İslâm’ın Adaletini Görünce Müslüman Olan Yahudi


İslâm’ın Adaletini Görünce Müslüman Olan Yahudi

Şa’bî Radiyallahü Anh’in rivâyetine nazaran Hz. Alî Radiyallahü Anh Efendimiz, bir gün çarşıya çıktılar. Gördüler ki Hristiyan’ın biri bir zırh satmaktadır. Zırhı tanıdılar ve Hristiyan’a:
“-Bu benim zırhım, zırhımı ver!” dediler.
Hristiyan vermek istemeyince Hz. Ali Radiyallahü Anh:
“-O hâlde kâdıya gidelim.” dediler.
(Metinden bu hâdise’nin hilâfetin o zamanki makarrı olan Kûfe’de cereyân ettiği anlaşılıyor.
Şa’bî’den Hâkim Radiyallahü Anh’ın rivâyetine göre ise Hz. Alî Radiyallahü Anh’ın zırhını çalan kimse Yahûdî’den bir kimsedir.)
O zaman kâdı Şüreyh Radiyallahü Anh idi. Hz. Alî Radiyallahü Anh, Kâdı Şüreyh Radiyallahü Anh’e gidip da’vâyı halletmesini, ondan istedi. Kâdı Şürayh, Hz. Alî Radiyallahü Anh’i görünce yerinden kalkıp yerini Hz. Alî Kerremallahü Vecheh’e ikrâm etti ve kendisi de gayr-ı Müslimin yanında Hz. Alî Kerremallahü Vecheh’in karşısına oturdu. Hz. Alî Kerremallahü Vecheh, Şürayh’a hitâben:
“-Yâ Şürayh, eğer hasmım Müslüman olsaydı, onun yanına otururdum. Fakat Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’in gayr-ı müslimlerle (Hristiyan ve Yahûdîlerle) samimî olmayın, onlara selâm vermeyin, onları güç durumda bırakın ve onları Allah’ın küçümsediği gibi küçümseyiniz, dediklerini duydum.” Yâ Şürayh, aramızda hüküm ver.” dediler. Şürayh:
“-Ne diyorsunuz, mü’minlerin emiri?” deyince Hz. Ali Kerremallahü Vecheh: “Bu zırh benimdir, onu çoktandır kaybetmiştim.” dediler. Kâdı Şüreyh Radiyallahü Anh: “Sen ne diyorsun, ey Hristiyan?” dedi. O da:
“-Mü’minlerin emirini yalanlayamam, fakat zırh benimdir.” dedi. Kâdı Şürayh Radiyallahü Anh, Hz. Alî Radiyallahü Anh’e:
“-Bu durumda zırhı ondan alamam, delîliniz var mı?” deyince:
Hz. Alî Kerremallahü Vecheh’in oğlu Hz. Hasan Radiyallahü Anh ile kölesi Kanber şâhidlik ettiler.
Kâdı Şürayh, Hz. Alî Kerremallahü Vecheh’e:
“-Hasan’ın yerine başka bir şâhid bul.” dedi.
Hz. Alî Radiyallahü Anh de:
“-Hasan’ın şâhidliğini redd mi ediyorsun?” deyince;
Şürayh: “-Asla! Fakat sizden duymuştum ki oğlun babaya şâhidliği câiz değildir.” diye beyânda bulununca Hz. Alî Kerremallahü Vecheh:
“-Adı batasıca seni, Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’in: “Hasan ve Hüseyin Cennet gençlerinin efendileridir.” diye buyurduklarını işitmedin mi?” dediler.
Sonra Yahûdî’ye hitaben, Hz. Alî Radiyallahü Anh:
“-Al zırhı!” diye buyurdular. Yahûdî de:
“-Bu gördüğüm ancak peygamberlerin hükümlerinden olabilir. Halîfe, benimle kâdıya geliyor. Kâdı, Halîfe’nin aleyhine hüküm veriyor. O da râzı oluyor. Ey Mü’minlerin Emiri, vallâhi doğru söyledin. Zırhın devenden düştü ben de aldım.” dedi ve sonra “Kelime-i Şehâdet”i, getirip İslâm’la şereflendi.
(M. Yûsuf Kandehlevî (Rh.A.),
Hayâtü’s-Sahâbe Radiyallahü Anh, C. 1, S. 232-233)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis