Edep İlimden Önce Gelir
Müslüman, edepli, görgülü, nazik, kibar, güler yüzlü olmalı, efendim demeden konuşmamalıdır! Edep; güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlâk, hayâ, nezaket, zarafet demektir. Edep, hiçbir hırsızın çalamadığı güzel bir ziynettir. Edep, insanla hayvanı ayıran farktır. Hz. Ömer, “Edep, ilimden önce gelir!” buyurdu.
İbni Mübarek hazretleri ise, “Her
ilmi bilen bir âlimin, edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmemek kayıp
sayılmaz. Fakat edepli biri ile görüşemezsem üzülürüm!” buyurdu. Edepli
kimselerin görgülerinden bazıları şöyledir:
Sokakta: Sokağa tükürmek, çöp
atmak, geliş geçişe mâni olmak, tiksindirici çirkin şeyler bırakmak,
görgüsüzlüktür. İhtiyar, kadın ve hastalara her zaman öncelik verilir.
İhtiyaçları varsa yardımcı olunur.
Taşıma araçlarında: İnip
binerken itişmek, sıra olan yerlerde sırasını beklememek çirkin davranıştır.
Gençler; yaşlılara ve hastalara yer verir. Peygamber efendimiz, “Büyüklerini
saymayan bizden değildir!” buyuruyor. Günümüzde bazı gençler, yer vermemek için
uyur numarası yapıyor, volkmen dinliyor. Ecdada layık torunlar olmaya çalışmalıyız.
Alışverişte: İzin almadan
satıcının malına dokunulmaz. Malın görünüşünü, kalitesini bozacak şekilde
ellenilmez ve bakılmaz. Fiyat konusunda fazla ısrar edilmez. Alınsa da alınmasa
da teşekkür edilir. Satıcı müşterisinin memnun olacağı hal ve harekette
bulunur. Malını almayanlara kızmaz, darılmaz, aleyhlerine olacak bir sözü
arkalarından da söylemez. Alışverişte her iki taraf birbirlerini aldatmaktan
uzak durur.
Toplu yerlerde: Düğün, cenaze
ve bayramda daha hassas, nazik ve kibar olunur. Yere ve zamana göre uygun tavır
takınılır. Cenazede, cenaze sahiplerinin üzüntüsünü paylaşılır, maddî ve mânevî
üzerine düşen yardım yapılır, tesellî edici söz ve davranışlarda bulunulur.
Yakınlarını kaybedenlere daha yakın davranılır. Düğün ve bayramlarda her
zamankinden daha fazla güler yüzlü, neşeli, nazik, ikram edici olmak, büyüklere
ve küçüklere uygun hediyeler vermek, gönüllerini ve dualarını almak,
görgülerimiz arasındadır. Görgüde, eliyle ve diliyle başkalarını incitmemek
esastır.
Komşulukta: İyi geçim,
karşılıklı yardımlaşma, dert ve sevinçlerine iştirak, her karşılaştıklarında
selâmlaşma, hal hatır sorma, birbirinden isteklerini imkân ölçüsünde temin etme
önemli görgü kurallarındandır. Gürültü, çöp, pislik, rahatsız edici koku ve
benzeri şeylerle komşuları rahatsız etmek hiç hoş karşılanmaz. Komşu kadın ve
çocuklarına ayrı bir îtinâ, hürmet ve şefkat gösterilir.
Okulda: İlme son derece büyük
önem veren Müslüman, ilim yuvası olan okullardaki görgü üstünde de titizlikle
durmuşlardır. Çok kıymetli bir varlık olan öğretmenin sözleri dikkatle dinlenir
ve bir şey istediğinde, “Peki efendim” gibi sözlerle cevap verilir. Öğrenciler,
arasında birbirine saygısızlık yapılmaz. Kaba hareket yapılmaz. Tahta, sıra,
harita gibi ders âletleri tahrip edilmez. Kimsenin bedenî ve rûhî kusurlarıyla
alay edilmez, küçük görülmez, tahkir edilmez. Ders içinde ve dışında öğretmenle
konuşmada saygılı hareket edilir. Dinimizde öğretmen (hoca) hakkı, ana baba
hakkından önce gelir.
Telefonda: Buyurun denince,
önce kendini tanıtmalıdır. Görgünün temeli; her zaman, her yerde, herkese karşı
güler yüzlü, tatlı dilli olmak, haddini bilmek, eliyle ve diliyle hiç kimseyi
incitmemektir.
Konuşanın sözünü kesmek
nezaketsizliktir. Hadis-i şerifte, “Arkadaşı konuşurken susmak mürüvvettendir!”
buyuruldu. Mürüvvet; insanlık, yiğitlik, iyilik cömertlik faydalı olmak gibi
manalara gelir ki, hallerin en güzeline riayet etmek demektir.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder