Kayıtlar

cami etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İçimizdeki Cami Düşmanları

İçimizdeki Cami Düşmanları Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Şüphesiz mescidler Allah’ındır. Öyleyse Allah’la beraber başkasına tapmayın. Gerçekten Allah’ın kulu O’na ibadet için kalktığında onun üzerine üşüşerek neredeyse keçe gibi olacaklardı.” (Cin, 72/18-19) Mescidler yani camiler Allah’ü Teâlâ’ya kulluk görevinin yerine getirilmesi için kullanılan yerlerdir. Buralarda insanların huzur içinde kulluk görevlerini yerine getirmeleri kimseyi rahatsız etmemeli. Ancak bazıları bundan rahatsız olurlar. Allah’ın kulu sırf ibadet görevini yerine getirmek için kalktığında içlerindeki kin ve düşmanlık duyguları harekete geçer. Onun üzerine yüklenmek, onu boğmak isterler. Ayette geçen “keçe gibi olacaklardı” ifadesiyle Müslümanın ibadetinden rahatsız olanların üstüste yığılarak, ibadet için kalkan kulun üzerine çökme ve onu linç etme arzularını dile getirmektedir. Bir âyeti kerimede de şöyle buyurulmaktadır: “Eğer Allah’ın insanların bazılarını bazılarıyla savması ol

Camiye Girdi Müslüman Oldu Çıktı

Camiye Girdi Müslüman Oldu Çıktı Portekiz Lizbon Üniversitesi Tiyatro Bölümü Başkanı Tarık Monteiro, camiden dışarı çıkamayıp cuma namazı kılmak zorunda kalınca Müslüman olduğunu anlattı. Bursa’nın İznik ilçesini ziyaret eden Lizbon Üniversitesi Tiyatro Bölümü Başkanı Tarık (Carlos) Monteiro, bir yıl önce Lizbon’da bir Türk Derneği’nde Kelime-i Şahadet getirerek Müslüman olduğunu söyledi. 25 yıl boyunca dinleri araştırdığını belirten Monteiro, merak ettiği bir camiyi gezerken cuma ezanı okununca cemaatin arasında kalınca dışarı çıkamadığını anlatarak, “Kalabalıktan dışarı çıkamayacağımı anlayınca cemaate uyarak cuma namazında saf tuttum. İşte o an aradığım huzuru bulduğumu anladım ve Müslüman oldum. Adımı da Tarık olarak değiştirdim” dedi.

Cami

Cami Çiçek çiçek, nakış nakış İçimizde çinilerin, Pırıl pırıl, ışık ışık Yanar durur kandillerin. El ele, omuz omuza Küçük büyük kubbelerin, Duyulur nefesleri Fatih'lerin, Selim'lerin Minareler gökyüzüne Doğru çıkan merdivenin Saf saf olmuş "Ta Rab" diye Dua eder müminlerin. Kirimizi yıkar durur Ezanların, tekbirlerin. Kubbelerin öyle eşsiz Arkadaşıdır göklerin Kanat kanat uçar durur Bembeyaz güvercinlerin. Rıfkı Kaymaz

Sabahları Size En Uzak Camiye Gidin

Sabahları Size En Uzak Camiye Gidin Abdestinizi soğuk suyla alın; Sıkı ve kalın giyinin. Dilinizde ve yüreğinizde tesbihatla yürüyün... Ve kendinize en yakın değil uzak camiyi seçin. Namazınızı kılıp, aynı usûlle dönün. Nasıl canlandığınızı göreceksiniz... 1. Alkolü, teini, kafeini bırakın: Kahve, kafeinli gazlı içecekler ve çikolata, çaydaki tein böbrek üstü bezlerini uyararak geçici bir enerji sağlar. Etki geçince bitkin bırakırlar. Alkol ve diğer uyuşturucularda bu durumun daha da fazlası vardır. 2. Tam tahıllar, baklagiller ve sebzeler beynimiz ve bedenimizi en etkin şekilde çalıştıran besinlerdir. Potasyuma ve sodyuma ihtiyacımız var. Salatalık ve kereviz suyu harika birer enerji kaynağıdır. Çiğ sebzeler bedenimizin enerji üretimi de dâhil olmak üzere tüm işlevlerini yöneten katalizörler olan enzimlerle doludur. 3. Yedikleriniz size zarar veriyor olabilir. Veya besin duyarlılığınız olabilir. Bunu test yaptırarak anlayabilirsiniz. Besin duyarlılığı, en çok buğday

Almanların Korkusu

Almanların Korkusu Abdürrahim Karakoç Almanya’nın büyük bir kentinde üniversite tahsili yapıyordum. Okul arkadaşım Müller’in teşvik ve teklifiyle bir Pazar günü kilise de papazın vaazını dinlemeye gittim. Kilise doluydu. Ben papaz efendiyi İncil’den pasajlar okuyacak oradaki insanlara kendi dinlerinden bahsedecek zannediyordum. Hâlbuki vaaz Türk düşmanlığı ile başladı. Türk düşmanlığı ile sona erdi. Papaz Türkleri barbar, canavar hatta yamyam olarak takdim ediyordu. Ben orada Türkler hakkında söylenenlerin hepsini zikredecek değilim. Ancak vaaz bittikten sonra papazla aramızda geçen konuşmayı olduğu gibi aktarıyorum. -Papaz efendi ben bir Türküm. Sizi dini bilgilerden bahseder zannıyla vaazınızı dinledim. Hâlbuki siz sadece Türkler aleyhinde propaganda yaptınız. Hatta cemaati tahrik ettiniz. Ben din adamlarını yapıcı olgun, hoşgörü sahibi bilirdim. Yanılmışım sizi bu duruma sevk eden sebep nedir? -Kiliseler birliği böyle istiyor... -Biz Almanları dost kabu

Camide Dikkat Edilecek Hususlar

Camide Dikkat Edilecek Hususlar   Sual: Camide riayet edilecek önemli hususlar nelerdir?   CEVAP      Camide riayet edilecek önemli hususlardan bazıları şunlardır:   1- Camiye girince ön safa durmalı, yaşlılar var diye geride durmamalıdır! Birinci safa sıkışma imkânı varken, ikinci safta durmak mekruhtur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:   (En hayırlı saf, ilk saftır. Sevabı en az olan da geri saflardır.)   (İlk safın fazileti bilinseydi, oraya geçmek için kura çekilirdi.)   (Melekler ilk safta namaz kılanlara dua eder.)   Peygamber efendimiz, (Cennete girmek için ne yapayım) diyen zata, ( müezzin veya imam ol ) buyurdu. O da (yapamam) dedi. (Öyle ise namazını ilk safta kıl) buyurdu. Ön safa geçerken kimseyi incitmemeli! Hadis-i şerifte (Halkı incitmemek için ön safa geçmeyen, iki misli sevaba kavuşur.) buyuruldu. Daha çok sevaba kavuşmak için, cemaat mescidin sağ tarafını doldurdu. Sol tarafta açıklık kalınca, Peygamber efendimiz, (Mescidin solundaki açıklığı d

Camiye Giderken Düştü Ama Yılmadı…

Camiye Giderken Düştü Ama Yılmadı… Adamın biri camiye gitmek üzere evinden çıkar, fakat karanlıktır ve giderken yolda ayağı takılır düşer. Kalkıp üstünü silkeleyip evine geri döner, elbisesini değiştirip temiz kıyafetlerle tekrar yola çıkar, fakat yine düşer. Yeniden eve gidip üstünü değiştirir ve yola çıkar. Yolda elinde lamba ile birini görür. Yolunu aydınlatan bu adamla beraber mescide doğru ilerlerler. Adam lambayı tutan kişiden namazı kendisinin kıldırmasını ister lambayı tutan adam ise kabul etmez . Düşen adam ısrarla teklif eder tekrar red cevabını alınca merak edip sorar neden kıldırmıyorsun ? Lamba tutan adam kendisinin şeytan olduğunu söyler… Adam şok olur ve neden kendine ışık tutup yolunu aydınlattığını sorar ; Şeytan der ki : Seni düşüren bendim mescide gitmemen için ve sen ilk düştüğünde eve gidip elbiseni değişip tekrar mescide doğru çıkınca Allah senin tüm günahlarını affetti. Ben seni ikinci defa düşürdüm sen tekrar üşenmedin eve gidip elbiseni değiş

Cami Ve Kilise

Cami Ve Kilise Hazreti Fatih İstanbul’u fethettikten sonra, Avrupa'da fütuhata devam ediyordu. Bir seferinde Sırbistan Hududuna gelmiş ve Sırbistan'ın fethi artık an meselesi idi. Sırp Kralı Brankoviç bir yanda Macaristan bir yanda da Türkler olduğu için arada zor durumda kalmıştı. Her iki büyük devletten birine sığınmak, ondan yardım istemek düşüncesiyle, her iki tarafa da elçiler gönderdi. — Sırbistan elinize geçer ve burayı fethederseniz nasıl muamele edeceksiniz? Diye fikirlerini öğrenmek istedi. Sırplılar Ortodoks mezhebine mensup olduklarından, Katolik olan Macar Kralı Hünyad tarafından şu cevabı aldı: — Eğer Sırbistan bizim elimize geçer ve biz oraları istilâ edersek, bütün Sırplıları katolik yapıncaya kadar mücadele ederiz ve bütün kiliseleri yıkar, yerlerine Katolik kilisesi yaparız... Fatih Sultan Mehmet Hazretlerine giden elçi ise, şu haberle dönmüştü. Hazreti Fatih elçiye: — Biz Sırbistan'ı alırsak, İslâmiyetin Allah indinde tek din

Camiyi Yıkın, Ama Adaleti Yıkmayın

Camiyi Yıkın, Ama Adaleti Yıkmayın Bir Yahudi Hz. Ömer Radiylallahü Anh’in yanına gelir. “Ya Ömer, filan yerde cami yapılıyor. Camiyi yaparken benim arsamın da bir bölümüne girdiler. Arsam eksildi.” der. Durumu inceleten Ömer olayın doğru olduğunu görür. Valiye “Camiyi yıkın, ama adaleti yıkmayın. Camiyi yeniden yapın.” emrini verir. (Alıntı)

Allah'ın Evi Cami Değil, Kalptir

Allah'ın Evi Cami Değil, Kalptir Osmanlı Sultanlarından Yıldırım Beyazıd, Osmanlı imparatorluğunun merkezi olan Bursa'da bir cami yaptırmıştı. Caminin inşaatı tamamlandıktan sonra o zamanın mânevi büyüklerinden Emir Sultan Hazretlerini de yanına alarak camiyi gezdi. Caminin yapılışını kendisi beğenen Yıldırım, yanında bulunan Emir Sultan Hazretlerine: — Nasıl cami güzel olmuş mu, beğendin mi? Diye sordu. Bazı rivayetlere göre içki içtiği bildirilen Yıldırım'a Emir Sultan Hazretleri: — Sultanım, cami çok güzel olmuş. Lâkin bir eksikliği var... O da bir köşesine bir meyhane yaptırmayı unutmuşsunuz, dedi. Padişah Yıldırım, bu sözlere sinirlenmişti. Hiddetle: — Ne demek! Hiç Allah'ın evinde meyhane olur mu? Diye gürledi. Çünkü Yıldırım Beyazıd, kendisinin içki içtiğini kimsenin bilmediğini sanıyordu... Mânevi Sultanların her şeyden haberdar olacağını hiç düşünmemişti. Emir Sultan Hazretleri: — Allah'ın asıl evi, insanın kalbidir. Sen kendi

Duanın Gücüne İnanan Ateist Ve İnanmayan Cami Cemaati

Duanın Gücüne İnanan Ateist Ve İnanmayan Cami Cemaati Küçük kasabanın birinde bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, bir gece kulübü inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler. Ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu gece kulübü için her gün beddua etmekten öteye geçememiş. İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu gece kulübü yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler. Gece kulübü sahibi adam cami imamının ve cemaatin direk veya indirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası açmış. Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler. Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabi

Cami Ve Gençlik

Cami Ve Gençlik “Cami” ve “Gençlik” İslam’ın “ Asr -ı Saadetini” hatırlatıyor. Gençliği pırıl pırıl, tertemiz bir peygamber, etrafında kenetlenmiş mübarek sahabesi, fethinden önce putlarla dolu, sonrasında kıblemiz olan Kâbe, Hicretle beraber Takva Mescidi Kuba ve İslam’ın en güzel yaşandığı Mescid-i Nebi. Buralarda fedakarlığın ve başarının zirvesine ulaşmış genç sahabîler. Asr Suresi’nin üçüncü ayetinde ifade edilen: “İman edip, salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler başka, Onlar ziyanda değillerdir.” (1) İfadesinin gerçek adresi ve sahibi o mübarek Sahabe-i Kiram’dır. (Allah hepsinden razı olsun).   Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) kadın-erkek, genç-ihtiyar, zengin-fakir, hür ve köle herkesi İslam’a davet etmiştir. Ancak bunlar içerisinde İslam’ı ka-bul edenlerin çoğunluğunun gençler olduğu bilinmektedir. Daha Mekke’de iken İslam’ı ilk kabul edenlerden Hz. Ali, Zeyd b. Harise, Abdullah b. Mesud, Zübeyr b. Avvam, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebi Vakka

Yeşil Elbise

Yeşil Elbise  Yolda karşılaştığımızda ezan okunuyordu. -"Gel seni camiye götüreyim" dedim. "Bugün cuma biliyorsun. " -"Sende benim camiye gitmediğimi biliyorsun. "dedi. -"Biliyorum ama sebebini gerçekten merak ediyorum. " -"Ne bileyim, olmuyor işte. Hem pantolonumun ütüsü bozulup, dizleri çıkar diye endişe ediyorum. "dedi. Gayri ihtiyari gülmeye başladım. -"Herhalde şaka yapıyorsun. Bunun için cami terk edilir mi? -"Ciddi söylüyorum. Giyimime ve özellikle yeşile düşkün olduğumu bilirsin. "dedi.  Gerçekten de öyleydi. Giydiği birbirinden güzel elbiseleri; mutlaka yeşilin bir başka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardı. -"Peki" dedim. "Hayatında hiç camiye gitmedin mi?" -"Çocukken dedemle birkaç kere gitmiştim. Hem o yaşlarda dizlerimin aşınacak diye herhalde endişe etmiyordum. Fakat artık camiye gidebileceğimi zannetmiyorum. "  Söyledikleri beni son derece şaşırt

Sadaka

Sadaka "Sadakanın en faziletli olanı Ramazan ayında verilendir." Hadis-i Şerif, Suyûti, el-Câmiu's-Sağır “Sadaka fakire verilirse 10 misli; Âmâ ve âcize verilirse 70 misli; Yakın akrabaya verilirse 1000 misli; Ana babaya verilirse 10 000 misli; Talebe ve âlime verilirse milyon misli mukabele görür." İmam-ı Suyûti (rh. a)

Unutulan Sünnetler

Unutulan Sünnetler Bir hadis-i Şerif’te; “Terk edilip, unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana, yüz şehid sevabı verilecektir.” buyuruluyor. Günümüzde terk edilen sünnetler hangileridir? Bilirsek başkaları yapmasa da biz yapıp şehid sevabına kavuşuruz. Özellikle şu sünnetler daha çok terk ediliyor: ·         Müsafeha etmek, yani sünnete uygun tokalaşmak unutulmuştur. ·         Sakal, sünnet üzere bırakılmıyor. ·         Namazlarda başı örtmeye önem verilmiyor. ·         Abdestte eller ve ayaklar üç defa yıkanmıyor. Parmak araları üç defa hâllenmiyor. ·         Aksıran (Elhamdülillah) demiyor. Başkası, dinde öyle bir şey olmadığı halde, “çok yaşa” diyor. Hâlbuki elhamdülillah demesi sünnet, bunu duyan Müslümanın da (Yerhamükellah) demesi farzdır. ·         Yalnız tanıdıklara selam vermek, kıyamet alametidir. Selam sünnete uygun verilmiyor. Bir odada oturulurken, bir kimse o odaya on kere girip, on kere çıksa, her giriş ve çıkışta selam vermesi sünnettir. Bu sünnet