Şuurlu Müslüman Böyle Olur! 1
Şuurlu
Müslüman Böyle Olur! 1
Ulubatlı Hasan
Ulubatlı
Hasan da vücudunun oklarla delik deşik olmasına rağmen yaralı bir Arslan gibi
sancağın yanına düşman askerlerini yaklaştırmıyordu.
Bu
yiğit askerin son sözleri şunlar oldu:
“Allah’ım,
bu sancağı buradan indirtme!”
“O’na Bir Şey Oldu mu?”
Uhud
günü Medîne acı bir haberle çalkalandı.
“- Muhammed
öldürüldü!” denilince şehirde çığlıklar koptu, feryâdlar Arş’a yükseldi.
Hattâ
Ensâr’dan Sümeyrâ Hâtun Radiyallahü Anha’ya: İki oğlu, babası, kocası ve
kardeşinin şehîd olduğu haber verildiği hâlde, o hiç aldırmadan hemen Allâh
Rasûlü’nün durumunu sordu:
“– O’na
bir şey oldu mu?”
dedi. Sahâbe-i kirâm cevâben:
“– İyidir,
Allâh’a hamd olsun, O, senin arzu ettiğin gibi hayattadır!” dediler. Sümeyrâ Hatun Radiyallahü Anha:
“– O’nu
bana gösteriniz ki kalbim mutmain olsun.” dedi.
Gösterdiklerinde
hemen gidip elbisesinin ucundan tuttu ve:
“– Anam
babam Sana fedâ olsun Yâ Resûlallâh! Sen sağ olduktan sonra artık hiçbir şeye
endişelenmem!”
dedi.
(Vâkıdî,
I, 292; Heysemî, VI, 115)
İngiliz Askerlerini Marmara’ya Gömen Koca Seyit'in Duâsı
Çanakkale Harbi’nde, Rumeli Mecidiye Tabyası, korkunç bir
düşman saldırısı neticesinde neredeyse tamâmen imhâ edilmişti. Cephâneliğin
büyük kısmı havaya uçmuş, on altı topçumuz şehîd olmuştu. Koca tabyadan geriye
kalan; bir yüzbaşı, iki Yüzbaşı, etraftaki birliklere durumu haber vermek için
uzaklaşmıştı ki, erlerden Koca Seyit, denizin üzerinde ateş ve ölüm püskürerek
ilerleyen düşman gemilerine bakarak derin derin içini çekti. Gözleri doldu.
Mahzun yüreği, düşman karşısında âciz kalmanın ıztırâbı içinde çırpınırken
ellerini yüce Mevlâ’ya kaldırdı ve:
“- Yâ Rab! Ey kudret sâhibi Allâh’ım! Bana şu an öyle bir
kuvvet ver ki, hiçbir kulun benden daha güçlü olmasın!”
Diyerek Rabbine sığındı, O’ndan yardım istedi.
Koca Seyit, dünyâ âleminden sıyrılmıştı âdeta... Artık
sâdece Rabbinin huzûrunda gibiydi. Gözlerinden akan yaşlar yanaklarından aşağı
süzülüyordu. Vird hâlinde bir müddet:
“- Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” dedi.
Sonra birden:
«Yâ allâh!» diye
haykırdı.
Ve arkadaşının hayret ve şaşkınlık dolu bakışları
arasında 215 okkalık (yaklaşık 276 kiloluk) mermiyi kavrayıp kaldırdı. Demir
basamakları üç kez inip çıktı. Göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtıları
duyuluyordu. Koca Seyit, bir taraftan sel gibi ter dökerken diğer taraftan da
çatlamış dudaklarıyla:
“-
Allâh’ım! Benden kuvvetini esirgeme!” duâsına
devâm ediyordu.
Nihâyet topun ağzına sürdüğü meşhur üçüncü mermiyle
savaşın kaderi değişti. İngilizler’in “Oşın” (Ocean) isimli zırhlı gemisi
vurulmuş ve denizin üzeri cehennemî bir aleve bürünmüştü.
Yorumlar
Yorum Gönder