Kayıtlar

olmak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah'ü Teâlâ İle Dost Olmak İstiyorsan Hiç Ol!

Allah'ü Teâlâ İle Dost Olmak İstiyorsan Hiç Ol! ·           Kalp gözünü açıp Allah'ü Teâlâ ile dost olmak istiyorsan hiç ol. ·           Mal için sakın "Bu Benimdir" deme. "Malın mülkün sahibi Allah'ü Teâlâ’dır" de. ·           Dertlerini sahiplenme, "Bu Allah'ü Teâlâ'nındır, geldi ve gidecek" de. ·           Bir iyilik yaptığında bunu kendinden bilip övünme, " Allah'ü Teâlâ iyiliği benim üzerimden tecelli ettirdi" de. ·           Allah'ü Teâlâ ile dünya arasında bir köprü ol. Rahmet senin üzerinden akıp geçsin. Böylece benliği eritip hiç olursun. ·           Ve daima hatırla; Allah'ü Teâlâ'nın koruması ve seni sahiplenmesi; senin sahiplenmenin bittiği yerde başlar!

Sağlıklı İlişkilere Sahip Olmak için Yapmanız Gereken Tek Bir Şey Var!

Sağlıklı İlişkilere Sahip Olmak için Yapmanız Gereken Tek Bir Şey Var! Araştırmalara göre sağlıklı ilişkilere sahip olmak için yapmanız gereken tek bir şey var! Çoğumuz sağlıklı ilişkiler kurmanın söylemlerimizi değiştirmekle mümkün olacağına inanırız. Ancak yapılan araştırmalar, söylediklerimiz kadar dinlediklerimizin de önemli olduğunu gösteriyor: Dinlemek, pek çoğumuzun zannettiğinden daha zor bir iştir. Dinlemek, pek çoğumuzun zannettiğinden daha zor bir iştir. Nörobilim uzmanı Dr. Joseph Dispenza, aklımıza her saniye 400 milyar farklı düşünce geldiğini, ancak bunun 2,000”ini işlediğimizi söylüyor. Kısacası bize dışarıdan gelen bilgilerin, anlatıların da yalnızca çok küçük bir kısmını algılayıp değerlendirebiliyoruz. Dinlemek, tamamen bulunduğumuz anda ve bulunduğumuz yerde olmakla ilgilidir. Dinlemek, tamamen bulunduğumuz anda ve bulunduğumuz yerde olmakla ilgilidir. Karşımızdaki insanla iletişim kurarken de bedenimizin ve zihnimizin de tamamen orada ol

Mutlu Bir Ev Kadını Olmak İçin 10 Adım!

Mutlu Bir Ev Kadını Olmak İçin 10 Adım! Dünyanın ortak konuştuğu dillerden biri olan ev kadınlığı, nereye giderseniz gidin hep aynı işler ve aynı sorumluluklardan oluşuyor. Amerikalı yazar Darla Shine, “Mutlu Evkadınları” kitabında, mutlu bir ev kadını olmanın 10 adımını açıklıyor. 01-     Mızmızlanmayı bırakın! Umutsuz bir ev kadını gibi davranmayı bırakın. Bu düşünceyi aklınızdan atın. Yaşadığınız her güne şükredin. 02-   Ev kadını olmaktan gurur duyun! Dünyanın en önemli işidir ev kadınlığı. Sizin liderliğinizi, önerilerinizi bekleyen çocuklarınız var. Ailenizin kariyerinizden önemli olduğunu unutmayın. 03-   Ev kadını gibi görünmeyin! Yaklaşık bir aydır ev için belirlediğiniz bir kıyafetiniz mi var? Sürekli onları mı giyiyorsunuz? Bunu yapmayı bırakın ve kendinizi tekrar kadın gibi hissetmek için öncelikle işe kıyafetlerinizden başlayın. Sağlıklı yiyin ve çocuklar okuldayken spor yapın. Güçsüz düşmemek için vitamini eksik etmeyin. 04-   Evliliğiniz önce

Mutlu Olmak İçin

Resim
Mutlu Olmak İçin 1- Bol su için. 2- Kahvaltıda çok, öğle yemeğinde orta, akşam yemeğinde az yiyin. 3- Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok, fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin. 4- Hiç bir şeyi içinize atmayın. 5- İbadet ve dua için zaman ayırın. 6- Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun. Tefekkür edin. 7- Düzenli uyuyun. 8- Her gün 10-30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken gülümseyin. 9- Hayatınızı başkaların ki ile karşılaştırmayın. Onların seyahatinin nasıl olduğuna dair hiçbir fikriniz yok. 10- Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi şu an için harcayın, nefes aldığınız her anın kıymetini bilin, keyfine varın. 11- Sadeliğin güzelliğini keşfedin. 12- Hayatı çok da ciddiye almayın. Fâni olduğunuzu unutmayın. 13- Kıymetli enerjinizi başkaları hakkında konuşarak boşa harcamayın. 14- Sû-i zandan kaçının. 15- Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. İhtiyacınız ola

Ehlullah (Allah dostu) olmak isteyen ne yapmalıdır?

Ehlullah (Allah dostu) olmak isteyen ne yapmalıdır? Enes b. Malik Radiyallahu anhu ‘dan gelen rivayete göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz, insanlar arasında Ehlullah olanlar vardır.” Ashâb-ı kirâm: “‒ Ey Allâh’ın Rasûlü onlar kimlerdir?” diye sorunca Efendimiz: “‒ Onlar Kur’ân ehli, Allah ehli, Allâh’ın has kulları (yani Allah dostları)dır.” diye cevap buyurdu. (İbn-i Mâce, Mukaddime, 16) Yine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Sizden biri Rabbi ile konuşmak istediği vakit Kur’an okusun.'' (Kenzul Ummal) O halde Kur'an-ı Kerim’i okuyalım, anlayalım ve hükmüyle amel edelim ki bizler de Ehlullah olalım İnşaallah…

Âşina Olmak

Âşina Olmak Bilim adamları “Âşina olmak” hakkında, ilginç bir deney yapmışlar. Bir kurbağayı, kaynayan su dolu bir tencereye atmışlar. Kurbağa ânî bir refleksle sıçrayarak, tencereden dışarıya sıçramış ve haşlanmaktan kurtulmuş. İkinci denemede ise; Yine bir kurbağayı, ılık su dolu bir tencereye koymuşlar. Altına ateş yakarak, yavaş yavaş ısıtmışlar. Kurbağa; su ısındıkça keyiflenmiş, mayışmış ve rahatlamış. Tencereden dışarı atlamayı, hiç AKIL EDEMEMİŞ. Neticede de kurbağa, yavaş yavaş HAŞLANARAK can vermiş… Siyonist Haçlı ittifakı da yavaş yavaş alıştırarak milletimizi felâkete sürüklüyor… Önce Abd’nin Vietnam savaşı dizileri ile Vatana millete hakareti ihaneti normalmiş gibi gösteren vatansızlık, Abd hayranlığı uyandıran diziler… Sonra Dallas, Filamingo Yolu... gibi müstehcenlik, fuhuş aşılayan ahlâksızlık diziler… Daha sonra insanları Paraya taptıran dünyayı putlaştıran insanları dinden soğutup dünyevileştiren diziler; görsel ve sosyal medya… Ortad

Mutlu olmak için 8 Özel Armağan

Mutlu olmak için 8 Özel Armağan 1- Dinleme... Ama gerçekten dinleyin. Kesmeden, hayal kurmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden... Can kulağıyla dinleyin. 2- Sevgi... Kucaklamalar, öpücükler, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun. Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlayabilir. 3- Kahkaha... Fıkra anlatın, neşeli hikâyeleri paylaşın. Bu armağanınız "Seninle birlikte gülmeyi seviyorum" anlamına gelir. 4- Yazılı bir not... Basit bir "Yardımın için teşekkürler" notu, ya da belki bir şiir... Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır. 5- İltifat... Basit, içtenlikle söylenen bir söz "Bu renk sana ne çok yakışmış", "Harika bir iş çıkardın", "Yemek nefis olmuş" gibi… Karşınızdakinin içini aydınlatır. 6- İyilik... Her gün, rutininizi kırıp birisine hoş, nazik bir şey yapın. 7- Yalnızlık... Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktı

Hakiki Müslüman olmak için ne yapmak, nelere sahip olmak lazımdır?

Hakiki, Müslüman olmak için ne yapmak, nelere sahip olmak lazımdır? İslam dininin temeli; ilim, amel ve ihlastır. İlim; iman, fıkıh ve ahlak bilgileridir. Bunlar, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenilir. Amel, bu bilgilere uygun işlerdir. İhlas; ilmin ve amelin, Allah rızası yani Allah’ü Teâlâ’nın sevgisini kazanmak için elde edilmesidir. Bu üç temele malik olan Müslümana “Hakiki Müslüman” denir. Hakiki Müslüman olmak demek, yalnız âdetlere tabi olarak ibadet etmek değil, İslam’ın emrettiği güzel ahlakı edinerek, insanlık vazifelerini yaparak, ruhen de tertemiz olmak demektir. İbadet eden, fakat hileyi zekâ eseri sayan, insanları aldatan, hatta bazen zararlı propagandalara aldanarak insan öldüren, ortalığı yakıp yıkan, yalan söyleyen bir kimse, Müslüman olduğunu söylese de hakiki Müslüman değildir.

Kökü mâzide olan âti olmak (2)

Kökü mâzide olan âti olmak (2) Mustafa Çelik Peygamberlerin mücadelesi, Peygamberimizde özetlenmiştir. “Peygamberlerin davası benim davamdır, Peygamberlerin yolu benim yoludur” diyen herkesin kökü Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sünneti ve siretidir. Şunu bilelim ki; Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem’den sahih olarak sadır olmuş sünnet olmadan ümmet olmaz. Ümmet olmadan medeniyet olmaz. Sünnet, ümmet, medeniyet olmadan da insaniyet olmaz. Müslümanların tarihini şu veya bu ırkın tarihiyle başlatmak, en hafif bir tabirle cinayettir. Müslümanların tarihi Hz. Âdem Aleyhisselâm ile başlamıştır. Hz. Âdem Aleyhisselâm’den Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’e kadar gelmiş ve geçmiş bütün peygamberlerin verdikleri mücadele bir tevhid mücadelesidir. Dolayısıyla Müslümanların tarihi bir tevhid tarihidir, mücadeleleri de bir tevhid mücadelesidir. Tevhid mücadelesi kesinti kabul etmez. Tevhid tarihi süreklilik esasına dayanır. Esasen süreklilik herkes için gerek

Kökü Mâzide Olan Âti Olmak (1)

Kökü Mâzide Olan Âti Olmak (1) Mustafa Çelik İslâm ümmetinin Hz. Âdem Aleyhisselâm ile başlayan tevhid tarihini hiçe sayarak; her oluşum ve gelişimi 1923 tarih ile başlatmaya kalkışan devrim yobazlarına itiraz eden Şair; “Ne harabîyim (sarhoş-yıkık) ne harâbâtîyim (ömrünü meyhanede geçiren) Kökü mâzide olan âtiyim!” (Geçmiş ile gelecek arasındaki vazgeçilmez bağ) beytini söyleyerek mâzi ile âti, yani geçmiş ile gelecek arasındaki vazgeçilmez bağı, çok veciz şekilde izah etmiştir. Ama bugün kökü derinlerde olan asırlık çınarlar yerine, saksı bitkisi gibi köksüz ve kısa ömürlü nesiller yetiştiren zihniyet, sanki her şeyi halletmiş gibi bu defa geçmişi büsbütün unutturmaya kalkışıyor! Maziye düşmanlık, onu unutma ve unutturmaya çalışma, kötüleri ve kötülükleri alkışlamadır. Öyle bir zamana düştük ki; her tarafta devr-i cahiliyye’den kalma dimdik ayakta putlar. Allah’ın şeriatine kin kusuyor, hak maskeli haydutlar. Müslümanın ufkunda sönmez umutlar. Eninde sonunda

Nefse Düşkün Olmak (Lütfen okuyalım)

Nefse Düşkün Olmak (Lütfen okuyalım) Şu zamanda nefsini bırakıp, Allah için ahirete hazırlanmak güç iştir. Nefs-i emmare kâfirdir, şeytanın ortağı, Allah'ın düşmanıdır. Bir kimse düşmanını tanıdıktan sonra, onun kendisine zarar vermemesi için bin bir önlemler alır. Biz de şimdi bu önlemlerden birkaç tanesine değineceğiz. Nefs ile muhasebe, murâkebe, muâkebet, mücahede ve muâtebet edilmesi gerekir. Evvela herkes nefsine her gün şöyle seslenmeli: “Ey nefsim! Bu dünya geçicidir. Benim sermayem buradadır. Aman çok dikkat et bu kazancımızı azaltmayalım, sonra ahirette ziyan oluruz!” . Günahlara bulaşmamıza sebep olan nefistir. Nefsin isteklerini yapmak insana çok tatlı ve rahat gelir. Bu yüzden hikmet ehli zatlar; nefse ağır gelenleri yapmak ibadettir, demişlerdir. Misal, açık saçık giyinip sokağa çıkmak nefse tatlı gelir, ama örtünmek de bir o kadar ağır. Nefsi iyi tanımak lazımdır, bu da en iyi Ramazan ayında mümkündür. Nefs ile murâkebe... İnsan azgınlaşabilir, yoldan çıkab

Bütün İnsanlar Mesut Olmak İster; Ancak...

Bütün İnsanlar Mesut Olmak İster; Ancak... M. Said Arvas Dünyadaki ilmî gelişmeler insanoğlunu mutlu edemiyor. 21. yüzyıla teknoloji asrı sürat asrı diyebiliriz ama mutluluk asrı diyemiyoruz. İnsan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder. Ruh ayrılınca bedenin kıymeti kalmaz ve hiçbir işe yaramaz. İnsan, ruhuyla insandır. Ruh ölmez bedenden ayrılınca lâyık olduğu yere gider. Beden de topraktan gelmiştir, yine toprağa döner. Sahip olduğumuz bu iki şeyin de gıdaya ihtiyacı vardır. Vücudumuz acıktıkça yemek yeriz. Hem de mümkünse en güzel yiyecekleri seçeriz.   Ancak ruhumuzun gıdasına önem vermiyor, çoğu zaman aç bırakıyoruz. İşte bu yüzden huzur bulamıyor, tek kanatla kuş uçurmaya çalışıyoruz! Peki, ruhun gıdası nedir ve nasıl verilir? Ruhun gıdası "Marifetullah" tır. “Marifetullah” Rabbimizi tanımak, emirlerini yapıp, haramlarından sakınmaktır. Fıtratımız (yaradılışımız) bunun üzerinedir. Nasıl ruh olmazsa

Sâdıklarla Berâber Olmak

Sâdıklarla Berâber Olmak Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Ey îmân edenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla berâber olun!..” (Tevbe, 119) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Herhangi bir topluluğa benzemeye çalışan, onlardandır.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 4/4031) Şeyh Sâdî, sâlih ve sâdıklarla ünsiyet netîcesinde meydana gelen “aynîleşme”yi “Gülistan” adlı eserinde temsîlî bir şekilde şöyle hikâye eder: “Bir kişi hamama gider. Hamamda dostlarından biri kendisine temizlenmesi için güzel kokulu bir kil verir. Kilden, rûhu okşayan enfes bir râyiha yayılır. Adam kile sorar: “-A mübârek! Senin güzel kokunla mest oldum. Haydi söyle, sen misk misin, anber misin?” Kil ona cevâben şöyle der: “-Ben misk de anber de değilim. Alelâde bir toprağım. Lâkin, bir gül fidanının altında bulunuyor ve gül goncalarından süzülen şebnemlerle her gün ıslanıyordum. İşte hissettiğiniz, gönüllere ferahlık veren bu râyiha, o güllere âittir.” İşte bu misâldeki mânânın da işâret

İncitmeyecek Kadar Uzak Olmak

İncitmeyecek Kadar Uzak Olmak Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler. Ama en çok kayıp veren kirpilermiş. Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var. Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış. Tartışa tartışa, nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş. Böylece kirpiler birbirlerinin yakınlıklarından yararlanacak, aralarındaki hava tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış. İlk deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler. Ama başka bir problem çıkmış ortaya. Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş. Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş. Ne var ki, her gece kâh uzaklaşa kâh yakınlaşa, deneye yanıla, soğuk ha

Güzel Ahlâk Sahibi Olmak

Güzel Ahlâk Sahibi Olmak Cenâb-ı Hak buyuruyor: "Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz." (Nahl, 97) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Kıyâmet gününde mü’min kulun terâzisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder.” (Tirmizî, Birr, 62/2002) Bir gün Hz. Ali Radiyallahü Anh şöyle buyurdu: “-Sübhânallah! İnsanların çoğu hayır yapmaktan ne kadar da geri duruyorlar! Hayret doğrusu, bir kişiye müüslüman kardeşi bir ihtiyacı için gelir de o kişi kendisini hayır işlemeye muhtaç görmez, (kardeşinin ihtiyacını karşılamaz)! Hâlbuki onun güzel ahlâka koşması lâzımdır. Zira güzel ahlâk insanı kurtuluşa götürür.” Bu esnâda bir kişi kalkıp: “-Anam babam sana fedâ olsun ey Mü’minlerin Emîri! Sen bunları Peygamber Efendimiz’den mi iş