Kayıtlar

için etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Balgam Söktürmek için ‪Elma Çayı

Balgam Söktürmek için  ‪ Elma Çayı Elma kabukları ile yapılan çay, hem göğüsü yumuşatır, hem de, balgam söktürür. Elmanın kabuklarını soyun, İçine biraz  ‪ ‎ tarçın,  ‪ ‎ zencefil ve  ‪ ‎ karanfil atılır. 10 dak demlendirdikten sonra, için. Belki de en rahatsız edici hallerden biridir sürekli öksürük. Eğer gıcık haline gelen öksürüğünüz varsa bu karışımları deneyin. Gıcık haline gelen öksürüğü geçirmek için bu doğal karışımlardan faydalanabilirsiniz...

Rızık için dua

Rızık için dua – Dua için rica Bir şahıs, heyecan ve ıstırapla, İmam Sadık Rahmetullah’ın huzuruna gelerek: – Ne olursunuz efendim, Allah’a bana daha fazla rızık vermesi için dua da bulunun, çünkü çok yoksulum, dedi. İmam: -Hayır, asla dua edemem buyurdu. -Niçin edemezsiniz efendim? -Zira Allah bu iş için bir yol tayin etmiştir; rızk peşinden koşun ve onu elde edin diye de emir buyurmuştur. Hâlbuki sen evinde oturup, dua etmek suretiyle, rızkın senin peşinden gelmesini istiyorsun.   (Alıntı)

Kızım için...

Kızım için... Serdar Akinan Çaresizlik bir hayat dersidir. Bir kelime, bazen, anı uzama sonsuzlukla kilitler. Yalan söylememenin neden önemli olduğunu anlatamamanın verdiği yenilgi duygusu çok ağır... Geçen gece duyduğum tek bir kelimeyle, bir an için, bu yenilgiyi aldım. An sonsuzluk gibiydi. Issız ve çaresiz... Kızım bir masum yalan söyledi... Körpe ruhunu o pırıltılı dünyalara bir an önce atıp o sahte cemaate; modern zaman tarikatına üye olabilme pahasına yalana sığındı. 14 yaşındaki çocuklara, birkaç milyon daha kazanmak için kapılarını açıp içki servisi yapan meşhur “müessese”lere veryansın etmek, burada adlarını teşhir etmek çok anlamlı gelmiyor. Çocuğunuzu emanet etiğiniz anne babaların evladınızı bir gece vakti “eğlensinler” diye akranlarıyla sokağa bırakmalarına isyan etmek de beyhude bir çaba... Asıl körlüğünüze, sağırlığınıza kızıyorsunuz. Modern kültür denen şeyin ne olduğunu anlamamız gerek. Kendisini ebeveyn olarak tarif ede

Şeytanın şerrinden korunmak için önemli bir dua

Şeytanın şerrinden korunmak için önemli bir dua Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) şeytandan korkulduğunda şu dua ile bize sığınma yolunu gösteriyor: Cinlerden bir ifrit Rasulullah ﷺ i takip ediyordu ve Cebrail aleyhisselâm ona şu duayı okumasını emretti: بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ. أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ الَّتِي لَا يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلَا فَاجِرٌ، مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ، وَبَرَأَ، وَذَرَأَ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَعْرُجُ فِيهَا، وَمِنْ شَرِّ مَا ذَرَأَ فِي الْأَرْضِ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَخْرُجُ مِنْهَا، وَمِنْ شَرِّ فِتَنِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ، وَمِنْ شَرِّ كُلِّ طَارِقٍ إِلَّا طَارِقًا يَطْرُقُ بِخَيْرٍ يَا رَحْمَنُ Okunuşu: “E‘ûzu bi kelimâtillâhit-tâmmâtil-letî lâ yucâvizuhunne berrun vela fâcirun, min şerri mâ halaga ve berae ve zerae, ve min şerri mâ yenzilu mines-semâi, ve min şerri mâ ye‘rucu fîhâ, ve min şerri mâ zerae fil-erdi, ve min şerri mâ yehrucu minhâ, ve min şerri fienil-

Çocukları yalandan korumak için 10 altın kural!

Çocukları yalandan korumak için 10 altın kural! 1- Edebiyat yapmak yerine icraat yapın! “Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar” falan diyerek onları etkilemeye çalışırsanız hiçbir işe yaramaz. Çünkü soyut düşünce yetenekleri gelişmemiş çocuklar için yılan ile yalan arasında dünyalar kadar fark vardır. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözü de çocuklar için bir şey ifade etmez. En azından Edison’dan sonra dünyaya gelen çocuklar için… Çocuk yalan söylüyorsa mutlaka bir sebebi olduğunu bilin. Edebiyat yapmak yerine niçin yalan söylediğini keşfetmeye çalışın ve onları yalan söylemek zorunda bırakan durumları yok edin. Mesela eğer çocuğunuz çok şeker yiyorsa ve siz kızdığınız için genelde yemediğini iddia ediyorsa, işe şekerleri ortadan kaldırmakla başlayın. - 2- Silmek isteyecekleri dakikalar yaşatmayın! Küçük çocuklar genelde bir şey hakkında kendilerini kötü hissettiklerinde yalan söylerler. Ve yalan söylediklerinde, o şeyin yaşanmamış olduğunu düşünürler. Psikol

Ruhu batırmamak için...

Ruhu batırmamak için... Sokrat'ın hayranlarından zengin bir tüccar, bütün serveti olan bir çuval altını kendisine bağışlamıştır. Tüccarın ölümüne kadar altınlardan hiçbirine dokunmadan saklayan Sokrat, tüccar öldükten sonra, bu bir çuval altını, bir kayığa yükletip, denizin ortasına götürür ve teker teker denize atar. Atarken de; -"Ey altınlar! İşte sizi denize atarak batırıyorum ki benim ruhumu kirletmeyesiniz ve batırmayasınız!" der.

Oyun için yaratılmadık

Oyun için yaratılmadık Behlül-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü. Çocuklardan biri ise bir köşeye çekilmiş onlara bakıyor ve ağlıyordu. Behlül-i Dânâ o çocuğun yanına gitti ve; "Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna." dedi ve çocuğun başını okşadı. Çocuk bakışlarını Behlül'e çevirdi ve; "Ey aklı az adam! Biz oyun için yaratılmadık." dedi. Behlül bu söze şaştı ve çocuğa; "Ey oğlum! Peki niçin yaratıldık." diye sordu. Çocuk; "Allahü teâlâyı bilmek ve O'na ibâdet etmek için." dedi. Behlül hazretleri; "Peki bunun öyle olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu. Çocuk, Mü'minûn sûresinin 115. âyet-i kerîmesini okuyuverdi. Meâlen; "Sizi ancak boşuna yarattığımı ve gerçekten bize döndürülmeyeceğinizi mi zannettiniz?" Hazret-i Behlül tekrar; "Ey çocuk. Sen hakîmâ

Sıkıntıdan Kurtulmak İçin

Sıkıntıdan Kurtulmak İçin Belalardan, sıkıntılardan kurtulmak için, istiğfar okumak çok faydalıdır. Her zaman yüz defa (Estağfirullâhel'azim ellezi lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) demeli ve manasını düşünerek söylemelidir! Manası, (Kendisinden başka ilah bulunmayan hay, kayyum ve azim olan Allah’a istiğfar eder ve günahlarıma pişman olup Ona sığınırım) demektir.  [Azim, zatı ve sıfatları kemalde, yani büyüklükte benzeri olmayan demektir. Hay, ezeli ve ebedi bir hayatla diri olan, Kayyum, zatı ile kâim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.] Yukarıda bildirilen istiğfarı ikindi namazından, tesbihlerden ve duadan sonra yüz defa okumalıdır! Ehl-i sünnet itikadında olmak, kul haklarını ve kazaya kalan farzlarını ödemek ve haramlardan vazgeçmek şartı ile Cuma günü sabah namazından önce, yukarıdaki istiğfarı okuyanın bütün günahları affolur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kıyamette, amel defterinde çok istiğfar bulunanlara, müjdeler

Gerçek Müslüman Olmak İçin Neler Yapmak Gerekir?

Gerçek Müslüman Olmak İçin Neler Yapmak Gerekir? Gerçek Müslüman olmak için, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek ve ibadetlerini doğru ve ihlas ile yapmak lazımdır. Allahü teâlâ doğru ve ihlas ile ibadet yapanları seveceğini, bunların kalblerine dünyada feyizler, nurlar vereceğini, ahirette de sevap vereceğini vaat etti. İslamiyet'in aslı, temeli üçtür: İlim, amel, ihlas. Bunların biri yoksa o işin değeri olmaz. Yani ilimsiz veya ihlassız ibadetin kıymeti yoktur. İlim ve ihlas var, fakat amel yani ibadet yoksa yine kıymetsizdir. İbadet, emirleri yapmak demektir. İbadetlerin doğru olması için, nasıl yapılacaklarını öğrenmek ve öğrendiklerine uygun olarak yapmak lazımdır. Sevap, iyilik, Allahü teâlâ tarafından verilen mükâfattır. Takva, haramlardan, yasak edilmiş olanlardan sakınmaktır. İhlas, gerek beden ile gerek mal ile yapılan farz veya nafile bütün ibadetleri, mesela hayrat ve hasenat yapmayı, Müslümanları sevindirmeyi, onları sıkıntıdan kur

İmansız ölmemek için -1-

İmansız ölmemek için -1- Kuşkusuz son nefesinde imansız ölmek, her müminin en önemli korkusudur. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine bir gün, bazı sevdikleri, "Efendim, bir Müslüman için en büyük mesele nedir?" diye sordular. "En mühim mesele, dünyâdan (Îman) ile gitmektir. Onun için (Îmansız) gitmekten çok korkmalı ve titremelidir." buyurdu. İslam büyükleri, "Îmansız ölmekten korkmayan kimse, îmansız ölür." buyurmuşlardır. O sebeple imansız gitmemek için, imansız ölmekten çok korkmalıdır. Allah (c.c.), insana sayısız nimetler vermiştir. Fakat İman ve İslam, Allahü Tealâ'nın bir insana bahşettiği nimetlerin, en büyüğü ve en önemlisidir. Bunlar sayesinde insanın dünya hayatı huzur ve mutluluk içinde geçtiği gibi, ahırette de sonsuz nimetlere garkolur. O sebeple insan sahip olduğu bu nimetlere çok şükretmelidir. İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretleri:"İmansız ölmemek için, iman nimetine çok şükretmelidir." buyuruyor. Allahü Tealâ Hazretleri aye

Kötülüğe Mâni Olmak

Kötülüğe Mâni Olmak Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz…” (Âl-i İmrân, 110) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17) Kâinâtın Fahr-i Efendîsi bir gün, iyiliği tavsiye edip kötülüğe mânî olma mes’ûliyetinden bahsederken şöyle bir misal vermiştir: “Gemi yolcuları alt ve üst katlara yerleştiler. Geminin alt katında seyahat edenler; Su ihtiyacımızı karşılamak için ikide bir yukarı çıkıyor, üsttekileri rahatsız ediyoruz. Geminin tabanında bir delik açıp suyu oradan alalım. diye konuştular. Bu durumda üst kattakiler onlara mânî olmazsa, hepsi birden boğulup giderler. Şayet onlara gemiyi delmenin yanlış olduğunu a

Ben Turgut Özal İlkokul Son Sınıftayım

Ben Turgut Özal İlkokul Son Sınıftayım Aşağıda okuyacağınız cümleler dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ın konuşmasından alınan bir bölümdür. İnternette izlenme rekorları kıran bu bölümü ben de tarihî bir hatıra olduğu için Hayatım Roman okurlarıyla paylaşmayı arzuladım: Başımdan geçen bir hikâye… 1930’lu yıllar. Ben (Turgut Özal) ilkokul son sınıftayım. Tabii o zaman bizi bambaşka yetiştiriyorlar. İlkokulda okutulan şeyleri bugün benim yaşlarıma yakın olan kimseler herhalde hatırlayacaklar. Biz “bir Türk’ün on düşmana bedel” olduğunu, “bir Türk’ün dünyaya bedel” olduğunu, daha birçok şeyleri öğrendik. Ama kendimizin ufak dünyasında öğrendik. Dış dünyayla hiçbir alakamız yoktu. Dış dünyayı değil İstanbul’u bile bilmiyorduk. Ben bunları okuyorum kitaptan… İyi de bir talebeyim… Rahmetli dedem o sırada bize misafir gelmiş... O da gençliğinde İstanbul’da bulunmuş, Sultan Abdülhamid zamanında. Okuduğum tarih kitabında “kızıl sultan” diyor Sultan Abdülhamid’e. O kitap öy

İnsan Ve Evren Neden Yaratıldı?

İnsan Ve Evren Neden Yaratıldı? İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Demirli, ‘Evren mi insan için, insan mı evren için yaratıldı?’ sorusuna; insanın da evrenin de Allah için yaratıldığını söyledi. 'Evrende bir düzen var çok doğru, insanda daha mükemmel bir düzen var bu da çok doğru. Bence ikisi de Allah için. Ne evren insan için, ne insan evren için. Bundan dolayı insanın İslam ahlak geleneklerinde lakaplarından birisi cihannümadır. Nümayiş göstermek demek, cihannüma; insan bütün cihanı gösterebilecek bir varlıktır. Evrenin düzenini görmek için, mesela bütün ömrümüzü tüketsek bunu tam olarak göremeyiz ama insanda biz bunu görebiliriz. Birbirini tamamlayan bir ilişki vardır. İnsanı tanımak için evrene gideriz, evreni tanımak için insana döneriz. Bu İslam düşünürlerinin, ahlakçılarının kurduğu muazzam bir sistemdir. İslam düşünürleri öyle bir sistematik geliştiriyorlar ki, bir insanı tanımak aynı zamanda bir ağacı tanımaya bağlıdır.'

Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Sevgisi

Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Sevgisi Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizi, ruhen ve itikaden sevmek lazımdır. Allah Celle Celâlühü’ye gerçek kul olmak isteyenler, onun muhabbetinde yarışmakta, en yüce makamı onun sevgisinde bulmakta, bu aşkla ölmeyi, şehâdet mertebesinden üstün bilmektedirler. Bu sevgi, mümin için ruhun gıdası, kalbin nuru ve hayatının gayesi ve bütün saadetin anahtarıdır. Bu hayâtî gıdadan mahrum olanlar, mânen ölüdürler. Kalplerinde bu muhabbet nuru yanmayanlar, mânen karanlıkta batmışlardır. Onun sevgisi, imana kuvvet, basirete nur, amellere ihlas, yüce hal ve makamlara basamaktır. Onun sevgisi dünyada velilik, kabirde dirilik ve mahşerde gölgelik verir. Onun sevgisi ile cennet yolu açılır. Bu iksirden mahrum olanlar, bu dünyada ebter ve ahirette de rezildirler. Allahu Teala O Sallallahü Aleyhi Vesellem’i sevmeyi yüce kitabında emretmiştir: “Ey Resûlüm de ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, karılarınız, soylarınız

İstemesini Bilen Her Şeye Kavuşur

İstemesini Bilen Her Şeye Kavuşur             Adamın biri bir gün Sultanla görüşmek için güç-bela bir randevu alır. Sultan adamı kabul ederek, ona isteğini sorar. Adam epey methi senadan sonra bir av köpeği istediğini söyler. Sultan çok sinirlenir, ama köpeğin verilmesini emreder. Adam köpeği aldıktan sonra: ''Ey Sultanım ben bu köpekle ava çıkacağım. Takdir edersiniz ki köpeğin peşinden yaya olarak koşamam!'' der. Bunun üzerine Sultan bir de at verilmesini emreder. Bu defa adam: ''Bu atı verdiniz, ama ben at bakımından hiç anlamam!'' der. Sultan, adamın istekte bulunma tarzından hoşlanır. Bunun için bir de at bakıcısı ya da köle verilmesini söyler. Adam istifini bozmadan: ''Ey Sultanım ben önemli değilim de bu at bakıcısına kim yemek yapacak?'' diye sorar. Adamın bu tavrı Sultanın iyice hoşuna gider. Sultan bir de cariye verilmesini söyler. Bu defa adam: ''Ey Sultanım, bu kadar insanı başıma biriktirdi

Hanımlar İçin En Hayırlı Durum

Hanımlar İçin En Hayırlı Durum Hz. Ali Radiyallahü Anh şöyle anlatır: “Bir gün Hz. Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem bize, ‘Bir kadın için en hayırlı durum hangisidir?’ diye sordu. O anda bir cevap veremedim. Fâtıma Radiyallahü Anha’nın yanına dönünce; “Ey Muhammed’in Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem kızı! Hz. Rasulullah Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem bize bir mesele sordu, nasıl cevap vereceğimiz bilemedik!” dedim. Fâtıma Radiyallahü Anha, “Ne sordu?” dedi. Ben, “Bir kadın için en hayırlı durum hangisidir?” diye sordu, dedim. Fâtıma Radiyallahü Anha, “Bunun cevabını bilemediniz mi?” dedi. Ben de “Hayır, bilemedik!” dedim. O zaman Fâtıma Radiyallahü Anha, “Bir kadın için en hayırlı durum, (bir zaruret hali hariç) onun yabancı bir erkeği görmemesi; yabancı bir erkeğin de onu görmemesidir” dedi. Akşam olunca Hz. Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ile birlikte oturuyorduk. Ben, Peygamber Efendimiz’e Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’e; “Ey

Bir Nefeslik Hayat

Bir Nefeslik Hayat Bizler dünya için olanca gücümüzü harcarız ama ahiretimizi çok az hatırlarız. Rızık endişesi, gelecek kaygısı bizi öylesine derinden yakalamış ki, dolaplar gıda ile evlerimiz kullanmadığımız eşya ile dolu olduğu halde hep o gizli endişe, o derin kaygı… Çocukluğum İzmit’te, o  zamanlar  için kenar mahalleleri sayılabilecek yerlerde geçti. Oturduğumuz sokaktan itibaren tarlalar ve kavak ekili araziler başlar, tek-tük ev bulunurdu. Arkadaşlarla  mahalle  maçlarımızı yapmak için oralara giderdik. Hemen yanı başımızda ise kalaycılık yaparak, ayı oynatarak, çiçek satarak, kâğıt toplayarak geçinen Romanlar’ın çadırları bulunurdu. Neler yapıp ettiklerini çocukça bir merakla anlamaya çalıştığımız Romanlar sabah erkenden kalkarlar, atlarını hazırlarlar ve çoluk çocuk hemen işe koyulurlardı. Akşam olunca da bir cümbüş kopuverir, gaz lambalarıyla aydınlanan akşamın sessizliğini darbuka ve kahkaha sesleri bozardı. Kimi mahallelinin asabı bozulsa da, biz çocuklar durumdan