Ümmetin Kurtuluşu İçin Birey Olarak Uygulayabileceğiniz 7 Altın Tavsiye
Ümmetin
Kurtuluşu İçin Birey Olarak Uygulayabileceğiniz 7 Altın Tavsiye
İnsanlığın
dünkü, bugünkü, hatta yarınki problemlerine çözüm ve tüm müşküllerine çare
İslâm’dadır. İki cihanın mutluluğu İslâm’la elde edilebilir. Dünyanın ideal
nizamı odur.
Geçmişi
ve geleceği, hastalığı ve şifayı, ferdi ve cemiyeti, ruhu ve bedeni, insanın
zaaf ve meziyetlerini en iyi bilen raûf, rahîm ve vedûd Rabbimiz, dünya ve ahirette
huzur ve saadetimizi temin için lütfeylemiş, bize peygamber göndermiş, kitap
indirmiş, kanun ve şeriat koymuş, yol göstermiştir.
Bunalıma
düşen asrımızı, çırpınan ruhsuz medeniyeti, şaşıran çılgın insanlığı,
çalışırsak bizler kurtarabiliriz, reçete bizim elimizdedir. Böyle hayırhah ve
fedakâr ruh yapısı sadece bizlerde mevcut; başkalarının yaptıkları ise sadece
propaganda, göz boyama, gösteriş, riya, aldatmaca ve istismar.
O halde
biz Müslümanlar, hem maddî manevi faydamız, hem de insanlığın huzur ve rahatı,
salah ve felahı için İslâm'a sımsıkı sarılmalıyız. Başka çıkar yol yoktur.
İslâm'ı dosdoğru anlamaya, içimize iyice sindirmeye, hayatımızı her yönüyle ona
uydurmaya, emirlerini severek tutup, yasaklarından şiddetle kaçınmaya mecburuz.
İnsanlığa
hizmet için elhamdülillah her şeyimiz vardır; Müslümanlar olarak çok büyük
imkânlara sahibiz. Nüfus, petrol, para, jeopolitik müstesna durum, hammadde,
geniş arazi, birikmiş tecrübe, ilim adamı, teknik personel vb. Diğer ülkelere
el açmaya, boyun bükmeye, medet dilenmeye hiç de mecbur değiliz.
En büyük
eksikliğimiz kendi imkânlarımızdan habersizliğimiz, birbirimize karşı
ilgisizliğimiz, sevgisizliğimiz…
Ol
mâhîler ki derya içredir, deryayı bilmezler.
Basiretli
Müslümanlar olarak kolları, paçaları sıvamalı, bu eksikliği telafiye
çalışmalıyız. Bunun için şunlar tavsiye edilebilir:
1. Siz
grup, parti, zümre, meşrep, mektep, mezhep taassubuna ve enaniyete
kapılmayınız. Bütün müslümanları kardeş bilerek yaşayınız. Etrafınızdaki
dargınları barıştırmaya, çekişen ve çatışanların arasında hakem olup onları
sevgiye, kardeşliğe, beraberliğe, hizmete, Müslümanlar aleyhinde bulunmamaya,
gıybet ve dedikodu etmemeye, tefrika çıkarmamaya davet ediniz.
2. İslâm’ı,
en saf ve muteber ana kaynaklarından dosdoğru öğrenmeye; Kur’ân-ı Kerîm’i,
hadîs-i nebevîyi en iyi tarzda anlamaya daimî gayret gösteriniz. Bidatten,
hurafeden, temelsiz bilgiden, batılı hak veya hakkı batıl sanma tehlikesinden
şiddetle sakınınız.
3. Çevrenizdeki
tüm İslâmî faaliyetleri –hiçbir tür veya yönü ihmal etmeden– iyice tespit
ediniz; grupları, şahısları, fikirleri tanıyınız, hatta bunların ciddi bir envanterini
çıkarınız. Diğerleriyle tamamen kopmadan, sizin gönlünüze en salim ve sağlam
görünen tarafa yaklaşıp iyice destek olunuz.
4. Hizmetin
tek bir sahasında yığılmak, böylece rakip ve hasım olarak çalışmak durumuna
düşenler arasında mümkün mertebe vazife taksimi ve iş bölümü, plan ve program
yapılmasını, kabiliyetlilerin ihmal edilmiş diğer önemli sahalara
yönlendirilmesini sağlayınız.
5.Büyük
gayeleri, ana hedefleri, temel kaideleri esas edininiz; teferruatta
boğulmayınız; detaylar ve farklılıklar değil, olumlu müşterek ve birleştirici
noktalar üzerinde durunuz, “götürü pazar ediniz.”
6. Bütün
hüsnüniyetinize rağmen, anlayışsızlığa ve töhmete uğrarsanız, şahsınız için
intikama kalkışmayınız, yapılan haksızlıkları Allah’a havale ediniz; bağışlayıcı,
affedici olunuz; yaratılanı Yaradan’dan ötürü hoş görünüz.
7. Bu
yolda yapayalnız kalsanız, çok büyük güçlüklerle karşılaşsanız bile yılmayınız,
Hasbünallâhü ve ni’me’l-vekîl41 deyiniz, O kâfî ve vâfîdir.
Kaynak:
Mahmud Esad Coşan – Başmakaleler
Yorumlar
Yorum Gönder