Kayıtlar

Yolların Sonu ve Vasiyet!

Yolların Sonu ve Vasiyet! Bir ömrü harcadık da; yazık hayü huy ile; Zannetme beraberdik her dem hüsn-i bû ile; Bir med cezirdi ruhum; durulmadı bir türlü; Dostlar çıktı karşıma farklı güfte gû ile; Ve geldik gidiyoruz kalabalıkta yalnız; Erenler karşılasın; hep birlikte “Hû!” ile; Hayat devam ediyor: Gaipten ses “Gel!” diyor; “Er kişi niyetine” yolculuk “huşû” ile; Sevenler bırakınca beni yurduma yalnız; Yalnızlık farklı doğuş “Ebed” muştusu ile; Dostlarım unutmayın; hatırlayanız beni; İçim hicran doludur nisyan korkusu ile… Ve toprağın altında; hıçkırık duyuyorum; Yıkılmaz garip handa gurbet şarkısı ile… Her nefis tadacak onu; ürpermeyiniz yalnız… Ruhlar tefekkür etsin, hicret saygısı ile… Ahmet Rüştü Çelebi

Hz. Ömer Radiyallahü Anh ve Kul Hakkı

Hz. Ömer Radiyallahü Anh ve Kul Hakkı Hz. Ömer Radiyallahü Anh halife iken, bir gece makamına ashabı kiramdan biri gelir. Selam verip oturur. Fakat selamı alınmaz. Hz Ömer Radiyallahü Anh işiyle meşguldür ve sahabe bekler... Sahabenin yüzüne bakmayan Hz. Ömer Radiyallahü Anh işini bitirip mumu söndürür. Bir başka mumu yakar ve o anda sahabenin selamını alır, konuşmaya başlar. Sahabe sorar; -Ya Ömer Radiyallahü Anh, niçin hemen selamımı almadın ve bir mumu söndürüp diğer mumu yaktıktan sonra konuşmaya başladın? Hz. Ömer Radiyallahü Anh cevap verir; Evvelki mum devletin hazinesinden alınmıştı. O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah’ü Teâlâ indinde mesul olurdum. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için, kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra seninle konuşmaya başladım. Sahabenin gözleri yaşarır, ellerini kaldırarak şöyle dua eder; -Ya Rabbi! Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ı bizim başımızdan eksik etme! Müslümanın hakkını yemek

Yaşı 35 ve Yukarısı Olanlar İçin Bazı Öğütler

Yaşı 35 ve Yukarısı Olanlar İçin Bazı Öğütler 01-   Birinci Öğüt: “Her yıl hacamat yaptır” . Hatta hiçbir ağrı ve rahatsızlığın olmasa bile… 02-   İkinci Öğüt: “Sürekli Su iç!”. Hatta susamasan ve su içme isteğin olmasa dahi. Çünkü sağlık sorunlarımızın birçoğu bedenimizdeki su eksikliğindendir... 03-   Üçüncü Öğüt: “Düzenli spor yap!” . Hatta işin ve meşgalen çok olsa bile. Bedenin hareket hâlinde olmalı, normal yürüyüş ve yüzme ile olsa dahi... 04-   Dördüncü Öğüt: “Yemeğini azalt!”. Yeme hevesini terk et. Çünkü çok yemekte hiç hayır yoktur. Kendini yemekten mahrum et demiyorum; miktarını azalt... 05-   Beşinci Öğüt: “Mümkün olduğu kadar özel arabanı az kullan!” . Camiye, çarşıya, misafirliğe veya başka herhangi bir yere yaya olarak gitmeye çalış... 06-   Altıncı Öğüt: “Öfke ve sinirden uzak dur, kızmayı ve küsmeyi terk et, işleri zorlaştırma, rahatsız edici durumlardan kaçın”. Tüm bunlar sağlığını elinden alır, moralini bozar, psikolojini al

Azrail Aleyhisselâm’ın Güzelliği (Yaşanmış Gerçek Bir Hatıra)

Azrail Aleyhisselâm’ın Güzelliği (Yaşanmış Gerçek Bir Hatıra) Onkoloji Doktoru Haluk Nurbaki “Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum. Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkânı bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da ALLAH Celle Celâlüh'ün izniyle iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için İzmir'e gitmek istedi. Kış aylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindi

Azrail Aleyhisselâm Adamına Göre mi Görünür?

Azrail Aleyhisselâm Adamına Göre mi Görünür? Azrail diye bilinen meleğin adı Kur’an ve sahih sünnette: ‘Meleku’l-Mevt’ yani ölüm meleğidir. İnsanın ölüm anında kötü bir şekilde gelen melek ölüm meleği değildir, başka meleklerdir hadiste geldiği gibi. Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “…Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Mü’min kulun dünya ile alakası kesilip, ahirete yönelmeye başladı mı semadan yüzleri güneşi andıran beyaz yüzlü melekler iner. Beraberlerinde cennet kefenlerinden bir kefen ve cennet kokularından bir koku bulunur. Nihayet ondan gözün görebildiği kadar uzak bir mesafede otururlar. Sonra ölüm meleği gelir ve başının yanında oturup, şöyle der: −‘Ey hoş ve mutmain olan nefis! Allah’tan bir mağfirete ve bir hoşnutluğa gitmek üzere çık.’ Onun canı su kabından damlanın akması gibi akarak çıkar. Ölüm meleği de o canı alır. Nihayet canı çıktı mı sema ile yer arasındaki bütün melekler ona duâ eder. Semanın kapıları ona açılır. Bütün kapılard

Peygamberimizin Bereketli 10 Dirhemi

Peygamberimizin Bereketli 10 Dirhemi           Bir gün Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem bir elbise dükkânına varıp sahibinden dört dirheme bir gömlek satın almıştı. Gömleği giyerek dışarı çıktı. O esnâda Ensâr’dan bir zât ile karşılaştı.           O kişi:           “–Yâ Rasûlallâh! Bana bir gömlek giydir, Allah           Sana cennet elbiseleri giydirsin!” dedi.           Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hemen üzerindeki gömleği çıkarıp o sahâbîye giydirdi. Dükkâna geri dönerek dört dirheme bir gömlek daha aldı. Yanında iki dirhemi kalmıştı.           Yolda giderken, ağlamakta olan bir câriye gördü ve:           “–Niçin ağlıyorsun?” diye sordu. Câriye:           “–Yâ Rasûlallâh! Yanlarında çalıştığım âile bana iki dirhem verip un almaya göndermişti, parayı kaybettim!” dedi.           Nebiyy-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem kalan iki dirhemi de ona verdi. Dönüp giderken kızcağızın hâlâ ağlamakta olduğunu gördü. Yanına çağırıp:           “–Niçin ağlıyor

Karınca Duasının Sırrı

Karınca Duasının Sırrı           Hayvanlarla konuşma özelliğine sahip olan Hz. Süleyman Aleyhisselâm bir kıtlık döneminde bir toplulukla şehrin dışına yağmur duasına doğru çıkmaktadır. Yolda bir karınca dikkatini çeker. Zavallı hayvan sırtüstü yatmış, ayaklarını göğe doğru uzatmış, çırpınırken dua etmektedir. Hz. Süleyman Aleyhisselâm Karıncanın duasına kulak kabartır. Karınca şöyle dua etmektedir;           “Allah’ım bizi Sen var ettin… Ve Senin rahmetin olmadan biz yaşayamayız Ya bize su verirsin ya da bizi helak edersin. Emir, ferman senindir.”           Hz. Süleyman Aleyhisselâm’ın gözleri yaşarır. Ve az sonra Hz Cebrail Aleyhisselâm’ın getirdiği bir haberle de coşar, taşar, ağlamaya başlar.           Cebrail Aleyhisselâm, o karıncanın duasının kabul edildiği haberini getirmiştir.”           Peygamber Aleyhisselâm yanındaki topluluğa döner:           “ Dönün!” der:           “Siz başkasının duasıyla sulanacaksınız!”

Elbette Allah’ü Teâlâ Kâfidir!

Elbette Allah’ü Teâlâ Kâfidir! [İslâm, I, sy. 2 (Ekim 1983), s. 41. Eşrefoğlu Abdullah-ı Rûmî hazretlerinin Müzekki’n-nüfûs adlı eserinde yazıldığına göre;143] Hz. Ömer radıyallâhu anh Üveys el-Karânî radıyallâhu anh adlı meşhur bir velînin yanına varmış ve; “Yâ Üveys! Bana nasihat eyle!” demiş. Üveys el-Karânî sormuş: “Bu halk seni bilir, tanır mı?” “Evet, bilir.” “Öyleyse halka kendini unuttur. Zira Allah’ü Teâlâ’nın seni bilmesi kâfidir!” Hz. Ömer, bu sözü beğenmiş ve devamını istemiş: “Yâ Üveys! Bana daha nasihat et!” Üveys radıyallâhu anh yine sormuş: “Yâ Ömer! Allahu Teâlâ’yı bilir, tanır mısın?” “Elbette bilirim!” “Başka şeyler de bilir misin?” “Evet, başka şeyler de bilir, tanırım.” “Diğer bütün bildiklerini unut; zira Allah’ü Teâlâ’yı bilmen sana kâfidir!” Muhterem okuyucular! Şöhret afet, gösteriş ise riyadır. Bu sebepten kendini gizlemek, avâmdan ve halkın teveccühünden kaçmak âriflerin şiârı olmuştur.

Veysel Karani (Kaddesallahü sırrahul aziz)

Veysel Karani (Kaddesallahü sırrahul aziz) İki cihan güneşi Peygamberimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Hazretleri, Üveysi Karni Rahmetullahi Aleyh Hazretlerinin mehdinde: “Yemen’den bana Allah aşkının kokusu geliyor" buyurmuştur. Resulü Ekrem Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Kıyamet gününde yetmiş bin melaike halk olunacak, Üveys onların arasında cennete girecek, hiç kimse onu bilmeyecek. Zira dünyada mahfi ibadet ettiği ve kendisini halktan gizlediği ahrette onu kimse bilmeyecektir." Hak Teâlâ buyuruyor: “Benim velilerim kubbelerim altında gizlidir. Onları benden başka kimse bilmez". Şöyle rivayet olunur: Habibi Zişan efendimiz kıyamet gününde: "Ya Rabbi Üveysi isterim!” diye niyaz edince, Vacib Teâlâ: "Dünyada görmedin, burada da gizli duruyor!" hitabıyle cilvei rabbaniye olacak. Üveys hürmetine Rebia ve Mudai kabilesinin koyunlarının tüyü adedince günahkâr ümmeti Muhammed'e şefaat edilecektir. (