Kayıtlar

Hayatını Bir Yılda Değiştiren 8 Şey

Resim
  Hayatını Bir Yılda Değiştiren 8 Şey

Gönül Dergâhından Hikmetler: Terbiye

Gönül Dergâhından Hikmetler: Terbiye   Terbiye, insana fıtratında olmayan bir şeyi kazandıramaz. Takvâ ve fücur, yani iyilik ve kötülük temâyülleri insanda fıtrî olarak mevcuttur. Asıl mârifet, fıtrattaki menfî temâyülleri körelterek müsbet meziyetleri inkişâf ettirebilmektir. Şeyh Sâdî şöyle der: “– Âmâ olan bir kimsenin gözü, sürme ile açılamaz. Bütün doktorlar bir araya gelse, zakkumdan bal yapamazlar. Aynadan pas çıkarılabilir ama taştan ayna yapılamaz. Yine, çalışmakla söğüt ağacının dalında gül bitmez.” İnsanlık tarihi göstermektedir ki; kavimler ve milletler, peygamberlerinin dâvetine icâbet ederek, istikâmetlerini Hakk’ın rızâsına çevirdiklerinde, dünyada da âhirette de Cennet huzuruna nâil oldular. Peygamberlere kulak ve gönül vermeyenler ise her iki cihanda da bedbaht oldular. Karanlık, çirkin ve elem verici bir âkıbete dûçâr oldular. Osmanlı medeniyetinin âbide şahsiyetler yetiştirmesi aslâ tesâdüf değildir. Zira ecdâdımızda mâneviyat ve rûhâniyetle dolu bir terb

Nefsi Terbiye ve Âlimlerin Önemi

Nefsi Terbiye ve Âlimlerin Önemi   Biliyorsunuz, bu dünyaya imtihan için geldik. Bu dünyadaki her hareketimiz, sözümüz, niyetimiz tespit ediliyor, deftere yazılıyor. Yaptığımız iyi şeyler, sevap kazanmamıza sebep olacak şeyler hesaplanacak; kötülükler, günahlar hesaplanacak. Bunlar âhirette mizanda, terazide tartılacak. Zerre kadar hayır işleyenin hayrı geride, boşta kalmayacak, zâyi olmayacak; zerre kadar şer işleyenin şerri karşılıksız kalmayacak. Allah’u Teâlâ hazretleri Mâliki yevmid-dîn’dir. Yani kullara yaptıkları ibadetlerin, kullukların, iyiliklerin, kötülüklerin karşılığının verildiği günün sahibidir. Allah’u Teâlâ hazretleri herkesi hesaba çekip mükâfatlandıracak veya cezalandıracak. Âhirete imanımız, imanın en önemli, en sağlam, en mühim konularından birisi... Çünkü âhiret imanına sahip olan müslüman bu imanı sayesinde her şeyini hesaplı yapıyor, ayağını denk alıyor. Allah’tan korkarak, hesaptan korkarak, cenneti arzulayarak, Allah’ın rızasını kazanmayı dileyerek çal

Dünya ve Dünya Sevgisi

  Dünya ve Dünya Sevgisi   Dünya ve dünya sevgisini, onun fayda ve zararını; bil sen imdi ey aziz! Bu dünya dedikleri bir fitnedir, “lâ-şey” dir, âhir yok olsa gerektir.   Fudayl b. Iyad Rahmetullahi Aleyh buyurdu ki: “Hak Teâla’dan bana bu erişti ki kıyamet gününde dünya gele ziynetiyle ve behçetiyle kendini tezyin edip diye: ‘Ya İlâhî, beni şol ednâ kullarına dâr eyle!’ diye. Yani ‘Kullarına duracak yer eyle!’ dese gerek.” Hak Teâlâ diye kim: “Ben senden razı değilim, sen benim düşmanımsın, ‘lâ-şey’sin, hebâen mensûr ol!” diye. Şol saat hebâen mensûr ola, yani toz olup belirsiz ola, gide.   Uyur idik uyardılar… Pes, yine hiç nesne oldu. Ve bu hiç nesneye gönül veren ve bunun yolunda ömür çürüten dahi hiçtir. Hiçten nesne isteyen dahi hiçtir. Ammâ hiçi hiçe sayan âriftir.   Ve dahi tahkik şöyle bil ki: Kişiyi Hak yolundan çıkaran ve nefs-i emmârenin yaramaz hulklarıyla hulklandıran dünyadır ve dünyanın muhabbeti ve bezeğidir ve ululuğudur ve tefahürüdür ve

İncinme İncitenden

  İncinme İncitenden   Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme Esir-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme Tarîk-i ışkda bi-çâreyi hicrânı incitme Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân’ı incitme   Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme   Elin çek meyl-i dünyâdan eğer âşık isen yâre Muhabbet câmını nûş et asıl Mansur gibi dâre Misâfirsin felek bağında bendin salma efkâre Düşersin bir belâya sabır kıl Mevlâ verir çâre   Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zi-şânı incitme   Bulaşma çark-ı dünyâya vücûdun pâk-tâhirken Güvenme mâl ü mülk ü mansıbın efnâsı zâhirken Nic’ oldu mâli Karun’un felek bağında vâfirken Nedir bu sendeki etvâr-ı dert gönlün misafirken   Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme   Hasislikden elin çek sen cömerd ol kân-ı ihsân ol Konuşma câhil-i nâdân ile gel ehl-i irfân ol Hakîr ol âl

Kendisinden Tevbe Edilmeyen Günah: Dünya Sevgisi…

Kendisinden Tevbe Edilmeyen Günah: Dünya Sevgisi…   Dünya sevgisi Müslüman’da bulunan öyle kötü bir haslettir ki, kişi onun kötülüğünü bilip, tevbe de etmez.   Hz. Enes Radiyallahü Anh peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’den şu hadis-i şerifi nakletmiştir: “Dünya sevgisi bütün hataların başıdır!” (Tirmizi, Müslim)   Kaab ibnu Malik Radiyallahü Anh Hz’lerinden nakledilen bir başka hadisi şerifte ise peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:   "Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref hırsıyla dinine verdiği zarardan daha fazla değildir." (Buhari, Müslim)   Demek, Müslümanların işlediği hataların hemen tamamı bu dünya sevgisinden olmaktadır. Hattâ bir büyük âlim bile olsa, eğer nazarı dünyada ise ve kalbinde dünya sevgisi varsa, ondan ancak zarar gelir. Kalbinde dünya sevgisi taşıyan birisinden asla insanlık beklenemez. O, en küçük bir dünya menfaati için en yakınını bile satar. Bu konuda peygamberimi

Göçtü Kervan, Kaldık Dağlar Başında

  Göçtü Kervan, Kaldık Dağlar Başında   Ah nice bir uyursun, uyanmaz mısın? Göçtü kervan kaldık dağlar başında. Çağrışır tellallar inanmaz mısın? Göçtü kervan, kaldık dağlar başında…   Emir Hac göçeli hayli zamandır, Muhammed cümleye dindir, imandır. Delilsiz gidilmez, yollar yamandır, Göçtü kervan, kaldık dağlar başında…   Bülbül olup dost bağında öte gör, İyi amellerle yükün tuta gör, Efendimin kervanına yete gör, Göçtü kervan kaldık dağlar başında…   Yunus sen bu dünyaya niye geldin? Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin. Enbiyaya uğramaz ise yolun, Göçtü kervan, kaldık dağlar başında…   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Benim Hak'tan Özge Sevdiğim mi var?

Benim Hak'tan Özge Sevdiğim mi var?   Üryan geldim gene üryan giderim Ölmemeğe elde fermanım mı var? Azrail gelmiş de can talep eder Benim can vermeğe dermanım mı var?   Dirilirler dirilirler gelirler Huzur-ı mahşerde divan dururlar Haramı var? diye korku verirler Benim ipek yüklü kervanım mı var?   Er isen erliğin meydana getir Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir Bana derler gam yükünü sen götür Benim yük götürür dermanım mı var?   Karac'oğlan der ki, ismim öğerler Ağı oldu yediğimiz şekerler Güzel sever diye isnad ederler Benim Hak'tan özge sevdiğim mi var?   Karacaoğlan

Büyük velîlerden Bişr-i Hâfî (Rahmetullahi Teâlâ Aleyh) hazretlerinin Besmele’ye Hürmeti

  Büyük velîlerden Bişr-i Hâfî (Rahmetullahi Teâlâ Aleyh) hazretlerinin Besmele’ye Hürmeti   Bişr-i Hâfî adında, bir büyük velî vardı, Gençlik senelerinde, günah işler yapardı.   Bir gün sarhoş bir halde, sallanarak giderken, Yerde çamur içinde, bir kâğıt gördü birden.   Besmele-i şerîfe, olduğunu anladı, Ve içi sızlayarak, eğilip onu aldı.   Öptü ve tâzim ile, giderdi çamurunu, Güzel koku sürerek, yükseğe astı onu.   O gece rüyâ gördü, bir âlim, yattığında, Ona şöyle denildi, Bişr-i Hâfî hakkında:   “Git, Bişr´e haber ver ki, dün yaptığı bir işten, Dolayı memnun olup, râzı oldum Bişr´den.   İsmimi yerden alıp, nasıl temizlediyse, Onu, günah işlerden, temizlerim ben ise.   Nasıl benim ismimi, büyük tuttuysa o kul, Ben dahî o kulumu, tutarım öyle makbul.”   Uyandı sabahleyin, rüyâ gören o âlim, Merak edip dedi ki; “Bu kişi acabâ kim ”   Hemen çıkıp aradı, onu o mahallede, Nihâyet buldu onu, köhne bir meyhânede.   Çağırttı