Kayıtlar

Ömrü Her Gün Azalan, Ama Günahı Her Gün Çoğalan Kimse

Ömrü Her Gün Azalan, Ama Günahı Her Gün Çoğalan Kimse Muhammed bin Vâsi Kuddise Sirrûh hazretlerine; “- Nasılsınız , iyi misiniz?” diye sormuşlar. Üzüntülü bir şekilde; “- Hayır iyi değilim!” demiş. “- Ama iyi görünüyorsunuz!” dediklerinde de; “- Ömrü her gün azalan, ama günahı her gün çoğalan kimse nasıl iyi olur?” karşılığını vermiştir...

En Büyük Cömert

En Büyük Cömert Önemli bir sefer hazırlığı yapılıyordu. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem herkesten yapabileceği yardımı en üst sınırda yapmasını istedi. Hz. Ömer Radiyallahü Anh bu isteğe uyarak büyük miktarda bir yardımla Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’in huzuruna çıktı. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem sordu: – Ya Ömer, malının ne kadarını yardım olarak getirdin? Hz. Ömer Radiyallahü Anh cevap verdi: – Tam yarısını getirdim ya Resulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem, size getirdiğim kadar da geride var. Biraz sonra Hz. Ebû Bekir Radiyallahü Anh geldi. O da büyük bir yardımda bulundu. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem ona da sordu: – Malının ne kadarını getirdin? Cevap verdi: – Tamamını getirdim ya Resulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem, evimde Allah ve Resulünün sevgisinden başka bir şey bırakmadım. Bunun üzerine Allah’ın Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: – Allah yolunda fedakarlıkta Ebû Bekir’i kimse geçeme

Bu Dünya Kimseye Kalmaz!

Bu Dünya Kimseye Kalmaz! Halife Harun er-Reşid’e, o zamanın Fransa kralı bir gülfidanı hediye etmişti. Harun Reşid, o gülfidanına çok itibar göstererek bahçıvana verdi ve: – Buna iyi bak. Bahçeye dik. Yetiştiği zaman da ilk çiçeğinden bana getir, dedi. Bahçıvan gülü bahçeye dikti. Gül çok güzel olmuştu. Aradan zaman geçti, çok güzel bir gül açtı. Bahçıvan gülü koparmak için o tarafa doğru giderken, gülün dalına konmuş bir bülbülün yanık yanık öttüğünü görüp onu seyre daldı. – Nasıl olsa uçar gider. Ben de ondan sonra koparırım, diyordu. Fakat yazık ki, bülbül bir hayli öttükten sonra gülü darmadağın etti. Bahçıvan çok üzülmüştü. Ne diyecekti şimdi padişaha… Doğru padişahın huzuruna çıkıp meseleyi anlattı ve üzüntüsünü bildirdi. Halife üzülmemesini söyledikten sonra: – Bu dünyaya etme bulma dünyası derler. Bu dünya bülbüle de kalmaz, canın sağ olsun, dedi ve bahçıvanı affetti. Aradan zaman geçti. Bahçıvan bir gün o bülbülü bir yılanın yutmakta olduğunu görüp doğru hal

Haramdan Sakınanı Allah’ü Teâlâ Haramdan Korur

Haramdan Sakınanı Allah’ü Teâlâ Haramdan Korur Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Rızık mukadderdir. Yani herkesin rızkı bellidir. Artmaz, eksilmez, rızkını almadan hiç kimse dünyadan ayrılmaz. İsteyene helalden, isteyene haramdan gelir; ama gelen miktar aynıdır. Dünyadan sakının demek, haramlardan, yasaklardan sakının demektir. Allah’ü Teâlâ’yı sevmenin ve ondan korkmanın alameti, haramları terk etmektir. Allah’ü Teâlâ kendisine güvenene yardım eder. Mala mülke, şuna buna güveneni, güvendiğiyle baş başa bırakır. Allah’ü Teâlâ bir kulunu korursa, kimse ona bir şey yapamaz, Allah’ü Teâlâ korumazsa, onu kimse koruyamaz. Timur Han’dan sonra yerine geçen oğlunun zamanında, bir hoca vardı. Bu zat ömrü boyunca tek cümle kullandı. Birisi (Ne yapıyorsun?) veya (Nasılsın?) dese, nasihat istese hep, (Haramdan sakınanı Allah’ü Teâlâ korur.) derdi. Yeni sultana gelip dediler ki: “— Filan hoca sürekli böyle diyor, başka bir şey söylemiyor. Duası da makbul birisi…” “— O zaman, buna b

İlim Sahipleri

İlim Sahipleri Bildirilmiştir ki, bir kimse ilim sahibine giderse, ondan duyacağı bilgileri öğrenemese bile yedi ikrama kavuşur: 1— İlim öğrenenlerin faziletine nail olur, 2— İlim sahibinin yanında kaldığı sürece, günahlardan ve hatalardan salim kalmıştır, 3— Evinden çıkışından itibaren, üzerine rahmet iner, 4— Âlimin yanında oturduğu zaman, âlimlere inen rah-metten kendisine de nasip olur, 5— Dinleyici olduğu sürece, kendisine iyilik yazılır, 6— Melekler, orada bulunanlardan memnun olduğu için, meleklerin ikramına da kavuşur, 7— Attığı her adım günahlarına keffaret olur ve derecesi yükselip iyiliği artar. Bundan başka Allah’ü Teâlâ, ona yedi ikramda daha bulunur. 1— İlim meclisinde bulunmayı ona sevdirir, 2— Âlime tâbi olanlara verilen ecir gibi ona da ecir verilir, 3— İlim meclisindeki bir kişi bağışlanırsa, diğerleri de bunun şefaatına kavuşur, 4— Fasıkların, kötülerin meclisine gitmekten kalbi soğur, 5— İlim talebelerinin yoluna girmiş olur, 6— R

Şeytandan Korunmak İçin 5 Tavsiye

Şeytandan Korunmak İçin 5 Tavsiye 1-   Yalnız kalmamak “Dikkat edin! Cemaat halinde olun. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden ise uzak durur.” (Tirmizi, Fiten, 7) 2-   Gözü haramdan sakınmak “Ey Peygamber! Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan çevirsinler, ırzlarını korusunlar. Böyle yapmaları kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan çevirsinler, ırzlarını korusunlar. Zorunlu görünen kısımlar dışında ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine kadar örtsünler.” (Nur Suresi, 30-31) Bir hadis-i kutside şöyle bildirilir: Bir Müslüman erkeğin gözü bir kadının güzelliklerine takılır da, sonra Allah’tan korkarak gözünü ondan sakınırsa, Allah’ü Teâlâ ona ibadet sevabı verir. Ve o kimse kalbinde ibadetin tadını bulur.” (Ahmed b. Hanbel, V, 24) 3-   Namahrem olanlarla baş başa kalmamak “Sizden kim Allah’a

Rızkın Genişlemesi ve Bereketlenmesi İçin 10 Tavsiye

Rızkın Genişlemesi ve Bereketlenmesi İçin 10 Tavsiye 1-        Allah’tan Korkmak Her hareketimizde ve fiilimizde Allah’ı hatırlamak Talak Suresi’nde “Her kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu sağlar. Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır.” Denmiştir. 2-        Tevekkül Etmek Tevekkül, gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, Cenab-ı Hakk’ın verdiği neticeye razı olmaktır. Böyle bir insan huzurlu yaşar, geçim noktasında endişeye kapılarak ruhuna elem çektirmez Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Siz Allah’a hakkıyla tevekkül etmiş olsaydınız; O,sabah yuvalarından aç çıkıp akşam tok olarak dönen kuşları rızıklandırdığı gibi, sizi de rızıklandırırdı.” (İbn-i Mace,Zühd 14) Başka bir hadiste; Bir adam Peygamberimize (a.s.m.) gelerek, “Ben devemi salı vererek mi tevekkül edeyim, yoksa bağlayarak mı?” demiştir. Efendimiz ise, “Deveni bağla sonra tevekkül et.” (Tirmizi, Kıyamet, 60) buyurmuş, böylece tevekkülün ölçüsünü en güzel şekilde ortaya koymuştur. 3-   

Gerçek Mü’minin Özellikleri

Gerçek Mü’minin Özellikleri 1.        Namazlarında Huşû İçindedirler; الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ Namaz, İslam’ın beş esasından biri, imandan sonra en önemli olanıdır. Allah Teâlâ kullarına imandan sonra namazdan daha önemli bir ibadeti farz kılmamıştır. Bunun içindir ki Peygamberimiz kulun kıyamet günü ilk önce namaz ibadetinden sorgulanacağını bildirmiştir.( İbn Mace, Salat, 202) Burada sadece namazın kılınmasından değil ”huşû” ile kılınmasından söz ediliyor. Hz. Aişe validemiz diyor ki: Peygamberimize, namazda yüzü çevirip bakma hakkında sordum, şu cevabı verdi: ”O, bir çalmadır ki, şeytan onu kişinin namazından çalar, kaçar.” (Buhârî, Ezan, 93; Tirmizî, Cuma, 59; Ebu Davut, Salat, 161) Yani şeytan kişinin namaz kılmasına ve kulluk görevini yerine getirmesine engel olamayınca; yaptığı ibadeti, sevap yönünden eksik yapmasına çalışır ve bulduğu bu fırsatı böylece değerlendirmiş olur. Çünkü Peygamberimiz ”ihsan”ı tarif ederken,   فَأَخْبِرْنِي عَنْ الْإِح

İmanı Koruma Yolları

İmanı Koruma Yolları “İman” , Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Yüce Allah Teâlâ'dan bildirdiklerinin hak olduğunu kalple tasdik, dille ikrar etmektir. Bunun tamamlayıcı unsuru ise, inandıklarının gereğini yapmaktır. İman, Yüce Allah Teâlâ'nın inançlı kullarına en büyük armağanıdır. Bu ilâhî armağan, üstüne titizlenip korunması gereken değerli bir varlıktır. Din dilinde buna "iman selâmeti" denmektedir. İman selâmeti, imanın, tanımına uygun bir biçimde inanmak ve davranmak suretiyle korunmasıdır. İmanın korunması yolları: 1-      İmanda şüphe etmemek, 2-      İman esaslarını bilmek, 3-      İmanda sebat edip ümitsizliğe düşmemek 4-      Ve imanı olgunlaştıracak işler yapmak şeklinde belirtebiliriz. 1-      İmanda Şüphe Etmemek İmanın temeli, kesin kabul ve tasdiktir. Bu yüzden, şüphe ve tereddüt, gerçek imana yakışmayan tutumlardır. İmanın şüphe ve tereddüdü kaldırmadığı, iman-teslimiyet (boyun eğme) karşılaştırması çerçevesinde şöyl

Kanser Hastalığına Şifa Niyetiyle Kurban Kesmek Hususunda!

Kanser Hastalığına Şifa Niyetiyle Kurban Kesmek Hususunda ! Önce İhlasla Allah Celle Celâlühe İltica Sonra Sadaka… (Kanser Hastalığına Şifa Niyetiyle Kurban Kesmek Hususunda! İrfan Öztürk Ağabeyden Yaşanmış Bir Hatıra) Avrupa seyahatlerimden birinde idi. Bir kardeşimizi ziyaret maksadıyla yolda giderken, çok samimî başka bir kardeşimizle karşılaştım. Selâmdan sonra ayaküstü sohbete başladık. Kardeşimizin moralinin çok bozuk olduğunu, âdeta konuşmak bile istemediğini hissettim. Kendisine sıkıntısının sebebini sorduğumda şunları anlattı: “Hocam, moralim çok bozuk, eğer bu hâl ve davranışlarımla sizi üzdümse özür dilerim. Mü’min, mü’minin yüzüne tebessüm etmeli ve mü’min kardeşini rahatlatmalıdır. Beşûş bir çehre ile kardeşinin karşısına çıkmalı; ama bugün gönlümde ne tebessüm etmek ve ne de kimse ile görüşüp konuşmak var. Âdeta kalbim ve gönlüm kilitlendi. Size karşı olan sevgimi biliyorsunuz, ama bugün o muhabbet bile tesir etmez oldu. Ne yaptığımı ve ne yapacağımı bile