Kocasına Asi Kadının Hükmü


Kocasına Asi Kadının Hükmü

Hz. Aişe Radıyallahu Anhâ anlatıyor:
Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir.”.

Hz. Ebu Hürayra Radıyallahu Anh anlatıyor:
Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.”. [Tirmizî, Rada’ 10, (1159)]
“Her hangi bir (Mü’min) kadın, ölür ve kocası da o kadından razı olursa, (o imanlı ve itâatkar kadın) Cennete girer!”. (Tirmizi)
Kocasının gönlünü kıran ve itaat etmeyen kadın hakkında da çok Hadis’i Şerifler mevcuttur.
Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz bir Hadis’i Şerif de meâlen buyuruyor:
“Dünyada bir kadın, kocasına eziyet ettiği vakit: (O Kocasının cennetteki) Hurisi, Allah Celle Celâlüh senin belânı versin (Benim Efendime) eziyet etme, zira o (eziyet ettiğin kocan) senin yanında misafirdir. Pek yakında senden ayrılacaktır!”. (Tirmizi)
Yukarıdan beri naklettiğimiz hakikatler gereğince, Müslüman olan her kadın, Allah Celle Celâlüh’a olan vazifelerini yerine getirmekle beraber, kocasına itaat etmekle mükelleftir.
Kocasının meşru olan her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya çalışması, kocasının evini beklemesi, çocuklarına bakması, yiyecek ve içeceklerini pişirivermesi ve evin her türlü temizlik işlerini yapması lâzımdır.
“Kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan ayında orucunu tutar, namusunu (zinadan) muhafaza eder ve kocasına itaat ederse, Rabbisi Celle Celâlüh’ün cennetine girer!”. (İbni Hibban, Aynul İlim, C,/,414)
Medine’i münevvereli Esmâ Radiyallahü Anha isminde edip ve fasih olan bir kadın, diğer kadınların temsilcisi olarak Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem’ın huzûruna gelip şu sözleri söylemiştir.
“Anam Babam sana fedâ olsun Ya Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Ben kadınlar tarafından elçi olarak geldim. Hak teâla seni bütün erkek ve kadınlara Peygamber göndermiştir. Biz sana ve senin Rabbına îman ettik Lâkin biz ki, kadınlarız, sizin evlerinizde kapanıp kalmış ve şehevâni ihtiyaçlarınızı karşılamaktayız ve çocuklarınızı taşımakta bulunmuşuzdur. Siz ise, Cuma namazları kılmak, cami ve cemâata çıkmak ve hastaya gidip hal hatır sormak ve cenâzelerde bulunmak ve birde fazla defalarca haccedebilmek gibi fazîletler ile bize fâik (üstün) olmuşsunuzdur. Bunlardan hepsinin eftali de, Allah Celle Celâlüh yolunda cihaddır. Lâkin erkek kısmı hacc veya Umre etmek veyahut kâfirlerle mücâhede ve muhârebe etmek üzere evinden çıktığı vakitlerde, sizin mallarınızı biz hıfzeder ve iplik eğirip elbiseler yaparız ve çocuklarınızı besleriz.
Şimdi bu hâlde bizler o faziletlerin ecir ve hayrında sizlere iştirak edemez miyiz?”
Esmâ Radiyallahü Anha’nın bu sözü üzerine; Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem bu sözlerin güzelliğine işâret ederek, şöyle cevap veriyor:
“Ey Kadın, Anla ve taraflarından gelmiş olduğun kadınlara da, anlat ki, kadın kısmının kocasını kendinden hoşnut etmesi, o faziletlerin hepsine muâdil olur!”
Yalnızca bu hadis dahi kadının eşine karşı nasıl davranması gerektiğini anlatmaya kâfidir. Kadının, eşine olan ilk ve tek vazifesi itaattir. İtaat hususunu birçok başlıklara ayırmamız ve incelememiz mümkündür. Bunlar:
1. Yatağını terk etmemesi,
2. Eşine eziyet etmemesi,
3. Onun için süslenmeye önem vermesi,
4. Daima güler yüzlü ve tatlı dilli olması,
5. Ona hizmet etmesi (ev işlerini görmesi),
6. Eşini razı/memnun etmek için büyük gayret göstermesi,
7. Allah’ü Teâlâ’nın Dava’sında ona daima yardımcı olmasıdır. (vs.)…

Ebu Hürayra Radıyallahu Anh anlatıyor:
Sahabelerden biri Allah’ü Teâlâ Rasulunun yanına gelerek: “Kadınların en hayrlısı hangisidir?” diye sorduğunda, Allah’ü Teâlâ Rasulu şöyle buyurdu:
Yüzüne baktığı zaman kocasını sevindiren, emrettiği zaman itaat eden, namusu ve malı hususunda kocasına isyan etmeyen kadındır!” (Ahmed b. Hanbel 2/434; ibn mace, nikâh, 5)
Sahabi kadınlardan biri Allah’ü Teâlâ Rasulunun yanına gelerek:
“Ey Allah’ü Teâlâ’nın Rasulu Cihad ibadetini Allah’ü Teâlâ, erkeklere farz kıldı. Cihada çıkıp öldürüldüklerinde Rableri katında diri olarak rızıklandırılıyorlar. (Şehid oluyorlar). Peki ya biz kadınlar bu ecre nasıl nail olacağız?”.
Allah’ü Teâlâ’nın Rasulu kadına şöyle yanıt verdi:
“Karşılaştığın bütün kadınlara şu bilgiyi ulaştır ki, kadının kocasına itaati, onun haklarını kabul edip yerine getirmesi buna (erkeklerin cihad sevabına) denktir. Ne yazık ki sizden çok azı bunu yapar!”
Görüldüğü üzere kadının erine itaat etmesi şehitlik sevabına denktir
Hz. Ali Radiyallahü Anha de şöyle buyurmaktadır:
‘Kadının cihadı, eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirmesidir
Allah’ü Teâlâ’nın Habibi Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:
Kadın beş vakit namazını kıldığı, Ramazan orucunu tuttuğu, namusunu koruyarak kocasına itaat ettiği zaman ahirette kendisine: “Artık dilediğin kapıdan cennete gir!” denilir’ (Ahmed b. Hanbel, 1573)
Başka bir hadiste şöyle buyurmakta:
Kocası kendisinden memnun olduğu halde ölen kadın cennete girecektir. (Tirmizi, 1081: ibni Mace, 1844)
Allah’ü Teâlâ’nın elçisinin: “Kadın kocasının haklarını meşru isteklerini yerine getirmedikçe imanın lezzetini tadamaz!” sözünü unutmayalım. Ve yine unutmayalım ki cehennemde en çok bulunacak olan kadınlardır.
Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Bir kimse karısını ihtiyacı için çağırırsa, kadın fırın başında da olsa gelsin!”. (Tirmizî)
Ebu Hürayra Radıyallahu Anh’dan:
“Bir erkek karısını yatağına çağırır da kadın gelmezse ve bu yüzden erkek ona kızgın yatarsa, sabaha kadar melekler o kadına lânet ederler!”. (Ebu Davud: Nikâh, 41, Müslim: Nikâh, 20
Allah’ü Teâlâ Rasulu Sallallahü Aleyhi Vesellem kadınlara için ne buyurmakta:
“Sadaka verin ey kadınlar. Çünkü cehennem halkının çoğu siz olacaksınız!”
Orada bulunan bir kadın:
“Niçin ya Rasulullah?” diye sordu.
O da:
“Çünkü siz, çok şikâyet eder ve kocanızın nimetini inkâr edersiniz!”. (Müslim)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)