Kötülüğe Mâni Olmak
Kötülüğe Mâni Olmak
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Siz insanlar için
çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz…”
(Âl-i İmrân, 110)
Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem buyurdular:
“Kim bir kötülük görürse,
onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle
değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine
gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Tirmizî, Fiten 11;
Nesâî, Îmân 17)
Kâinâtın Fahr-i Efendîsi
bir gün, iyiliği tavsiye edip kötülüğe mânî olma mes’ûliyetinden bahsederken
şöyle bir misal vermiştir:
“Gemi yolcuları alt ve üst
katlara yerleştiler. Geminin alt katında seyahat edenler; Su ihtiyacımızı
karşılamak için ikide bir yukarı çıkıyor, üsttekileri rahatsız ediyoruz.
Geminin tabanında bir delik açıp suyu oradan alalım. diye konuştular.
Bu durumda üst kattakiler
onlara mânî olmazsa, hepsi birden boğulup giderler. Şayet onlara gemiyi
delmenin yanlış olduğunu anlatırlarsa, hem kendilerini, hem diğerlerini
boğulmaktan kurtarırlar.” (Buhârî, Şehâdât, 30; Tirmizî, Fiten, 12)
Kısa Günün Kârı
İnsanları hayra çağırmak,
yanlışlarını düzelterek bilmedikleri doğruları öğretmek, mâneviyatlarını
takviye edip gönül âlemlerini Hakk’a yönlendirmek, onlara yapılabilecek en
büyük hizmettir.
(Altınoluk Dergisi)
Yorumlar
Yorum Gönder