Kayıtlar

Bir Şehir İstiyorum

Bir Şehir İstiyorum Bir şehir istiyorum: Sevdalara hasret ruhu olsun! Bir şehir istiyorum: Millî ve tarihi mimarisi olsun! Bir şehir istiyorum: Sağlam yapılı, deprem korkusuz olsun! Bir şehir istiyorum: Gökdeleni, yer deleni olmasın! Bir şehir istiyorum: Çarpık yapıları, eğri yolları olmasın! Bir şehir istiyorum: Binaları estetik, sanatlı olsun! Bir şehir istiyorum: Yolları geniş, yanları ağaçlı olsun! Bir şehir istiyorum: Metrosu gizli, ulaşımı kolay olsun! Bir şehir istiyorum: Trafiği, park sorunu olmasın! Bir şehir istiyorum: Kimse kimsenin güneşini çalmasın! Bir şehir istiyorum: Yeşili, mavisi, güneşi, bol olsun! Bir şehir istiyorum: Betonu yeşili değil; yeşili betonu boğsun! Bir şehir istiyorum: Yeterli parkı, spor alanı olsun! Bir şehir istiyorum: Kütüphaneler, kültür sarayları, sanat evleri olsun! Bir şehir istiyorum: Çocuk oyun alanları, gençlik spor sahaları olsun! Bir şehir istiyorum: Yaşlılara yürüyüş yolları olsun! Bir şehir istiyorum:

Nerede Kutlu Çağlar

Nerede Kutlu Çağlar   Dün gece müjdeli, bir rüya gördüm, Yeniden toplanmış, “O yüce divan...”   Yemyeşil ovada koca bir çınar, Masmavi göklere yükseliyordu.   Zümrüt yapraklarda, altın bülbüller, Tatlı bir nağmeyle ötüşüyordu...   Yüksek bir tepeye kurulmuş otağ, Ulu bir Hakan, haykırıyordu...   Nur simalı pirler divana gelmiş, "Garip halimizi" konuşuyordu...   Vadileri doldurmuş, binlerce yiğit, Tekbirlerle arzı titretiyordu...   Akıncılar mutlu uçacak gibi, Şahlanan atlarda haykırıyordu...   Divan, bir kararı tartışıyordu... Âlimler çok titiz çalışıyordu.   Son nokta konuldu, karar verildi. Bir nida inletti yer ve gökleri...   "Hedefimiz şudur: ‘İyi dinleyin!’ “İman ve Kur’an’da, tekrar dirilip;”   “Dünyada yeniden, süper güç olmak,” “Küfür ve zulümü silip, yok etmek...”   “İslâm’ın sesini tekrar yükseltmek;” “İnsanlığa hizmet edip yüceltmek…”   Erenler ruhları; yere inmişti. Divanın önünde, hep dizilmişti.   Hepsi de düşünceli küskün ve kızgın... Sustukça susuyor ço

Vatan, Vatan! Canım Vatan! Sen Gitme, Canım Gitsin!

Resim
Vatan, Vatan! Canım Vatan! Sen Gitme, Canım Gi tsin! Kıymetli Dostlar; imandan sonra en kıymetli şey vatandır. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki “Hubbul vatan, minel iman! Vatan sevgisi imandandır.” (Acluni, Keşfu’l-Hafa, 1/345, no: 1102) Vatan öyle kutsal, öyle güzel ve önemli ki… Anlatmak için cilt cilt kitaplar yetmez. Müslüman’ın en büyük görevi imandan sonra vatanını korumaktır. 1492’de İspanya Engizisyon’undan kaçan Yahudilere Osmanlı Devleti kapılarını açtı. Kuzey Irak’taki Kürt kardeşlerimizi Saddam korkuttu. Binlercesine sınırımızı açtık. Suriye’de Esad Kürt, Türk, Arap milyonlarca kişiye katliam yaptı, sınırımızı açtık. Komünizm sonrası Ruslar ve Romenler aç kaldı; binlercesine kapımızı açtık. Bu örnekler saymakla bitmez… Artık savaşlar cephede değil, cephe gerisinde yapılıyor. Emperyalizmin adı örtülü emperyalizm oldu. Zaten her gün; Siyonistler, Haçlılar, Dış güçlerin piyonları: Dış güdümlü Terör örgütleri, (Dhkp/C, Pkk, Pyd, İşid… vb.), Dış güdümlü İşadamları, D

Yetenek Havuzu

Yetenek Havuzu Muhterem Dostlar; iyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş kaliteli insanlar olmadan insanın ve toplumun mutluğundan vatanın ve milletin kalkınmasından, bekâsından söz edilemez. Ne aileler, ne toplumlar, ne insanlık refah ve huzur bulamaz. Kötü karakterli ve cahil insanlar zehirli gıdaya benzer. Tüm toplumu zehirleyip öldürebilir. Cahil ve ahlâksız insanlardan tüm insanlık zarar görür. Çünkü insanlık bir ailedir. İnsanlık ailesinin her ferdi cehaletten ve tüm kötülüklerden korunmalıdır. Bugün dünyamızın birçok bölgesinde özellikle Müslüman coğrafyasında kan, gözyaşı terör ve yoksulluk var. Dünyayı yöneten sömürücü emperyalist güçlerin gizli ve kalleşçe kurdukları terör örgütleri sürekli katliam yapıyor. Öldürdükçe öldürüyor, kana doymuyorlar. O zamsan bütün gayret ve çabalar iyi insan yetiştirmeye yönelik olmalıdır. Bütün insanlığın mutluluğu iyi bir eğitimden geçmiş, kaliteli, ahlâklı, iyi insanlara bağlıdır.  Dünya devletler tarihine bakacak olursak; iyi yetişmiş,

Alman Bayan, Bir Türk Erkeğe; “Kültürsüz!!!” Dedi

Alman Bayan, Bir Türk Erkeğe;  “Kültürsüz!!!” Dedi Üç dört arkadaş camiden çıktık, eve gidiyoruz. İkisi Almanya’da uzun yıllar çalışmışlar. Bir anne ile 11-12 yaşlarındaki oğlu da önümüzden gidiyor. Çocuk cipsleri yer yemez, paketini yola attı. Hâlbuki az ileride çöp varili var. Annesi ise en ufak bir rahatsızlık duymadı. Ben dedim ki: “Şu kadına yazık! Çocuğun yaptığı terbiyesizliğe göz yumuyor. Almancı arkadaştan birincisi dedi ki; bu olay Almanya’da olsaydı; annesi geri dönecekti. O çöpü çocuğa aldıracaktı. Çöp kutusuna atıncaya o kadar onu izleyecek çöpe attırdıktan sonra da; “Bak oğlum sakın bir daha yapma! Herkes senin gibi yapsa bu şehrin cadde ve sokakları pislikten geçilmez. Belediye fazla işçi çalıştırır. Hem o işçilerin parasını da biz veriyoruz. Çocuk bu davranışı pekiştirinceye kadar devam ederdi. Çocuklar bir daha da asla çöpleri yere atmazdı. Diğer Almancı arkadaş dedi ki; ben Almanya’da bir suç işledim. Onun utancını halen taşıyorum. Merakla ne yaptın diye sorduk.

Sırat-ı Müstakim

Resim

ALIN TERİ

Alın Teri          Hiç kıymeti bilinmeyen en kıymetli şey alınteridir. Altından, elmastan, tüm maddi varlıklardan daha değerlidir. Fakat hiç kıymeti bilinmez. Hatta istemeyerek alınteri dökenler ya çok kızarlar ya çok üzülürler.          Bir de pırlanta insanlar vardır ki onlar da döktükleri alınteri ile mutlu olurlar. Ellerine Karun’un hazinelerini tutuştursan hiç düşünmeden reddederler.          Kendimizi ve çoluk çocuğumuzu helâl kazançla beslemek, dinimizde cihaddır. Nafile ibadet etmekten daha üstündür.          Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ashabı ile oturuyordu. Sabah erkenden bir genç, hızlı hızlı yanlarından geçti ve dükkânına gitti. Sahabe-i kiram: ‘Yazık, keşke bu erken vakitte din işine baksaydı!’ deyince, Rasûlullah (s.a.v.): “Öyle söylemeyiniz. Eğer başkalarına muhtaç olmamak için gidiyorsa, Allah (c.c.) yolundadır. Övünmek için, desinler için ve zengin olmak için gidiyorsa, şeytanın yolundadır. İnsanlara muhtaç olmayıp, dünyalığını helalden kazanan veya k