Kayıtlar

olan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Âlemlerin Rabbi olan yüce Mevla’dan istiyorum!

Âlemlerin Rabbi olan yüce Mevla’dan istiyorum!       Gencin biri Ramazan günü içer içer kürkütük sarhoş olur. İçi bulanan sarhoş genç, caminin şadırvanına gider. Yüzünü yıkar, su içmeye başlar. Yaşlı bir Hacı abdest almaktadır. Sarhoş  genç,   suyu içtikten sonra şöyle dua eder. - Allah’ım bana Firdevs Cennetini nasip et! Der. Yaşlı hacı kızar. - Evladım bu halde nasıl Cennet’e gideceksin? Deyince sarhoş kızmış: - Hacı amca sana ne oluyor? Ben Senden mi istiyorum? Âlemlerin Rabbi olan yüce Mevla’dan istiyorum! Demiş.

Büyücü Koca Karıya Aşık Olan Padişahın Oğlu

Büyücü Koca Karıya Aşık Olan Padişahın Oğlu    Bir padişahın çok yiğit bir oğlu vardı. İçi ve dışı hünerlerle bezenmişti.    Padişah bir gece rüyasında oğlunun öldüğünü gördü büyük bir ıstırap içinde kıvranmaya başlamıştı ki uyandı. Uyanınca bunun rüya olduğunu görüp bu seferde sonsuz bir sevinç içinde kaldı ve kendi kendine:    “Bu sevincimin sebebi rüyadaki kederdi. Allah, bir sebep ihsan edip beni sevindirdi.” dedi. Padişah düşündü:    “Soyumun devamı için oğlumu evlendirmem lâzım, oğluma kötü bir padişahın kızını almaktansa iyi bir kişinin soyundan bir kız almam daha iyi.” dedi.    Şehzadenin annesi bu işten haberdar olunca: “Oğlumuzu bir yoksulla mı akraba yapacaksın?” dedi. Padişah:    “Temiz bir kişiye yoksul demek hatadır, çünkü temiz kişilerin gönülleri zengindir bu da Allah vergisidir.” dedi. Uzun münakaşalardan sonra nihayet padişahın dediği oldu. Padişah oğluna yaradılışı güzel ve temiz bir kız aldı. Kızın güzellikte eşi yoktu, huyu ve ahlâkı da yüzü gibi gü

Yeni Müslüman Olan Kişinin Yapması Gerekenler

Yeni Müslüman Olan Kişinin Yapması Gerekenler İslâm’a Giren Kişi Ne Yapmalıdır? Yeni müslüman olan kişiden ilk olarak gusül abdesti al­ması, daha sonra da dinin temel esasla­rını öğrenmesi beklenir. İslâm’a aykırı bir tedâî/çağrışım yapmıyorsa ismini değiştirmesi şart değildir. Ayrıca erkeklerin sünnet olması tavsiye edilir. Ashâb-ı kirâmın haber verdiğine göre, bir kimse müslüman olduğu zaman Rasûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem ona namaz kılmayı öğretir, sonra da şöyle dua etmesini tavsiye ederdi: اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي وَاهْدِنِي وَعَافِنِي وَارْزُقْنِي “Allahümmağfir lî verhamnî vehdinî ve âfinî verzuknî: Allah’ım, beni bağışla, bana merhamet et, rızânı kazandıracak işler yaptır, bana âfiyet ve hayırlı rızık ihsân eyle!” (Müslim, Zikir, 35) İslâm’a yeni giren bir insan, önceki müslümanların sahip olduğu hakların tamamına sahip olur ve onlarla eşit seviyede tutulur. Kendisine, dinini öğrenip yaşama husûsunda gerekli yardım ve müsâmaha gös

İslâm’ın Adaletini Görünce Müslüman Olan Yahudi

İslâm’ın Adaletini Görünce Müslüman Olan Yahudi Şa’bî Radiyallahü Anh’in rivâyetine nazaran Hz. Alî Radiyallahü Anh Efendimiz, bir gün çarşıya çıktılar. Gördüler ki Hristiyan’ın biri bir zırh satmaktadır. Zırhı tanıdılar ve Hristiyan’a: “-Bu benim zırhım, zırhımı ver!” dediler. Hristiyan vermek istemeyince Hz. Ali Radiyallahü Anh: “-O hâlde kâdıya gidelim.” dediler. (Metinden bu hâdise’nin hilâfetin o zamanki makarrı olan Kûfe’de cereyân ettiği anlaşılıyor. Şa’bî’den Hâkim Radiyallahü Anh’ın rivâyetine göre ise Hz. Alî Radiyallahü Anh’ın zırhını çalan kimse Yahûdî’den bir kimsedir.) O zaman kâdı Şüreyh Radiyallahü Anh idi. Hz. Alî Radiyallahü Anh, Kâdı Şüreyh Radiyallahü Anh’e gidip da’vâyı halletmesini, ondan istedi. Kâdı Şürayh, Hz. Alî Radiyallahü Anh’i görünce yerinden kalkıp yerini Hz. Alî Kerremallahü Vecheh’e ikrâm etti ve kendisi de gayr-ı Müslimin yanında Hz. Alî Kerremallahü Vecheh’in karşısına oturdu. Hz. Alî Kerremallahü Vecheh, Şürayh’a hitâben: “-Yâ

40 Milyon Sevabı Olan Dua

40 Milyon Sevabı Olan Dua أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، إِلَهًا وَاحِدًا أَحَدًا صَمَدًا، لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًا، وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ. Okunuşu: Eşhedü en la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh ilahen vahiden sameden lem yettehiz sahibeten ve la veleda ve lem yeküllehû küfüven ehad" Anlamı: Allah’ü Teâlâ’dan başka ilâh olmadığına bir olduğuna ve ortağı olmadığına şahitlik ederim. O birdir Sameddir; hiçbir şeye muhtaç değildir aksine her şey ona muhtaçtır. Eş ve çocuk edinmemiştir hiçbir şey onun dengi değildir." (Tirmizi) Fazileti: Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hadis-i şerifte bu duayı günde on kere okuyana 40 milyon sevap yazılır buyurmuşlardır. (Alıntı)

Sana Yeterli Olanı Diliyorum!

Sana Yeterli Olanı Diliyorum! Baba kızıyla havaalanında vedalaşırken; “Seni seviyorum ve sana yeterli olanı diliyorum!” dedi. Kızı cevap verdi: “Baba beraber geçirdiğimiz bu hayat bana yetti de arttı bile. Sevgin her zaman ihtiyacım olan tek şeydi. Sana da her zaman yeterli olanı diliyorum.” Vedalaştılar ve ayrıldılar… Adam bir hayli yaşlıydı; muhtemelen kızını son görüşüydü. “Kızım belki de son seyahatini benim cenazeme gelmek için yapıyor olacak!” diye mırıldandı. Baba kızın konuşmasına kulak misafiri olan bir yolcu sordu: “Ayrılırken ‘Sana yeterli olanı diliyorum!’ dediniz. Bu ne anlama geliyor acaba?” Adam cevap verdi: “Sana gün ne kadar gri gözükürse gözüksün, parlak bir bakış açısı vermeye yetecek kadar güneş diliyorum… Güneşin varlığı için daha fazla şükretmeye yarayacak kadar yağmur diliyorum… Hayatındaki en küçük şeyleri bile önemli görmene yetecek kadar acı diliyorum… Sahip olduklarına şükretmene yetecek kadar kayıp diliyorum…” (Alıntı)

Eşinden Şikâyetçi Olan Adam

Eşinden Şikâyetçi Olan Adam Hz. Ömer Radıyallâhu Anh’ın hilâfeti zamanında bir adam, davranışlarını beğenmediği karısını şikâyet etmek üzere Halife’nin evine gelir. Kapının önüne oturur ve Hz. Ömer'in çıkmasını bekler. Derken içerden bir gürültü kopar, Hazreti Ömer'in hanımı, koca Halife’ye bağırıp çağırmakta, fakat Hz. Ömer Radıyallâhu Anh ağzını açıp da karısına tek kelime söylememektedir. Bu hali gören kapıdaki kimse boynunu bükerek: — Bütün şiddetine ve sertliğine rağmen, üstelik de müminlerin emîri iken Ömer'in hâli böyle olursa, benim hâlim nice olur? Diyerek kalkıp giderken, Hz. Ömer dışarı çıkar. Adamın arkasından: — Hayır ola, derdin neydi? Diye seslenir. Adam da der ki: — Ey müminlerin emîri! Karımın kötü huylarını ve bana karşı haddini aşıp ileri gittiğini sana şikâyet etmek üzere gelmiştim. Senin karının da sana karşı olmadık sözler söylediğim duyunca, vazgeçip geri döndüm ve kendi kendime dedim ki: ‘Müminlerin emiri karısıyla böyle olunca, ben

Ağlamaktan Kör Olan Kız

Ağlamaktan Kör Olan Kız Bir gün bir zat Hasan Basri hazretlerine gelerek yalvarır: “Aman efendim! Ne olur? Allah için bize bir yardımda bulununuz… ” Hazret– i imam da; “Nedir derdin? Ne hususta yardım edelim? Önce derdini ve ihtiyacını isteğini söyle ki sana yardım edebilelim” der. Adam; “Efendim! Benim çok akıllı bir kızım var, onu çok severim, şimdi bu akıllı kızıma bir şeyler oldu. Gece gündüz durmadan ağlıyor… Kur’an– ı Kerim okuyor ağlıyor, namaz kılıyor ağlıyor, hadis– i şerif okuyor ağlıyor ve bugünlerde gözleri görmez oldu. Korkuyorum ki hepten kör olacak… Sizden istirham ediyorum gelseniz de bir baksanız. Bir nasihat etseniz biraz öğüt verseniz şu kızıma” diye rica eder. Hasan Basri; Hazretleri kabul eder, adamın evine kadar giderler. Eve vardıklarında Hasan Basri hazretleri; “Yavrum neden ağlıyorsun? Gözlerin ağlamaktan temelli kör olabilir! Sebebini bize söylersen sana yardımcı olabiliriz. Senden rica etsem sebebini söyler misin?” der. Kız şu cevabı verir:

Önemli Olan Samimiyet ve İhlâstır

Önemli Olan Samimiyet ve İhlâstır Fakir bedevi çölde, yaşlı hanımıyla birlikte yaşıyordu. Bir eşekleri ve birkaç koyunları vardı. Bedevinin yaşlı hanımı zaman zaman fakirlikten şikâyet ederdi. O gün de fakirlikten şikâyete başladı. Adam hanımını teselli etmek istedi. Sabrın ecrini anlattı ise de kadının şikâyetlerinin sonu gelmiyordu. Sonunda adamın sabrı taştı ve hanımına sordu: – O zaman fakirliğin çaresi neyse onu söyle! Kadın bunun üzerine konuştu: – Bağdat’a, halifeye git, derdini anlat. O cömerttir. Sana ihsanda bulunacaktır. Çünkü o yoksulların ümit kapısıdır. Kadın kendince çareyi söylemişti. Adam başını iki elleri arasına alarak düşündü, düşündü. Sonra şöyle söyledi: – Koskoca halifenin huzuruna eli boş varılmaz ki! Oysa benim halifeye hediye edecek bir şeyim yok. O sırada hanımı bir şey hatırladı. Çölde su çok önemli bir nimetti. Güzün ve Sonbaharda açılan kuyular kurur, susuzluktan hayvanlar ölürdü. Sonbaharda yağan yağmur hem çöldekileri içme sularına ka

Alabilirsen Al

Alabilirsen Al Hacı Bayram-ı Velî'nin doğduğu Zülfadl (Sol-Fasol) köyünden bir genç askere çağrılmıştı. Yetim olan bu temiz genç, babasından kalma birkaç altınını, annesinden kalan hâtıra bilezik ve küpleri emânet edecek bir kimse bulamadı. Hepsini küçük bir çekmeceye koyup, Hacı Bayram-ı Velî'nin türbesine getirdi. Türbeyi ziyâret edip; "Yâ hazret-i Hacı Bayram-ı Velî! Beni vatanî vazifemi yapmak için çağırdılar. Annemden ve babamdan kalma şu hâtıraları emânet edecek bir kimse bulamadım. Bu küçük çekmeceyi zâtı âlinize emânet bırakıyorum. Eğer askerden dönersem, gelir alırım. Şâyet dönemezsem, istediğiniz bir kimseye verebilirsiniz!" diye münâcaat etti. Sonra çekmeceyi sandukanın kenarına koyarak ayrıldı. Aradan yıllar geçti. Gencin askerliği bitti ve emânetini almak üzere Hacı Bayram-ı Velî'ye geldi. Ziyâretini yapıktan sonra, çekmeceyi koyduğu yerde buldu. Hiç dokunulmamıştı. Orada türbeyi bekleyen türbedâra; "Bu çekmece benimdir. Askere g

Peygamberin Etrafında Pervane Olan Gençler

Peygamberin Etrafında Pervane Olan Gençler Yüce Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir hadislerinde, "Size hayırlı gençleri tavsiye ederim. Çünkü, onların kalbi daha incedir. Allah beni doğrulukla ve müsamahayla gönderdi. Bana gençler yanaştı, ihtiyarlar muhâlefet etti" buyurdu ve şu mealdeki âyeti okudu: "Zaman uzadı da kalpleri katılaştı. Onların çoğu fâsıktırlar." (Hadîd Sûresi: 16) Gerçekten de bu hadis çok büyük bir gerçeği ifâde etmektedir. Peygamberimizin etrafında Mekke ve Medineli gençler pervane olmuş, ihtiyarlar ise karşı çıkmış, onun dâvâsını yok etmeye çalışmıştır. Erkekler içinde ilk Müslüman olma şerefine erişen Hz. Ali Radiyallahü Anh Efendimiz, henüz 10 yaşındaydı. Bir gün sahabeler içinde Resulüllah, hicrete ve savaşa mâruz kaldığında, kendisini kimin koruyacağını sormuştu. Hz. Ali, "Ben korurum" diye haykırdığında 12 yaşında bir gençti. 15 yaşında Müslüman olan Zübeyir bin Avvam, "Her peygamberin bir havaris

Ölmek Üzere Olan Bir Kimsenin Yanında Kur'ân’ı Kerim Okumak

Ölmek Üzere Olan Bir Kimsenin Yanında Kur'ân’ı Kerim Okumak Ma'kıl b. Yesar'dan (rivayet olunduğuna göre) Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem "ölülerinizin üzerine Yasin okuyun." buyurmuştur. Bu (lafız ravi) İbnü'l-Ala'nın lafzıdır. Açıklama Metinde geçen "mevtâküm = ölüleriniz" kelimesinden maksat, ölmek üzere bulunan hastalardır. Nitekim Hanefi âlimlerinden İbn Abidin de şöyle diyor: "Yanında ya­sin okumak menduptur. Çünkü Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem "Ölülerinizin üzerine yasi­ni okuyun," buyurmuştur. İbn Hibban bundan murad ölmek üzere bulunan kimsedir, demiştir." Bu mevzuda îbn Ebû'd-Dünya ile Deylemi'nin rivayet ettikleri merfu bir hadis de şu mealdedir: "Ölmek üzere olan hiç bir hasta yoktur ki, üzerine Yasin okunsun da Allah onun Ölümünü kolaylaştırmasın." Ölmek üzere olan bir kimse, ölü hükmünde olduğundan hadis-i şerifte ölmek üzere olan kimselerden ölüler diye bahsedilmiş

Sünnet Olan 10 Amel

Sünnet Olan 10 Amel 1- Yemeğe "Besmele" ile başlayıp "Hamd" ile bitirmek. 2- Eve sağ ayakla ve "Besmele" ile girmek. 3- Ev halkına selam vermek. 4- Tuvalete sol ayakla girmek. 5- Sabah uyanıldığında elleri üç defa yıkamak , burna üç defa su verip temizlemek. 6- Yemeği sağ el ile yemek. 7- Oturarak bevletmek. 8- Sağ omzun üzerine yatmak. 9- Uyumadan önce "İhlâs, Felâk, Nas" sûrelerini okuyup avuçlara üfleyerek vücûda sürme. 10- Oturarak su içme , 3 yudum da bitirme.

İnsanları Kabir Azabından Kurtaracak Olan Şeyler

İnsanları Kabir Azabından Kurtaracak Olan Şeyler İmâm Müslim’in merfu olarak rivayet ettiği hadîste: – Bir gün ve bir gece hudut ve vatan muhafazasına bağlı kalıp nöbet beklemek (yani nöbet beklemenin sevâbı) bir ay (nâfile) oruç tutup (nâfile) namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Eğer bu vatan muhafazasına bağlı asker nöbet esnâsında ölürse işlemekte olduğu nöbet beklemenin sevâbı üzerine cereyan edip devam eder, rızkı da (şehîdler gibi) üzerine devam eder durur ve fettanlardan yani kabirdeki suâl meleklerinin suâllerinden emin olur, buyurulmuştur. Her gece (Tebarekellezi bi-yedihi’l-mülk) sûresinin okunması da insanı kabir azabından kurtarır. Bu husûsda sahih ve müteaddit hadîsler vârid olmuştur. Keza ölüm hastalığında (Kul-hüvallâhü Ehad) sûresinin okunması da insanı kabir azâbından kurtarır. Ebû Dâvud’un merfu olarak rivâyet ettiği hadîs-i şerifte Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: – Her kim (kusma ve ishal gibi şeylerle) karnının illeti öldürürse

Hz. Cabir'in ve Peygamberimize Olan Muhabbeti

Hz. Cabir'in ve Peygamberimize Olan Muhabbeti (İbretlik Bir Kıssa Mutlaka Sonuna Kadar Okuyalım!!!) Bir gün Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem sahabeleri ile birlikte bir mecliste otururken Hz. Cabir' Radiyallahü Anh’a döner ve: "Ya Cabir git evine ve eşine haber ver. Sahabetlerimle birlikte sizin eve geleceğiz. Biliyorsun ki hepimiz açız ve günlerdir bir şey de yemedik. Eşin yemek hazırlasın, sen bize haber ettiğinde evine geliriz.” buyururlar. Mutluluktan havalara uçan Hz. Cabir Radiyallahü Anh koşarak evine gelir ve sevinçle hanımına; "Hanım hanım Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem evimize teşrif edecekler. Allah'ın Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem evimize gelecek.” Hanımı da sevinçle; "Bey ne diyorsun bu çok güzel bir haber, Allah'ın Rasulü'nün Sallallahü Aleyhi Vesellem evimize gelecek olması beni çok mutlu etti.” Hz. Cabir Radiyallahü Anh hanımına” Hanım Allah'ın Rasulü ve sahabeler aç. Onlara hemen bir ş