-i Hasan, hazret-i Hüseyn ve bir
de hazret-i Abdullah bin Ca’fer Radiyallahü Anhüm hacca gittiler.
Yolda develeri bir yerde otlamaya
bıraktılar. Aç ve susuz idiler, İhtiyar bir kadının yanına gidip;
“- İçecek bir şey var mı?” dediler.
“- Var”, dedi.
Bir koyunu vardı. Sağdı ve sütünü
onlara verdi.
“- Yiyecek bir şeyin var mı?” dediler.
- “Yoktur bu koyunu kesin, yiyin”
dedi.
Kestiler, yediler ve:
“- Biz Kureyş’teniz, bu seferden
dönünce yanımıza gelirsen, sana iyilik ederiz” dediler ve gittiler.
Kadının kocası eve dönünce kızdı ve “-
Koyunu tanımadığın insanlara verdin.” dedi.
Bir zaman geçti ihtiyar kadın ve
kocası fakirlik yüzünden Medine-î Münevvereye geldiler, Yiyecek: bir şey satın
almak için deve gübresi toplayıp sattılar. Günlerini böyle geçiriyorlardı. Bir gün
ihtiyar kadın bir mahalleye gitti. Hazret-i Hasan evin kapısı önünde duruyordu.
Kadını tanıdı ve
“- Ey nine! Benî tanıyor musun?”
buyurdu.
“- Hayır” dedi,
“- Ben senin filan zamandaki
misafirindim” buyurdu.
Sonra ona bin koyun, bin altın
vermelerini söyledi. Onu kendi hizmetçisi ile Hazret-î Hüseynin yanına gönderdi.
Hazret-i Hüseyin kadına
“- Kardeşim sana ne verdi!” buyurdu.
“- Bin koyun, bin altın verdi” dedi.
Hazret-i Hüseyin de o kadar vermelerini
söyledi ve hizmetçisi ile Abdullah bin Cafer hazretlerine gönderdi.
Abdullah bin Ca’fer de:
“- Onlar sana ne verdiler?” dedi “İki bin
koyun ve iki bin altın” dedi. O da İki bin koyun ve iki bin altın verdi ve
“- Eğer doğruca bizim yanımıza
gelseydin, onlara sıkıntı vermezdiniz. (ya’nî onların vereceğini de ben sana
verirdim)’ dedi.
İhtiyar kadın bu ni’metler ile
sevinerek kocasının yanına döndü.
Yorumlar
Yorum Gönder