Kayıtlar

ve etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh’in Talebelere Ve Hocalara Öğütleri -1-

  İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh’in Talebelere Ve Hocalara Öğütleri  -1-   001- Ey Yusuf, vilayetin valisine itaatli ve vakarlı davran. Hâkimlerin yanına şanlarına yakışır şekilde saygı ile gidesin. Seni ilmi bir iş için çağırmadıkça her zaman ziyaret etmeyesin. Zira sen onların sohbetine gidersen kendi değerini onların yanında düşürürsün. 002- O halde hâkimle, devlet adamları ile ateş muamelesi yapasın. İşini bitirip uzaklaşasın. Zira onlar kendi nefisleri için düşündüklerini başkası için düşünmezler. 003- Hükümdar kendi memurluklarından sana bir makam verirse senden ilim ve hükümde mezhebinden razı olmadıkça, (olduğunu bilmedikçe) onu kabul etmeyesin. 004- Sakın avamlarla ve zenginlerle, sorduklarına cevap vermekten ve din ilminden fazla bir şey konuşma, böylece mala sevgin ve rağbetin var sanmasın. 005- Küçük çocuklara ve yetimlere tebessüm edip başlarını okşayasın. 006- İnsanların gelip geçtikleri yere oturmayasın. 007- Mescitlerde ve çarşılarda (açıkta) yeme

Dünya Ve Ahiret Saadeti İçin On Cümle

  Dünya Ve Ahiret Saadeti İçin On Cümle   Muhammed bin Hişâm Rahmetullahi Aleyh anlatır: Ma’rûf-ı Kerhî Rahmetullahi Aleyh bana; “Sana; dünya ve ahiret saadeti için on cümle öğreteyim. Böyle dua edenin duası kabul olur” dedi. “Yazayım mı” dedim. “Hayır, Behr bin Hâris nasıl tekrar ederek bana öğrettiyse, ben de aynı şekilde sana öğretirim” diyerek şu hadisi bildirdi:   “Her namazdan sonra dua ederken, şu on cümleyi söyleyenin dualarını Allah’ü Teâlâ kabul eder: 1- Dinim için Allah Teâlâ bana kâfidir. 2- Dünyam için Allah Teâlâ bana kâfidir. 3- (İki cihan) endişelerim için Allah Teâlâ bana kâfidir. 4- Haset eden için Allah Teâlâ bana kâfidir. 5- Bana haksızlık eden için Allah Teâlâ bana kâfidir. 6- Kötülük etmek isteyen için Allah Teâlâ bana kâfidir. 7- Ölüm anında Allah Teâlâ bana kâfidir. 8- Kabirde Allah Teâlâ bana kâfidir. 9- Mîzan’da Allah Teâlâ bana kâfidir. 10- Sıratta Allah Teâlâ bana kâfidir. Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah Teâlâ ba

İslâmiyet Ve Batılılar

İslâmiyet Ve Batılılar   İslâmiyet’ten evvel Arabistan bir çöl ve orada oturan bedevîlerdi. Putperest idiler. Birçok putlara taparlardı. Basit bir hayat sürerlerdi. Kız çocuklarını diri diri gömmek gibi korkunç âdetleri vardı. İşte böyle âciz, zavallı, fakat saf ve temiz olan bir kavim; onlara mürşitlik, rehberlik eden Muhammed aleyhisselamın getirdiği Kur’ân-ı kerîm sayesinde birdenbire değişmiş, tam bir medeniyete kavuşmuş, harikulâde bir gayret ile çok kısa bir zamanda, doğuda Türkistan ve Hindistan, batıda İspanya olmak üzere akla hayret veren çok kudretli bir İslâm devleti meydana getirmiştir... İlimde, fende ve medeniyette son derece ilerlemişler, o zamana kadar bilinmeyen birçok şeyler keşfetmişlerdir. İlim, fen, tıp ve edebiyatta en yüksek mertebeye varmışlardır... O zamanın Avrupa’sından bahseden John W. Drapper gibi tarafsız bir tarihçi, [Avrupa’nın Mânevî İnkişâfı] ismindeki eserinde şöyle demektedir: “O zamanki Avrupalılar, tamamen barbardı. Hıristiyanlık onları

Zamanın Kıymeti ve Zamanı İyi Değerlendirmek

Zamanın Kıymeti ve Zamanı İyi Değerlendirmek   Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde de zamanın önemine işaret edilmiştir:   “Asra (ikindi vaktine) yemin olsun ki, insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.” (Asr Sûresi: 1-3).   “Bir işi bitirince hemen başka bir işe giriş ve yalnız Rabbine yönel.” (İnşirah Sûresi: 7-8).   “Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında: “Rabbim! Beni geri çevir, belki yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi işler işlerim!” der.” (Mü’minun Sûresi: 99-100).   Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, kıymeti ancak elden çıktıktan sonra anlaşılacak beş şey konusunda bizleri uyararak şöyle buyuruyor:                “Beş şey gelmeden önce, beş şeyin kıymetini bilin. İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin, hastalık gelmeden önce sıhhatin, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin ve ölüm gelmeden önce hay

Profesör ve Öğrenci

Profesör ve Öğrenci   Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş. Profesör kaşlarını çatarak: “- Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz!” Öğrenci: “- O zaman ben uçuyorum...” Profesör cevaba çok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavını başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış. Yalnız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış. Profesör öğrenciye: “- Sana son bir soru soracağım!”, demiş. “- Yolda yürürken iki torba bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın?” Öğrenci: “- Para olan çuvalı seçerdim...” Profesör: “- Ben akıl olan çuvalı seçerdim...” Öğrenci: “- Normal! Kimde ne eksikse onu seçer...” Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin not defterini alıp içine "öküz" yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış: “- Sayın profesör, imzanızı atmışsınız, f

Huzur Evine Anne ve Babalarını Kapatanlar

Resim
Huzur Evine Anne ve Babalarını Kapatanlar   Biz karı koca çalışıyoruz seninle ilgilenemeyiz bahanesiyle seksen yaşındaki hasta annesini huzur evine yatıran oğlu; çok seyrek de olsa onu ziyarete gidiyordu.             Yaşlı kadın oğlunu dünyaya getirdiğinde kırk yaşındaydı. Bundan önceki çocukları yaşamamış bu oğlunu da kurbanlar keserek büyütmüştü. Tek evlatlârıydı, bir şey olacak diye içleri titremişti. Oğlu o gün huzur evinden bir telefon aldı. Telefondaki ses: "- Annen çok hasta, her an ölebilir seni görmek istiyor!” diyordu. Oğlu arabasına binip oraya gittiğinde annesi zor nefes alıyordu. Oğlu annesinin ölmek üzere olduğunu anlamıştı. Annesinin ellerini tutup: "- Anne senin için ne yapabilirim; senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu. Annesi feri sönmüş gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp; zor duyulur bir sesle: "- Artık çok geç ama isteseydin çok şey yapabilirdin... Ama yapmadın!" dedi ve devam etti. "- Çoğu akşa

Çocuk Ve Şiddet

Çocuk Ve Şiddet Psikolojik Danışman Kemal KICIROĞLU 01- İNSAN KASABI! ·         Bingöl’ün Genç ilçesinde kasaplık yapan ve 3 engelli çocuğu bulunan Gıyasettin K.(35), sürekli şiddet uygulayıp, dövdüğü eşi Aysun K.(27) tarafından 3 ay önce jandarmaya şikâyet edildi. Şikâyetin ardından gözaltına alınan K., çıkarıldığı mahkemece eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle tutuklanıp 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Geçen hafta cezaevinden çıkan Gıyasettin K., cumartesi eşini alıp bir kamyonetle ilçe yakınlarında, Sir Deresi kıyısına götürdü. “Sen beni nasıl şikâyet edersin? ·         Senin yüzünden cezaevine girdim” deyip Aysun K.’yı yere yatırıp başını defalarca derenin buz gibi sularına sokup çıkarttı. Öfkesi dinmeyen ·         Gıyasettin K., daha sonra 7 aylık hamile eşinin kulaklarını ve burnunu bıçakla kesti. K., kanlar içinde kıvranan eşini hastane kapısına atıp, kaçtı. 16 Mart 2010 02- Karşıyaka Mahallesi’nde oturan A. T ·         Karşıyaka Mahallesi’nde oturan A.T., öncek