Kayıtlar

Böyle Bir Zamanda Fatih Yetişir mi?

Resim
Böyle Bir Zamanda Fatih Yetişir mi? Şöyle bir soru sorsak; böyle bir zamanda Fatih Yetişir mi? Hemen kafalarda şu soru oluşacak. Efendim onun babası padişahtı. O devirde en iyi hocalardan sürekli ders alıyordu. En iyi şartlarda yetişiyordu. O zaman Avrupa ülkeleri Ortaçağ karanlığındaydı. Abd, Japonya, gibi gelişmiş devletler yoktu… Bu cevaplar uzar gider. Evet, bunların hepsi doğru kardeşlerim. Ama ben de derim ki Fatih’in yetiştiği bazı şartlar oluşursa bir değil birçok Fatih gelir. Hatta daha da büyük Fatihler yetişir. O zaman biz de irdelemeye başlayalım. Acaba Fatih Sultan Cennetmekân hangi şartlarda yetişti? Acaba Fatih’i Fatih yapan şartlar neydi? Çorak topraklarda ve bozuk iklimlerde dünyanın en güzel meyveleri yetişir mi? Elbette yetişmez. Fen ilimleri der ki bir bitkinin yetişebilmesi için belli iklim şartları vardır. Doğal ortam, toprağın uygunluğu, iyi tohum seçimi, bilimsel ziraat, sulama, havanın sıcaklığı, yağış ve nem oranı, ürünlerin bakımı, gübrelenme

Kul Âmin Deyince; Melekler De Âmin Der

Kul Âmin Deyince; Melekler De Âmin Der   Fatiha Sûresi’nin Sırrı   Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Cebrâil Aleyhisselâm bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki: “Kul benim huzurumda namaza durup; "Allâhu Ekber!" dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım! Kul "ELHAMDÜ!" dediğinde Allahü Teâlâ, "Hamd kime mahsustur?" diye sorar. O da "LİLLAHİ!" diye cevap verir. Allâhü Teâlâ: "Allah kimdir?" diye sorunca: "RABBİLALEMİN!" der. "Âlemlerin Rabb'i kimdir?" buyurunca: "ERRAHMANİRRAHİM!" der. "Rahman ve Rahim kimdir?" diye sorunca: "MÂLİKİ YEVMİDDİN!" Yani; Din gününün sahibi, der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ; "Ey kulum, din gününün sahibi benim!" der. Kul, "İYYÂKE NA'BUDÜ VE İYYÂKE NESTAÎN! "; “Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz!" deyince Allâhü Teâ

Kul namaza duracağı zaman;

Kul namaza duracağı zaman; Allah (Celle Celâlühü) meleklere buyurur; kulumun üstünden günah ağırlıklarını alın ki namazı rahat kılsın.'' Melekler emri yerine getirir, kul namazı bitirir ve melekler Allah'a sorar. ‘‘Günahlarını yükleyelim mi?’’ Mevla şöyle buyurur; Alınan günahı geri yüklemek benim şanıma yakışmaz. Hz. Selman anlatıyor: Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdu ki: “Mümin kul namaz kılmaya kalktığı zaman, günahları başının üzerine konulur. Sonra (Namaz esnasında), ağacın dallarının sağa-sola dağıldığı gibi günahları dağılıp gider.” (bk.Taberani, el-kebir, 6/236) Rabbim namazı hakkıyla kılanlardan eylesin...  Âmin!

Çabuk Yetiş Ellere

Çabuk Yetiş Ellere Yürü artık koş artık, çabuk yetiş ellere, Uyanmazsan yok olur, karışırsın sellere... Ufalanır, toz olur savrulursun yellere, Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil! Yol çıkmaza girerse, dağlardan aşmalısın, Herkes yavaş giderken, sen hızlı koşmalısın, Eller yerde koşarken, sen gökte uçmalısın Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil!   İlim, amel ve ihlâs; değişmez halin olsun, Ehlisünnet âlimler, rehberin kolun olsun, Güzel ahlâk ve bilim, doğruluk yolun olsun. Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil!   Saniyeler çok mühim, sakın vakit kaybetme, Odaklan hedefine, sakın gevşeklik etme! Artık cihada başla, nefsin peşinden gitme, Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil!   Yarın olur deme hiç, belki yarın hiç gelmez. Bir gün devlet çökerse, bu millet asla gülmez. Din ve namus giderse, bir daha geri dönmez. Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil!   Bugün tövbe günüdür, acele tövbeni yap, Bugün hizmet günüdür, en güzel hiz

Selahaddin Eyyubi’nin 10 Liderlik Sırrı

Resim
Selahaddin Eyyubi’nin 10 Liderlik Sırrı Selahattin Eyyübi’yi eşsiz bir komutan haline getiren düsturlar nelerdi? Kalbinin pusulası nereye işaret eder, zihninin çarkları nasıl çalışır, meşrebi zamane insanına neler söylerdi? Derin Tarih Dergisi Mart sayısında, Muharrem Kesik imzalı dosya ile Eyyübiler’in kurucusu Selahaddin Eyyubi’nin şiar edindiği prensipleri açıklıyor. İşte yaşadığı dönemde Selahaddin Eyyubi'yi eşsiz bir kumandan ve devlet adamı kılan liderlik sırları: 1- Ya ilim öğren ya cihad et Selahaddin Eyyubî’nin şahsiyeti üzerinde Zengîler Devleti’nin ünlü hükümdarı Nureddin Mahmud Zengî’nin (1146-74) büyük etkisi olmuştur. Selahaddin, ölümüne kadar Mısır’ı Nureddin’in naibi sıfatıyla idare etmiş, iç ve dış düşmanlara karşı korumuş ve bu bölge için gerekli idarî, askerî, kültürel ve iktisadî reformları yaparak ülkeyi içte ve dışta itibarlı hale getirmiştir. Yemen, Hicaz, Libya ve Kuzey Sudan’ı kontrolü altında tutan Selahaddin, 3. Haçlı Seferi sırasında

İmanlı bir kimse, Cenab-ı Hakkı Tanımayan Bir Adamdan Üstündür.

Resim
İmanlı bir kimse, Cenab-ı Hakkı Tanımayan Bir Adamdan Üstündür. Bir gün Rus Başkumandanı esirleri teftişe gelir. Teftiş esnasında, Bediüzzaman kumandana selâm vermez ve yerinden kalkmaz. Kumandan kızar, belki tanımamıştır diyerek tekrar önünden geçtiği zaman yine yerinden kalkmayınca, kumandan tercüman vasıtasıyla der: – Beni herhalde tanımadılar? Bediüzzaman: – Tanıyorum, Nikola Nikolaviç’tir. Kumandan: – Şu halde Rus ordusuna, dolayısıyla Rus Çarına hakaret ediyorlar. Bediüzzaman: – Hakaret etmedim. Ben bir Müslüman âlimiyim. İmanlı bir kimse, Cenab-ı Hakkı tanımayan bir adamdan üstündür. Binaenaleyh, ben sana kıyam etmem, der. Bunun üzerine Bediüzzaman divan-ı harbe verilir. Birkaç zabit arkadaşı, hemen özür dileyerek vahîm neticenin önlenmesine çalışmasını istirham ederler. Fakat Bediüzzaman: – Bunların idam kararı, benim ebedî âleme seyahat etmem için bir pasaport hükmündedir, deyip kemal-i izzet ve şecaatle hiç ehemmiyet vermez. Nihayet idamına ka

Eve Girdiğinde, Çıktığında Yapılacak Dualar

Evine Girdiğinde, Çıktığında Yapılacak Dua 1             Mümin kardeşim en az bu dualardan birer tane öğrenmelisin! Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu: بِسْمِ ﷲِ، تَوَكَّلْتُ عَلَى ﷲِ، اللّٰهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ أنْ أَضِلَّ، اوْ أُضِلَّ، أوْ أَزِلَّ، أوْ أُزَلَّ، أوْ أَظْلِمَ أوْ أُظْلَمَ، أوْ أَجْهَلَ أوْ يُجْهَلَ عَلَيَّ Okunuşu: Bismillahi, tevekkeltü alâllahi, Allahümme innî eûzü bike en edille, ev udille, ev ezile, ev uzille, ev ezllimu, ev uzlimu, ev echele, ev yuchele aleyye: Anlamı: “Allah’ın adıyla Allah’a tevekkül ettim. Allah’ım! Sapıklığa düşmekten veya düşürülmekten, ayağımın kaymasından veya kaydırılmasından, zulmetmekten veya zulme uğramaktan, cehâlete düşmekten veya câhil görülmekten Sana sığınırım!”  (Tirmizî, 3423; Ebu Davûd, 5094; İbn Mâce, 3884; Nesâî, VIII-285; İ. Ahmed VI-306) Evine Girdiğinde, Çıktığında Yapılacak Dua 2 Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) “Kim evinden çıktığında şu duayı okur

Gece Gündüz Zikretmekten Daha Faydalı Zikir

Gece Gündüz Zikretmekten Daha Faydalı Zikir İbni Abbas Radiyallah’ü Anh’tan rivayet edildiğine göre; bir kere İsrâfil Aleyhisselâm Muhammed Sallallâhü Aleyhi Veselleme gelerek şöyle dedi: “Ya Muhammed Sallallâhü Aleyhi vesellem, her kim bu duayı bir kere söylerse Allah’ü Teâlâ ona beş haslet yazar. Bu kişi çok zikredenlerden yazılır. Bu tesbih ve zikirler kendisi için gece gündüz sürekli zikrinden efdal olur. Ayrıca kendisi için Cennet’te büyük bir ağaç olur. Kuru ağacın yaprakları döküldüğü gibi günahları kendisinden dökülür. O kişiye Rahmetiyle tecelli eder. Allah’ü Teâlâ her kime nazar etmişse artık ona azap etmez.” سُبْحَانَ اللَّهِ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ، وَلَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ، وَاللَّهُ أَكْبَرُ، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ، عَدَدَ مَا عَلِمَ اللَّهُ تَعَالَى، وَزِنَةَ مَا عَلِمَ اللَّهُ تَعَالَى، وَمِلْءَ مَا عَلِمَ اللَّهُ تَعَالَى Okunuşu: Sübhanallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâh. Adede

Ben Bir Yağmur Olsaydım

Ben Bir Yağmur Olsaydım Ben bir yağmur olsaydım: Karalara, çöllere, denizlere değil; Kötü, zalim, kindar insanların; Sinelerine, beyinlerine yağar, Yıkayıverirdim tertemiz... Ben bir güneş olsaydım: Yüksek tepelere değil; Kendini büyük gören, küçük insanların; Gözlerine saçardım ışıklarımı... Sivri kayalıklara, buzullara değil; Kötülük dolu ruhlara açardım. Uzaydaki karanlıklara değil; Cahil kafalara, doğardım “nur” gibi... Ben bir çiçek olsaydım: Bahçelerde, parklarda değil; Sevgisiz, hoşgörüsüz, insanların Kalplerinde açardım. Saksılarda kırlarda değil, Kötülük saçan, zulüm kusan zalimlerin; Tüm hücrelerine “güzel kokular” saçardım... Ve böylece: Her gün acıların yaşandığı; Sel gibi gözyaşlarının döküldüğü; Sadece; inandığı gibi yaşamak isteyen, insanların; Geleceklerine, bir nebze olsun; "nurlar"  saçardım... Sonra;  “Yeter, artık!”   diyerek: Gariplerin, fakirlerin, dışlandığı; Zalimlerin, “Yaşama hakkı

Güle Sevdalı, Gül Yiğit’e Elveda

Güle Sevdalı, Gül Yiğit’e Elveda (Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na yazılmıştır. Allah’ü Teâlâ rahmet eylesin!) Ey gülü çok seven, gül yüzlü yiğit, Şehitler yoluna güller döşedi. Gül sevdalısı olduğun, gül sözlerinden belli, Efendimiz gül kokardı, gül gibiydi, gül tenli... “Ruh bir anlıktır, nerede çıkacağı bilinmez!” derdin, Son nefesini karlı dağlar başında verdin. “Dünya çok kısa, fırıldak yapılmaz!” dedin, Dünyayı, parayı, değil; Allah’ı sevdin. Teslim olduğun dağlar, kayalıklar beyazdı, Durmadan kar yağıyordu gökler bembeyazdı, Nur saçarken kâinat, senin tenin üşüyordu, Fakat kalbin aşk ile yanıp, tutuşuyordu. “Ölümüm, düğün günüm!” demiş bir büyüğümüz, Bizim de şehadet olsun ölümümüz… Senin düğününde ne yazık ki ağlıyoruz. Ayrılığın çok acı karalar bağlıyoruz, Ey sonsuzlukların sahibi Yüce Mevlâ’mız: Emanetini aldın, merhamet et, O’na gani gani Rahmet et, Cenneti âlâna kabul et, Ruyetullah’ına davet et… Amin, amin, Velh