Kayıtlar

Edep İlimden Önce Gelir

Müslüman, edepli, görgülü, nazik, kibar, güler yüzlü olmalı, efendim demeden konuşmamalıdır! Edep; güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlâk, hayâ, nezaket, zarafet demektir. Edep, hiçbir hırsızın çalamadığı güzel bir ziynettir. Edep, insanla hayvanı ayıran farktır. Hz. Ömer, “Edep, ilimden önce gelir!” buyurdu. İbni Mübarek hazretleri ise, “Her ilmi bilen bir âlimin, edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmemek kayıp sayılmaz. Fakat edepli biri ile görüşemezsem üzülürüm!” buyurdu. Edepli kimselerin görgülerinden bazıları şöyledir: Sokakta: Sokağa tükürmek, çöp atmak, geliş geçişe mâni olmak, tiksindirici çirkin şeyler bırakmak, görgüsüzlüktür. İhtiyar, kadın ve hastalara her zaman öncelik verilir. İhtiyaçları varsa yardımcı olunur. Taşıma araçlarında: İnip binerken itişmek, sıra olan yerlerde sırasını beklememek çirkin davranıştır. Gençler; yaşlılara ve hastalara yer verir. Peygamber efendimiz, “Büyüklerini saymayan bizden değildir!” buyuruyor. Günümüzde bazı gençler, yer vermemek

İyi ki Varsın; Eren Bülbül…

Resim
  Eren Bülbül’de Siyonist Haçlı ittifakının ve içimizdeki uzantıları işbirlikçi hain ve alçakların kurbanı oldu, şehit düştü, Cennetlere uçtu…   Eren sen Allah’ü Teâlâ’nın nasıl sevgili bir kulusun ki… Issız dağların başından mahzun gönlünle: “Kimse iyi ki varsın Eren demiyor!” diye bir dua ettin!   Duan kabul oldu.   Bütün Türkiye: “İyi ki varsın, Eren!” diye ağladı.   Allah’ü Teâlâ, bütün çocuklarımızı Eren Bülbül gibi şuurlu vatan ve milletine hizmet edenlerden eylesin!

Önemli Olan Gülü Dikeniyle...

“Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir.” Şems-i Tebrizi Kuddise Sirrûh

Salih Amel ve İhsan İçin Dua

  Salih Amel ve İhsan İçin Dua اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِكَ تَهْدِي بِهَا قَلْبِي، وَتَجْمَعُ بِهَا أَمْرِ، وَتَلُمُّ بِهَا شَعَثِي، وَتُصْلِحُ بهَا غَائِبِي، وَتَرْفَعُ بِهَا شاهِدِي، وَتُزَكِّي بِهَا عَمَلِي، وتُلهِمُنِي بِهَا رُشدِي، وترُدُّ بِهَا أُلْفَتِي، وَتُعْصِمُنِي بِهَا مِنْ كُلِّ سُؤٍ، اَللَّهُمَّ وَأَعْطِنِي، إِمَنًا وَيَقِينًا، لَيْسَ بَعْدَهُ كُفْرٌ وَرَحْمَةً اَنَالُ بِهَا شَرَفَ كَرَامَتِكَ، فِي الدُّنْيٓا وَالآَخِرَةِ Okunuşu:   Allahümme innî es’elüke rahmeten min indike tehdi bihâ kalbi ve tecmau bihâ emri ve telümmü bihâ şa’sî ve tuslihu bihâ gâibî ve terfeu bihâ şâhidî ve tüzekki bihâ amelî ve tülhimünî bihâ rüşdî ve terüddü bihâ halfetî ve ta’sımunî bihâ min külli sûin. Allahümme e'tınî îmânen ve yakınen leyse beğdehu küfrun ve rameten enelü bihe şerafe kerametike fi'ddünya vel âhirah. Anlamı: Allâh’ım! Sen’den, katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidâyet, işlerime nizâm, dağınıklığıma tertip, içi

Savaşları Önlemek İçin

Öncelikle 5 egemen devletin veto yetkisi kaldırılmalı “Yeni ve Adil bir BM Yasası” yürürlüğe sokulmalı “Yeni ve Adil Dünya İnsan Hakları Mahkemesi” kurulmalı Kasıtlı savaş çıkaran devlet adamları ve devletler ağır cezalara çarptırılmalı verdiği zararlar ödetilmeli Rusya ve Putin cezalandırılmalı savaş zararları ödetilmeli

Yakın Komşuluk

Hz. Aişe Radiyallahü Anha anlatıyor: “- Ya Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem iki komşum var, ikramda bulunurken hangisinden başlayayım?”, diye sordum.   Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:   “- Sana kapısı en yakın olan komşunla!”, buyurdu.   (Buhari, Hibe, 16)

Neden Güldüğümü, Niye Sormuyorsunuz?

Hazret-i Osman Radiyallahü Anh anlatıyor: “— Bir gün, benim şu abdest aldığım yerde Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz abdest alıyordu. Biz de oradaydık. Rasulullah abdestini aldı, gülmeye başladı.” Sonra: “— Neden güldüğümü, niye sormuyorsunuz?” buyurduğu hatırıma geldi. “— Peki efendim, ne oldu ?” “— Biz de” “— Ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem niye güldünüz?” diye sorduk. Cevaben buyurdu ki: “— Bir müminin abdestte, yüzünü yıkarken, bütün [küçük] günahlarının, suyla beraber aktığını görüyorum. Elini yıkarken, başına mesh ederken, ayaklarını yıkarken, bütün günahlarının döküldüğünü görüyorum. Ümmetim kurtuluyor diye seviniyorum, ben gülmeyeyim de, kim gülsün?”

Bu Dünyada Ne Öğrendin?

             Lokman Aleyhisselâm Hazretlerine sormuşlar: Bu dünyada ne öğrendin? Demiş ki. ·         Namazda kalbime sahip olmayı öğrendim! ·         Cemiyette dilime sahip olmayı öğrendim! ·         Yaptığım iyiliği unutmayı öğrendim! ·         Bana yapılan kötülüğü unutmayı öğrendim! ·         Misafirlikte gözüme sahip olmayı öğrendim! ·         Yemekte elime sahip olmayı öğrendim! ·         Cenabı Allah’ın kudret ve kuvvet sahibi olduğunu öğrendim! ·         Ölümün hak olduğunu öğrendim! ·         Rabbim bu güzel hasletleri anlayıp hayatımıza tatbik edebilmeyi nasip eylesin. Âmîn!

Kendine gel!

  Kendine gel!   Acı su da, tatlı su da berraktır. Sakın görünüşe aldanma… Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır. Kendini nasıl gördüğün değil, ALLAH'ın ve İnsanların seni nasıl gördüğü önemlidir. ·      Zâlim olduğun halde, kendini mazlum görmen; ·      Fâcir olduğun halde, kendini müttekî görmen; ·      Haram yediğin halde, kendini haramdan kaçınan görmen; ·      İnsanlara eziyet ettiğin halde, kendini merhametli görmen; “En Büyük Belâlardandır” , “Kendine gel!” ·      İstiğfar arttıkça yürekte rehavet artar; ·      tebessüm arttıkça muhatapların muhabbeti artar; ·      Sadaka arttıkça malda bereket artar; ·      İhlâs arttıkça saadet artar; ·      Anne babaya yardım arttıkça ilâhi yardım artar. Müslümanlar arasında yakınlaşma arttıkça kuvvet artar. (Alıntı)

Abdest İlk Defa Ne Zaman Ortaya Çıktı

  Abdest İlk Defa Ne Zaman Ortaya Çıktı Hz. Adem Aleyhisselâm ve Havva annemizin yeryüzünde ilk defa buluştuğu; insanlık serüvenin başladığı ilk yer; Cebel-i Rahme (Rahme Tepesi)’dir Hz. Adem, Cennet’te ,   yasak ağaca yürür, (hata yapar) ve meyvesinden yer. Sonra, “Bismillâhirrahmanirrahîm” “Rabbena zalemna enfusena Ve in lem tağfirlena ve terhemna lenekunenne minel hasirin” (Araf Sûresi-23) Ayette buyrulduğu gibi, Hz. Havva annemiz ile birlikte: “Ya Rab, biz kendimize zulmettik. Eğer sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, kaybedenlerden oluruz Ya Rabbi!” diye feryat ederler. Allah’ü Teâlâ onları Cennet’ten çıkarır. Hz. Adem Aleyhisselâm ile Havva annemiz, ilk defa bu dağın tepesinde buluşurlar; günahlarından dolayı gözyaşlarına boğulurlar, ağlarlar ve yalvarırlar: “- Ya Rabbi sana nasıl tevbe edelim, bize tevbeyi öğret!” Allahu Teala Hz. Adem Aleyhisselâm’a öğretir. “- Ey Adem, harama yürüdüğün ayaklarını topuklarınla beraber yıka. Yasak ağaca (harama) uzanan el

Yollar Cennet Veya Cehennem İkiye Ayrıldığında...

Resim
Yâ Rabbi! Bu imtihan dünyasında sana hakiki kulluk yapabilmeyi; Sevgili Peygamberin Muhammed Mustafa Aleyhisselâm’a hakiki ümmet olabilmeyi ve dünya imtihanını kazanabilmeyi nasip eyle! Yollar Cenne veya Cehennem diye ikiye ayrıldığında yolumuzu Cennet eyle! Peygamberimiz Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem'e komşu eyle! Nur cemalini doya doya görebilmeyi nasip eyle!

Haksızlığa Sessiz Kalanlar, Savaşan Saldırganlar Kadar Suçludur...

Resim
Her gün Katil Devlet, Siyonist İsrail Filistin’de soykırım yaparken, masumların kanını oluk oluk akıtırken Hür Dünya dur deseydi; Ukrayna Rusya savaşı çıkmaz insanlık yeni acılar yaşamazdı. Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da… Milyonlarca Müslüman katledilirken Dünya susmasaydı Ukrayna Rusya savaşı çıkmazdı. BM yasası değiştirilse 5 sömürücü devletin veto hakkı alınsaydı; Güvenlik Konseyi kararını Rusya veto edemez Ukrayna Rusya savaşı çıkmazdı. Ukrayna Rusya savaşında; Rusya’yı durdurmak için; dünya nasıl birlik olduysa; Filistin halkını ve Müslüman katliamını durdurmak için de birlik olsaydı; Ukrayna Rusya savaşı çıkmazdı. O Zaman Diyoruz ki: “Haksızlığa sessiz kalanlar savaşan saldırganlar kadar suçludur...”

28 Şubat Darbesi Niçin Yapıldı?

Resim
Milli ve manevi değerleri yok ederek; duyarsız, gününü gün eden bir gençlik yetiştirmek, Osmanlı’nın dirilişini ve Türk Turan Birliği ve İslâm Birliği’nin kurulmasını önlemek. Türkiye’yi İsrail ve Batı için bir tehdit olmaktan çıkararak; ayakta duramayan, kendini yok eden bir ülke yapmak, Böylece İsrail’in BOP projesini gerçekleştirmek

Bre Doğan, Bre Doğan…

  Bre Doğan, Bre Doğan…   Yıldırım Bâyezîd Han, Niğbolu kalesi ve Doğan Bey’den haber alamamıştı. Kendisi yetişmeden kalenin düşüp teslim olmasından endişe ediyordu. Alman esirlerinden, çok kalabalık bir haçlı ordusunun Niğbolu kalesini dört yandan kuşattığı öğrenildi. Kale erzakı, mühimmatı ve Doğan Bey’in mukavemetini öğrenmek için kaleye birisini gönderip haber almak lâzımdı. Bütün bunları düşünen Yıldırım Bâyezîd Han hiç kimseye haber vermeden bu vazifeyi kendi yapmaya karar verdi ve karanlık bir gecede atına binerek sarp vadilere sürdü. İçkili haçlı devriyeleri arasından geçerek, kale duvarının altına geldi. Korkunç bir sükûnetin hâkim olduğu bu karanlık gecede, kaleye doğru "Bre Doğan! Bre Doğan!...” diye haykırdı. Gece-gündüz kale duvarlarının üstünde tetikte duran, düşmanı kollayan kale kumandanı Doğan Bey, bu sesi duydu. Ama bir mânâ veremedi. Bu ses Sultân’ın sesine benziyordu. Ama yüz binden fazla haçlı ordusu ile muhasara edilmiş bir kalenin yanına nasıl

Rükû edin, Secde edin, Rabbinize Kulluk Edin!

  Rükû edin, Secde edin, Rabbinize Kulluk Edin!   Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ buyuruyor ki:   يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا ارْكَعُوا وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ "Ey İman Edenler! Rükû edin, secde edin, rabbinize kulluk edin (emirlerine uygun yaşayın) ve hayır işleyin ki; umduğunuza erişesiniz. (Hac Sûresi, 77)   Ey her şeyi yoktan var eden Yüce Yaratanımız! Bizleri son nefesimize kadar Rukûdan, secdeden ayırma!   Haramlarından titizlikle kaçan; farzlarını seve seve yerine getiren bahtiyar kullarından eyle!

Mir'ac Kandili Tebriği

Resim
Ey sonsuz alemleri yoktan var eden, her şeyin sahibi ve maliki yüce Rabb’imiz! Bizlere kulum dedin yoktan var ettin! Sayısız nimetlerle donattın! Hatalarımıza günahlarımıza, isyanlarımıza bakmadın; bize merhamet ettin, nimet vermeye devam ettin!   Ey yüceler yücesi Rabb’imiz! Bize öyle bir gayret ve cihat aşkı ver ki dünyanın her noktasına; İslamiyet'in parlak nurlarını yayalım! Senin şanlı adını her kuluna duyuralım! İnsanlığı şirkten küfürden, her türlü sapıklıktan, savaşlardan ve acılardan kurtaralım! “lâ ilâhe illallah, Muhammeder rasûlüllah” isimli tevhid bayrağını her yerde dalgalandıralım! Allahümme âmîn!   Mübarek Mir’ac Kandilinizi tebrik eder hayır ve mutluluklara vesile olmasını canı gönülden tebrik ederim!

İnsan oğlu düşmüş dünya derdine

    İnsan oğlu düşmüş dünya derdine Gerçek o dünyayı bilen hiç yoktur Durmadan cezalar verir kendine Gerçek o dünyayı gören hiç yoktur   Ölümü getirmez asla aklına Binecektir bir gün ölüm tahtına Ölüm gelir gezer olmaz farkına Gerçek o dünyayı gören hiç yoktur   Gözü doymaz tapar dünya malına Bir gün oturup ta bakmaz halı na Elbette binecek ölüm salına Gerçek o dünyayı gören hiç yoktur   Bilmez ki kelebek misali ölüm Dünya malı için hiç yapma zulüm Eninde sonunda uzaktır yolun Gerçek o dünyayı gören hiç yoktur   Durmadan çalışıp didin din durdun Soruyorum oldu mu senin hiç yurdun Didinip çırpınıp bir yuva kurdun Gerçek o dünyayı gören hiç yoktur   Yazan: İmdat,TÜRKEL

Sahabe-i Kiram Efendilerimiz Nasıl Namaz Kılardı?

  Büyüklerin namazdaki halleri bizlere onları örnek alma ve namazlarımızı güzelleştirme gayreti verir, teşvik eder. Bugün sahabe efendilerimizin nasıl namaz kıldıklarıyla ilgili örnekler vereceğiz. Ta ki, namazlarımızı gözden geçirelim, nefis muhasebesi yapalım ve onları modellemek için çırpınalım.   Peygamber Efendimizi Sallallahü Aleyhi Vesellem rehber edinen ashabının ve İslâm büyüklerinin namaz kılışı çok muhteşemdir.   Abdullah ibn-i Mes’ud Radiyallahü Ahn namaza kalktığında Allah’ü Teâlâ korkusundan iki büklüm olur, namaz kılarken evdekilerin konuşmalarını bile duymazdı. Hz. Ali Efendimizin Radiyallahü Ahn namaz vakti girdiğinde hâli değişir, rengi atar ve titrerdi. Sebebi sorulduğunda şöyle derdi:   – Bilmez misiniz ki bu vakit, Allah’ü Teâlâ’nın yerlere ve göklere teklif edip de onların yüklenmekten kaçındığı bir emanetin eda vaktidir. Ben bu emaneti yüklenmiş bulunuyorum. Yüklendiğim bu İlâhî emaneti en güzel şekilde eda edip edemeyeceğimi de bilmiyorum…  

Kıyâmet Mutlaka Kopacaktır

Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ Buyuruyor ki: Bismillahirrahmanirrahim اِنَّ السَّاعَةَ اٰتِيَةٌ اَكَادُ اُخْف۪يهَا لِتُجْزٰى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعٰى “ Kıyâmet mutlaka kopacaktır. Ancak herkese dünyada yapıp ettiklerinin karşılığı en âdil biçimde verilmesi için onun vaktini gizli tutuyorum.” (Tâ-Hâ Sûresi, 15) Yâ Rabbi! Dehşetli mahşer günü huzuruna yüzümüz ak varanlardan; Amel Defterleri sağından verilenlerden, Efendimiz Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Havz-ı Kevserinden kanan kana içerek; Liva-ül Hamd Sancağı altında toplanıp; Sırat Köprüsünü Şimşek gibi geçenlerden, Firdevs-i   âlâ   Cenneti’nde O’na komşu olanlardan eyle! Âmîn!

Bu Dünya Hayatı Sadece Bir Oyun Ve Oyalanmadan İbarettir

Bu Dünya Hayatı Sadece Bir Oyun Ve Oyalanmadan İbarettir   ·      Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ Buyuruyor ki: Bismillahirrahmanirrahim “Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi Allah’ı zikirden alıkoymasın. Bunu kim yapıyorsa işte onlar hüsranda olanlardır.” (Münafikûn, 9) “Ancak sizin mallarınız ve evlatlarınız bir fitnedir. Ve en büyük ecir Allah’ın yanındadır.” (Teğabun, 15)   Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı. (Ankebut Sûresi, 64)   ·      Rasûlullah Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem Buyuruyor ki: “Benimle dünyanın hali ancak bir ağacın gölgesinde bir müddet dinlenip de bırakıp giden bir yolcu gibidir”. (Müsned-i Ahmed, Tirmizi, İbn-i Mace)   ·      Hz. Hatice Radiyallahü Anha Buyuruyor ki: يا إلاهي! اجعلني قريبًا من نفسك ومن تحب ALLAH'ım! Beni, kendine ve sevdiğine yakın kıl...   ·      "Bu dünyanın cefasından sefasına sıra gelmez. Gail