İçimizdeki Cami Düşmanları
İçimizdeki Cami Düşmanları
Yüce Allah
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Şüphesiz mescidler Allah’ındır. Öyleyse
Allah’la beraber başkasına tapmayın. Gerçekten Allah’ın kulu O’na ibadet için
kalktığında onun üzerine üşüşerek neredeyse keçe gibi olacaklardı.” (Cin,
72/18-19)
Mescidler
yani camiler Allah’ü Teâlâ’ya kulluk görevinin yerine getirilmesi için
kullanılan yerlerdir. Buralarda insanların huzur içinde kulluk görevlerini
yerine getirmeleri kimseyi rahatsız etmemeli. Ancak bazıları bundan rahatsız
olurlar. Allah’ın kulu sırf ibadet görevini yerine getirmek için kalktığında
içlerindeki kin ve düşmanlık duyguları harekete geçer. Onun üzerine yüklenmek,
onu boğmak isterler. Ayette geçen “keçe gibi olacaklardı” ifadesiyle Müslümanın
ibadetinden rahatsız olanların üstüste yığılarak, ibadet için kalkan kulun
üzerine çökme ve onu linç etme arzularını dile getirmektedir.
Bir âyeti
kerimede de şöyle buyurulmaktadır: “Eğer Allah’ın insanların bazılarını
bazılarıyla savması olmasaydı şüphesiz içlerinde Allah’ın adı çokça anılan
manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. Allah kendine (dinine)
yardım edenlere elbette yardım edecektir. Şüphesiz Allah güçlüdür, yücedir.”
(Hacc, 22/40)
Çünkü
insanların bazılarının içi Allah’ın adının çokça anıldığı mabetlere karşı kin
ve nefretle doludur. Bunlar özellikle hanif İslam çizgisini insanlara tebliğ
etmek üzere gönderilmiş peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed Sallallahü
Aleyhi Vesellem’in öğrettiği ibadetlerin yerine getirilmesi için inşa edilmiş
olan mescitlere ve camilere karşı kin ve nefret doludur.
Haçlı
zihniyetinin günümüzdeki temsilcilerinin bu kutsal mekânlara karşı kin ve
nefretle dolu olduklarını ve buralara saldırmayı, Allah’a kulluk için gelenleri
katletmeyi kendi açılarından kahramanlık olarak telakki ettiklerini görüyoruz.
Onların böyle kin ve nefret duygularıyla beslenmelerinde Batı medyasının
İslam’a karşı yürüttüğü savaşın önemli rolü olduğuna daha önce dikkat
çekmiştik. Ama suçu sadece Batı medyasına yükleyip içimizdeki cami düşmanlarını
görmezlikten gelmemiz de doğru olmaz.
Paris’teki
İslam Kültür Merkezi’nin Müdürü Beşir ibnu Hasan, camilere karşı düşmanlıkların
ve saldırganlıkların artmasında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, Suudi
Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Abu Dabi Emirinin Veliahtı
Muhammed bin Zayed gibi siyasi liderlerin yaptığı provokatif açıklamaların
önemli payı olduğunu dile getirdi.
Beşir ibnu
Hasan, 19 Mart 2019 tarihinde El-Cezire’de yayınlanan “Ters Yön” adlı programda
yaptığı açıklamada Yeni Zelanda’da camilerde gerçekleştirilen katliamların adı
geçen liderlerin camileri hedef gösteren provokatif açıklamalarının bir sonucu
olduğuna dikkat çekti.
Beşir ibnu
Hasan, Suriye’deki diktatör Beşşar Esed de dahil olmak üzere bütün bu diktatörlerin
kendi saltanatlarını korumak için mutedil Müslüman halklara karşı savaş halinde
olduklarına; IŞİD gibi terörle bağlantılı grupların ise onların istihbarat
teşkilatlarının bir ürünü olduğuna dikkat çekti.
Sisi, Bin
Selman ve Bin Zayed gibi liderler Avrupa ülkelerine yönelik yaptıkları
açıklamalarında camilerin birer terör merkezi olduğunu iddia etmiş ve Avrupa
ülkelerinden buraları sıkı denetim altında tutmalarını istemişlerdi. Kendi
ülkelerinde ise camilere adeta nefes aldırmıyor; imamları insanlara dini
anlatmayı bırakıp kendilerinin lehine siyasi muhaliflerinin ise aleyhine
propaganda yapmaya zorluyorlar. Bunu yapmayanları ise sadece görevden almakla
yetinmiyor, aynı zamanda siyasi sebeplerle cezaevlerine atarak korkunç
işkencelere tabi tutuyor hatta idamla bile yargılayabiliyorlar.
Ahmet Varol
Yorumlar
Yorum Gönder