Kayıtlar

Gerçek Müflis Kimdir

  Gerçek Müflis Kimdir   Ebu Hureyre Radiyallaahü Anh’ hın rivayet ettiği bir hadiste sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem arkadaşlarına şu soruyu yöneltti: “- Müflis kimdir, biliyor musunuz?" Ashab:              “- Bize göre müflis, parası ve malı olmayandır" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “- Ümmetimin müflisi, kıyamet gününe; namaz, oruç ve zekât görevlerini yerine getirdiği halde, ona-buna sövmüş, iftira etmiş, şunun-bunun (haksız yere) malını yemiş, kanını dökmüş, onu-bunu dövmüş olarak gelen kimsedir.” Bu kişinin iyiliklerinin sevabından hak sahiplerine verilir. Borcu ödenmeden sevabı biterse, diğerlerinin günahları ona yüklenir, sonra da Cehenneme atılır" buyurdu. (Müslim, Birr, H. No: 59) İlk bakışta bu hadisten çıkartabileceğimiz anlam, Islâm’ın sadece belirli ibadetleri yerine getirmekle hakkı verilebilecek bir din olmadığı, Müslümanın da yalnızca bazı ritüelleri uygulayarak dinî görevlerini tamamlamış sayılmayacağı husus

Salâvat Getirmeyi Unutunca…

  Salâvat Getirmeyi Unutunca…   Yavuz Sultan Selim Han zamanında çok fakir bir adam borçlarını ödeyemeyince zora düşmüş ve sabah soluğu Yavuz Sultan Selim'in yanında almış, demiş ki: “- Sultanım, bana bir kese altın verecekmişsiniz. Selim Han: “- Vereyim vermesine de bir neden söyleyecek misin? Fakir adam: “- Ben, 63 yaşında, İstanbul eşrafından Mehmet. Ben çok zengindim sultanım. Lâkin bir süre önce başıma gelen bir musibet sonucu malımı, mülkümü, neyim varsa kaybettim. Ne ettimse kurtulamıyorum borç batağından. Dün gece herkesin yattığı o mukaddes teheccüd saatinde kalktım, iki rekât namaz kıldım, sonra koydum alnımı secdeye. “- Ya Rabbi, beni eşime, çocuklarıma ve dostlarıma mahcup etme. Derdi veren de sensin, dermanı veren de." dedim ve yattım. Rüyama Resûlullâh Efendimiz Sallâllahu Aleyhi Vesellem geldi, dedi ki: “- Ey Mehmet, niye hüzünlenirsin evladım? Yarın ilk işin, saraya git, Selim'ime selam söyle, sana bir kese altın versin. Eğer sebebini so

Bir Günün Sonunda Arzû

  Bir Günün Sonunda Arzû   Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümâyân, Güller gibi... Sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nâlân; Gün doğdu yazık arkalarında!   Altın kulelerden yine kuşlar Tekrârını ömrün eder i'lân. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Âlemlerimizden sefer eyler?   Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde semâ kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam!   Ahmet HAŞİM

Beyhude Gamlanma Divane Gönül

  Beyhude Gamlanma Divane Gönül   Cümle âlemin rızkını bir veren vardır. Yaptığın hatayı görmüyor sanma! Kalpte gizli derin sırları bir bilen vardır… Mal-ı emlakim var deyu güvenme!   Arkam var deyu dayanma! Sırt üstü insanı yere varan vardır… Beyhude gamlanma divane gönül! Cümle âlemin rızkını veren vardır…   Derdime vakıf değil cânan beni handan bilir, Hakkı vardır şad olanlar herkesi şâdan bilir… Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil! Çektiğim elemleri bir ben bir de Allah’ım bilir…   Fuzuli

Namaz Kılmak İstiyorum; Ama Bir Türlü Başlayamıyorum…

  Namaz Kılmak İstiyorum; Ama Bir Türlü Başlayamıyorum…   Namaz kılmak bir insanın yeryüzünde ulaşabileceği en büyük mutluluk...   Namazda Allah'ın huzuruna çıkıp O'na durumunu arz etmek, O'nunla olduğunu bilmek inanılmaz güzel bir duygu...   Rabbimiz bizi çok seviyor, bizi muhatap kabul ediyor ve her beş vakitte; buyur kulum diyor...   Ezan sesini duyup Allah'ın huzuruna davet ettiğinin bilincini taşıyan her insan; can ile baş ile O'na yöneliyor. Şah damarından daha yakın olan Rabbi ile buluşuyor.   Yarın ahrette ilk sorgumuz namaz... Allah soracak; kulum ben seni davet ettim neden gelmedin dediğinde ne cevap vereceğiz... Davete icabet etmek şart.   Namaz dinin direği diyoruz peki neden?   Neden biliyor musunuz? Namazla Allah'a yönelen insan asla ve asla kötülüğe yer vermiyor yaşamında... Ancak her şeyde olduğu gibi, namazda da samimiyetle yönelmek çok önemli...   Samimiyetsiz kılınan namazdan tabii ki hayır görmek; imkânsız...  

Nefsi Terbiye Etmek İçin 8 Tavsiye

  Nefsi Terbiye Etmek İçin 8 Tavsiye   1- Âlimlerin kitaplarını okumak, 2- Boş işlerden uzak durmak, 3- Nefsin hoşuna giden şeylerden uzak kalmak, 4- Salihlerle beraber olmak, 5- Tefekkür, 6- Zikir ile meşgul olmak, 7- Öfkelenmemek, 8- İbadet etmek…   1- Âlimlerin Kitaplarını Okumak   Ehl-i Sünnet Alimlerin ve Evliyaların Allah hepsinden razı olsun kitaplarını okumak ve faydalı ilimler öğrenmek nefsin aklı yanıltmasına karşı önlem olur. Evliyaların hayatlarıın okumakta bir çok konuda ders çıkarmamızı sağlar inşaallah. Çünkü bu büyük insanlar nefislerini öldürmüşlerdir. Ayrıca bu zatların nasihatleri bize ölümü hatırlatır, dünyanın değersizliğini bildirir. Bazı tavsiyeler: Ömer Nasuhi Bilmen “Büyük İslam İlmihali”, İmam Gazali Hazretleri kuddise sirruh “Kalplerin Keşfi”, Fahreddin Razi Hazretleri kuddise sirruh “Allah’ın Aşkınlığı”. Allah hepsinden Razı olsun.   2- Boş İşlerden Uzak Durmak Kısıtlı zamanımızı iyi değerlendirmeliyiz. Ömrümüzü boşa harcamak

Çocukları Dini Eğitimle Terbiye Etmezsek

Resim
  Çocukları Dini Eğitimle Terbiye Etmezsek Sultan II. Mahmud Rahmetullahi Aleyh 1824’de çıkardığı bir ferman ile çocukların dini eğitimini almadan çıraklığa gönderilmesini yasaklamış ve böylece ailelerin bir an önce daha fazla para kazanalım derken dinden, diyânetten habersiz yetişen nesillerin Cenâb-Hakk’ın gazabına sebep olacağı konusunda anne babaları uyarmıştı…   Yani Sultan şöyle demekteydi: “Çocukların önce dini temelleri sağlam olsun, sonra para kazanmaya başlasınlar, yoksa bu işin sonu iyi değil!”   İşte O Ferman   “(…) vel hâsıl her şeyden evvel zarûrî dînî bilgileri öğrenmek, dünya işlerinin tamamından önce yapılması gereken bir farz iken, bir zamandan beri insanlar, analarının ve babalarının suçu olarak kendileri câhil kaldıkları gibi, çocuklarının da câhil kalmasına aldırmadan ve Rezzâk-ı Âlem olan Allahü Teâlâ hazretlerine tevekkülsüzlük ile hemen para kazanmak sevdasına düşerek çocukları, mektepten alıp bir usta yanına çıraklığa verdiklerinden, bu gibi çocuklar,

Nefsimizi Terbiye Etmenin 7 Yolu

Nefsimizi Terbiye Etmenin 7 Yolu   ·         “Nefis her dâim kötülüğü emreder.” (Yusuf Suresi 53. Ayet) ·         Nefislerinizi ıslah ederek öldürün! (Beydâvî)   1- Haramlardan uzak, farzlarla iç içe yaşamalı ibaretlerimizi aksatmamalıyız Her yapılan ibadet irademizi güçlendirirken nefsimizi zayıflatır. Özellikle irademizi güçlendirmek içinde haramdan uzak harama giden yolları terk etmemiz gerekiyor Peygamber efendimiz “Her kim bir haramı terk ederse Allah ona terk ettiği şeyi helal olarak nasip eder”. Buyurmuşlardır. Unutulmamalıdır ki! Haramda huzur arayana; huzur haram olur.   2- Tefekkür Her an ölümü tefekkür etmek insanları günahlardan vazgeçirir. “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü bolca zikredin ölümden sonrasını düşünmeli ve kendimizi ölmeden önce hesaba çekmeliyiz.   3- Allah'ın, Peygamberinin ve Ashabı Kiramın konuşulduğu yerlerde bulunmak ve Salihlerle beraber olmak   Eğer ilim sahibi isen, ilmin onlara faydalı olur. İlim sahibi de

Üç Şey Kalbi Öldürür

  Üç Şey Kalbi Öldürür   ·      Vücudun rahatı için az yiyip içmeli, ruhun rahatı için ise günah işlememeli.   ·      Dünya zevklerine düşkün olmak nefsi beslemektir. Hâlbuki nefse düşmanlıkla emrolunduk. Çünkü nefs Allah’ü Teâlâ’nın düşmanıdır. Bize; nefsinizi besleyin diye bir emir yok, kalbinizi kuvvetlendirin diye emir var. Nefse düşmanlık; riyazet ve mücahede ile olur. Riyazet; nefsin arzularını yapmamak, mücahede ise nefsin istemediği şeyleri yapmaktır.   ·      Cereyan hata kabul etmez. Allah’ü Teâlâ cereyanı yarattı. Faydaları çok çeşitli, ama elini değeni yakıyor. Kontak yapıyor, evler yanıyor. Kullanmaya göre değişiyor. Su, çok faydaları var ama seller evleri yıkıyor. Yani hem faydaları var hem de zararları. Nefs de böyle. Nefissiz olmaz. Nefs, İslamiyet’e uyarak zapt edilirse ilerleme olur. Yani içimizde olan bu mahlûku iyi tanımalı, İslamiyet ile zapt etmelidir. Nefs, seni iman etmek, haramlardan kaçmak, farzları yapmaktan alıkoymasın.   ·      Her uzvun, kalbin ve

Nefsimizin Hoşuna Giden Şeylerin Hepsi Haram mıdır?

  Nefsimizin Hoşuna Giden Şeylerin Hepsi Haram mıdır? Nefsimiz kâfirdir. Haramlar ve mekruhlar onun hoşuna gider. Farzlar ve sünnetler hoşuna gitmez. Namaz kılmak ve oruç tutmak gibi ibadetleri yapmak istemez. Gıdası haramlardır. Haramları sever hep. Riyazet ve mücahede yapan nefsiyle savaşmış olur. Riyazet, nefsin arzularını yapmamaktır. Mücahede, nefsin istemediği şeyleri yapmak demektir. Bir hadis-i şerif meali: (Cennet, dünyada nefsin sevmediği şeylerle, Cehennem de nefsin arzu ettikleriyle bezenip süslenmiştir.) [Buhari, Müslim] Nefsin gıdası haramlardır Sual: (Nefsimiz, Allah'a düşmandır, gıdası da günahlardır) deniyor. O zaman nefsimiz günah işlemezse, gıdasız kalır. Gıdasız kalınca da ölmez mi? CEVAP Nefsimiz zayıflarsa da ölmez. Günahlar, nefsi besler, kuvvetlendirir. Kuvvetlenen nefis, İslamiyet’e saldırır. Nefsimiz, her çeşit çalgıyla keyiflenmekte, şehvânî ve hayvânî arzular kuvvetlenmektedir. Ruhun gıdası olan, kalbleri temizleyen ve nefsin arzularını yok e