Kayıtlar

olarak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Konserve Olarak

Konserve Olarak Anneleriyle pazara çıkan iki kardeş aralarında durum değerlendirmesi yapıyorlardı. Biri ne kadar şanslı olduklarını dile getirdi: -Bahçıvanlar fasulye, domates, biber, patates ekmese biz bunlar yiyemezdik halimiz ne olurdu sonra... Kardeşi sözünü kesti: -Yoo gayet güzel yerdik, niye yiyemeyelim. -Nasıl yiyecektik ki? -Konserve olarak…

Nasihat Olarak Ölüm Yeter!

Nasihat Olarak Ölüm Yeter! Abdullah bin Ömer Radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre; Bir adam, Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi Veselleme gelerek: — Ya RasulAllah! İnsanların en akıllısı ve en dirayetlisi kimdir? Diye sorunca; Hz. Peygamber buyurdu ki; — Ölümü en çok hatırlayan, ölüme en çok hazırlanandır. İşte bu kimseler hem dünya hem de ahiret şerefine nail olmuşlardır. (Taberani) Esasen insana, nasihat olarak ölüm yeter. Çünkü ölüm, çok ibretli bir olaydır. Eğer ki insan ölümden herhangi bir ibret ve nasihat almıyorsa bu kalbinin katı olmasından dolayıdır. Bu sebeple ölümü çok hatırlamak lazımdır. Halife Ömer b. Abdulaziz Rahmetullahi Aleyh, daima âlimleri bir araya toplar, ölümden bahsettirir, ölümü duyunca da ıslak bir kuşun ıslaklığını gidermek için çırpınması gibi çırpınırdı. İbni Sirin’nin yanında ölümden bahsedildiği zaman, kendisi ölmüş gibi uyuşurdu. Ölümü düşünmek ve onu kalbe yerleştirmek için en faydalı yol; daima akrabalarının, arkadaşlarını

Allah Bizlerden Bir Kul Olarak, Nasıl Bir İnsan Olmamızı İstiyor?

Allah Bizlerden Bir Kul Olarak, Nasıl Bir İnsan Olmamızı İstiyor? Gelin bu konuyu birlikte, Kur’an-ı Kerim’den araştırmaya, anlamaya çalışalım. Bakın Allah bizleri, ne için yaratmış. Mülk 2: O, HANGİNİZİN DAHA GÜZEL İŞ YAPACAĞINIZI DENEMEK İÇİN ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır. ( Elmalı meali) Buradan da anlıyoruz ki, Allah ın bizleri yaratmasındaki asıl amacı, hangimizin bu dünyada güzel işler yapacağı, insanlara faydalı olup, güzel davranışlarda bulunup bulunmayacağını görebilmek için yarattığını söylüyor. Bunu başka bir ayetinde de açıklıyor ve sizleri, bu konuda imtihan ediyorum, hiç biriniz bu dünyadan, imtihan olmadan gitmeyeceksiniz diyor. Ankebut 2: İnsanlar, “İnandık” demekle İMTİHAN EDİLMEDEN BIRAKILACAKLARINI MI ZANNEDERLER. (Diyanet meali) Yani bu dünyada Allah ın katında, onun sevgili kulu olmak istiyorsak, önce iyi, güzel ameller, davranışlar sergilemeliyiz ki, Allah ın huzurunda yüzleri gülen kullarından olalım. Dikkat ederseniz

İmanlı olarak ölmenin alameti nedir?

İmanlı olarak ölmenin alameti nedir? “Hangimiz Müslüman olarak ölmeyi, son nefesimizi imanlı olarak vermeyi ve salih kulların arasına katılmayı istemeyiz?” diyorsunuz. Buna göre 80 veya 90 yaşındaki insanların iman durumunda hangi ölçüyü esas alacağız? Bu yaştaki bir insanın iradesi yoksa son nefesinde “şehadet” getirmesinin dini hükmü nasıldır? (Falak Ha. Avustralya) Bir müminin son nefesini nasıl verdiği, dünyadaki yaşantısından belli olur. İmanında inancında yaşamış ve o hal üzere ölmüşse, Allah’ın yardımıyla çenesini imanlı olarak kapatır. Fakat iman nimetinden mahrum bir ömür geçirmiş veya imanı hayatına Aksetmemişse, Azrail’in karşısına da o şekilde çıkar. Bu hususu Peygamberimiz “Nasıl bir hayat geçirmişseniz o hal üzere ölürsünüz. Nasıl ölürseniz o hal üzere dirilirsiniz” sözleriyle dile getirir. İnsanın ebedî hayatına tesir eden iman nasıl olmalıdır ki, onu son deminde de kurtarsın? Her varlık üzerinde İlâhî kudretin izini, özünü, yüzünü görebilecek bir

Kürt Olarak Akşamladım, Arab Olarak Sabahladım

Kürt Olarak Akşamladım, Arab Olarak Sabahladım Ebu Abdullah el-Müştehir Hazretleri, Şiraz'lı bir kurt taifesindendir. Cenabı Allah ona ilm - ledün bahşetmek istemişti. Bir gün Şiraz medreselerinden birine geldi. Medresede talebeler ilim mevzuunda konuşmalar yapıyorlar, bazı hususlarda tartışmaları vuku buluyordu. Talebelerin ilim öğrenmek için hayli gayret sarfettiklerini görünce hoşuna gitti ve bir mesele öğrenmek kasdıyla bir şey sordu. Talebeler gülüştüler onun bu safça, yani basit bir şeyi sormasına... O Mübarek: — Ben de sizin öğrendiğiniz ilimlerden bir ilim öğrenmek isterim. Bana bir yol gösterin, dedi. Talebeler müstehzi bir tavırla ona şu nasihatta bulundular: — Eğer Âlim olmak istersen, evinin tavanına bir ip bağla, ayağını da ipe sıkıca bağlayıp kendini başı aşağı sallandır ve her sallanışta “Sarı renkli demir (veya aslan yelesi)” de. Böylece ilim kapıları sana bir gecede açılır, dediler. Ebû Abdullah el-Müştehir Hazretleri talebelerin kendisi i

Ceza Olarak Eli Kesilen Şeyh

Ceza Olarak Eli Kesilen Şeyh Şeyh Hammad (Ebu'l-Hayr Tınatî) Hazretlerinin bir eli kesikti. Bir gün müridlerinden biri küstahlık ederek ona elinin kesilmesine sebep olan şeyin ne olduğunu sordu. Şeyh Ebû'l-Hayr Tınati Hazretleri elinin kesilmesine sebep olan hâdiseyi şöyle anlattı: — Gençliğimde bir günah işledim. Ondan dolayı elimi-kestiler, buyurunca ne zaman olduğunu sordular. Hz. Şeyh de meseleyi başından anlatmaya başladı: — Ben mağrip diyarında oturmakta idim. Sefere çıkmayı ve biraz gezmeyi arzuladım. Tınattan ayrılıp İskenderiye'ye geldim. Orada oniki sene kaldım, iskenderiye'den sonra Dimyat'a dökülen ırmak kenarındaki dağa, kamıştan bir ev yapmıştım. O sıralarda Dimyat'a çok gelen - giden olurdu. Irmağın başına otururlar, yemeklerini yerler ve sofralarının artıklarını da kalenin dibine dökerlerdi. Ben kimseden habersiz, oradaki köpeklerle beraber dökülen ekmeklere üşüşür ve nasibimi alırdım. Yaz mevsiminde bütün azığım bu idi. Kış

Ümmetin Kurtuluşu İçin Birey Olarak Uygulayabileceğiniz 7 Altın Tavsiye

Ümmetin Kurtuluşu İçin Birey Olarak Uygulayabileceğiniz 7 Altın Tavsiye İnsanlığın dünkü, bugünkü, hatta yarınki problemlerine çözüm ve tüm müşküllerine çare İslâm’dadır. İki cihanın mutluluğu İslâm’la elde edilebilir. Dünyanın ideal nizamı odur. Geçmişi ve geleceği, hastalığı ve şifayı, ferdi ve cemiyeti, ruhu ve bedeni, insanın zaaf ve meziyetlerini en iyi bilen raûf, rahîm ve vedûd Rabbimiz, dünya ve ahirette huzur ve saadetimizi temin için lütfeylemiş, bize peygamber göndermiş, kitap indirmiş, kanun ve şeriat koymuş, yol göstermiştir. Bunalıma düşen asrımızı, çırpınan ruhsuz medeniyeti, şaşıran çılgın insanlığı, çalışırsak bizler kurtarabiliriz, reçete bizim elimizdedir. Böyle hayırhah ve fedakâr ruh yapısı sadece bizlerde mevcut; başkalarının yaptıkları ise sadece propaganda, göz boyama, gösteriş, riya, aldatmaca ve istismar. O halde biz Müslümanlar, hem maddî manevi faydamız, hem de insanlığın huzur ve rahatı, salah ve felahı için İslâm'a sımsıkı sarılmalıyı

Bedeli Çanakkale'de Altın Olarak Tesviye Edilecektir

Resim
Bedeli Çanakkale'de Altın Olarak Tesviye Edilecektir Üç aylık bir tâlimden sonra Mehmed Muzaffer, 'zâbit namzeti' olarak Çanakkale'de idi. (Mart 1916). Müttefik İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Çanakkale'de uğradıkları mağlûbiyetlerden ve verdikleri yüzelli bin zâyiattan sonra Boğaz'ı aşamayacaklarını anlamışlar, 1915'in son haftasıyla 1916'nın ilk haftasında bütün hatları tahliye edip, çıkıp gitmişlerdi. Muzaffer, Çanakkale'ye vardığında harp durmuştu. Zaman zaman, İmroz-Bozcaada'da üslenmiş düşman gemileri ve uçakları bombardımanda bulunuyorlarsa da, 1915 Nisan'ından Aralık sonuna kadar sekiz ay süren kanlı boğuşmalara kıyasla bu bombardımanlar 'hiç' mesâbesindeydi. Çanakkale'deki birliklerin büyük bir kısmı, Kafkas, Irak ve Filistin cephelerine sevkedileceklerdi. Hazırlanma ve noksanları ikmâl emri aldılar. Muzaffer, birliğinin alay karargâhında vazifeliydi. Alayın kamyon ve otomobil lastiği ile diğer bir takım malzem

Salavat Okuyan, Allah’ü Teâlâ'ya Hoşnut Olarak Kavuşur

Salavat Okuyan, Allah’ü Teâlâ'ya Hoşnut Olarak Kavuşur Salavat okuyan kimseye öncelikle Resûl-i Ekrem’in şefaati vardır. Salavat getiren için dünyada yardım, cennette de bizzat Peygamber (sav) Efendimize yakınlık vardır. Kişi salavat getirmekle Allah’ın rahmetine mazhar olur. Çünkü bir rivayete göre Peygamber (sav) Efendimize salat-ü selam eden kimseye Allah’ın on rahmet ettiği, diğer bir rivayete göre de yetmiş rahmet ettiği bildirilmiştir. Salavat okuyan, Allah’a hoşnut olarak kavuşur. Salavat vasıtası ile dualar kabul olur. Hadiste de buyurulduğu üzere dua gökte asılı kalır, ancak salavat ile yükselir. Salavatın vacip olduğu yerlerde salavat getirmek ibadetlerin kabulüne, müstehap olduğu yerlerde okumak da sevap ve feyzin artmasına sebeptir. Salavatta, Peygamber (sav) Efendimize olan muhabbetin ispatı vardır. Çünkü seven sevdiğinin adını daima anar. Salat ve selam okuyan kimse nifaktan kurtulur. Peygamber (sav) efendimize salavat okuyanın iki gözünün ara

İmanlı olarak ölmenin alameti nedir?

İmanlı olarak ölmenin alameti nedir? “Hangimiz Müslüman olarak ölmeyi, son nefesimizi imanlı olarak vermeyi ve salih kulların arasına katılmayı istemeyiz?” diyorsunuz. Buna göre 80 veya 90 yaşındaki insanların iman durumunda hangi ölçüyü esas alacağız? Bu yaştaki bir insanın iradesi yoksa son nefesinde “şehadet” getirmesinin dini hükmü nasıldır? (Falak Ha. Avustralya) Bir müminin son nefesini nasıl verdiği, dünyadaki yaşantısından belli olur. İmanında inancında yaşamış ve o hal üzere ölmüşse, Allah’ın yardımıyla çenesini imanlı olarak kapatır. Fakat iman nimetinden mahrum bir ömür geçirmiş veya imanı hayatına Aksetmemişse, Azrail’in karşısına da o şekilde çıkar. Bu hususu Peygamberimiz “Nasıl bir hayat geçirmişseniz o hal üzere ölürsünüz. Nasıl ölürseniz o hal üzere dirilirsiniz” sözleriyle dile getirir. İnsanın ebedî hayatına tesir eden iman nasıl olmalıdır ki, onu son deminde de kurtarsın? Her varlık üzerinde İlâhî kudretin izini, özünü, yüzünü görebilecek bir i

Son Nefes Endişesi

Son Nefes Endişesi Cenâb-ı Hak buyuruyor “Ey îmân edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 102) Rasûlullah (sav) buyurdular “Bir kimse son nefeste (hâlis bir kalb ile) kelime-i tevhîd getirirse, cennete girer…” (Hâkim, Müstedrek, I, 503) “Süleymâniye Medresesi’nden emekli Hadis müderrisi Salih Efendi, ömrünün son demlerinde tasavvuftan da nasib almak ister. Allah’ın kaderde tâyin ettiği mürşidini aramaya koyulur. İstanbul’daki tüm sûfî simalarla görüşür, sonunda Kelâmî Dergâhı postnişîni Muhammed Esâd Erbilî hazretlerinde karar kılar. Yanına varıp elini öper ve ona “Araştırdım ve gördüm ki, devrimizin en büyük kutbu, en büyük gavsi sizsiniz” der. Şeyh Es’ad Erbîlî (ks) ona “Hocaefendi, bize kutubluk verilirken yanımızda değildiniz. Dolayısıyla bilmiyorsunuz. Biz, aslında kutub falan değiliz. Sizin hüsn-i zannınıza göre şeyhiz ve kutubuz” cevabını vererek, müderrise şu soruyu yöneltir. “Hocaefendi! Sö