Bir İnsan Neden Müslüman Olur?
Bir İnsan
Neden Müslüman Olur?
Robert MİRANDA
Bu hafta,
bir insanın neden Müslüman olabileceğiyle ilgili bir yazı hazırlamam tavsiye
edildi. Bu tavsiye benim de ilgimi çekti.
Bir hayli
düşünme ve tefekkür etmenin ardından bir kişinin neden Müslüman olabileceğini
sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Bir
görülemeyen, yüce ve soyut bir güce dini inanç taşıyan insanlar vardır; bir de
insanlara tanrı diye tapan, hayvanlara (Meselâ: Maymun), ateşe, taştan inşa
edilen putlara, vesairelere inanan insanlar vardır.
Herkes kendi
dininde ve inancında haklı olduğunu düşünür. Benzer inançlara sahip gruplarla
ve insanlarla bir arada olmak, mantıklı sebeplerin ve delillerin her şeyi
açıklama noktasında yeterli olmadığı durumlarda dahi kişilerin inancını
kuvvetli kılar.
Bütün
insanlığa hitap eden, Allah’ın sözleri olan Kur’ân-ı Kerîm’in metninde yer alan
mantıklı sebepler, kritik ve sorgulayıcı düşünmeye sevk eden satırlar; yalnızca
inananların imanını kuvvetlendirmeye değil, aynı zamanda inançsızları da büyük
insanlığın yaşanacağı bir hayat için İslâm’a kafa yormaya dâvet ediyor.
Hiç kimse
(Müslüman veya bir başkası) sorgulayıcı düşünmenin ve tefekkür etmenin bir
insanın hayatının değişmesinde büyük bir dönüm noktası olabileceği noktasında
tartışmaya giremez. Sorgulayıcı düşünme birçok insan tarafından hayatlarını
rahatça düzeltmek için kullanılır. Çünkü sorgulayıcı düşünen insan, bir durum
hakkında derinlemesine sorular sorar, toplayabildiği kadar bilgi toplar, elde
olan bilgiler ve toplanan fikirler hakkında tefekkür eder, açık ve tarafsız bir
zihinle ince eleyip sık dokur ve farklı alternatifler arar.
Bu sebeple
yeni Müslüman olan insanlar, İslâm’la sonuçlanan yolculuklarını açıklarken
onların olayları akıllıca muhakeme edebilme, tefekkür ve sorgulayıcı düşünme
gibi yeteneklere sahip olduklarını görebiliriz.
İslâm
karşıtı söylemlerin bu kadar arttığı bir dönemde, İslâm’a yönelen insan
sayısındaki bu artış başka nasıl açıklanabilir ki? Başka dinlerden vaizlerin
hiçbir zaman olmadığı kadar yoğun bir şekilde İslâm’la şereflenmesi nasıl
açıklanabilir?
İslâm’la
müşerref olan insanların başlıca sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
Kur’ân
dilinin belâgati: Kur’ân-ı Kerîm metninin özgünlüğü ve güzelliği, dünden bugüne
en iyi Arap dil bilimcileri ve âlimleri tarafından hayretle karşılanmıştır. Dil
bilimi noktasında daha bilgili olan insanlar, Kur’ân’ın mu’cizevi metinsel
akıcılığını takdir ediyorlar.
Karşı
konulamaz ilmî deliller: Kur’ân-ı Kerîm, 1400 yıldan daha fazla bir süre önce
çeşitli ilmî gerçekleri ortaya çıkarmıştır. Bu hakikatler günümüzde ilmî
çevrelerce onaylanmaktadır.
Çeşitli
içtimaî sorunların arkasındaki kutsal hikmet: Kur’ân, toplumun her düzeyinde
kaosa yol açan sayısız soruna çözüm sunar.
Kökü
mantıklı düşünmeye dayanan deliller: Kur’ân-ı Kerîm; kâinatın yaradılışı,
sosyal meseleler, Allah’ın varlığı ve daha birçok konu hakkında insanlığı
düşünmeye ve kafa yormaya dâvet eden bilinen tek dinsel metindir. Birçok
durumda eleştirileri çürük temellere dayananlarla vakit kaybetmektense, kendi
başlarına tefekküre ve düşünmeye dâvet eder.
Yüce
yaratıcının kesin vaadi: Kur’ân, yüce yaratıcının kâinatın yaradılışından
sosyal meselelere kadar geniş bir kümede bütün sorunlara kesin savlarda
bulunduğu bilinen tek kutsal kitaptır.
İlâhî metin:
Kur’ân’ın dili ve üslûbu, hadisten (Hz. Muhammed’in sözleri) çok farklıdır. Bu
durum, dün ve bugün de olduğu gibi birçok insanın düştüğü Kur’ân’ın –haşa- Hz.
Muhammed’in (asm) “hayal gücüne” dayanan sözleri olduğu şüphesinin yanlışlığını
ispat eder.
Bu örneklere
bakıldığı zaman, ilk kez karşılaşan insanların İslâm’a olan ilgi ve merakının
sebebi anlaşılıyor. İlgisini ilk kez Kur’ân-ı Kerîm’e yönelten kişi, açık bir
şekilde Kur’ân’ın sözlerine hayran kalarak Müslümanlıkla şerefleniyor.
Tercüme: Mücahit Çakır
Yorumlar
Yorum Gönder