Kayıtlar

Sabahtan Akşama Kadar Vaktini Nasıl Geçirirsin

Sabahtan Akşama Kadar Vaktini Nasıl Geçirirsin ماذا تَعمَلُ منَ الصَّباحِ حتّى المّسَاءِ اَستيقظُ من النّومِ صباحاً مبكراً. عندما أنهضُ من سريري أذهبُ إلى المغسِلِ لأغسِلَ يديَّ و وجهيْ، ثمّ اتوضّأُ وأُصلِّي صلاةَ الفَجرِ رَكعتينِ من الفَرضِ وَركعتينِ من السُّنةِ، ثمّ أتلو بعضَ آياتِ القرآنِ الكريمِ إنْ أمكن. وبعدها أجلِسُ للفطورِ وآكل بعضَ الخُبَز والجُبنِ والزّيتونِ والزّبدةِ والعسلِ مع قدحٍ من الشّاي وعند الانتهاءِ من الفَطورِ أقومُ وأحضِّرُ حقيبتي وكُتُبي ثمّ ألبِسُ ملابِسَ المدرسةِ وأخرُجُ من البيتِ إلى مَوقفِ الحَافِلةِ، وأنتظرُ مجيءَ الحَافِلةِ، وعند مجيئها أركبُ الحافلةَ وأقعُدُ في مقعدٍ فارغٍ أو أقِفُ في المكانِ المُخصَّصِ للواقفين، وعند وصُولي إلى مَوقفٍ قريبٍ من الكُليّةِ، أنزِلُ منها وأذهبُ الكليّةَ ماشياً، ثمّ أدخُلُ الصّفَ وأسّلمُ على زُملائي وزَميلاتي، وبعد ذلك أجلسُ على الكرسيِّ بصَمتٍ وأنتظرُ مَجيءَ الأُستاذِ، وعند مجئهِ أصْغي إلى مُحاضَرتهِ لأفهم الدّرس جيداً، وعند إنتهاءِ كلَّ دَرسٍ نخرجُ للفُرصَةِ لمُدةِ عشر دقائقٍ، فأذهبُ إلى مَقصِفِ الكُليّةِ لأشربَ الشّ

Çoban Kazandı, Hem de Ne Kazandı

Çoban Kazandı, Hem de Ne Kazandı Âlimin bir tanesi oturuyor. Etrafında talebeleri varken ufuklara doğru bakıyor. “-Aah, ah!” diyor: “-Çoban kazandı, hem de ne kazandı!” diye. Sonra talebeleri artık dayanamıyor. Hocam sizin bu halinizin hikmeti nedir? “-Çoban kazandı, hem de ne kazandı!” diyerek neyi kastediyorsunuz? Gelin size bunu anlatayım diyor. Bir zamanlar ben ilim için yola çıktığım zaman yolda bir tüccara rastladım. Yol arkadaşlığı yaptık, gideceğimiz yere kadar beraber yürüme kararı aldık. Sonra yolda yürürken bir de çobana rastladık. Sonra o da bize eşlik etti. Yolda yürüdük. “-Siz ne için yola çıkıyorsunuz?” Ben: “-İlim için!”. Tüccar: “Mal için!”: “-Ben de belki birinin koyununu, kuzusunu bulurum da onları gütmek suretiyle onunla maişetimi tedarik ederim!” Yola çıkıyorlar. Tabi namaz vakti geliyor. Bir ikindi namazı vakti. Bir köşeye oturuyorlar. Namaz kılınacak. Tabi dinimizce kimin namaz kıldırması gerekiyor? Âlimin. Âlim geçiyor imamlı

Peçeli Bayan Markette Para Öderken Kasadaki Bayan Başını Kaldırır

Resim
  Peçeli Bayan Markette Para Öderken Kasadaki Bayan Başını Kaldırır Fransa da Peçeli bir bacımız süper markette alış-verişini bitirdikten sonra ücretini ödemek için sırada bekler… Birkaç dakika sonra sıranın kendisine gelmesiyle kasiyere doğru ilerler… Kasadaki bayan tesettürsüz bir Müslümandır… Bu bayan çarşaflı peçeli bayanın eşyalarını birer birer kasadan geçirmeye başlar, bir müddet sonra müşterisine kendini beğenmiş bir üslupla, “Bizim bu ülkede birçok problemimiz var ve senin peçen de bunlardan biri… Biz gurbetçiler ticaret için buradayız, dinimizi veya tarihimizi göstermek için değil… Eğer dinini yaşamak ve çarşafını giymek ve peçeni takmak istiyorsan, Arap ülkene geri dön, orada ne yapmak istiyorsan onu yap…” Peçeli kardeşimiz elindeki poşetleri yere koyarak yüzündeki örtüyü kaldırdı… Kasiyer bayan tamamen şok halindeydi, Sarışın ve mavi gözlüydü ve şunları söyledi: “Ben bir Fransız’ım, Arap değilim, hele bir göçmen hiç değilim… Bu benim ülkem ve İSLAM

Yol Uzak, Azık Az, Geçit Dar, Son Durak Ya Cennet Ya Cehennem!

Yol Uzak, Azık Az, Geçit Dar, Son Durak Ya Cennet Ya Cehennem! النبي عليه الصلاة والسلام يقول: يَا أَبَا ذَرٍّ، جَدِّدِ السَّفِيْنَنَةَ فَإِنَّ اْلبَحْرَ عَمِيْقٌ، وَخُذِ الزَّادَ كَامِلاً فَإِنَّ السَّفَرَ بَعِيْدٌ، وَخَفِّفِ اْلحِمْلَ فَإِنَّ العَقَبَةُ كَئُوْدٌ، وَأَخْلِصِ اْلعَمَلَ فَإِنَّ النَاقَدَ بَصِيْرٌ Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Buyurdular ki: “Ya Ebâ Zer, Gemini yenile çünkü deniz derindir. Azığını tam al, çünkü yol uzundur. Yükünü hafif tut, çünkü geçit çok sarptır. Amelini ihlaslı yap, çünkü gözetleyici, kalbin niyetine bakmaktadır!”. (Münebbihat) Ebu Hureyre Radiyallahü anh vefatı yaklaşınca ağladı. O'na "Neden ağlıyorsun?" denildi. “Yol uzak, azık az, geçit dar, son durak ya Cennet ya Cehennem!” dedi.

Dört Maddelik Bir Bir Nasihat

Dört Maddelik Bir Bir Nasihat Cengiz Hocaoglu Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in Hazreti Ebu Zerr'e Radiyallahü Anh’a dört maddelik bir bir nasihati Gemini bir kere daha elden geçirerek yenile, çünkü deniz çok derin. Azığını tastamam al, şüphesiz yolculuk pek uzun. Sırtındaki yükünü hafif tut, çünkü tırmanacağın yokuş sarp mı sarp. Amelinde ihlaslı ol, zira her şeyi görüp gözeten ve hakkıyla değerlendiren Rabb'in senin yapıp ettiklerinden de haberdârdır. 1- Ummana Göre Gemi Ceddidi's-sefînete feinne'l-bahra amîkun Gemini restorasyona tâbi tut, sağını solunu gözden geçir; tamir isteyen yanlarını onar ve bakımını tamamla. Çünkü, ruhlar âleminden Cennet'e uzanan uçsuz bucaksız ummanda dağvârî dalgalarla karşılaşman kaçınılmazdır. Gemin sağlam olmalıdır ki, uzun sefere, hırçın dalgalara ve korkunç fırtınalara dayanabilsin. Küçük bir gölde tenezzüh için kullanılan kayık ile okyanus geçilemez; tekne ile açık denizde uzun sür

Allah’ü Teâlâ'ya Yazdığı İlginç Mektup (Deli Zannedilen Veli)

Resim
Allah’ü Teâlâ'ya Yazdığı İlginç Mektup (Deli Zannedilen Veli) https://yandex.com/video/preview/1013216627825787661 (Bu siyah beyaz fotoğrafta gördüğünüz ortadaki kişi, 1965 yılında vefat etmeden önce Allah'a bir mektup yazdı.)             Elazığ’daki Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde 1965 yılında vefat eden bir hastanın Allah’a yazdığı mektubunu paylaşacağız bugün sizlerle… Kimin ruh sağlığının yerinde olup olmadığını bilemediğimiz bugünlerde bu mektup size o kadar iyi gelecek ki…             Bu siyah beyaz fotoğrafta gördüğünüz ortadaki kişi, 1965 yılında vefat etmeden önce Allah'a bir mektup yazdı. Yazdığı mektupta yaşadığı acıları anlatırken bir yandan da sitem eden akıl hastası, Allah'a sığınarak her şeyi hallettiğini ifade ediyor. İşte o mektup... “Ben dünya Kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz Tımarhanesi sakinlerinden; ismi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken,

Esma-ûl Hüsna 2

Esma-ûl Hüsna 2 ve Anlamları  ﴿وَلِلَّهِ الأَسْمَاءُ الْحُسْنَى فَادْعُوهُ بِهَا وَذَرُواْ الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي أَسْمَآئِهِ سَيُجْزَوْنَنَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ﴾ “Allah'ın güzel isimleri vardır. O'na bu isimlerle duâ edin. O'nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları terk edin. Onlar, yapmış olduklarının cezasını çekeceklerdir.” (Araf: 180) "Allah`ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer." (Buhârî ve Müslim) buyurulmuştur. Bu konudaki başka bir rivâyet ise, şöyledir: "Kim bunları (Esmâ-i Husnâ`yı) mânâlarını anlayarak sayar, bunlarla Allah’ı zikrederse Cennete girer." (Tirmizî, İbn-i Hibban ve Hâkim)   O öyle bir Allah’tır ki, O’ndan başka ilâh yoktur! Hüvallahüllezi La İlahe İlla Hü! Nesel üke ya men hû! هُوَ اللّٰهُ الَّذِي لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ نَسْأَلُكَ يَامَنْ هُوَ 000 Allah: O öyle Allah’tır ki, O’ndan başka ilâh yoktur! Gaybı ve şehâdeti (giz